Yazan : steven_stiffler 2 Ağustos 2011 Salı

Çok büyük marifet değil belki ama her ay izlediğim filmleri sizlerle paylaşıyorum. Film konusunda yorumlar her zaman etkileyici bir faktör olmuştur. Özellikle çok geniş arşivli arkadaşlar, film seçme konusunda oldukça sıkıntı yaşayabilir. 1,5 saatlik film için 45 dakikada karar verdiğimi bilirim. Kişisel arşiv olarak her ay düzenli olarak yazdığım bu yazı dizisinin en az film içeren yazısı olacak muhtemelen. Kara Temmuz'da hayattan soyutlandığım ve hiç birşeyden keyif almadığım için pek film izleyesim de gelmedi. İlham önemli tabi...

Awake (2007) - 7/10
İlk olarak Awake'ten bahsedeceğim. Aslında Mayıs ayında izlemiştim. Ancak yorumladığım sitedeki yorum ne hikmetse silinmiş. Bloga yazmadan önce de filmleri liste halinde o siteden aldığım için yazmayı unutmuşum. Es geçilecek bir film de değil... Önyargıyla izlemeye başladım. Çok iyi bir psikolojik gerilim. Spoiler içerecek biraz... Ameliyat sahnesinde sinirden bacaklarım titredi. Filmin ilk yarısında Dr.Jack ve Sam'i seviyorsunuz. İkinci yarısında ise Anne ve Sarhoş Larry'nin tarafına geçiyorsunuz. Gel-git yaşatması merak uyandırıyor. Ayrıca Awake'den pek çok mesaj alınabilir.

- "Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar." felsefesi vurgulanmış.
- "Bu devirde herkese güvenmeyeceksin yeğen" mesajı da var.

Bir de feci bir ameliyat fobisi edindim ben. Ameliyat falan olacaksanız, Awake'i izlemeyin. Zaten hep korkmuşumdur ameliyat meselesinden... Kıl dönmesi falan. 1 saat 20 dakikalık bir film olması nedeniyle olacak ki; bazı olaylar oldu bittiye getirilmiş. Süresi biraz daha uzun olsa ve anestezik farkındalık konusu üzerinde daha fazla dursa, çok daha kaliteli bir yapım olabilirmiş. Jessica Alba'dan da soğudum, iyi oldu bir yandan.

Liar Liar (1997) - 7,5/10
Yüzümüzün gülmediği günlerde, canım hiç birşey istemezken, bir Jim Carrey klasiği olan Liar Liar ile keyiflenmeye çalıştım. Bir nebze olsun keyiflendim de... Her izlediğimde aynı keyfi aldığım bir filmdir zaten. Faik Işık'tan sonra favori avukatımdır zaten Fletcher Reede.

Sucker Punch (2011) - 5/10
Afedersiniz ama hayatımda böyle mal bir başrol oyunculuğu görmedim. Emily Browning denen kızı çok aramışlar mı acaba ? Mimik sıfır, yetenek sıfır. Fox'taki Deniz Yıldızı dizisindeki Deniz karakteri kadar yeteneksiz ve kötü oyuncu. Belli ki bu filme iyi bir bütçe ayrılmış. İyi bütçeyi, başrole Emily Browning'i getirerek hiç etmişler. Bu film çıkacağı dönem merakla beklediğim, çok beğeneceğimi umduğum bir filmdi. Çünkü Fantastik hikayeleri severim. Ancak ne kurgusu kurgu, ne anlatımı anlatım. Koca bir hayal kırıklığı. Tam bir vakit kaybı. Kızlar güzel ( Vanessa canım benim zaten) , müzikler güzel, atmosfer güzel, grafikler fena değil. Film sıkıcı, vasat, oyunculuklar vasatın da altında. 5 puan verme sebebim de tamamen grafikler ve atmosfer ile alâkalı.

Taxi Driver (1976) - 7/10
Başyapıt olarak anıldığını biliyorum. Ancak tipten olsa gerek, çok merak edip de izleyesim gelmemişti. Konusu hakkında çok fikir sahibi olmadan, Robert de Niro var diyerekten izlemeye koyuldum. Herkesin sevmeyeceği türde ağır bir psikolojik yapım olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. Nereye gitse yalnızlığın peşini bırakmadığı bir taksicinin hikayesi... Yalnızlık abinin peşini bırakmadığı için, o da bununla yüzleşmek zorunda kalıyor.Travis rolünü ancak Robert De Niro bu kadar yaşayıp, yaşatabilirdi. Dustin Hoffman da bu rollerin adamı, film birkaç sene önce çekilseydi Hoffman da bu rolün hakkını verebilirdi. Ancak Travis'i bu kadar iyi oynayacak başka bir aktör saymak zor. De Niro 10/10 'luk oynamış. Film düşük tempoda ilerlediği için yer yer sıkıcı gibi gözükse de, ben sıkılmadım. Çok boş bir vaktimde izledim ve bu da filmi daha anlaşılabilir kıldı. Ancak sonu beklentimin altında kaldı. Çok oldu bittiye getirildi gibi...

Death Race 2 (2010) - 6/10
Death Race favori filmlerimdendir. Jason Statham da favori aktörlerimdendir. İkinci filmler genelde ilkinin gölgesinde kalır. Death Race 2 de aynı şekilde ilk filmin gölgesinde kalsa da hikayenin öncesini bilmek açısından izlenebilir olmuş. İlk filmdeki gibi heyecan arttıran sahneler yok. Chuck severlerin yakından tanıdığı Lauren Cohan ablamız oynuyor. Ancak Lauren Cohan umarken başroldeki abimizin manitası rolündeki Tanit Phoenix'i keşfedeceksiniz. 14K ise adamım, bu filmde çok daha önemli bir rol üstlenmiş.

Hangover'ı beğendiğimi ancak çok komik bulmadığımı söylediğim zaman eleştiri oklarının hedefi oluyorum. Zach Galifianakis şüphesiz ki Hangover ile zirve yaptı. Eğlenceli bir yol filmi olan Due Date'in karşılığı 6,5/10 aslında ama Imdb'de buçuklar olmadığı için 7 verdim. 6 vermek haksızlık olurdu. 6 puan "boş vakitte izlenebilir" demek benim için. Bu film her halükarda izlenir. Çok farklı bir konusu yoktu, çok güldüren sahneleri de yoktu. Ancak eğlenmek isteyen filmden istediğini alacaktır. Robert Downey Jr'ın da komedi filmi performansını beğendiğimi not düşeyim.

Bkz. Ne İzledim? #1
Bkz. Ne İzledim? #2
Bkz. Ne İzledim? #3
Bkz. Ne İzledim? #4
Bkz. Ne İzledim? #5
Bkz. Ne İzledim? #6
Bkz. Ne İzledim? #7

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -