Yazan : steven_stiffler 26 Şubat 2017 Pazar


Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden biri de oyunun betası çıktığı an Serie B'den bir takım ile oyunu keşfetmektir. Bu yıl öyle keyif aldım ki; hala betadaki kariyerimle devam ediyorum. Son olarak 8. sezonumu bitirdim, 10 sezon tamamlayıp bir diğer geleneğim olan Championship kariyerime geçiş planlıyorum. Aklımda alternatif olarak bir de Celta Vigo var. La Liga oynamayı çok sevmem ama Celta Vigo ile keyif alacağımı düşünüyorum. Sekizinci sezon ağırlıklı yazacağım, ilk 7 sezonu biraz özetleyeyim.

  • İlk sezon Serie B standartlarına göre güçlü sayılabilecek kadromuzla uzun süre zirvede kalsak da Brescia'nın arkasında ikinci olarak yükselebildik. 
  • İkinci sezon haliyle ligde kalma tantanasıyla geçti. Çok zorlandığım dönemler oldu, transferde istediklerimizi yapamadık. Kiralık ve bedelsiz alabildiğimiz oyuncularla ligde kalmayı başardık. 
  • Üçüncü sezon transfere 10 milyon euro harcadık, biraz daha istediğimiz oyunculara yakın profilde isimler aldık. Bu arada oyunda gerçekten güzel oyuncular alabiliyorsunuz. Büyük takımların gözden çıkardığı isimlere bakmak yeterli olabiliyor. Baskının çok olmadığı bir takım olunca da genç yaşta direkt 11 oynatabiliyorsunuz. Roma'dan aldığım Arturo Calabresi böyle bir adamdı. 750 bine alıp 20 küsür milyona sattım. Forvete 350 bin euroya aldığım tecrübeli golcü Lucas Viatri'yle birlikte bu sezon ligde üst sıraları zorladık ve 4. bitirerek Avrupa Ligi vizesi aldık. Benim için de erken bir gelişmeydi.
  • Dördüncü yılımızda geçen sezonun etkisiyle önemli bir kaç oyuncuyu transferde kaptırdım. Yerlerini yine büyük takımların gözden çıkardığı Lucas Ocampos, Nuno Santos, Sebastiano Luperto (Buna çok para verdim ama değdi), Mario Pasalic gibi oyuncuları aldım. Geçen sezonki performansımızı sürdürdük ve ligi 5. bitirerek Avrupa Ligi vizesi aldık. İtalya Kupası'nda final oynadık ama tabi ki Juventus'a diş geçiremedik. 3-2 kaybederek kupa kazanma şansımızı yine teptik.
  • Beşinci sezon planlı çalışmaların kupa karşılığını aldığımız ilk sezonumuz oldu. Sadece 8.75 Milyon harcadık. Bunun 7.75'i forvet Khouma Babacar'a. Diğer oyuncular yine büyük takımların gözden çıkardığı Boschilia, Jose Mauri, Ruben Vezo gibi oyunculardı. Büyük golcümüz Lucas Viatri ve Serie A'ya çıktığımdan beri takımda önemli bir oyuncu olan Cavallaro'yu bedelsiz gönderdik. 9 gol üzeri gol atan oyuncumuz yoktu ama yine de harika bir sezon geçirdik. Ligi Juventus'un 5 puan ardından ikinci bitirdik. Avrupa'da ise tek mağlubiyet aldık. Turnuva boyunca müthiş bir performans göstererek finale yükseldik. Cüneyt Çakır'ın yönettiği, İstanbul'daki finalde Watford'u maçın başında kaptanımız Federico Viviani'nin frikik golüyle 1-0 mağlup ederek ilk kupamızı aldık. Serie A'da da yılın menajeri ödülünü ilk defa kazandım.
  •  Altıncı sezon transfer gelirimiz 58 Milyon Euro oldu. 46 Milyon Euro da harcadığım para. Ligi 2. bitirince biraz gaza geldim, şampiyon olacak bir takım kurmaya çalıştım. Ancak kolay olmadı. Mario Pasalic, Khouma Babacar, Luca Bittante gibi oyuncularımı satmak zorunda kaldım. Pasalic'i bedavaya almıştım, 28 Milyona sattım. Maxi Romero, Luka Jovic gibi golcüleri ucuza kapattım. Sol bek bulamayınca Torino'nun sol beki Federico Ricca'ya 11 milyon verdim. Bir de Emre Mor'a 18 verip kulüp transfer rekorunu kırdım. Bu ikili kulüp tarihinde zarar ettiğim isimler, bunun haricinde transferde hep büyük kârlar yaparak Verona'yı büyük takım haline getirdim. Emre Mor sadece bir rotasyon oyuncusu maalesef. Şampiyonlar Ligi'nde 3. olup, Avrupa Ligi'nde ilk elemede Chelsea'ye deplasmanda 6 attık. 2. elemede Schalke'ye elendik. Ligi ise üçüncü sırada bitirerek bir kez daha Şampiyonlar Ligi vizesi aldık.
  • Yedinci sezon 28,5 Milyon Euro harcarken gelirimiz sadece 3,7 Milyon Euro oldu. Artık para sıkıntımız zaten yok, bu yüzden bunu çok önemsemedim. Ancak Şampiyonlar Ligi elemesinde Manchester United çıkınca sert kayaya çarptık. 0-4 ve 1-0'lık skorlarla elenerek Avrupa Ligi'ne geçtik. Ligde şampiyon olur muyuz diye düşündüm ama maalesef Juventus'u geçmek çok zor. 8 puan geride ligi ikinci bitirebildim. PSG'den kiraladığım Tahith Chong önemli işler yaptı. Geçtiğimiz sezonun golcüsü Luka Jovic biraz suskun kaldı ama Maxi Romero sazı eline alarak toplam 16 gol attı. Ligde Fiorentina'yı 6-0 yendik. Avrupa Ligi'nde Çeyrek Final'de Leverkusen'e elendik.
Gelelim dananın kuyruğunu koparttığımız, şeytanın bacağını kırdığımız 2023-2024 sezonuna. Bir önceki sezon 4 Milyona aldığım solak stoper Marchizza'dan çok iyi para kazandım. Elimde zaten solak stoper Luperto vardı. Bu ikisi o kadar iyi ki yedek diye aldığım Marchizza'yı da oynatmak zorunda kaldım. Takımda iki çok önemli ismim var. Biri Viviani, diğeri Bianchetti. Özellikle Bianchetti Serie B'den beri takımda. Bu sezon yeni heyecan aradığı için ayrılmak istedi. Üzülerek sattım. 3 stoper, 2 kanat, 1 de ön libero transfer ettim. Artık Viviani'yi de yedeğe çekerim diye düşünüyordum. Edoardo Bianchi 3-4 yıldır takibimdeydi. Kulübün yeni transfer rekorunu kıran parayı verdik. Ancak sonradan pişman oldum diyebilirim. Özellikleri müthiş ama boyu 1,70. İkili stoperde oynadığında sıkıntı yaşıyoruz. 3-5-2'de kullanılabilir belki ama benim taktiğim 4 savunmacı, 1 ön libero, 2 göbek, 2 ofansif kanat ve tek forvet üzerine kurulu. Bekleri en iyi oynadıkları özelliğe göre sahaya koyuyorum. Mattiello iki yönlü, Scalera daha çok özellikli oynayabiliyor. Pezzella defansif bek oynamak isterken, Angelino soldan yardırmayı seviyor. Ön liberoda Viviani ve Doumbia'yı kullandım. Önlerinde ise iki yönlü orta saha olarak Mauri ya da Slavchev'i kullanıyorum. Slavchev de çok uzun zamandır takımdaki isimlerden. Oyun kurucu olarak Jorginho'yu kullanıyorum. Yokluğunda Viviani'yi buraya çekiyorum. Kanatlarda Felipe Anderson-Nuno Santos var. Emre Mor'u ilk yarı oynattım, sonra satıp Josip Brekalo'yu aldım. Brekalo başarılarımızda büyük pay sahibidir. Forvette ise Jovic, Romero, Mina'dan hangisi formdaysa onu tercih ediyorum. Jovic bir adım öndeki isim.


Şampiyonlar Ligi'nde sert bir gruba düşünce haliyle başarılı olamadık. Grubu 3. bitirerek yolumuza Uefa Avrupa Ligi'nde devam edecek sonuçlar alabildik.

Gelelim İtalya Kupası'na. Sezonun ilk kupasını aldık. Çok önemsediğim bir kupa değildi. Üstelik hep sert eşleşmeler oldu. Buna rağmen çok iyi performans gösterdik. Roma'yı 3-0 yendiğimiz maçta bir de penaltı kaçırmıştık mesela. Rövanşta Roma dağıttı, ama attığımız tek gol ile deplasman golüyle tur atladık. Juventus'u yendik. Finalde ise Milan geldi. Burada iğrenç bir fikstür vardı. 13 Mayıs lig maçı, 15 Mayıs kupa finali oynadık. Bunun peşinden 2 finalimiz daha vardı. Milan'ı maçın başında attığımız golle yendik ve bu kupayı Verona tarihinde ilk kez kazandık.


Aşağıda da maçın genel özeti var. Çok fazla topa sahip olan bir takım değiliz. Göbekten hücum yapmayı deniyoruz. Kanat oyuncularını da mümkün olduğunca içe sokmaya çalışıyorum. Ancak oyunun kanat oyunu zaafiyeti olduğu gerçek. Kanatlardan da çok sayıda gol bulunabiliyor.

Böylelikle sezonun ilk kupasını aldık. 1 hafta içinde kazanacağımız 3 kupadan ilki ve en önemsiziydi. Yorgunluktan dolayı çok baskın bir final oynayamadık. Zaten rotasyonlu oynamaya çalıştım. En büyük avantajım defansta kim oynasa diğerini aratmıyor. Pezzella uzun süreli sakatlanıp sezonu kapatmıştı. O yüzden sol bekte Angelino'yu çok fazla kullanmak zorunda kaldım ama idare edebildi.

Gelelim lige. Juventus'un alt sıralarda nal toplamasıyla ligde başarı bir nebze daha kolaylaştı. Ancak bu sefer de Inter ve Roma belaları çıktı başıma. Uzun süre zirveye oynadık. Zirveyi ele geçirdik, anlamsız puan kayıpları oldu. Özellikle ligin son bölümünde alt sıralardaki Crotone ve Latina'yı yenemeyerek üçüncü sıraya düştü. Crotone maçında 40 şut çektik, 2-2 berabere bitti.


İlk 3 haftada 2 mağlubiyet, 1 beraberlik aldık. Bundan sonra sezon boyunca sadece 2 mağlubiyet aldık. Ligdeki en büyük rakibimiz Roma'yı yenemedik ama Roma da Inter de çok kritik yerlerde puanlar kaybettiler. Son haftalarda sadece Milan'a takıldık. Kupa finalinden sonra ligde son maçımız olan Genoa'ya karşı 1-0 kazandık ve Verona tarihinin ikinci lig şampiyonluğunu aldık. Benim de 8 yıllık kariyerimin ilk şampiyonluğu oldu.


Gelelim son final öncesi Avrupa Ligi serüvenine. Şampiyonlar Ligi'nden elendikten sonra Avrupa Ligi'nde Sporting Lizbon ile eşleştik. Her iki maçı da kazanarak turladık. Bundan sonrası biraz ilginç. Peşpeşe iki İtalyan ekibiyle eşleştik. Önce Inter'e içeride 1-0 mağlup olduk ama deplasmanda 4-1 ile şov yaptık. Sonra Atalanta ile eşleştik. Atalanta ile önceki sezonda da Avrupa Ligi'nde eşleşmiş ve elemiştik. Adamların başına bela olduk resmen, bu turu zor da olsa geçmeyi başardık. Yarı finalde Fenerbahçe çıktı. Fenerbahçe'nin başında Ali Eren Beşerler var bu arada ahahaha. İlk maçı 2-0 kazandık. İkinci maç biraz rehavetle oynadık, 1-0 olunca ciddiyet koyarak skoru korumayı bildik. Sonrasında ise Atletico Madrid finali.


Maça erken gol yiyerek başladık. Her iki takımın da çok yorgun olduğu, kondisyonların 50lere düştüğü bir maç oldu. İlk yarı bitmeden beraberliği sağladık. İkinci yarı çok düşük tempo ve az pozisyonla geçti. Uzatmaya giden maçta uzatmada 10 kişi kaldık. Buradan sonra penaltıları düşünmeye başladık haliyle. Penaltılarda son penaltılara geride girdik. Atletico son penaltıyı kaçırdı, biz attık ve seri penaltılar devam etti. Wallace'ın penaltısıyla kazandık ve kupayı ikinci kez kazandık. Sezonu da üç kupayla bitirdik.


Oyuna hala koymadıkları çok önemli bir eksiklik kupa töreni. Dünyanın kupasını kazanıyoruz, yalandan konfeti hariç bir olay yok. Şu oyuna kupa töreni ekleseler çok daha keyifli olacak.

Oyuncuların sezon istatistikleri :

Son olarak önemli ekran görüntüleriyle bitireyim.







Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -