Yazan : steven_stiffler 19 Ağustos 2013 Pazartesi

Askere gidene kadar her gün film izlemek istiyorum. En çok da bu koyuyor aslında.. Gideceksin şimdi orada 5-6 ay ne film var, ne dizi... Bir sürü dizinin yeni sezon bölümleri birikecek. Bir sürü yeni film çıkacak, Veronica Mars falan... Neyse artık, filmleri bir şekilde izlerim de dizilerin birikecek olması az biraz üzüyor. Geçen ay henüz bunun bilincinde değildim. Ağustos'ta deli film izliyorum ama Temmuz'da hasılat düşüktü.

"Sıradanlıktan bunalmış bir çift özel bir gece geçirmek ister" temalı, aslında çok "sıradan" gözüken bir konu. Ancak işin içinde Steve Carell girdi mi işler değişiyor. Şu filmi Will Ferrell falan yapsaydı, en az konusu kadar sıradan olurdu. Ama işte Steve Carell... Get Smart, Dan in Real Life, Crazy Stupid Love, Seeking for a friend for the end of the World; her biri basit gibi gözüken bir konudan çıkan Steve Carell başarıları. Filmde oyuncu kadrosu çok dikkat çekiyor. Carell ve Tina Fey'in müthiş uyumu; -eğer bilmiyorsanız- Mark Wahlberg, James Franco, Mark Ruffalo, Mila Kunis sürprizleri şaşırtıyor. Filmden biraz da Pineapple Express tadı aldım; ki en sevdiğim komedilerdendir. Son bölümlere kadar az güldüren eğlenceli bir film olarak devam etmesine rağmen, son sahneler; özellikle yine dans sahnesi çok güldürdü. Uçakta gülmeyeyim diye kasıldım durdum. Yine Steve Carell diyeceğim, Get Smart'daki dans sahnesi diyeceğim. Adamım benim... İki gün önce de doğum günüydü. İyi ki varsın valla.

Sadece "spor filmi" olarak nitelendirmek haksızlık olur. Bugüne kadar izlememe sebebim de sadece öyle olduğunu düşünmemdi. İzlediğimde ise çok farklı duygulara kapıldım. Spordan ziyade, içerisinde barındırdığı ırkçılık konusu filmi oldukça dramatik bir hale sokuyor. Bunun gerçek bir hikaye olması ise etkiyi arttıran sebep. Oyunculuklar şahane, Josh Lucas müthiş karizmasıyla döktürmüş. Basketbol, dostluk, ırkçılık, önyargı üzerine şahane bir film. At FAV'a at...

Bir Türk filminden çok daha fazlası. Kesinlikle Hollywood'un kaliteli yol filmleri tadında... Mazhar Alanson ve Cem Yılmaz'ın uyumu adeta bir Sow-Webo düzeyinde. Cem Yılmaz; Her Şey Çok Güzel Olacak ile birlikte GORA'daki Arif karakterinin de temelini atmış aslında... Altan olmaya doyamamış, G.O.R.A'da Arif olmuş belki de. 90lı yılların gömleklerini, sokaklarını, barlarını, diyaloglarını bize bir nebze sunmuş; o günlere özlem duyurmuş film. Müzikleriyle de ayrı aşmış.

Güzel söylüyor çocuk...


Steve Carell adaaaaaam adaaaam. Etkilendim, benden bir parçaymış gibi izledim. Olive'in filmin başından sonuna kadar olan mahçup, kırılgan, umutlu ama bir o kadar hüzünlü yüz ifadesi beni benden aldı. Hislendim, filmin sonunda soğanları doğrarım dedim ama sonu ters köşe yaptı. Hem mutluluk, hem hüzün veren filmleri seviyorum. Little Miss Sunshine da bu sınıflandırmanın en akılda kalıcı filmlerinden. Müzikleri efsane, şu saatten sonra benim için Till The End Of Time = Little Miss Sunshine. Her duyduğumda, her dinlediğimde gözümün önünde Olive'in yüz ifadesi olacak.

Çapkınlığa yeni bir boyut getirmişler mi ? Evet getirmişler. Çok keyifli başlayıp, tipik Amerikan komedisi şeklinde devam eden eğlenceli film. Düğün taktiğini sevdim. Rachel McAdams'a bir parantez açmak istiyorum. Kendisini ilk defa bu kadar tatlı gördüm. Adeta bir Wild Target'daki Emily Blunt. Arkadaşlarla da izlenebilecek, keyifli bir Hollywood komedisi.

Bir film ancak bu kadar saçma bir yere bağlanabilirdi. Zaten Fransızların nesi düzgün olmuş ki, korku filmleri düzgün olsun. Sayın Pascal Laugier, bana 1 saat 39 dakika borcunuz var. Selamlar...

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -