Archive for 2015

Ne İzledim? #53


Son 26 yılın en kötüsü olan 2015'i izlediğim son filmleri yazarak bitireceğim. Hayatımın en kötü yılıydı şüphesiz ama çok şükür ki hayattayız. Bu yıl ölümü de gördüm, ayrılığı da gördüm, dibi de gördüm. Ryan Gosling'in Drive'da Carey Mulligan'ı sevdiği gibi sevip Michelle Williams'ın Blue Valentine'de Ryan Gosling'i sevdiği gibi sevildim. Bekleme kısmı ise İsmail Abi'nin gelmeyecek gemiyi beklemesi gibiydi. Vedalar Leyla ile Mecnun'un zamansız bitmesi gibiydi. Hep bir şeylerden umut çıkarmaya çalıştım ama olmadı. Hayatımda ilk defa yeni bir yıldan umutluyum. Bu yılki üzüntülerimin karşılığı akşama Milli Piyango'da büyük ikramiye olmalı. Bazen Mr. Nobody gibi yaşıyoruz. Hatta hayat Truman Show'muş da sonunda Truman Burbank bizmişiz gibi çıkacak diye de korkmuyor değilim ama bari 2016 yılında aşk hayatımız The Graduate'te Benjamin'in Elaine'i kilisede nikahtan kaçırması gibi,  iş hayatımız Walter Mitty'nin amacına ulaşması gibi olsun be güzel kardeşlerim.

J.K. Simmons mu şimdi bu ? Bildiğin Vern Schillinger. Vern Schillinger tüm kötülüklerin babasıdır. Filmden çıkarılan mesaj bu olmamalı ama bende acayip derecede enstrüman çalma isteği uyandırdı. Kendimi Andrew yerine koyduğumda ise onun gibi davranacağımı düşündüm. İnsanın sınırlarını bildiği değil, sınırlarının üzerine çıkabileceğini anlatan; lezzetli bir yapım olmuş.

Süresi biraz uzundu ama diyaloglar sıkmıyor. Hikaye boğmuyor. Atmosferi ve konusu gerçekçi. Bir gecede kurulan bağ biraz gerçekçilikten uzak. Buna rağmen oyuncular doğal ve başarılı. Mantık hataları var evet ama filmin güzelliğine gölge düşürmüyor. Çoğunluk gibi ben de çok beğendim, Avrupa sinemasını seviyorum.

Bugüne kadar değil izlememiş olmak, duymamış olduğum için bile üzüldüm. Çok hareketli ve eğlenceli film. Beklentimin üzerinde tatmin etti. Özellikle Tyrese Gibson'ı çok beğendim. Filmden "siyah-beyaz kardeşliği" mesajı da çıkarılabilir. "Yine olsa izlerim" diyorum, puanımı da yüksek tutuyorum.

Çok seviyesiz bir mizahı var ama acayip güldüm. Tam kafa dağıtmalık bir film. Özellikle Madafaka Jones sahneleri güldürüyor. Polis kovalamaca sahnesi müthişti. İlk filmde Kurt ve Dale karakterleri bu kadar salak değildi sanki, onu pek sevemedim. Yardımcı oyuncu kadrosu çok iyi. Jennifer Aniston yine çok zarif. Chris Pine da rolüne çok yakışmış. 

Yerden yere vurulacak bir film değil. Klişe hikaye bile olsa 90'ların tatlılığını barındıran sevimli bir film.



31 Aralık 2015 Perşembe
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Watford 1 - 2 Tottenham

 

Championship'te çok desteklediğim Watford bu sezon yükseldiği Premier Lig'e renk katan takımlardan oldu. Mütevazı sayılabilecek bir kadroya göre oynadıkları futbol zevk veriyor. Troy Deeney'nin birkaç yıldır takipçisiyim. Ama Odion Ighalo'nun Premier Lig'de yaptığı patlama bana çok büyük sürpriz oldu. Matej Vydra'nın yıllardır yapamadığı patlamayı Ighalo'nun yaptığını düşünüyorum. Tottenham maçını da boş geçmedi Nijeryalı. Tottenham bu maça farklı bir diziliş ve anlayışla çıkmasına rağmen yine kendi oyununu oynadı. Harry Kane'den beklenen bol bu seferlik gelmedi ama Kane yine etkili oyunuyla maçın kilit adamı oldu. Lamela'ya attırdığı gol ile de skora katkıda bulundu. Lamela'nın golü yine akıl dolu bir vuruştu. Son Norwich maçında Rabona denemiş ağları bulamamıştı. Nathan Ake'nin atılmasıyla Tottenham deplasmanda 3 puan için yüklendi. Son dakikada Watford'un çizgi üzerinden çıkarılan tartışılan pozisyonunun gol çizgisi teknolojisiyle gol olmadığı belirtildi. Bu pozisyonun hemen sonrasında Trippier'in güzel ortasına Son Heung Min müthiş bir vuruşla galibiyeti getirdi ve Spurs'ü yılın son maçında şampiyonluk yarışında ciddi bir rakip haline getirdi. 

Watford : Gomes; Anya, Catchart, Britos (60' Prödl), Ake; Abdi (46' Behrami), Watson, Capoue, Jurado (68' Nyom); Deeney, Ighalo.

Tottenham : Lloris; Alderweireld, Dier, Vertonghen; Trippier, Carroll (68' Son), Dembele (45' Eriksen), Rose; Lamela, Alli (81' Chadli); Kane.

Sarı Kartlar : Alli, Britos, Jurado, Deeney, Ighalo, Alderweireld.

Kırmızı Kart : 63' Ake.

Goller : 17' Lamela, 41' Ighalo, 89' Son


19 maçlık ilk yarı sonucunda Premier Lig'de oluşan puan durumu şu şekilde :
Leicester City'nin yeni yıla lider girme hedefi tutmadı ama rüyası devam ediyor. Manchester City benim hala en büyük favorim. Tottenham'ın sinsice zirveye tutunmasından keyif alıyorum. Palace, West Ham ve Watford'un bulunduğu yer de oldukça sürpriz. Aston Villa ve özellikle Sunderland'in kurtulması çok zor gözüküyor. Swansea orada çok kalmaz. Liverpool ciddi bir çıkış yakalayabilir. Everton'ın keyif veren futbolunun yerinin ise çok daha üst sıralar olduğunu düşünüyorum. İlk yarıya damga vuran isimler şüphesiz; Mahrez, Vardy, Kane, Özil, Ighalo, Lukaku, Ranieri ve Bilic. Ligin ilk yarısının en büyük hayal kırıklığı ise Mourinho ve Chelsea.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 2 - 1 Sivasspor


Bu sezon ilk defa lig maçına gidemedim, şartlar çok acayipti. Kazanacağımızı biliyordum ama oynanan iyi futbol çok daha büyük moral oldu. Şöyle de bir sıkıntı var; ne zaman iyi oynasak saçma sapan bir pozisyonda gol yiyoruz. Bugün 2, hadi taş çatlasın 3 pozisyon verdik ve 1 gol yedik. Diego'nun iyi başlayıp erken sakatlanması da kötü oldu. Ozan orada oynayınca üzerine çok büyük baskı biniyor ve yetersiz kalıp kendini taraftarın önünde buluyor. Top Van Persie'nin önüne düşünce gol atacağını biliyorsunuz ya bu hissi seviyorum. Çok gol atsın, tüm golleri o atsın mümkünse... Topal yine harika oynadı. Keza Kjaer öyle. Bu sezon galiba ilk kez stoperimiz gol attı. Her sezon aldığımız savunma skor katkısını bu sezon pek alamıyor gibiyiz. Volkan Şen bir iyi, bir kötü oynadı. Bulduğu şansı daha iyi değerlendirmesini beklerdim. Eneramo'dan gol yesek çıldırırdım, ligin en etkisiz santraforu bence. Beykan'dan gol yememize de üzüldüm ama beklediğim bir şeydi. Gelenektir. Maç sonu açıklamalarına attığı golden çok daha fazla üzüldüm. Fenerbahçe'den "Onlar" diye bahsetmesi küçük ama hoş olmayan bir detaydı. Okan Buruk'un açıklamalarını normal karşıladım. Vitor Pereira'nın Caner hamlesi maçı getiren bir hamle oldu. Caner ortasıyla adresi buldu. Kaçırdığımız pozisyonların bazıları saç baş yoldurtucuydu. Markoviç'i izlemek çok büyük keyif, keşke goller de atabilse... Ligin ilk yarısında, bu kadar eleştirinin içerisinde 40 puan çok iyi. Üstelik derbileri de kazanamadık. Normal bir sezonda derbileri kazanıp Anadolu'da takılırız. Şampiyonluk yolu Anadolu'dan geçiyor; bu performans bizi şampiyon yapar. Zaten Beşiktaş'ın ligin ilk yarısını lider bitirdiği son sezonda da biz şampiyon olmuştuk.
28 Aralık 2015 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tottenham 3 - 0 Norwich


Geçtiğimiz haftasonu televizyonda ne kadar maç varsa muhtemelen hepsini izlemişimdir. Geçen hafta hayatımın en kötü haftalarındandı. Haftasonunu futbola ayırmak durumunda kaldım, güzel maçlar da oldu. Norwich güzel takım be, düşmesin. Kötü de başlamadılar maça. Redmond ne zaman patlamayı yapacak merak ediyorum. Declan Rudd çok iyi maç çıkarmasına rağmen 3 gole engel olamadı. Harry Kane gollerine bu maçta da devam etti, yakın zamanda Gareth Bale'i geçecektir. Tom Carroll yine kısa süre oynayıp skora katkıda bulundu. Pochettino; Mason ve Alli'den sonra Carroll'ı da kazanırsa çok büyük iş yapmış olur.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Davies; Dier, Dembele (86' Chadli); Eriksen (72' Carroll), Alli (79' Son), Lamela; Kane.

Norwich : Rudd; Martin, Bennett, Bassong, Olsson; Mulumbu (73' Howson), Tettey; Redmond, Odjidja-Ofoe (73' Dorrans), Brady (79' Mbokani); Jerome.

Sarı Kartlar : Tettey, Dier, Howson.

Goller : 26'(p) ve 42' Kane, 80' Carroll.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Inter 1 - 2 Lazio


Pazar gecesi "biraz izleyeyim, erken uyurum" diye başlayıp sonuna kadar büyük keyifle izlediğim maçtı. Stefano Pioli destekçisi olduğumu bilenler bilir. Bu sezon takımda çok olağanüstü bir şanssızlık var ancak futbol olarak Lazio kötü bir futbol oynamıyor. Ligdeki son galibiyet 25 Ekim'de Torino'ya karşıydı. Pioli hocamın da Mancini'ye karşı hiç galibiyeti yok. Mancini'nin de teknik direktör olarak Lazio'ya mağlubiyeti yokmuş. Çok entresan istatistiklerinden olduğu bir maçtı. Bu sezon performans beklentisinden uzak kalan Candreva'nın golleriyle Lazio kazandı. İlk gol klas kokuyordu ama penaltıyı kaçırmasına şaşırmadım. Sahada daha düzgün penaltı ayağı olan Biglia varken Candreva'nın kullanması gerekmezdi. Yine de dönen topu iyi takip edip tamamlamasıyla galibiyeti getirdi. Inter'in baskın oynadığı dakikalardı ve penaltı liderin direncini kırdı. Şüphesiz geceye Felipe Melo damgasını vurdu. Türkiye'de el bebek, gül bebek büyütülen Melo; İtalya'da kartlara doyamıyor. Biglia'ya yaptığı müdahale kasıtlı yapılmış ve pişmanlığın fayda etmeyeceği nitelikte; tipik bir Felipe Melo müdahalesiydi. Inter'in golünde Perisic'in pası şahane, her zaman kart gören Mauricio'nun izlemesi fiyaskoydu. Icardi'nin bitirişi golcü işiydi. Lazio deplasmanda lideri yenerek moral buldu ve yeni yıl öncesi umut tazeledi. Ligde 7 maç aradan gelen galibiyetten sonra yeni yılda ilk rakip ligin yeni takımı Carpi olacak. Inter'de Murillo yeni Cordoba olabilir.

Inter: Handanovic; Montoya, Miranda, Murillo, Telles (89' Palacio); Melo, Medel; Biabiany (58' Ljajic), Jovetic (58' Brozovic), Perisic; Icardi.

Lazio : Berisha; Konko, Mauricio, Hoedt, Radu; Biglia, Parolo, Milinkovic-Savic; Candreva (90+4' Patric), Felipe Anderson (84' Keita), Matri (74' Djordjevic).

Sarı Kartlar : Biglia, Biabiany, Milinkovic-Savic, Candreva.

Kırmızı Kartlar : 90' Melo, 90+2' Milinkovic-Savic.

Goller : 5' ve 87'(p) Candreva, 61' Icardi.

23 Aralık 2015 Çarşamba
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Gençlerbirliği 0 - 1 Fenerbahçe


Hiç sevmediğim Ankara soğuğunda alınan kritik galibiyet. Gençlerbirliği yabancı oyuncularıyla toplama takım havası veriyor. Kağıt üzerinde iyi kadro ama takım olma konusundaki sıkıntıları küme düşme potasını gösterdi. Oynadıkları futbol kötü. Fenerbahçe'nin bu kadar kısır bir futbol oynayan, üretemeyen rakibine karşı daha çok pozisyona girmesi ve daha çok gol bulması gerekirdi. Bu olmadığı için eleştiriler normal. Fenerbahçe'nin savunma anlayışı çok övülüyor. Bu güzel gelişme elbette ama üretkenliği de biraz arttırmak gerekiyor. Alves çok faul yapıyor ama formunda gözle görülür bir yükseliş var. Kjaer son haftalarda kusursuz oynuyor. Volkan Demirel'e bu maçta da çok iş düşmedi. Gençlerbirliği'nin hiçbir atağı korkutmadı. Fenerbahçe ise Markovic ve Nani'nin bireysel çabasıyla pozisyonlar üretti. Markovic'in süper ortasına Fernandao'ya sadece dokunmak kaldı. Markovic, Nani gibi oyuncular biraz da bu yüzden önemli. Takım kötü bile oynasa ön plana çıkıp maç alma sorumlulukları var ve bunu şu ana kadar yerine getirebilmelerinden çok memnunum. 65-70 arası peşpeşe bulduğumuz pozisyonlardan çıkaramadığımız golü aramadığımız için şanslıyız. Gökhan Gönül yine çok iyi oynadı, es geçmeyelim. Souza çok etkisizdi, onu da es geçmeyelim. Biraz katkı be kardeşim. Ersun Yanal'ın maç sonu çok iyi analizleri vardı yine. Gençlerbirliği'nin sahada basmadığı alanları gösterdi. Net kötü takım, kağıt üzerinde iyi ama sahada ve saha dışı yönetiminde kötü. Bize her zaman ters gelen bir deplasman olması dolayısıyla galibiyet güzel. Fenerbahçe Ankara'dan 3 puanla dönerse şampiyon olur. Bu gelenek bu yıl da sürmeli. Van Persie - Vitor Pereira ilişkisine Fernandao'nun da dahil olması kötü oldu. Bu iş artık kabak tadı vermeye başladı. Fenerbahçe'nin iyiliği için devre arası kampında sorunlar mutlaka çözülmeli. Mete Kalkavan ligin en kötü hakemlerinden. Nani'nin sürekli hakemlerle didişmesini sevmesem de maç sonu serzenişinde haklı.
20 Aralık 2015 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Southampton 0 - 2 Tottenham


Geçen hafta yazamadım. Tottenham'ın yenilmezlik serisi çok baştan savma bir takım olan Newcastle tarafından bozuldu. Daha dramatik olanı bunun son dakikada ilginç bir golle bozulmasıydı. Spurs için talihsiz bir andı, ancak takım bu hafta Southampton karşısında oldukça diri ve geçen haftayı iş kazası olarak gösteren bir futbol oynadı. Southampton beklentilerin biraz altında gözükse de; hala taş gibi takım. Zor bir deplasmanda rahat bir galibiyet oldu Tottenham için. Harry Kane'in attığı gol haftanın en güzel gollerindendi. Dele Alli de cila yaptı. Southampton'ın ikinci yarıdaki çabası Hugo Lloris'in ellerine takıldı ve Spurs haftayı 2-0'lık galibiyetle kapattı.

Southampton : Gazzaniga; Cedric, Fonte, Van Dijk, Bertrand; Wanyama, Clasie (78' Ward Prowse); Mane, Davis (64' Long), Tadic (64' Juanmi); Pelle.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Davies; Dier, Dembele; Lamela, Alli (79' Carroll), Eriksen (86' Chadli); Kane (90' Son).

Sarı Kartlar : Fonte, Alli.

Goller : 40' Kane, 43' Alli.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 1 - 0 Başakşehir


Gündüz çok güzel bir hava vardı ama maç esnasında tribün oldukça soğuktu. Maç biter bitmez ısıtıcıların kapanmasına da eksi puan. Askerde bile kazan dairesindekiler sıcak suyu 5 dakika fazladan açık tutabiliyor. Sahada insanı ısıtan bir futbol da yoktu ama son haftalardaki oyundan sonra takımın bende bu kadar kredisi var. Emre'yi yeniden Kadıköy'de görmek güzeldi. Semih de unutulmadı. Muhtemelen Bekir olsaydı Bekir de tribüne çağırılırdı.

Başakşehir çok net iyi takım. Önemli eksikleri vardı. Her halükarda rahat kazanacağımızı düşünüyordum ama olmadı, çok zorlandık. Cüneyt Çakır yine ligin standartlarında bir hakemlik yaptı. Avrupa'daki performansından eser yoktu, yine çelişkili kararlar söz konusuydu. İlk yarıda Badji ve Uğur Uçar çok sert oyun ortaya koydu. Badji'nin atılma esnasında Emre kenara bağırıyordu, ben tamamen ona odaklanmıştım. Pozisyonu eve gelince izledim, karar doğru. Hatta geç bile kalınmış demek yanlış olmaz. Bireysel performansları yorumlayacak olursak; Souza'nın takımdan ayrı düz koşusundan memnun değilim. Hocanın 10 kişilik rakibe karşı Ozan'ı çıkarıp Souza'yı sahada tutmasından memnun değilim. Kjaer'den ve Gökhan Gönül'den memnunum. Markovic zaman zaman parlayıp sönse de rakip 10 kişi kaldıktan sonra takımı ateşlemesinden memnunum. Van Persie'yi yeniden izlemek güzel. Nani sahada kötü gözüktüğü zaman bile takım adına çok büyük bir koz. Bu sezon ilk defa bizi ipten alışı değil. Her golü birbirinden güzel. Nani'ye sahip olmak çok güzel olay. Diego'nun yedek başlaması güzel mesajdı ama Diego'ya el mahkum. Özellikle oyun tıkanmışken tek çare Diego'ydu. Alper'in sakatlığı da umarım ciddi değildir. Form tutmaya başlamışken sakatlanması kötü olur.

Bu hafta ligde çok keyifli maçlar oynandı. Kayseri-Akhisar, Eskişehir-Gaziantep, Rize-Trabzon, Antalya-Mersin, Beşiktaş-Galatasaray maçları çok keyifliydi. Bu maçların yanında bizimki biraz sıkıntılı gözükse de kötü oynarken 3 puanı kazanabilmek de önemli. Ha bu biraz 25.Hafta sonrası olayıdır ama üst üste maçlar yapılan dönemde normal karşılanmalı.
14 Aralık 2015 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 1 - 1 Celtic


Soğuk maçlar başladı, Trabzon maçıyla birlikte tribünde soğuğu hissetmeye başladım. Yine de severim bu havada oynanan maçları. Beraberliğin Fenerbahçe'ye yettiği maçları ise sevmem. Galatasaray oynasa yatarak beraberlik alır, bir şekilde kurtarır ama Fenerbahçe genelde zorlanır. Celtic son zamanlarda izlediğim savunma kurgusu en zayıf takımlardan biri. Fenerbahçe'nin son haftalarda yükselişe geçen futbolu var. Yine sahada karakter, olgun bir takım görmek mümkündü. Markovic'in biraz çekimser oyununu sevemesem de golümüzü atan oyuncu olması ve gol öncesi yaptığı efsane deparla maça damgasını vuran isimlerden oldu. Diego'nun takıma zararı bu maçta da devam etti. Çok rahat oynadığımız, 2'yi bulup rahatlayacağımız maçın son yarım saatini bizim için işkence haline getirdi ve takımı olumsuz etkiledi. Maça damga vuran diğer oyuncumuz oldu. En büyük damgayı ise Kaptan Gökhan Gönül vurdu. Mükemmel mücadelesini hiç unutulmayacak bir asistle süsledi. Euro 2016 etkisi mi, yoksa Şener'e formayı kaptırma etkisi mi bilmiyorum ama dünyanın en iyi sağ beki gibi oynamaya devam ettikçe izlemesi çok büyük keyif verecek. Maç sonu ayrıca tribüne çağırılması güzeldi. Bir parantez de Abdoulaye Ba'ya açalım. Yapmış olduğu müdahale yine benim asla unutmayacağım bir müdahale oldu. O kadar temizdi ki; can havli söz konusu değildi. Topu almaya geldi, topuğunu koydu ve aldı. Celtic'in savunması çok beceriksizdi, 1 gol atabilmiş olmamız üzücü. Fernandao-Ozan değişikliği bence yerinde bir hamleydi. Yorgun takımın skoru koruması gerekiyordu. İleride baskı beklentisini Fernandao karşılayamıyor. Hele ki yorgun Fernandao'nun karşılamasını beklemek hayal kırıklığı yaratabilir. Ben Vitor Pereira'nın bu maçtaki değişikliklerini beğendim. Celtic'te iki maçta en çok dikkatimi çeken oyuncu Forrest'tı. Bu maçta oyuna girdikten sonra beni çok tedirgin etti. Sol kanatta çok etkili oyun ortaya koydu. Umarım kurada Braga çıkar.

Fenerbahçe : Fabiano; Gökhan, Ba, Alves, Hasan Ali; Souza, Topal, Diego; Markovic (83' Caner), Alper, Fernandao (86' Ozan).

Celtic : Gordon; Lustig, Boyata, Simunovic, Tierney; Bitton, Johansen (74' Rogic); McGregor, Allan (74' Commons), Armstrong (63' Forrest); Nadir.

Sarı Kartlar : Diego, Johansen, Simunovic, Ba, Boyata, Tierney, Lustig.

Kırmızı Kart : 67' Diego.

Goller : 39' Markovic, 75' Commons.


12 Aralık 2015 Cumartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Saint Etienne 1 - 1 Lazio


Gruptan çıkan iki takımın rahat mücadelesi olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. İki takım da pozisyonlara girmesine rağmen maçı hakkı da beraberlik gibi görünüyor. Saint Etienne kadrosunda Eysseric, Pogba, Bahebeck, Maupay gibi sevdiğim oyuncular var. Pogba'yı FM 16'da Eskişehirspor'a getirdim, taş gibi oynuyor sağolsun. Lazio'da da Alessandro Matri adam zaten, gol atınca sevindim. Lazio'nun forvetlerinin gol atmaya ihtiyacı var. Maçta sol bek oynayan Konko'nun asisti harika. Hoedt'in performansı sevindirici. Bir kupa maçı falan kaçırmadıysam Chris Oikonomidis'in ilk resmi maçıydı bu maç. Avustralyalı oyuncu 84 dakika sahadaydı. Felipe Anderson'un golleri gibi saç kıvırcıklığı da bana Alex'i hatırlattı. Ama kaptırdığı top Eysseric'in golüne neden oldu. Haftasonu Sampdoria maçı Pioli için belirleyici olabilir. Dnipro da Rosenborg'u yendi ama kupaya erken veda etti. Saint Etienne ve Lazio bir üst tura yükseldi.

Saint Etienne : Moulin; Brison, Karamoko (27' Bayal), Pogba, Polomat; Diomande (57' Pinheiro), Clement; Bahebeck, Corgnet (64' Bamba), Eysseric; Maupay.

Lazio : Berisha; Basta, Mauricio, Hoedt, Konko; Felipe Anderson, Cataldi, Parolo, Oikonomidis (84' Candreva); Matri (74' Morrison), Djordjevic.

Sarı Kartlar : Hoedt, Mauricio, Brison, Cataldi.

Goller : 52' Matri, 76' Eysseric.


Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tottenham 4 - 1 Monaco


Maç dönüşü trafiğindeydim. Eve gelene kadar bu maçtan 5 bildirim geldi. 3 tanesi gol bildirimi, hepsinde aynı isim. Tottenham'ın kafası rahat olduğunda, Lamela'nın da kafası rahat olduğunda ikisini seyretmek keyif veriyor. Monaco harcadığı büyük paralardan sonra şimdi de potansiyelli yeteneklerin olduğu bir takım. Toulalan'ı tüm gollerde topa yetişemeyen adam olarak görürsünüz. El Shaarawy çabuk parladı, çabuk söndü. Hala kumaşında bir şeyler var, gol vuruşu nefis ama yine de elit futbolcu klasmanında yer alacak bir yetenek olamayacak. Monaco'da takip ettiğim oyuncu Bakayoko. İstatistiklere bakılırsa fena oynamamış bu maçta. Carroll'dan hiç umutlanmadım. Onomah'dan belki bir şeyler çıkar. Ama Carroll'ın attığı gol de takdirlik. Subasic'in performansı muhtemelen Tolga Zengin'den sonra gecenin en kötü performansıdır. Monaco'nun savunmasını görünce 4-1'e şükretmesi gerektiğini düşündüm. 3 stoper dizilişi gözüküyor ama 3 oyuncu da aslında stoper değil.

Tottenham : Lloris; Trippier, Alderweireld, Wimmer, Davies; Dier (42' Bentaleb), Carroll; Lamela (62' Chadli), N'Jie (79' Alli), Onomah; Son.

Monaco : Subasic; Wallace, Toulalan, Elderson; Silva (65' Diarra), Pasalic, Bakayoko, Dirar; Moutinho (46' Lemar); Traore (56' Lottin), El Shaarawy.

Sarı Kartlar : Wallace, Bentaleb, Toulalan, Dirar.

Goller : 2', 15', 37' Lamela, 61' El Shaarawy, 77' Carroll.

Anderlecht'in Qarabağ'ı 2-1 yenmesinden sonra gruptan Tottenham ve Anderlecht çıktı. Oluşan puan durumu şu şekilde :


Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Gaziantepspor 2 - 2 Fenerbahçe | Karakter


Maç sonu açıklamaları genelde dinlemem, uzak durmaya çalışırım. Maç içinde kalmaya çalışırım. Maç içinde kalacaksak eğer; berbat hakem yönetimine ve uzun süre 10 kişi oynamamıza rağmen Fenerbahçe'nin oyununa eleştiride bulunamam. Kabul hocanın hataları var. Nani'nin hiç oyunda gözükmemesi, Volkan'ın boşa çıkması, Diego'nun yaptırdığı saçma penaltı gibi eksiler de var. Ama hakem hataları da çok bariz. Bu kadar bariz olunca haliyle maçın önüne geçiyor. Fenerbahçe sezon başından beri takım olma görüntüsünden uzak olduğu için olumsuz sinyaller veriyordu. Bu maçla birlikte 4 maç oldu, takım taş gibi oluyor. Hala hoca ile Van Persie arası açık. Takımda hala hocaya güvenmeyen oyuncular olduğunu da düşünüyorum. Ancak Fenerbahçe sahaya karakter koyuyor. Fenerbahçe korkutuyor. Korkutuyor ki; saçma sapan şeyler olmaya başladı. Sadece bir hafta lider olmamız işleri karıştırdı. Alper Potuk'a maşallah. Fernandao'nun direkten dönen topu girse çok farklı ve güzel şeyler konuşuyor olabilirdik. Futbolda şans biraz da bizim yanımızda olsun artık. Dünkü futboldan, mücadeleden memnunum. Daha iyisini yapmak için daha çok çalışmak şart. Volkan Şen, Markoviç varken Nani'ye bu kadar yüklenmeye gerek yok. Ozan'ı da Souza'nın yerine daha çok tercih etmeyi denemek gerek. Souza - Topal çok gömülüyor, ofans isteseler de kapasiteleri çok yeterli olmuyor.
7 Aralık 2015 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

West Bromwich 1 - 1 Tottenham


Tottenham'ın yenilmezlik serisini 14 maça çıkardığı mücadele oldu. Digitürk Play'den izleyemedim, yayın yoktu. Serie A'dan yayın olmadığı zaman spikersiz ya da yabancı spiker eşliğinde izlenebiliyor aslında. Premier Lig'de böyle bir şey yok herhalde, izleyemediğime üzüldüm; vaktim boldu. Özete bakayım dedim, Lig Tv sadece golleri koymuş neredeyse. Bir şey anlamadım. Alderweireld'ın asistiyle mest oldum. Tottenham hala zirveye yakın sayılmaz ama çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Gizli takip olayını sevdim. Sinsi sinsi böyle gidip lig sonlarına doğru coşsalar mükemmel futbol olayı olur.

West Bromwich : Myhill; Dawson, McAuley, Olsson, Brunt; Sessegnon (44' Gardner), Morrison, Evans, Fletcher, McClean; Rondon.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Rose; Dier, Dembele; Lamela (65' Son), Alli (80' N'Jie),  Eriksen; Kane.

Sarı Kartlar : Morrison, Gardner, Kane, Dembele, McClean.

Goller : 15' Alli, 39' McClean.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Lazio 0 - 2 Juventus


Haftanın açılış maçı şartlar ne olursa olsun tek sonuçlu bir maçtı. Lazio'nun son haftalarda kötü bir gidişatı var. Sezgilerim Lotito'nun yakında Pioli'yi göndereceğini söylüyor. Ancak Lazio en iyi döneminde dahi olsa bu maçı Juventus kazanacaktı. İkili arasında öyle bir rekabet var. Lazio'nun şansı Juve'ye tutmuyor. Lazio maça iyi başlayacak gibiydi ama çok erken bir gol geldi. De Vrij'ın yokluğu Lazio savunmasını çok etkiliyor. Gentiletti iyi bir yedek ama bu maçların adamı değil. Mauricio iyi, ona sözüm yok. Gördüğü kartlar helal olsun. Biraz Hoedt'in üzerinde durulması lazım ama şimdilik o da biraz yumuşak kaçıyor. Juventus'un bu sezonki en iyi transferi şüphesiz Dybala. Takımın en formda oyuncusu. İlk golde Gentiletti'yi kendi kalesine atmak zorunda bıraktı, ikinci golü mükemmel bir vuruşla kendisi attı. Arjantinli'nin bu sezon ligde attığı 6.gol oldu. Lazio kağıt üzerinde çok iyi kanat oyuncularına sahip. Ancak bu oyuncuların hiçbirinin devamlılığı yok. Candreva yıllardır öyle. Felipe Anderson geçen sezon hemen hemen her maç iyiydi, bu sezon onda da düşüş var. Kishna vasat üzeri oynuyor. Biglia ve Parolo'nun üst düzey performansları yetmiyor. Özellikle golcü eksikliği de göze çarpıyor. Tüm bunlarla beraber Pioli için çanlar da çalıyor. Bu maçtan sonra Juventus zirve yarışı potasına geri dönerken, Lazio 19 puanla 10. sırada yer alıyor.

Lazio : Marchetti; Basta, Mauricio, Gentiletti, Radu; Biglia, Parolo; Candreva (46' Keita Balde), Milinkovic-Savic (69' Matri), Kishna (46' Felipe Anderson); Klose.

Juventus : Buffon; Barzagli, Bonucci, Chiellini; Lichsteiner, Sturaro, Marchisio, Asamoah (69' Evra), Sandro; Mandzukic (82' Morata), Dybala (80' Cuadrado).

Sarı Kartlar : Gentiletti, Mandzukic, Mauricio, Radu, Parolo, Sandro, Evra, Klose

Goller : 7' Gentiletti (Kendi Kalesine), 32' Dybala.
6 Aralık 2015 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 2 - 0 Trabzonspor | Takım Akıyor


Molde maçından sonra bu maçta da iyi oynadık ve acayip ümitlendim. Dün gece ilk yarıdaki futbolu izlerken statta kalmak istedim. Trabzonspor'un zaten hali ortada, galibiyeti çok zor görmüyordum. Hem Beşiktaş hem Galatasaray'ın puan kaybetmesi takıma ekstra motivasyon vermiş ve iştah kabartmış. Takım resmen aktı. Özellikle Alper Uludağ'a karşı Gökhan ve Nani çok rahat bir oyun ortaya koydu. Pozisyonlara girdik ve 2 golle yetinmek zorunda kaldık. Takımda gelişme var, Konya maçı umarım son kötü maçımız olarak kalır. Mersin, Molde ve Trabzonspor maçındaki oyun bizi ligde çok rahat hedefe ulaştırır. Uefa'da ise biraz kura şansı önemli. Şu son maçların en temiz yanı savunma performansımız. Dün Ekici ve Aytaç'ın uzaktan şutları hariç Trabzonspor'un pozisyonu yok. N'Doye çabaladı biraz ama yetmez. Erkan Zengin'in de katkı vermesi gerek ama Trabzon'da o iştah ve enerji yok. Olsa da farkeder miydi bilmiyorum. Belki ikinci yarı. Çünkü ilk yarıda çok iyiydik, ikinci yarıda biraz yorgun. Diego'nun oyun tarzını çok beğeniyorum. Üzerine koyarak devam ediyor, performansı gözle görülür derecede arttı. Ama bir 10 numarada olması gereken iş bitirme özelliği yok. Dün yine kaçırdıklarıyla göze battı. Oysa maç içinde çok verimli işleri var. Topal-Souza ikilisi de orta sahanın hakimiydi. Ersun Yanal da beğenmiş; ki ikisinin aynı anda oynamaması gerektiğini de belirterek fikrini söylemiş.

Trabzonspor'da Cavanda takımın çok üstünde oyuncu. 1-0'da özellikle son bölümlerde tedirgin izledim. 10 kişilik rakibe karşı işler daha farklı olmalıydı. Alper çok iyiydi ama sanki Volkan Şen'in oyuna girmesi farkı arttıracak gibiydi. Volkan Trabzon'a bilenmiş, gol atma çabası gösterince biraz tutuk gözüktü. Her zamanki attırma isteği yüksek olsaydı 88. dakikayı beklemezdik. İlk golümüz şiir gibiydi, Nani'nin vuruşu da mükemmeldi. Taklalarıyla da geceye damgasını vurdu. Kjaer çok temiz oynadı. Alves de iyiydi ama zaman zaman yine maceraperest hareketlerini yaptı. Gökhan Gönül çok olgun oynuyor, takıma döndüğünden beri çok iyi. Vitor Pereira'nın değişiklikleri yine ezber gibi gözüktü. Van Persie bence de çıkmalıydı, Volkan Şen de gerekiyordu. Ama Diego'yu her maç oyundan alması sıkıntı. Galatasaray maçını veren Diego'nun oyundan alınması hamlesiydi. Neyse ki dün akşam kazaya kurban gitmedik. Salih Dursun'un Kayserispor'dan beri Fenerbahçe maçlarında gösterdiği hareketler irdelenmeli. Zira mide bulandırıcı bir hal aldı. İkinci golü onun kanadından atmak da güzel mesaj oldu.

Sezon başında heyecanla bekliyorduk da sezon içinde hayalkırıklığı yaşadık ya; şimdi yeniden heyecanlandım. Gaziantepspor maçını iple çekiyorum. 13.Haftada aldığımız liderliği umarım sezon sonuna kadar bırakmayız.
1 Aralık 2015 Salı
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tottenham 0 - 0 Chelsea


Bugün evde olduğumdan maçları rahat rahat seyredebildim ve futbolu biraz daha fazla sevdim. Öncelikle Tottenham - Chelsea maçıyla başladım. Çatır çatır bir maç oldu ama pozisyon zenginliği açısından beklentimin altında kaldı. Beşiktaş'ın Akhisar'a kaybettiği maç çok keyifliydi. Galatasaray'ın Kasımpaşa'ya puan kaybetmesi ise gecenin en güzel olaylarındandı. Zira Kasımpaşa ezdi, maçın hakkı 2-2 değildi. Rakiplerin puan kayıplarıyla keyiflendim. Tottenham da yenilmeme serisini sürdürdü. Lig Tv'de Engin Kehale çok yerinde ve yararlı yorumlar yaptı. Ben de Pochettino'nun 0-0'a razı olabileceğini düşünüyordum. Chelsea ve Mourinho'nun zirveden uzaklaşması devam ediyor. Diego Costa'nın tepkisi bana göre yerindeydi. Şu maçta son bölümde de olsa Diego Costa oyuna alınmalıydı. Tottenham çok iyi mücadele etti. Kane, Rose ve Mason biraz vasat kaldı ama özellikle Dembele sahanın her yerindeydi. Chelsea'de maçı en çok isteyen isimler Oscar ve Willian yeterli olamadı. Maçta toplam 14 şut olmuş. Özellikle ikinci yarıda oyun zaman zaman duruldu. Tottenham bu beraberlikle yarışın içinde kalırken Chelsea puanını 15 yaptı.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Rose; Mason (56' Lamela), Dier; Son (75' N'Jie), Dembele, Eriksen; Kane.

Chelsea : Begovic; Ivanovic, Zouma, Cahill, Azpilicueta; Fabregas, Matic; Willian (89' Kenedy), Oscar, Pedro (90+1' Loftus Cheek); Hazard.

Sarı Kartlar : Rose, Kane, Walker, Matic, Azpilicueta.
29 Kasım 2015 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Ne İzledim? #52


İki keyifli, bir hareketli, bir de lüzumsuz filmle devam edelim. Dördü de birbiriyle çok alakasız tarzda film. Man Up ile komedi ve romantizm, The Vow ile romantizm, Son of a Gun ile aksiyon, About Cherry ile de meme ihtiyacı giderilebilir. Zira Ashley Hinshaw güzel kız. Tabi bana Ashley Hinshaw ya da Simon Pegg ile bir ortam teklif etseler ben Simon Pegg'i seçerim. Adamın hammaddesi, Harry Kane ile birlikte favori İngiliz vatandaşım.

Önce aksiyonla başlayalım. Çünkü benim hayatımda pek olmayan bir şey. Hapishane filmi girişiyle başarılı, suç filmi gelişmesi ve sonucuyla izlenebilir bir film. Basit gibi gözüken, yer yer etkileyici sahneler barındıran bir hikaye olmuş. Aksiyonu da abartı değil, dozunda buldum. Başta dediğim gibi; benim hayatımda dozunda bir aksiyon bile yok. Ewan McGregor'ın canlandırdığı karakteri de sevdim. Tipik hapishane filmi abisi. Hapishane filmi demişken; geçenlerde Oz'u bitirdim. İzlediğim en güzel dizilerden.

Simon Pegg dolayısıyla eğleneceğimi tahmin ediyordum, yine yanıltmadı. Çok eğlendim. Kendime dair küçük detaylar keşfettim. Tam böyle pozitif bir film izlemeye ihtiyacım vardı, çok iyi geldi. Fuck the past diyorum, Simon Pegg'i seviyorum. Harika şarkı seçimleri de bonusu. Bu filmi önerdiğim ve izleyen arkadaşlar beğendi. Türü seven mutlaka beğenecektir.

Gerçek bir hikayeden alıntıymış, acayip duygu dolu anlar yaşamak için tercih edilebilir. Benim gibi romantikler sever. Ağırlıklı olarak kızlara hitap ettiğini düşünüyorum. Kızlar böyle romantik hikayelere bayılır ama böyle romantik bir ilişki bulduklarında da terkeden kişi olurlar. Ben de The Vow'daki gibi seviyordum ama bana hiç şans tanınmadı. Şu repliğiyle yüreğimi dağlamıştır :


Zor dostum.

Sektörü "alan memnun, satan memnun" şeklinde anlatmış, pek de dramatik bir yanı olmayan bir film olmuş. Ashley Hinshaw çok güzel kız ama ses tonu ne öyle ? James Franco'nun hep biraz bu filmdeki karakterine yakın bir adam olduğunu düşünmüşümdür ama yine de böyle bir yapımda oynamasını yakıştıramadım.

Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -