Archive for Eylül 2015

Verona 1 - 2 Lazio | Serie A 6.Hafta


İki sevdiğim hocanın karşılaşmasında kazanan desteklediğim Lazio oldu. Verona'nın mütevazı kadrosunu beğeniyorum. Maçtan önce de "Kim bu Helander?" dedim mesela ama genç İsveçli Serie A'daki 2. maçında ilk golünü attı. Lazio'da Balde'nin girişiyle hareketlenen takım, oyuncunun girer girmez penaltı kazandırmasıyla golü de buldu. Verona'da çok beğendiğim Federico Viviani yine takımının en iyilerindendi. Lazio'da ise Kishna, Djordjevic çok etkisizdi. Zaten Pioli de ikisini aynı anda oyundan alarak maçı çevirdi. Mauricio çok hırslı, çok sağlam ama çok kart görüyor. Bu sezon 2. kez kırmızı kart gördü. Marco Parolo'nun frikik golüyle Lazio belki de beraberliğe razıyken galibiyeti aldı. Bir penaltı golü, bir de asistle oynayan Lucas Biglia maçın yıldızı oldu.

Verona : Rafael; Pisano, Moras, Helander, Souprayen; Greco (61' Bianchetti), Viviani, Halfredsson (78' Matuzalem); Sala, Jankovic, Gomez (55' Wszolek).

Lazio : Marchetti; Basta, Mauricio, Gentiletti, Lulic; Biglia, Parolo; Felipe Anderson (82' Hoedt), Kishna (61' Mauri), Milinkovic-Savic; Djordjevic (61' Keita Balde).

Sarı Kartlar : Halfredsson, Mauricio, Lulic, Sala, Parolo.

Kırmızı Kart : 81' Mauricio

Goller : 33' Helander, 63' Biglia (penaltı), 86' Parolo.
29 Eylül 2015 Salı
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Beşiktaş 3 - 2 Fenerbahçe | Hakem Şov


Dünkü Tottenham - Manchester City maçı hakemi son dönemde izlediğim en kötü hakemlerden biriydi. Daha kötüsünü ne zaman izlerim diyordum ama sağolsun Türk hakemliği hemen cevap verdi. Halis Özkahya bir derbiyi daha katletti. Yine bol gollü, aslında keyifli bir Fenerbahçe - Beşiktaş derbisi izlemiş olmak yenilgiye rağmen güzel olabilirdi. Tüm derbileri kazanıp şampiyon olamadığımız sezonlar çok. Maçın genelinde Beşiktaş çok etkisizdi. 4-5 kere kaleye gelip 3 gol atmış olmaları yine bir futbol şansıydı. Elbette yine bir Fenerbahçe şanssızlığı söz konusu. Hakemin hatalarını ilk yarıda kasıtlı düşünmedim ama maç bittiğinde ben de öfke doluydum. Tek tek yazmaya gerek yok. Beşiktaş'ın ofsayt golü, Mario Gomez'in faulle attığı gol, Ersan'ın oyundan atılmaması skandaldı. Bunların yanında Volkan Şen'in tamamı çizgiyi geçmeyen topta attırdığı gol enfesti. Aynı zamanda hakemin maç boyunca en kritik doğru kararıydı. Gel gör ki; maçtan sonra Fenerbahçe aleyhindeki tüm hatalar değil de Fenerbahçe'nin çizgiyi tamamı geçmeyen topu konuşuldu. Mide bulandırıcı futbol ortamımız yine kendini hatırlattı. Haftalar ilerledikçe tam bir panayır ortamı oluşacak, Fenerbahçe arayı açmasın diye zaman zaman doğranacaktır. Herkes biliyor ki; Vitor Pereira ne kadar hata yaparsa yapsın takım diğerlerinin çok önünde ve şampiyonluğun bir numaralı adayı.


Hakemin maça etkisini bir tarafa bırakıp Fenerbahçe'ye dönelim. Fernandao tercihi hatalıydı ama öyle bir karar ki; Van Persie'yi oynatsa "triplere boyun eğdi", Fernandao'yu oynatsa "Van Persie'yi nasıl yedek bırakır?" diye tepki görecekti Vitor Pereira. Dün akşam Van Persie oyunda olduğu sürede hem gol attı, hem direkte patlayan kafa vuruşu var. O top Galatasaray balıyla girerdi ama bizdeyken vuran Van Persie bile olsa girmiyor işte. Hollandalı dün mesajı verdi. Artık forma Van Persie'nin. Markoviç çok güzel futbolcu, insan izlemeye doyamıyor. Nitekim bu maçta da öyle oldu, çok erken sakatlandı. Yerine giren Volkan Şen ise özellikle golde Markoviç'i aratmadı. Kjaer'in kötü performansını 1- sakatlıktan dönmesine, 2- Bruno Alves'in ekstra yükler yüklemesine bağlamak istiyorum. Caner dökülüyor, acilen toparlanması lazım. 2 maçtır sanki Josef de Souza'yı da arıyor gibiyiz. Beşiktaş oldukça kötü takım ama Mario Gomez çok klas golcü. Necip'in oynadığı bir takımı yenememek da ayrıca üzücü. Fernandao'nun kaçırdığı pozisyonlar gecenin akılda kalan diğer anları. Volkan da dün çok kötüydü, neredeyse her top gol oldu. Rüştü'nün 4-3'teki performansını hatırlattı. Meireles son 3 maçtır çok üst düzey oynuyor. Nani ise gecenin hayal kırıklığıydı, hiç etkinlik gösteremedi. Yine de maç boyu üstün oynayan taraf olmak güzel ve umut verici oldu. Bence bu maç mağlubiyete rağmen hocaya kredi açtı. Yine de Van Persie - Pereira gerginliğinin bir an önce çözülmesi lazım. Sadece malzeme vermesi açısından bile takıma zarar veriyor.
28 Eylül 2015 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Ne İzledim? #50


Yine birbirinden bayıcı ve az sayıda filmle sizlerleyim. Tatil yaptığım için çok verimli bir aydı, o yüzden az film izlemiş olmak asosyallik seviyemi düşürdüğü için mutluyum. Filmlerin iki tanesini de otobüs yolculuğunda izledim bu arada. Sevdiğim bir film izleme ortamı. Hem yol alıyorsun, hem film izliyorsun; aynı anda birden fazla iş yapıyor olmak keyifli geliyor bana. Hem de otobüs firmalarına "sizin dandik filmlerine kalmadık" mesajı veriyorum. Gelecek ay yazıyı çok ay sonuna bırakmadan yazmayı düşünüyorum. En azından daha kaliteli filmleri yazacağım için mutluyum. Bu berbat girişi de burada bitireyim. Altı üstü 5 film ekleyeceğim, havaları kes.

Acayip sıkıcı olmuş ya. Görsellik yine kurtarıyor, teknolojinin hakkını vermişler ama bilmiyorum hikaye çok sıktı beni. Belki de artık gerçekten çok fazla benzerinin olmasından dolayıdır. Yine de hikayenin devamı için merak uyandırıyor. İlk filmin hatrına izlenen, devam filmlerinin hatrına izlenen bir ara film olarak değerlendireceğim.

Benim beklentimin çok altında kaldı. Aslında çelişkili bir düşüncem de var. Hem çok gerçekçi, hem de bir o kadar sanki İran'ın dandik bir ülke olduğunu göstermek için abartmış gibi. Gael Garcia Bernal ve Haluk Bilginer'i izlemek güzeldi. Puanı yüksek tutamadım.

Çok hüzünlendim ben ya. En mutlu sahnelerinde bile hüzünlendim. Her aşk filminde kendimi bulmaktan sıkıldım ama korkarım ki hayatımın geri kalanı Dexter gibi geçecek. Etkiledi beni, sürükledi. Yer yer aldı götürdü. Sevmek kadar sevilmenin de zor olduğu içten bir hikaye. Ağlayası olanlar için de uygun koşulları sağlayabilir.

Yönetmen, oyunculuklar bir yana da; ben çok sürükleyici buldum. Hem kasvetli ve boğucu, hem sürükleyici bir havası var. Beni içine çeken de bu oldu sanırım. Oldboy ile kıyaslanamaz elbette ama az biraz Oldboy kokusu da sezilmesi muhtemel. Şarkı seçimleri da çok başarılı. Summer Wine direkt filmin içine sokuyor, sahneyi ve psikolojiyi yaşatıyor. Eleştirilecek yanları da az değil bence. Özellikle tahmin edilebilir olması, kurgusunun zaman zaman zayıf kalması gibi eksileri var.

Uzakdoğu filmlerine yabancı değilim ama Kurozu Zero'dan sonra ilk defa bu kadar çok ana karakter içeren bir uzakdoğu filmi zledim sanırım. Kim kimin sevgilisi,  kim kimi aldatıyor anlayamadım. Askerde saçları kestirince hepsi aynı model oldu zaten. Kızlardan da liseli ve müzik grubunda takılan hariç diğerleri aynı :( Beceremedim galiba izlemeyi. Duygu yoğunluğu da hissedemedim filmde.

27 Eylül 2015 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Tottenham 4 - 1 Manchester City | Hakem Şov


Buraya Harry Kane'li galibiyet fotoğrafı koymayı özlemişim. Son dönemde City'nin çok büyük üstünlüğü vardı. Üstelik 6, 5 ve 4 gollü galibiyetler almışlardı. Tottenham'ın kötü futbolunu çok eleştirdiğim için kazanmasını zor görüyordum. City'nin ise kesinlikle West Ham'ı telafi edeceğini tahmin ediyordum. Tottenham'ın galibiyetini sürpriz olarak değerlendirecekken 4-1'lik şok bir skor ortaya çıktı. Hakem dün çok kötüydü, o tartışmasız. City'nin golü hazırlanış olarak şahaneydi. 2 topta kontraatak golü attılar. Yaya Toure maç genelinde kötü, golde enfesti. De Bruyne az farkla da olsa ofsaytta olmasına rağmen golü attı. De Bruyne'ü izlemek de çok büyük keyif, bu sezonun en keyif veren futbolcularından olacak gibi. Tottenham yine çok iyi oynamıyordu ama en azından kaleyi düşünmeye ve soyunma odasına beraberlikle gitmeye odaklıydı. Dier'ın golü piyangoydu. Piyango olduğu kadar Caballero'nun düştüğü durum da komikti. Defansa bağırıp çağırırken topu kalesinde görmesi Caballero tecrübesine yakışmadı. Golden önceki pozisyonda Walker ofsayttaydı. Bu gol Spurs için doping etkisi yaratmış olacak ki; ikinci yarıda daha arzulu bir takım izledik. Alderweireld'ın kafa golüyle skor 2-1 oldu ve City bu golden sonra oyundan silindi desek yanlış olmaz herhalde. Eriksen'in direkten dönen topunu ağlara gönderen Harry Kane bu sezon ligde ilk golünü kaydetti. Bu da ofsayt kokan bir goldü ama  gol vuruşu da kalite kokuyordu. Maçın iyilerinden Lamela'nın attığı gol ise nefisti. Tam bir ezeli rakibe vurulan son darbe golüydü. Ümit Özat'ın süzüle süzüle ağlara giden topu gibiydi. Kaleciyi yatırdı, oynattı ve attı. Eriksen ve Lamela olduğunda Tottenham en azından hücumda istediklerine yakın etkinlik gösterebiliyor. İte kaka alınan iki galibiyetin ardından bu galibiyet çok iyi oldu. Tottenham'ı eleştiriyorum ama ligde United hariç henüz mağlubiyetleri yok.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Davies; Dier, Alli; Lamela (87' Carroll), Eriksen (68' Chadli), Son (77' N'Jie); Kane.

Manchester City : Caballero; Sagna, Demichelis, Otamendi, Kolarov; Fernando, Fernandinho (69' Nasri); Toure (56' Navas), De Bruyne, Sterling; Agüero (86' Roberts).

Sarı Kartlar : Demichelis, Lamela, Dier, Eriksen, Alli, Kane.

Goller : 25' De Bruyne, 45' Dier, 50' Alderweireld, 61' Kane, 79' Lamela.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Lazio 2 - 0 Genoa | Serie A 5.Hafta


Lazio - Genoa maçını izlerken zaman zaman sıkıldım ama çok ilginç başlayan bir Serie A izliyoruz. Juventus son dakikada yediği golle ligin yeni takımı Frosinone'ye puan kaybetti ve kötü gidişatı durduramadı. Lazio ise Napoli mağlubiyetinin yaralarını sardı. Inter 5'te 5 başlayarak beklentilerin üzerine çıktı. Lazio'ya 5 atan Napoli Carpi'ye gol atmayı beceremedi. Fiorentina 5'te 4 yaparak iyi gidişatını devam ettirirken; Berardi ve Zaza'sız Sassuolo da kazanmaya ve üst sıralarda olmaya devam etti.

Genoa geçen sezon taş gibi takımdı. Kucka ve Iago'nun takımdan ayrılmasıyla bu sezon sıradan görünümlerine döndüler. Dün 0-0'da zaman zaman fena oynamadılar. Sorunları Pandev'in eline bakmaları. Pandev ligin tecrübelilerinden ama geçen sezonu yatarak geçirdi. Yine de gol bulabilirdi, zaman zaman parladı dün o başka. Lulic'in ortasında Djordjevic hem golcülük dersi, hem de yaşıyorum mesajı verdi. İkinci yarıda Cissokho atılınca Lazio çok rahatladı ve rölantide oynadı. Felipe Anderson'un uzaktan attığı güzel golle iyice rahatladılar. 85'te Mauricio'ya dirsek atan Pandev oyundan atılınca Genoa maçı 9 kişi tamamladı.

Lazio : Marchetti; Basta, Mauricio, Gentiletti, Lulic; Cataldi, Parolo; Felipe Anderson (83' Morrison), Milinkovic-Savic (83' Mauri), Kishna; Djordjevic (78' Keita Balde).

Genoa : Lamanna; De Maio, Burdisso, Marchese; Cissokho, Rincon, Tachtsidis (46' Dzemaili), Laxalt; Ntcham (46' Capel); Perotti (58' Figueiras), Pandev.

Sarı Kartlar : Cataldi, Marchese, Mauricio, Cissokho, Gentiletti, Milinkovic-Savic, Figueiras.

Kırmızı Kartlar : 56' Cissokho, 85' Pandev.

Goller : 35' Djordjevic, 62' Felipe Anderson.
24 Eylül 2015 Perşembe
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tottenham 1 - 2 Arsenal | Lig Kupası 3.Tur


Lig Kupası'nda henüz 3.turda Arsenal ile eşleşmek elbette kötü şans. Önceden burada Kuzey Londra derbisi için methiyeler düzerdim. Herkesin El Clasico izlediği akşam 6 gollü Kuzey Londra derbisini tercih etmiş adam gibi adamlardanım ama gel gör ki Pochettino ile beraber Tottenham'ın ne olduğu belirsiz futboluyla 1,5 senedir bu derbi eski tadını vermiyor. Redknapp'lı derbileri özlüyorum. Hakkını yemeyelim, Tottenham dün akşam çok da kötü değilmiş. Harry Kane'in rövaşetası gol olsa geceye damgasını vuracaktı. Kane'de bu sezon bir şanssızlık var, bir açılsa pir açılacak belki ama 2 aydır beklemedeyiz. Flamini'den 2 gol yemek de çok büyük talihsizlik. Flamini'nin ben nasıl futbolcu olduğuna ve hala nasıl bu seviyede oynadığına şaşırıyorum. Özellikle ikinci golü çok güzel, onun da hakkını verelim. Lig Kupası en dandik organizasyon belki ama yine de erken elenmek, üstelik ezeli rakibe elenmek kötü oldu.

Tottenham : Vorm; Trippier, Fazio, Wimmer, Rose; Dier (85' Njie), Carroll; Townsend (67' Son), Chadli (75' Alli), Eriksen, Kane.

Arsenal : Ospina; Debuchy, Chambers, Mertesacker, Gibbs; Flamini, Arteta; Campbell (67' Sanchez), Ramsey, Chamberlain (89' Walcott); Giroud.

Sarı Kartlar : Arteta, Flamini, Debuchy, Alli.

Goller : 26' ve 78' Flamini, 56' Chambers (Kendi kalesine)
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Napoli 5 - 0 Lazio | Hoedt'i Hayata Küstüren Maç


Leverkusen mağlubiyetini normal karşılarım. Chievo'yu çok büyük talihsizliğe bağlarım. Ama Napoli karşısında alınan 5-0'lık mağlubiyet Lazio için hezimettir. Pioli için ise çok büyük güven kırılmasıdır. Geçen sezon son hafta çatır çatır yenmişlerdi Napoli'yi ve ligte üçüncülüğü kapmışlardı. Napoli'nin de aynı zamanda Benitez veya Mazzarri ile bu galibiyeti almasını beklerim ama Sarri ile 5-0 çok büyük bir zafer oldu. Aynı zamanda Napoli'nin ligde ilk galibiyeti.

Maçın genişletilmiş bir özetini izledim. İlk 8 dakikada 3 net pozisyon var, en netini Onazi boş kale yerine dağlara taşlara vurmuş. Onazi o golü atabilse maçın gidişatı elbette farklı olacak. Yine de bu hezimeti Onazi'nin kaçırdığı pozisyona bağlamak olmaz. Wesley Hoedt, Lazio'nun Hollandalı genç stoperi. Udinese maçından sonra Napoli maçına da 11 başlamış. E Hollanda Ligi'ndeki futbolla bu bir değil. Gonzalo Higuain günündeyse hiç değil. Wesley Hoedt'i hayata küstüren bir maç olmuş. Her golde ayrı üzüldüm çocuk için. İlk yarıda atılan 2 golde de Hoedt'in payı var. 5-0'da 5 golde de Hoedt'in payı olunca insan "Keşke 2 golde hatası olsaydı" diye düşünüyor. Genç oyuncu bir süre kendine gelemez. Radu'nun da bir golde hatası var. Maçın genelinde Lazio savunması dökülmüş. Mauricio oradaki en özel adam. Higuain maçın yıldızı, hem atmış hem attırmış. Insigne de çok iyi oynamış. Felipe Anderson'un bir an önce toparlanması gerekiyor. Lazio 2 galibiyet 2 mağlubiyetle Juventus'un bile üzerinde ama kötü giden bir şeyler olduğu gerçek. Lazio'nun tek kurtarıcısı ben de olabilirim. Acilen FM 2016'nın çıkması lazım.

Napoli : Reina; Hysaj, Albiol, Koulibaly, Ghoulam; Allan, Jorginho, Hamsik (60' Lopez); Callejon, Insigne (74' El Kaddouri), Higuain (65' Gabbiadini).

Lazio : Marchetti; Basta, Hoedt, Mauricio, Radu; Parolo, Onazi; Keita, Mauri (46' Felipe Anderson), Lulic (46' Milinkovic-Savic); Matri (74' Djordjevic).

Sarı Kartlar : Lulic, Mauricio, Koulibaly.

Goller : 14' ve 59' Higuain, 35' Allan, 47' Insigne, 79' Gabbiadini.
21 Eylül 2015 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 2 - 1 Bursaspor


Molde'de çok karmaşık gözüken tribün beklediğimden çok daha iyiydi. Biliyorum taraftarın büyük bölümü Pereira'dan ve takımdan çok memnun değil ama bunu tribüne yansıtmadılar. "Lider geliyor lider" eşliğinde takım sahaya çıktı. İyi başladık, çok üretemesek de fena oynamadık ve erken gol bulduk. Bursaspor'un kağıt üzerinde çok iyi bir kadrosu olsa da onlar da bizim gibi tam anlamıyla takım olamamış. Dün akşamdan aklımda kalanları kısa kısa derleyeceğim :

* Nani çok büyük yıldız. Geldiğinde Van Persie'den daha fazla katkı yapacağını düşünmüştüm, şu an öyle bir performansla başladı. Ligdeki 5 maç 3 gol 2 asistlik performansı tam anlamıyla Alex performansı. Skor katkısı bir tarafa, saha içinde de takımın lider oyuncusu.
* Şu ana kadar iyi futbol oynayabilen bir takım olamadık. Taraftarı heyecanlandıracak kadar pozisyona giremedik ama vermedik de. Dün akşam yine öyle bir maç oldu. Sorun şu ki; bunlara rağmen güven vermeyen bir savunma göbeğimiz var.
* Gecenin etkisizleri eski Bursalılar. Ozan, Şener ve Fernandao etkisizdi. Fernandao'nun çok daha fazla topla buluşturulması gerekiyor.
* Raul Meireles ise Appiah oyunu oynadı. Hep söylerim, geldiği günden beri severim. Keşke bu performansını istikrarlı bir şekilde sürdürebilse... Taraftar tarafından mimlenmiş olması ve eski gücünde olmaması gibi dezavantajları önemli.
* Markoviç heyecan vericiydi. Topu alıp giden oyuncu özlemişim. Topu böyle alakasız bir uzaklığa atıp koşuyor ya, yakalama ihtimalini bilip heyecanlanıyorsun. Bu duyguyu özlemişim. Oyundan çıkarılması hatalı tercihti.
* Topal dün akşam bu sezonun iyi maçlarından birini oynadı, kritik müdahaleleri oldu.
* Sezon başında Hasan Ali'yi gidecekler listesine yazanlar vardı. Kapasitesi belli ama bu sezona çok formda girdi ve hala ligin en iyi 2. sol bek oyuncusu. Dün akşamın tartışmasız yıldızlarındandı.
* Tribünden gördüğüm kadarıyla Hasan Ali-Nani ikilisi, Caner-Nani ikilisinden daha iyi anlaşıyor. Eskişehirspor maçından beri fikrim sabit.
* Van Persie'den 15 civarı gol bekliyorum ama özellikle böyle kritik goller bekliyorum. Dün akşam galibiyeti getirdi.
* Her iki gol vuruşu da usta işiydi ve o vuruşları ancak Nani - Van Persie ikilisi yapabilirdi.
* Her iki asist de alkışlanacak cinstendi.
* Uygar Mert Zeybek heyecan ve umut verdi.
* Maç sonu tribün çok keyifliydi.
* Bursaspor'da Faty çok iyi futbolcu.

Haftaya Beşiktaş'a karşı Sow'un yokluğunda 0-0 başlayacağız.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Dnipro 1 - 1 Lazio


Boş tribünlere karşı oynanan maçta Lazio, son finalist Dnipro ile 1-1 berabere kaldı. Özetten izlediğim kadarıyla Lazio'nun daha çok pozisyon üreten taraf olduğunu söylemek doğru olur. Milinkovic-Savic'e çok para verdiler ama çok iyi futbolcu olacak gibi. Fizik olarak yaşının epey ilerisinde özellikle. Matri gol kaçırmış ama yine de Lazio kariyerine etkili başladı. 2-0'ı bulamaması Lazio'ya pahalı patladı. 90+4'te Gentiletti'nin ve takım savunmasının beceriksizliği; Anderson Pico'nun becerisi Seleznyov'un beraberlik golünü getirdi.

Dnipro : Boyko; Fedeckyj (61' Ruiz), Douglas, Gueye, Anderson Pico; Edmar (85' Gama), Fedorchuk (46' Danilo); Matheus, Rotan, Leo; Seleznyov.

Lazio : Marchetti; Konko, Hoedt, Gentiletti, Radu; Onazi, Parolo; Anderson, Milinkovic-Savic (89' Mauri), Kishna (76' Candreva); Matri (76' Balde Keita).

Sarı Kartlar : Hoedt, Savic, Matheus, Ruiz, Radu.

Goller : 34' Savic, 90+4' Seleznyov.
18 Eylül 2015 Cuma
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tottenham 3 - 1 Qarabağ


Azerbaycan'da kaldığım sürede çalıştığım şirketin takımı olduğu için Qarabağ'ı severim. Avrupa Ligi'nde Azeri takımlarını görmek çok güzel. Tottenham çok zor bir sınavdı. Bu maçları pek ciddiye almasa da kadro kalitesi ortada. Dün Son Heung-Min'in gecesi oldu. Qarabağ penaltıdan Richard'ın attığı golle öne geçse de; Son'un attığı 2 golle gardları erken düştü. Lamela ise klas bir vuruşla maçın sonucunu belirledi.

Tottenham : Lloris; Trippier, Wimmer, Alderweireld, Rose; Dier (76' Winks); Townsend (68' N'Jie), Carroll, Alli, Lamela; Son (68' Kane).

Qarabağ : Sehic; Medvedev, Sadıqov, Guseynov, Agolli; Garayev; Ismailov (79' El Jedayoui), Quintana (79' Madera), Richard, Tagiev (67' Armenteros); Reynaldo.

Sarı Kartlar : Medvedev, Sehic, Alli, Sadıqov, Madera.

Goller : 7' Richard; 28' ve 30' Son, 86' Lamela.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Perşembe'nin Gelişi


Sezona büyük bir umutla başladık. Öyle ki takımda çok iyi bir hava gözlemleniyordu. Hocanın tavırları, demeçleri taraftara umut veriyordu. Üzerine hepsini bir arada almanın hayalini bile kuramayacağımız oyuncuları alınca haliyle beklenti arttı. Hocanın hep söylediği gibi ofansif, şok pres yapan, baskı yapan, 1-0'a yatmayan takımını ne zaman göreceğiz diye 8-9 maçtır bekliyoruz. Kasımpaşa maçı o kadar kötü bir maçtı ki, alınan 3 puan sezonun en kritik ve ekstra 3 puanlarındandı. Oradaki kötü futbolun bu maça bu kadar yansıyacağını tahmin etmiyordum. Hocanın rotasyon kararı, tek forvete dönme tercihi bence doğru. Bu zaten taraftarın istediği bir şeydi, şimdi çift forvet istemenin bir manası yok. Ancak Diego'nun eksilerine rağmen ne kadar önemli bir oyuncu olduğu da şu son 2 maçta ortaya çıktı. Bir de Diegolu tek forvetli sistemi görmek lazım. Ama sistemden daha öte sıkıntılar var takımda. Gerçekten güçsüz gözüküyoruz. Gerçekten isteksiz gözüküyoruz. Hani Bekir, Selçuk, Volkan, Emre takımda tüm misyonunu tamamlanmış; her başarıyı tatmış gibi oynuyorlardı ya geçen sezon; aynı sorun şu an bu yepyeni takımda var.

Hocanın futbolu bildiğine inanıyorum. Terraneo'nun Vitor Pereira tercihine güveniyorum. Ama şu ana kadar bende çok kötü ve umutsuz bir izlenim bıraktı. Ersun Yanal'ın ilk maçlarında burada çok sert eleştirdiğim olmuştu, hiç beğenmemiştim. Zico yine ilk geldiğinde çok kötü futbol oynatıyordu, hep Kezman, Alex ve Tuncay'ın ayağına bakıyorduk. Şimdi yine kötü başladık ama bu kötülük bambaşka bir şey. Ersun Yanal kötü başladığında Salzburg'u çok rahat eledi mesela. Zico'nun kötü futboluna rağmen takımda zaman zaman olumlu şeyler görüyorduk. Şimdi ise Nani'nin ayağına bakıyoruz. Sadece ve bir tek Nani.


Hoca Molde'yi hiç analiz etmemiş. Kuzey takımı geliyorsa sürekli yan top oynamazsın. Sert savunma hattını aşmak için ekstra denemeler gerekebilir. Ha yan top oynayacaksan Fernandao ile başlarsın. Gerçi nerede o geldiğindeki güçlü Fernandao, nerede bu yorgun adam. Van Persie'ye yapılan eleştirilere üzülerek katılıyorum. Çok güçsüz ve beceriksiz görüntüsü bana Kezman'ı hatırlatıyor. Üzülüyorum. Ama sadece Van Persie'de olan bir durum olmadığı için umutluyum. Tüm takımda olan bu halsizlik hali için ise umutsuzum. 10 maçtır takım ne karakterini bulabildi, ne de ne oynayacağını kavramış gözüküyor. Tamamen doğaçlama bir görüntü var. Dün hızlı başladık, kontrol bizdeyken saçma bir penaltı verildi. Erken cevap mükemmel oldu ama ikinci yarı kocaman bir hayal kırıklığıydı. Ersun Yanal tek kale yapardı bu maçı. Biraz hareketlenebilsek, biraz atak yapabilsek de 3-1 kaybetsek üzülmem. Ama hiç heyecan, baskı, istek yoktu. Hocasıyla, futbolcularıyla, taraftarıyla tribünde izlediğim en kötü maçlardandı. Fabiano'yu ilk maçta ıslıklamalar, Van Persie'ye bile ıslık çalmaya çalışanlar, Şener'e tepki göstermeler, Meireles'in pasıyla mest olurken oyundan çıkarken ıslıklamalar,  kurtarıcı olarak Uygar'ı oyuna almalar, Volkan Şen'in gezinmesi, Nani hariç kimsenin çabalamaması, her şeyiyle iğrenç bir akşamdı. Hakem kötüydü doğru ama iki takım için de öyle. Alkış yapan Nani'yi santrada ikinci sarı karttan atabilir, rakibine vuran Alves'i atabilirdi.

Hocanın artık şovu bırakıp icraat yapması gerekiyor. Yoksa taraftar desteğini de kaybetmeye başladı, işi çok zor. Terraneo'nun soyunma odasına inmesi gerekiyor. Bir de Caner'in toparlanması, Van Persie'nin güçlenmesi gibi teknik detaylar var. Molde'nin ihtiyar hocası ve şımarık futbolcularına da öfke doluyum. Norveç'te bu şımarıklığın bedeli de ödetilmeli.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Lazio 2 - 0 Udinese | Hoşgeldin Matri


Tottenham maçından sonra bir uyudum, Lazio maçının ikinci yarısına anca yetiştim. Leverkusen ve Chievo mağlubiyetleri bende hayal kırıklığı yaratmıştı. Lazio çok potansiyelli takım. Milli maç arası iyi giden takımların dengesini bozabildiği gibi, kötü gidişattakilere de iyi gelebiliyor. Bu ara da Lazio'ya iyi gelmiş gözüktü. Di Natale'yi yedek görünce sevindim. Lazio'ya gol atmayı gelenek haline getirmiş bir oyuncu. "Oyuna girmeden bari 1-0 olsun" diye geçiriyordum içimden. Candreva ve Lulic ne oynadı, ne oynamadı bilmiyorum. Onların yerine oyuna giren Matri ve Felipe Anderson maçın kilit isimleri oldu. Tabi çok iyi oynayan Marchetti ve Parolo'yu da ayırmamak lazım. Felipe Anderson'un asistinde Matri 1-0 yaptı. Sonra Udinese savunma hatasını iyi sezen Matri 2-0 yaptı. Matri'yi çok severim. Borriello ve Gilardino'yu da çok severim. Bu adamlar bu ligin kaliteli golcüleri. Lazio Matri'yi son gün aldı. Bunlardan birini almasını çok istiyordum. Borriello da bugün ilk maçında gol attı mesela... Udinese'de Ali Adnan sırıtmıyor, gayet bu takımın oyuncusu gibi duruyor. İki kötü maçın ardından toparlanmak için önemli bir galibiyet oldu.

Lazio : Marchetti; Basta, Mauricio, Hoedt, Radu; Cataldi, Parolo; Candreva (56' Matri), Mauri (83' Milinkovic-Savic), Lulic (56' Anderson); Keita.

Udinese : Karnezis; Heurtaux, Danilo, Piris; Edenilson, Kone (78' Aguirre), Iturra, Fernandes (56' Badu), Ali Adnan; Zapata, Thereau (71' Di Natale).

Sarı Kart : Iturra.

Goller : 64' ve 73' Matri.
14 Eylül 2015 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Sunderland 0 - 1 Tottenham | 10 Dakikalık Maç


İlk yarıda Defoe'nun pozisyonları ve son 10 dakikası hariç berbat bir maçtı. Pochettino tam bir Hamza Hamzaoğlu havasına bürünmüş durumda. Takım içi dengeleri düşünerek transfer yaptırmamış gibi. Eksikler çok. Kağıt üzerinde kaliteli kadro ama kulübe zayıf. Bugün kulübeden direkt katkı geldi. Lamela oyuna girdikten sonra takıma tempo kazandırdı. Tabi bunu buraya yazmak da güzel. Lamela bir senedir top oynasın diye bekliyorum. Bu kadar büyük bir yeteneğin kulübeden gelerek değil, direkt 11 oynayıp coşturması lazım ama olmuyor işte. Sunderland maça Toivonen, Lens, Borini ve Defoe hücum hattıyla başladı. Aklıma Ersun Yanal'ı getirdi ama futbolun uzaktan yakından alakası yoktu. Lig Tv spikeri maçı anlatırken inanılmaz sıkıldı, bunu da sık sık dile getirdi zaten. (Spiker Okay Karacan mıydı emin değilim ama çok gereksiz tespitler de vardı. Vertonghen-Alderweireld'ın ilk defa yan yana oynuyor olması gibi...) Ryan Mason bugün maçı en çok isteyen Tottenham oyuncusuydu. Az fırsat bulsa da denedi, zorladı. Maçın kalitesinin çok üstünde bir gol attı Spurs. Gol öncesi paslaşma da, Lamela'nın asisti de, Mason'ın vuruşu da üst düzey kaliteydi. Golden sonra maçın kilidi açıldı, tempo yükseldi. Her iki takım da pozisyonlara girdi. Rodwell'ın direkten dönen şutu en akılda kalan pozisyondu. Harry Kane ise şanssızlığını devam ettirdi, net goller kaçırdı. Güney Koreli Son ilk maçında etkisizdi.

Sunderland : Pantilimon; Jones, O'Shea, Kaboul, Van Aanholt; M'Vila, Gomez (74' Cattermole); Lens, Borini (74' Watmore), Toivonen (81' Rodwell); Defoe.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Davies; Dier, Mason (85' Carroll); Son (62' Townsend), Alli (67' Lamela), Chadli; Kane.

Sarı Kartlar : Vertonghen, Borini, Jones.

Gol : 82' Mason.
13 Eylül 2015 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -