Archive for Kasım 2009

Galatasaray 77 - 84 Fenerbahçe | Penny!

Fenerbahçe'nin maçı kazanmak için Galatasaray'dan en az 2 tane fazla sebebi vardı.Birincisi; Zafer Kalaycıoğlu faktörü.Geçen yıl takımı satışa getiren,kendisini Türkiye'nin en iyi koçu zanneden,bir nevi hain Zafer Kalaycıoğlu'na sağlam bir ders vermek gerekiyordu.Üstelik kendi seyircisi önünde ders vermek olayın anlamını ve zevkini arttıracaktı.İkinci sebep ise namağlubiyet.Yenilgisiz Fenerbahçe'nin bileğini bükecek pek takım yok ligde.Galatasaray,Beşiktaş gibi ezeli rakiplerimize yenilmedikçe pek maç kaybedeceğimizi sanmıyorum.Diğer mağlubiyetler fazlasıyla sürpriz olur.Maça Nevlin'in sayılarıyla başladık.Galatasaray Yasemin ve Douglas ile yanıt verdi.Dengede geçen periyod 22-20 üstünlüğümüzle sona erdi.İlk çeyreği Galatasaray tek faul ile bitirdi yanlış hatırlamıyorsam.İkinci çeyrekte Galatasaray daha sert bir savunma anlayışıyla oynamaya başladı.Penny Taylor'ın sayılarıyla oyunu dengede tutmaya çalıştık ve 17-15 lik üstünlük sağladık.Üçüncü çeyrek ise oyunun geri kalanından bambaşka bir şekildeydi.Galatasaray sağlam savunmasının yanı sıra hücumdaki etkinliğini de arttırınca 26-15lik bir üstünlük sağladı bu çeyrekte.Yine Taylor'ın sayılarıyla oyunu dengede tutmaya çalıştık lakin Galatasaray son bölümlerde iyi bir performans ortaya koydu.İlk 2 çeyrekte 35 sayı atabilen Galatasaray,üçüncü çeyrekte 26 sayı birden atmayı başardı.Yumuşak savunmamızın payı da çok büyüktü bunda tabi.Hücumda da sadece Penny'nin ellerine baktık diyebilirim.Son çeyreğe 61-54 geride girmemiz büyük dezavantajdı.Bir el lazımdı Fenerbahçe'ye,maçı kazandıracak bir el.İşte o elin Penny Taylor olduğu aslında çok da netti.Sadece biraz daha destek alması gerekiyordu hücumda.O destek Powell ve Esmeral'den geldi işte.Nevriye ve Nevin'in katkısı da tartışılmaz fakat onlar maç genelinde de iyi performans sergilediler zaten.Powell'ın kritik üçlükleri de görülmeye değerdi.Savunmayı da sağlamlaştırdık bu çeyrekte.Maç boyu yaptığımız en iyi savunmayı yapmamıza rağmen zaman zaman Young'u çok unuttuk.Young da sayılarıyla Galatasaray'ı ayakta tutmaya çalışan isim oldu.30 sayı ile en iyi periyot performansımızı gösterdik ve geriden gelip maçı kazanmayı bildik.Zafer Kalaycıoğlu'nun son çırpınışlarını izlemek zevkliydi.

Penny Taylor maça damgasını vuran isimdi.25 sayıyı görünce maç sonunda az geldi gözüme.Sanki bütün sayılarımızı o atmış gibi düşündüm.Müthiş bir performans sergiledi gerçekten.Marie Ferdinand ve Cappie Pondexter'dan sonra böyle bir oyuncuyu bulamamıştık.Geçen sene alınan Katie Smith bu yükü pek kaldıramamıştı.Ya da beklentilerin altında bir performans sergilediği için bana öyle geliyor.Penny Taylor büyük basketbolcu.Nevin de çok iyiydi.Nevriye ise hastalığına rağmen çok iyiydi.Ajavon'un diğer Gs maçlarındaki performansını aradım.Pek süre alamadı ama oyundayken de pek etkili görünmedi.Galatasaray'da Douglas ve Young'ı beğendim.Zaten skorun yükünü çeken oyuncular ikisiydi.
30 Kasım 2009 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler

1 Yıl...

Blogger dosyasını açalı birkaç yıl,bu blogu açalı ise tam 1 yıl oldu bugün.30 Kasım 2008'de,2-1 yendiğimiz Beşiktaş maçı öncesi girişi yapmışım.Üzerinden tam 1 yıl geçti.Geçen gün Ortega'nın 3.yıl konusunu görünce aklıma geldi ilk ne zaman yazmışım diye bakmak.Neyse ki Ortega sayesinde kaçırmadım yıldönümünü :) Blogu açma amacım sadece gönlümden geçenleri ve kişisel fikirlerimi yazmaktı.Bugüne kadar 476 konu gireceğimi de ummazdım.Fenerbahçeliyim ve Fenerbahçe tarafından bakarak yazıyorum.Kimi zaman o çok eleştirilen Antu stilinde yazıyorum.Okunması tabi ki hoşuma gidiyor ama okunmasa da bu şekilde yazmaya devam ederdim. :) Şimdi Galatasaray-Fenerbahçe bayan basketbol maçı için tv karşısına geçiyorum.Dileğim bu yazıdan sonra da o galibiyet hakkında birşeyler karalamak...

Okuyan,takip eden,seven sayan herkese selamlar...Herkese teşekkürler...

(Ulan ne resim koyacağıma da karar veremedim.Neyse S.W.Scott iyidir iyi...)
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Lazio 0 - 0 Bologna

11 mi oldu 12 mi ? Saymaktan vazgeçtim artık...Lazio ilk 2 hafta kazandı,ondan sonrası boşa geçen haftalardan ibaret.Haftaya Roma maçı var.Dün çıkacak bir galibiyet takımın moralini tavan yaptırabilirdi.Aslında Ballardini bir inattan vazgeçerek geçen hafta doğru bir adım atmıştı.Stendardo hamlesiyle her maç gol yeme sorununa bir son vermişti.İşin kolayı buydu aslında Ballardini için.İşin kolayını geç uyguladı.Hazır kolayı bulmuşken dün de değerlendirdi.Stendardo yine oynadı.Savunma yine üçlü kuruldu.Lazio gol yemedi,pek pozisyon da vermedi.Stendardo'yu da öylesine severim işte.Takımın gol yememesinin sebebi olarak gösterebilecek kadar severim.Çok pozisyon buldu Lazio.En azından araya 1 tane gol sıkıştıracak kadar pozisyon buldu.Beceriksizlik,şans faktörleriyle atılamayan bir gol ile 2 puanı bıraktı Lazio.Maç bitiminden yuhalama sesleri yükseldi Olimpico'dan.Kameralar direkt Lotito'yu gösterdi hatta.Roma derbisi öncesi yine bir idman basımı gerçekleşir mi göreceğiz ? Ama Ballardini gidici,Lotito'yu tahttan indirmek ise pek kolay değil.Roma form tuttu,Totti'nin dönüşüyle ve golleriyle de moralleri üst düzeyde.Dün mağlubiyetten çevirdiler maçı.Roma'nın şansı yüksek derbi öncesi...Dilerim Lazio galibiyet hasretine son verir.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 1 - 3 Kasımpaşa

Bayram rehaveti var üzerimde...Hiç yazasım yok.Tıpkı bizim takımın akşamki hali gibiyim.Fenerbahçe'nin kötü gidişatı geçen yıl ruhuma işlemişti.Gergin,sıkıntılı bir sezon geçirmiştim.Bu yıl böyle bir durum söz konusu değildi ama dün akşam oynanan futboldan sonra böyle bir ruh haline girmiş bulundum.

Daum'un iyi bir hoca olduğunu,fakat iyi bir taktisyen olmadığını savunanlardanım.Ayrıca biraz ezbere oynatma huyu da var olumsuz etkenlerden sayabileceğimiz.Fakat iç sahada,özellikle bu tip takımlara karşı 4-3-1-2 sistemini denememiz gerektiğini düşünenlerdenim.Dün akşam herkes 11de Özer'i beklerken Daum yine bir şaşırtma yaparak farklı bir dizilime yönelik kadro sürdü sahaya.4-3-1-2 sistemi sahadaydı.Fakat oyunun içeriği pek sisteme uymadı.Takımın ruhsuzluğu,itici güç olan taraftarın yokluğu da tabi ki olumsuz etkendi.Ama 4-3-1-2 böyle oynanmaz.Oynanılması gerektiği gibi oynansa,biraz da hırs olsa sonuç böyle olmazdı.Mehmet Topuz resmen sol kanat gibi oynatıldı.Ortada Selçuk-Cristian.Sağ taraf bomboş.Buna rağmen Kasımpaşa sağ kanadımızı kullanmayı tercih etmeyip solu tercih etti.Carlos'un "bitse de gitsek havası" Kasımpaşa'lı oyuncuların da işine geldi.O kanattan beklemediğim kadar atak yaptılar.Volkan'ın ilk golü içeri almasına değinmek istemiyorum.En rezil zamanlarında bile destek olduğum isimlerden birisi.28 yaşına geldi,hala bu tip rezil goller yiyebiliyor.İlk gole verdiğimiz erken yanıttan sonra atakları sıklaştırmayı,kontrolü ele almayı beklerdim.Rezalet futbol oynadık.İyi oynayan Mehmet Topuz'un oyundan alınması da tam bir fiyaskoydu.İkinci yarının ortalarında istatistikler ekrana geldi.Kasımpaşa bizden 100 küsür fazla pas yapmıştı.Bu yıl ilk defa böyle bir istatistik gördüm.Beşiktaş maçında bile pas yüzdemiz epey yüksekti.Kötü oynadığımız her maçta topun hakimiyeti bizdeydi.Pas ortalaması 500ü aşardı.Dün akşam 300lerde sürünüyorduk.Ferguson'ın meşhur sözüne zıt bir durum ortaya çıktı.İstatistik görülmesi gereken herşeyi gösterdi dün akşam.

Yediğimiz 3.gol ofsayt.Bu gol takımın direncini muhakkak ki kırmıştır.2-1 mağlup oynayıp 2-2yi yakalamak için saldırmak vaaaar,bir de 3-1 mağlup oynayıp 3-3ü yakalamanın düşük ihtimalini düşünüp hücum yapmak var.Hakem yine kalitesiz bir yönetim ortaya koyarak bedavadan gol yememize sebebiyet verdi.Yenilgi için tabi ki bahane değil.Ama her hafta böyle hatalar yapılması tam bir rezalet! Puan farkını 5e çıkarıp rahatlamak varken,saçma sapan bir kayıpla rakiplerimizi sevindirdik yine.Şampiyon olmak istiyorsan,bu tip kritik virajları döneceksin.İstiyorum demekle olmuyor ne yazık ki...

Bir parantez de Cenk İşler'e.35lik Cenk top ayağındayken müthiş süratli şekilde topu sürüp,ustaca gol vuruşu yapabiliyor.Acaba Güiza'dan da böyle bir depar,drippling vs. görebilecek miyiz ölmeden ?
29 Kasım 2009 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Efsane!

Adamımdı Iverson.Küçükken izlediğim Henry Turner,Dallas Comegys ikilisi sayesinde sevmeye başladığım basketbolda sevgimi tavan yaptıran NBA yıldızıydı.Lise 1'e gittiğim dönem yaz tatilinde çalışmıştım.Haftalık alırdım ücretimi.Bir hafta aldığım haftalıkla Philadelphia-3 Iverson tişörtü almıştım.Üzerime tam oturmamıştı,ama beğendiğim için almıştım işte.1-2 sene sonra tam olmaya başladı,hala da giyerim.

O Philadelphia'yı bıraktı,bende bıraktım.Denver'a sempati beslemeye başladım.Denver'dan sonra Detroit'e gitti.Detroit takasta Billups'ı verdi.Billups da muhterem bir sporcudur.Renklerini de çok sevdiğim Detroit'i bırakmadım.Iverson döneminde takip ettiğim ve kadrosuna iyiden iyiye alıştığım bir takım olmuştu artık.

NBA'de en sevdiğim eleman hâla Iverson.1975 doğumlu,eminim ki hâla oynamaya müsait fiziği.Fakat o bırakmayı tercih etti.En azından kendisini Sixers tribününde göreceğimize eminim.Fakat izlemeye doyamadığım gerçek...
26 Kasım 2009 Perşembe
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Napoli 0 - 0 Lazio

Lazio ve Napoli arasında ezeli bir rekabet vardır.Bu maçın önemi sadece haftalardır kazanamayan Lazio'nun 3 puan alması değildi bu yüzden.Napoli de inişli çıkışlı gidiyor gerçi.Üst sıralarda olmalarına rağmen istikrarlı sonuçlar aldığı söylenemez.İşin üstüne bir de ezeli rekabet etiketi yapıştırılınca maça ilgi epey oluyor.

Ballardini'nin iyi niyetine güvenim sonsuz.Hugo Broos'u Trabzonspor'da son derece iyi niyetli ve göze hoş gelen bir futbol oynatmaya çalışmasıyla hatırlayacağım.Ballardini de aynı benim için.Göze hoş gelen bir futbol oynatmaya çalışıyor.Hatta oynattığı da oluyor,lakin skora yansıtma sorunları var Lazio'nun.3 yıldır süre gelen bir Stendardo'yu unutma geleneği var Lazio teknik heyetinin.Delio Rossi gitti,adam şans bulur diye düşünürken Ballardini de kadroya almadı Stendardo'yu.Takımdaki kötü gidişat durmak bilmeyince,Diakite'nin yetersizliği,Siviglia'nın morukluğu gözler önüne serilince Stendardo'ya sarıldı dün Ballardini.Çok da iyi oldu.Ligin ilk 2 haftası galip gelen,o günden beri de 11 maçtır kazanamayan Lazio; sadece deplasmanda 0-0 berabere kaldığı Fiorentina ve ilk hafta 1-0 yendiği Atalanta'dan gol yememişti.Napoli gibi güçlü bir hücum hattına karşı gol yemediler dün.Stendardo'nun muhakkak ki etkisi var bunda.Mevcut Lazio kadrosundaki en iyi stoper bana kalırsa...Zaten diğerlerine stoper demeye bin şahit ister.3-4-2-1 dizilimiyle oynamış dün Lazio.Cribari,Radu ve Stendardo'nun önünde defansif özellikleri olan Baronio ve Brocchi.Sol kanatta yine defansif özellikli Kolarov.Foggia ve Zarate forvet arkası,Cruz ileride.Napoli de benzer bir dizilimle oynamış.Hamsik-Lavezzi destekli Quagliarella hücum hattı Lazio'nunkine oranla daha etkili bir hat tabi ki.Gönül isterdi Lavezzi ile Zarate golleri atsın,Arjantin'den nağmeler sunsunlar,zevkli bir maç izleyelim.

Napoli deplasmanından alınan 1 puan iyidir.Lakin durum çok kritik hâla.12 puanla düşme hattında yer alan Livorno ile aynı puana sahip Lazio.Haftaya Bologna'yı ağırlayacak.11 maçlık seriye bir son verip,Roma maçına bunun moraliyle çıkmak gerekir.
23 Kasım 2009 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Ve Totti döner,Roma kazanır

Bu hafta bir değişiklik yapıp Roma'yla ilgili birşeyler karalayayım dedim.Totti'nin yokluğunda Roma'nın düştüğü durum malum...Türkiye'de Fenerbahçe'de Alex'in yokluğu mutlaka konuşulur.Alex'siz Fener kazanamaz,gol atamaz vs. denir.Aynı şey İtalya'da Roma için geçerli olmalı.Zor günler geçiren ezeli rakip Roma,Totti'nin dönüşüyle ve 35 dakikada attığı 3 golle ligin sürpriz ekiplerinden Bari'yi mağlup etti.Totti niye bu kadar sevildiğini,neden bu kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtladı bir nevi.187 gole ulaşmış ligde...Tam olarak forvet diyemeyeceğimiz bir oyuncu için müthiş bir rakam.200ü geçeceği aşîkar...Alex bıraktığında Fenerbahçe'nin nasıl bir takım olacağını ne kadar merak ediyorsam,Totti bıraktığında da Roma'nın nasıl bir takım oluşturacağını o kadar merak ediyorum.
22 Kasım 2009 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Tottenham 9 - 1 Wi9an | Defoe çıldırırsa...

İlk yarısı 1-0 biten maçta,Tottenham ikinci yarı tam 8 gol atarak haftaya damgasını vurdu.Dünya basınında da geniş yer buldu bu galibiyet dolayısıyla.Hangi siteye girsem Tottenham'ın 9-1'inden birşeyler var.Wigan öyle hatalar yapmış ki savunmada,herhangi bir League One takımını koy o hataları yapmaz Tottenham karşısında.İlk golde Crouch gibi tek meziyeti kafa vurmak olan adama top sektirip kafayla golü yiyorlar.İkinci yarıda Defoe gibi fırsatçıyı durdurmayı bırak,resmen asistler yapıyorlar.Defoe resmen çıldırmışçasına,kudurmuşçasına attı gollerini.Tottenham taraftarı da her golde ilk golmüş gibi sevindi adeta.Bu arada Bentley'in frikiği Kirkland kendi kalesine olarak yazılmış.FM'de olur o gollerden arada.Kaleci kendi kalesine yazar hep.Benzer bir golü 2 sezon önce Galatasaraylı Aykut yemişti sanırım.Tottenham bu 9-1lik skorla tarihinin en farklı EPL galibiyetini almış oldu.Defoe de attığı 5 golle Andy Cole'un rekorunu egale etmiş.İlk Tottenham döneminde bir maçta 90+da kaçırdığı penaltıyla puan kaybına sebep olan Defoe'ye çok sinir olmuştum.Satıldığı zaman da sevinmiştim.Bent aratmaz diye düşünmüştüm.Geri dönüşünde beklentilerimin çok üstünde performans sergilemeye başladı Defoe.Bent konusunda fikirlerim hâla aynı ama Defoe kendini aşmaya başladı.Asıl merak ettiğim Afrika'da İngiltere formasıyla neler yapabileceği...
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Beşiktaş 3 - 0 Fenerbahçe

Daum'un Galatasaray maçıyla başlayan ve birkaç maçtır değerlendirdiği Forvet Kazım hamlesinin bugün tutmayacağını bilemezdik.Ancak Mustafa Denizli'nin düşüncesi çok net belliydi.Fink'i Alex'in peşine salıp Alex'i kilitlemek.Alex'i kilitlemek demek bir bakıma Fenerbahçe'nin hücum gücünü de azaltmak demek Mustafa Denizli için.Aslında düşünüyorum da,çok basit bir fikir lan.Yani bunu düşünmek için Mustafa Denizli olmaya,uygulamak için de elinde bir Fink olmasına hiç gerek yok.Herhangi bir hoca bunu deneyebilir.Sonuç alır yada alamaz ama düşünmesi gerekir.

Kazım hamlesi maçın en kritik hamlesi aslında.Maç kazanılsaydı Daum dahi olacaktı.Kaybedildiği taktirde "Semih dururken Kazım'ı niye forvet oynattın?" sorusu akıllara gelecekti.Öyle de oldu.Maç başlar başlamaz kontrolü ele almaya çalıştık.Fakat Beşiktaş buna pek müsaade etmedi.Yavaştan hücumda kendini göstermeye başlamıştı ki,Serdar Özkan'ın penaltı gibi rahat bir pozisyonu kaçırması saç baş yoldurttu Beşiktaşlılara.Aslında birçok arkadaş maçın ilk 15 dakikasında Beşiktaş'ın daha iyi olduğunu,Serdar'ın bu pozisyonunu falan konuşuyor.Oysa Gökhan Gönül'ün Rüştü'yle karşı karşıya çaprazdan vurduğu pozisyon da en az bunun kadar net bir pozisyondu.Serdar belli bir kazmalık standartını aşamayan,ayağının ayarı olmayan (Güiza gibi) bir oyuncu.Gökhan ise topu nereye vurduğunu,vuracağını bilen tarzda bir oyuncu.Açısı da çok müsaitti o pozisyonda...İkisi de net pozisyonlardı abi sonuçta.Dallandırıp budaklandırmaya hiç gerek yok.Fenerbahçe'nin belirli bir onbiri,oyun karakteri ve sahaya yayılımı var.Ayağa top yapan,basit oynayan,iş sıkıştığında bireysel yetenekleri kullanan bir yapıya sahip.Bu yapıda en önemli detay takımın gerçekten bilinçli paslaşması ve savunmada top yaparken bile sakin oynaması.Beşiktaş'ta böyle bir şey yok.Ne oyun karakteri belli,ne kadrosu belli.Bugün 5 gol atan adamın,haftaya yedek kalması söz konusu olabilir.Yerine oturmamış çokça taş var yani.Bu da Fenerbahçe'nin sevdiği türden bir özellik.İlk yarıda özellikle Beşiktaş'ın göbeğini çok rahat geçtik.O çok methedilen Ernst-Fink ikilisinin oynadığı bölgede defansif orta sahamız Cristian bile at koşturdu bir ara.Solda Andre'nin etkisizliği,Carlos'un kendince birşeyler yapması; sağda ise sadece Mehmet Topuz'un bireysel çabaları vardı hücumda.Andre Santos aldığı topları fena kullanmadı ama etkisizdi işte.Topa hakim ama şuursuzca hareketler yapan bir görünüm çizdi.Dolayısıyla kanatlardan pek organizasyon yapamıyorken,göbekten çok zorlanmadan geçmemiz büyük avantajdı.Mehmet Topuz'un etkili olduğu dakikalarda Beşiktaş taraftarının epey bir sıkıntı çektiğini düşünüyorum.En azından tv karşısındakilerin öyle olduğunu gördüm.Tribündeki taraftarlar beklenen tepkiyi göstermediler.Sisli havada,uzaktan şutları içeri alışı zamanında pek çok can yakmış olan Rüştü'nün koruduğu kaleye Carlos'un yaptığı şut denemeleri de çok akıllıcaydı.Tecrübe diye içimden geçirdim...

İlk yarıda tartışılan bir penaltı pozisyonu var.Gökhan Gönül'e Deli İbraam'ın yaptığı hareket.Ben o pozisyonda kasıtlı bir hareket olduğunu düşünmüyorum.İbrahim topa müdahale ederim ümidiyle bacağını koyuyor,Gökhan da takılıp düşüyor.Penaltı çalınabilir de çalınmayabilir de...İkisinde de "neden?" diye sorulmayabilir.Fakat ondan önce bir başka pozisyon var ki;net penaltı.Ferrari ve Kazım olması gerek pozisyonun içinde tam hatırlayamadım şimdi.Ferrari'nin müdahalesi bariz bir şekilde topa değil.Kazım'ın estetikliğinin de payı var bunda...Müdahale net penaltı.

İkinci yarı daha besmele çekmemiştim ki önce Beşiktaş,sonra Fenerbahçe net birer pozisyon buldu.Sahanın en iyilerinden olan Emre'nin sakatlanmasıyla ise ip koptu.Emre'nin sakatlığına üzülemeden golü yedik.Hayatımda gördüğüm en garip ortalardan biriydi golün ortası.Yıllarca sağ ayaklı Ümit Özat sol bek oynadı bizim takımda,yıllarca ayağının dışıyla orta yaptı ama böyle giden bir topunu hatırlamıyorum.İbrahim Üzülmez'in ortası çok garip bir falso alarak Fink'in ayağından ağlara gitti.O topun gol olmaması için,o an oyunda olmayan Serdar Özkan'ın vurması lazımdı.Öteki türlü her şut gole giderdi.Oyun planlarındaki değişiklik,yenilen golün şoku,3 sol bekli kadro derken ikinci gol geldi.O dakikadan sonra ise ne oyun disiplini kaldı,ne başka birşey.Saldım çayıra mevlam kayıra.Semih ve Özer'in bile kurtarıcı olamayacağı dakikalar başladı.Bu maçı,bu gollerle bir de Emreli 11e 11 izlemek isterdim.Eminim ki o 3 gole bir şekilde karşılık verilirdi.Vederson hamlesi saçmaydı.Semih oyuna alınıp,Kazım sağa,Mehmet ortaya çekilebilirdi.Semih'i oyuna alırken oyundan çıkan ismin de Mehmet Topuz olmaması gerekirdi.Üçüncü gol ofsayt ama film kopmuştu zaten...

İlk yarıdaki oyunumuzu beğendim ben.Sezonun geneline sadece o oyunu yayabilirsek şampiyonluk zor olmaz.Zico'dan beri ilk kez böyle farklı bir mağlubiyet gördük yanılmıyorsam.Maçın skor hakkı da bu değildi gerçi...Şampiyonluk inancım yüksek.Kazım'a yüklenmek istemiyorum.İyi niyetine de inancım sonsuz...

Son bir not olarak belirteyim; artık çok sevdiğim Turkforum'da bile spor muhabbetinin tadı yok.Bölümün seviyesi yerlerde,düzgün bir yorum yapınca bile saçma sapan,sinirleri geren cevaplar alabiliyoruz.Antu'ya onca laf söyleyip Antu'dan çıkmayan;çok eleştirdikleri,kendi deyimlerince Antu ağzıyla konuşanlara da iyice kıl olmaya başladım.Bundan böyle Antu'da sallayıp rahatlayacağım,TD'de spor konuşacağım,belki başka bir forumda da genel şeyler...Yetti lan.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Sodjegiller

Sodje kardeşleri sorsam,tanıyan pek insan bulamayacağımı biliyorum.2002 Dünya Kupası esnasında gazetede yada bir dergide resmini görüp dikkatimi çekmişti Efe Sodje.O günden beri ara sıra kendisinden haber almaya çalışırım.İngiltere alt liglerinde futbol hayatını sürdürdü,son demlerini oynuyor.37 yaşında Efe Sodje.
Uzun,örgülü,giydiği forma rengine göre sakalını renklendiren renkli bir tip Efe.Davids stili gözlük taktığı dönemleri de var.Nijeryalı dedemiz kendisi gibi imaj düşkünü futbolcu kardeşlere sahip.
Sam Sodje bunlardan birisi.1979 doğumlu olan Sam de abi Sodje gibi İngiltere alt liglerinde oynuyor yıllardır.Reading'in Premier Lig'e çıktığı yıllarda pek forma şansı bulamasa da o havayı soludu.Sodjegillerin en şanslısı diyebiliriz belki bu yüzden...Saç stili olarak en efendi Sodje ilan ettim ben kendisini.Birçok zenci futbolcunun kullandığı örgülü modeli kullanıyor. (Bunun bir ismi vardı,bilemedim şimdi)
Üçüncü kardeş 1981 doğumlu Akpo Sodje.Şu anda Charlton Athletic forması giyiyor.Saç rengi olarak genelde sarıyı tercih ediyor.

Üçünü toplasan bir cacık etmezler,o ayrı...
20 Kasım 2009 Cuma
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Afrika'ya Son Biletler

Yine uzaktan seyredeceğimiz bir Dünya Kupasının son biletlerinin heyecanını yaşadık dün gece...Grubumuzda bizi saf dışı bırakan Bosna-Hersek ilk maçta Portekiz karşısında oldukça şanssız bir mağlubiyet almıştı.Futbolun şans meleği Portekizlilerin yanındaydı adeta.Dün akşam Meireles'in golüyle yine galip geldi Portekiz.Dünya Kupasına katılmaya hak kazandı.Bosna-Hersek gitseydi destekleyeceğim takım olacaktı,yazık oldu Boşnaklara...En iyi milli takım jenerasyonlarını yakalamışken bir Dünya Kupası tecrübesi edinmeleri gerekirdi.
Domenech'in çirkinleştirdiği,sevimsizleştirdiği Fransa zoraki bir kupa vizesi aldı.Henry'nin ellediği,avuçladığı,parmakladığı topun sonucunda Gallas'ın golüyle finallerin kapısından girdi Fransa.Robbie Keane için İrlanda'yı Afrika'da görmek isterdim.Hareket Henry'ye yakışmadı.Fakat bu Fransızların balı da nereye kadar gidecek bilmiyorum.Genelde bir uzatma takımı havasındalar.Euro 2000'de de 90+3'te beraberliği yakalamış,altın golle kupaya uzanmışlardı.Hiç sevmiyorum Fransa'yı,gruplarda toslaması dileğimi sunuyorum.Formaları da çok itici olmuş zaten.Nipple gösteren formalara da oldum olası kılımdır.
Scheva için belki de son Dünya Kupası şansıydı.2006'da bu kupada boy göstermişti Schevchenko.Futbolun son baharını yaşayan bir golcü olduğunu göz önüne aldığımızda,ilk maçtaki avantajlı skoru da bir yana koyduğumuzda; Ukrayna'nın finallere katılamamasına en çok üzülen adam olabilir Scheva.Yunanistan ise Avrupa Şampiyonluğundan sonra kupalara katılma konusunda istikrar yakaladı.Bizim gibi birer kupada derece alıp da diğerlerine seyirci kalmadı en azından...
Hiddink'in Rusya'sı ilk maçtaki 2-1lik skor avantajına rağmen,9 kişi kaldığı Slovenya deplasmanında finallere veda etti.Bana göre Play-Offların en sürpriz sonucuydu bu.Kadro kalitesi olarak Slovenlerden 3 gömlek daha üstün bir takım Rusya.Euro 2008'de göze hoş gelen futbollarına da doyamadım.Keşke sürprizi Slovenya değil de,Bosna-Hersek yapabilseydi.Milli takımın başına Hiddink'in geçeceğine dair haberler hızlanır böylelikle...
Uruguay'a oldum olası sempati duymuşumdur.Sanırım en iyileri pek sevmediğimden,genelde böyle orta hallice potansiyelli takımları desteklediğimden olsa gerek.2002 Dünya Kupası'nda Rodriguez'in Danimarka'ya attığı gol hala gözümün önüne gelir.Lugano için Uruguay diyoruz bu sefer...Kosta Rika'yı eleyerek bu turnuvada kendini göstermeye hak kazandı Güney Amerika ekibi.
Kan dökülmesini beklediğim maçta Cezayir,Mısır'ı 1-0 yenerek vizeyi alan takım olmuş.Saifi kupayı kaldırmış bile...Yavaş bakalım Saifi.Mısır hep Afrika Kupaları'nda favori olan,genelde final oynayan bir takım.Kendimi bildim bileli Afrika'nın en iyi takımlarından olan Mısır'ı Dünya Kupalarında görmedim.Bu gelenek en az 4 yıl daha devam edecek.2002'de Senegal'in Fransa'ya yaptığını belki Cezayir de yapar.Aynı gruplara düşerlerse tadından yenmeyecek bir heyecan olacaktır.

Dünya kupasına katılan takımları listeleyelim;
Avrupa
İspanya
İtalya
Portekiz
Danimarka
Almanya
İngiltere
Fransa
Yunanistan
Hollanda
Sırbistan
Slovenya
İsviçre
Slovakya

Afrika
Güney Afrika
Gana
Nijerya
Cezayir
Fildişi Sahilleri
Kamerun

Güney Amerika
Brezilya
Arjantin
Uruguay
Şili
Paraguay

Kuzey Amerika
Honduras
ABD
Meksika

Asya
Avustralya
Japonya
Güney Kore
Kuzey Kore

Okyanusya
Yeni Zelanda
19 Kasım 2009 Perşembe
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Cemalım

Hasta yatağımda yarı ayık halde yatarken NTV Spor'un alt yazısını gördüm forma skandalıyla ilgili.Ayaklandım,bakayım neymiş dedim şu forma skandalı.Harbiden de bir skandalmış.Günümüzde amatör takımların bile yapmaktan çekineceği bir olaymış.Adamlar resmen Cemal Nalga'yı Tufan Ersöz diye oynatmışlar.Bunun mantıklı bir açıklaması olur mu diye düşündüm.Yok!

Cemal Nalga ultra bir yıldız olsa bile hazırlık maçında böyle bir katakulliye değer miydi ? Hadi koç,yetkililer böyle bir seçim yaptı diyelim.Cemal Nalga karşı çıkamadı,oynadı diyelim.Bu olaydan Galatasaray yönetiminin hiç mi haberi olmaz ? Amatör branşlarda hakikaten de amatör bir yönetimi var Galatasaray'ın.Bu son derece utanç verici bir skandaldır.Suçlu Cemal Nalga değildir,onu oynatanlar ve buna göz yumanlardır.Tabi Cemal Nalga'ya da birkaç maçlık ceza gerekir.Galatasaray'ın ise ligden ihraç edilmesi yapılacak şey olmalıdır.Başımıza adalet,ahlak abidesi kesilenler zannetmesinler özür dilemekle,görevden adam almalarla bu rezaleti örtbas edebileceklerini...Bakalım Adnan Polat ve Galatasaray lobisi burada da işe yarayacak mı ?

İlköğretim,lise okul takımlarında çok sık görülen birşeydir bu.100 küsür yıllık bir takımı bu mertebeye kadar düşürmüş bir yönetimin eseridir bu rezalet.Sahi , küçükken yaşı tutmadığı için benim lisansımla maça çıkan Kürşat vardı.Kürşat nerelerdedir acaba şimdi ? Buradan ona da selam olsun...
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Ah ulan De Nigris...

Çok değil birkaç ay önce yazmıştık; "De Nigris Bıraktı" diye...30 Haziran'da blogda bu haberi geçmişim.Kalpteki rahatsızlığına rağmen futbola devam etme kararı aldı daha sonra Meksikalı.Larissa yolunu tuttu.Enke'nin ölüm haberinden sonra bu sabah da De Nigris'in vefat haberini aldık,yine üzüldük.Ah Ulan De Nigris,keşke bıraksaydın demeden edemiyorum...Belki daha sağlıklı bir yaşamı olurdu.Çok yazık oldu,genç bir insan daha aramızdan ayrıldı.

Toprağı bol olsun...
16 Kasım 2009 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Galatasaray Yönetimi Yaptırım Uygulamalı

Her derbide olduğu gibi yine ipler gerildi,bir yerden sonra koptu bu akşam.Galatasaray maçı normal sürede alsaydı,olmazdı.Olsa da büyümezdi.Galatasaray'ın adeti bu.Öndeyken olay olmaz,ses soluk olmaz.Birden tutuşunca olaylar çıkar.Her spor dalında tasvip etmediğimiz fakat bir türlü önüne geçemediğimiz olaylar bunlar...'Taraf' konumundan sıyrılarak yazacağım şimdi.

25 Ekim'de oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde sahaya atılan yabancı maddelerden ötürü Fenerbahçe yönetiminin uyguladığı bir yaptırım oldu.Sahaya madde atanları tespit edip,maça giriş yasağı koyuldu.Bir taraftara verilebilecek en büyük ceza verildi yani.Bunu yapanlar Sporu'na ne yapsa yaranamayanlar...Aziz Yıldırım ve yönetimi bu sergiledikleri tavır ile 'Türk Sporu'ndaki terör' olarak adlandırılan bu olayları aza indirmek,bitirmek için bir adım attı.Bu akşam Galatasaray-Fenerbahçe basketbol müsabakasında gördük ki,sahaya gireninden tut,sporcuya fiili müdahalede bulunan,bulunmak isteyen; İdari menajerimiz Cenk Renda'ya fiili müdahalede bulunma cesareti gösteren tribün teröristleri Galatasaray tribünlerinde fink atıyor.Üstelik bunları tespit etmek için de bizim yönetimimizin kullandığı gibi ekstra bir kameraya ihtiyaç yok.Tvde maç izleyen insanlar bile bu suratları gördü.Aziz Yıldırım ve yönetimin attığı adımın anlamlı kılınması için Galatasaray yönetiminin Spormax'ten muhtemelen alacağı görüntüleri değerlendirip; olaylara sebebiyet veren kişilerin her türlü spor müsabakasına girişlerinin yasaklaması gerekir.Evet bu zor bir şey değil.Bizim başkanımız - hani o kimse tarafından sevilmeyen - kendi sahamızda çıkan olaylardan dolayı böyle birşey uyguluyorsa Galatasaray yönetimi de uygulamalı.Artık onlar da bir adım atmalı...Umudum olduğundan değil,sadece gönlümden geçeni yazıyorum.Yoksa gözümden kaçmadı Yiğit Şardan adlı 'eski başkan adayı' insanın telefonla konuşarak "orta parmak göstermiş,haketmiş" şeklindeki tavırları...Adnan Polat'ın alkış tripleri gözümden kaçmadı.

Yapılması gereken belli...Bu olaylar önceden belli-başlı,tansiyonu yüksek derbilerde olurdu.Şimdi her derbide oluyor.Bunların önüne geçilmek isteniyor madem ki,bu cezalar verilecek. Yoksa maça giriş yasağı konulan Fenerbahçeli taraftarlarımıza gerçekten büyük haksızlık yapılmış olur.

Galatasaray kaç maç ceza alacak onu da göreceğiz.Tahminimce "para cezasıyla" yırtarlar.Maç içerisinde sporcuların centilmence oyunu takdire değerdi.Ne Galatasaray sporcuları,ne de bizim sporcularımız ufak tefek itiş kakışlar dışında ortamı gerecek hareketlerde bulunmadılar.Oyun ve psikolojik olarak ele geçirdiğimiz üstünlüğümüz verilen uzunca arayla birlikte avantajımız konumudan çıktı.Çok zevkli geçen mücadeleye kazanabilirdik.Eminim ki Tanjevic yerine başka bir hoca da olsa kazanırdık.Ömer Aşık çok iyi başladığı maçta,kenara alınca devamını getiremedi.Serbest atışlarda,özellikle kritik atışlarda genelde başarısızdık.Greer uzatmalar harici iyi performans gösteremedi.Artık Tanjevic'i ciddi ciddi yolcu olarak görüyorum.
15 Kasım 2009 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

İtalyan Zarate

İtalyan virgilio haber kaynağına göre Zarate'nin İtalya'da forma giyme şansı bulunuyor.Daha önce Arjantin formasıyla U20 Dünya Şampiyonası'nda oynayan ve Messi-Agüero ile birlikte en çok dikkat çeken isim olan Zarate,annesinin İtalyan olmasından dolayı İtalyan pasaportuna da sahip.Lippi'nin de sıcak baktığı Zarate'nin kendisi gibi futbolcu olan abileri Arjantin milli takımında forma giymişler.Maradona'nın tercih etmediği Zarate'nin de artık İtalya milli takımında oynamak istemesi pek anormal bir istek sayılmaz hani...Juveli Mauro Camoranesi de aslen Arjantinli olup İtalya milli takımında oynuyor.

İtalya milli takımını her turnuvada desteklemişimdir.Ee Zarate'yi sever,Maradona'ya da kıl olurum.Dolayısıyla Zarate'nin İtalyan milli takımında oynaması kararı beni memnun eder.
14 Kasım 2009 Cumartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Gabriele Sandri Unutulmadı

11 Kasım 2007'de, Inter maçı öncesi polis kurşunuyla yaşamını yitiren Lazio taraftarı Gabriele Sandri; ölümünün 2.yılında Lazio'lu taraftarlar tarafından anıldı dün.Bu arada anladığım kadarıyla; dava ya sonuçlanmamış ya da verilen ceza Lazio'lularca adil bulunmamış.Bir adalet isyanı var Lazio forumlarında...

Huzur içinde yat Gabriele...
12 Kasım 2009 Perşembe
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Enke...

Fenerbahçe'deki tek maçlık macerasının da etkisiyle; iyi-kötü birçok futbol severin tanıdığı bir isimdi Robert Enke.Hep iyi kaleciydi.Fenerbahçe'ye geldiğinde de iyi kaleciydi.Yerli kaleci baskısı,taraftar ve basın etkisiyle İstanbulspor maçından sonra bavullarını toplamak zorunda kalmıştı.Daha sonra gittiği Hannover'de Yılın Kalecisi seçilmiş,Alman milli takımı kadrosunda da kendisine yer bulmuştu.Ölümüne,intiharına çok üzüldüm.Huzur içinde yatsın...
10 Kasım 2009 Salı
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Bol Keseden Atışlar#5

Blog ikinci planda şu sıralar...Zaten hiç birinci plana almamıştım ya neyse.Canım sıkıldıkça yazıyorum,genelde okuyorum.İşler de kesat,kriz mriz.Domuz gribi desen ayrı bir dert.Ben inanmıyorum gerçi Domuz gribi illetine.Güzel ülkemin,güzel yöneticilerinin bir dümeni diye düşünüyorum ama kimsenin de günahını almayalım.Yazılası futbol atraksiyonları var bu hafta...Sıradan bir elden geçirmek gerek.

  • Haftanın maçı tartışmasız,herkesin konuştuğu gibi Marseille-Lyon arasındaki 5-5lik maç.Ulan en son baktığımda 2-3'tü,ne ara 5-5 olmuş anlamadım.Golleri sabah Ali Okancı abimizin blogda izledim.Çok absürt goller,ama müthiş bir coşku.Hüzünden zafere,efsane galibiyet derken; Marseille'nın beraberlik golü geliyor.İşin aslı,maçın hakkı da beraberlikti.Lloris kalesinde Rüştüleşmiş adeta.Bu maç 'Futbol Nirvanası' olarak adlandırabileceğimiz bir maç.
  • Beşiktaş adeta kalesinin önünde oynadı Trabzon maçını.Hakan'a mı pay çıkarsak,Umut'a mı bilemedim.Umut kazmalık ve şanssızlık karışımını bir arada yaşarken,Hakan Arıkan tam tersini bir arada yaşadı.Ernst'in golü güzel;golden önce topu kapması,hırsı görülmeye değer.Beşiktaş bize karşı da böyle oynasın yiyorsa.Güiza bile gol atar.(İlla ki!)
  • Lazio Milan'dan 2yi yeyince "Haaay senin..." diyerek tvyi kapadım.Sonra dayanamdım tekrar açtım lan,seviyorum.
  • Tuncay 7 dakika oyunda kalmış dün.Dikkatli baktım da hocası bizim Bayan Voleybol takımının hocası Jan de Braant'a benziyor.Jan de Braant'ın meymenetsiz hali.Tuncay gibi adamı yedek bırakıyorsun,kırmızı karttan dolayı da olsa 7 dakika oynatıp çıkarıyorsun.Adam değilsin Pulis.Tuncay'a şans verilse; Stoke'un kıçını kurtaracak adamdır.
  • Solomon The King ile yollar kesin olarak ayrıldı.Bu sefer geri dönüşü de yok gibi gözüküyor.Yeni salonumuzda The King'i izleyemeyecek olmanın verdiği ufak bir kırılganlık var içimde.Dün 6.kez üst üste Dopingçilere yenilmemiz de cabası.Kenarda bacak bacak üstüne atıp maçı seyredeceğine,sen de gitsen ya Tanjevic!
  • Bloga İddaa kuponu koymayınca daha başarılı oluyorum bu oyunda.Totem haline getireceğim bundan sonra.Bu arada 12 maçlık uçuk kuponum 10 maçta kaldı.Ha gayret diyorum kendime.Umutluyum yarınlardan...Boşuna umut fakirin ekmeği dememiş adamlar.
  • Yarın akşam Erkek Voleybolunda İstanbul Belediye'yi ufalıyoruz,bunu da not edelim.
  • Darius Vassell de Umut Bulut'u aratmayan bir performans sergilemiş dün.Böyle adamlar ligimizde oynasın da,gol kaçırsın be abi.
  • Atalanta 2-5 Juventus maçı da bol gollü haftasonu maçlarımızdandı.Camoranesi maça damgasını vurmuş.İtalyan basını da övmüş dolayısıyla...
  • Football Manager 2010 çok kıyak olmuş çoook.Oyunu keşfetme amaçlı bir sezon geçirdim.Şimdi aslıma,Championship'e geçiş yaptım.Preston ile yeni kariyer açtım dün gece,eve gitsem de oynasam diye bekliyorum.İyi bir taktik tutturursam blogda paylaşırım.
  • Epeydir harddiskte bekleyen 1967 yapımı,bir başyapıt olarak gösterilen "The Graduate" filmini izledim geçen akşam.Dustin Hoffman'ı Hoffman yapan yapım diyorlar.Saçma sapan bir aşk hikayesi,3 saçma çığlık,1 absürt gözyaşı içeren bir film olmasına rağmen çok beğendim.Oyunculuklar mükemmel.Anlatım o kadar yalın ve abartısız ki;gerçekten izlemeye değer bir filmmiş.Geç izledim pişmanım.
  • Şimdi de futbol filmine benzeyen bir film buldum.2007 yapımı "Blinkers & Salir Pitando".Bir İspanyol filmi.Capslerinden anladığım kadarıyla "İbne hakem,ibne hakeeem" içerikli bir film.İndiriyorum,izleyeyim;beğenirsem tavsiye de ederim.
  • Manga'nın da ödül aldığı MTV gecesinde; Lady Gaga da "En iyi çıkış yapan" ödülünü almış.Mutluyuz efendim.
9 Kasım 2009 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler

Lazio 1 - 2 Milan

10 maç olmuş kazanamayalı...Git gide küme düşme korkusunu hissedecek gibi Lazio.Haa düşmez,düşeceğini zannetmiyorum ayrı konu.Ama burada olmayı kadro yapısı olarak haketmese de,rakiplerine oranla ofansif,göze hoş gelen futbol oynamaya çalışsa da şu anki gidişat kümede kalma yarışında olacağını gösteriyor.Toparlanmış bir Milan karşısında,9 haftadır kazanamayan Lazio'nun direnci bu kadar çabuk kırılmamalıydı.2-0'dan sonra direnç göstermediler diyemeyiz fakat gösterdikleri dirençten ziyade çırpınış gibiydi.Ezeli Rakip Roma da puan olarak çok iyi durumda değil.Fakat Inter deplasmanında oynadıkları futbol ortada.Inter'e kök söktürdüler.Lazio sahasında Milan'a erken teslim oldu.Lazio-Roma belgeselinde izlemiştim.İki takım taraftarı için de önemli olan rakibini yenmek ve ligi üstünde bitirmek.Lazio yıllardır ligde Roma'nın gerisinde.Bir süre daha bu gidişat devam edecek gibi gözüküyor.Bir arabın alıp,para saçıp; Lazio'yu kurtarma olasılığı da sıfır malum nedenlerden dolayı.Pandev ve Ledesma'dan para kazanmak yerine iki oyuncuyu da kaybetmeyi tercih eden başkan Lotito'nun da kulaklarını çınlatmalı.Ballardini de elindeki malzemeyi iyi kullanamıyor,bu da başka bir gerçek.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe Acıbadem 3 - 0 Yeşilyurt

Yine set vermedik.Yine güle oynaya kazandık.Yine usandırdık.Yine çaresiz bıraktık.Yine 25-12lik setlerimiz var.Bu yineler sezon boyu sürecek.Aroma Bayanlar Voleybol Ligi'ndeki haksız rekabet yaşatacağız.Eze eze kupaları silip süpüreceğiz.Ona şüphem yok...Asıl hedefin Avrupa olduğu biliniyor ki,onda da Final Four'dan aşağısı yakışmaz bu takıma.

Jan hocamız elindeki kadro rotasyonunu en iyi şekilde kullanıyor.Bugün Seda'yı ilk 6'ya monte etti.Sakatlıktan sonra form tutması için elinden geldiğince süre veriyor Seda'ya.Pasör de Naz yerine Frauke,liberoda da Nihan yerine Songül'ü tercih etti hocamız.Sahadaki 6 ya rakip yok bu ligde! Eczacılar ile Güneş Sigortacılar boşuna heveslenmesin o yüzden...Sahadaki 6 ya rakip olacak tek takım da benchte oturuyor.Hayır abartmıyorum.Sadece giren,çıkan farketmiyor.Her oyuncumuz birbirinden kaliteli,her oyuncumuz takım adına olumlu performans sergiliyor.Övecek söz bulamıyorum daha fazla...

Takım kendini yormadan kazandı.25-7 lik bir ikinci set var.Eczacı'yı 25-12 yenebiliyor,Yeşilyurt'u da 25-12 yenebiliyoruz setlerde.Yeşilyurtlu oyuncular bloklarımızdan bezdi.Özellikle Seda tekli bloklarda bile çok başarılı oldu.Rakipler zorlamaya çalışıyor,ona atıyor yok,buna atıyor yok,olmayınca da erken pes ediyorlar.Bizde henüz rehavet sorunu yok.İnşallah sezon boyunca da olmaz.Olsa da setlerde olur,maçın geneline yansımaz diye düşünüyorum.Seda Tokatlıoğlu savunmada çok iyiydi,hücumda fazla sıkmadı kendini.Sanırım geçmiş sakatlığından dolayı.Frauke günün en göze batan ismiydi.4 lig maçında da set vermedik.Üstelik zorlu rakiplerimiz olarak gösterilen Eczacı ve Gs ile oynadık.Bjk ve VGSigorta maçlarımız kaldı zor olarak gözüken...Onları da aşağılayabildiğimizce aşağılamalıyız diye sadist bir temenni de bulunacağım.
8 Kasım 2009 Pazar
Yazan: steven_stiffler

Tottenham 2 - 0 Sunderland

Sunderland 11'inde 4 eski Tottenham'lı vardı dün.Bu Tottenham'dan ayrılanların uğrak yeri Sunderland.Tainio,Chimbonda gibi isimler de Sunderland'e transfer olmuştu geçen yıllarda.Dün Fraizer Campbell,Darren Bent,Steed Malbranque ve oyuna sonradan giren kaleci Fülop sahadaydı.Özellikle Darren Bent'ten çok çekiniyordum.Bence hala Tottenham'da olması gereken
bir isimdi.

Modric'in sakatlığından sonra düşüşü bekleniyordu Spurs'ün.Beklenen düşüş gerçekleşmedi.Taa ki Defoe'nin de eksilmesilmesine kadar.Modric'siz Tottenham iyi kötü maçları kazanıyordu.Hem Modric'siz hem de formunun zirvesindeki Defoe'siz kalınca iç sahada Stoke City'ye bile mağlup oldular.

Dün Defoe'nin dönüşüyle Tottenham da galibiyet özlemini sonlandırdı.Keane'in golünden sonra
Sunderland'in kaçan penaltısı var.Dönüm noktası...Yüzde yüz hatalı bir penaltı.Hiç bir müdahale yok,yere atış da çok sahte.Hakem nasıl çaldı şaşırdım.Demek ki sadece bizim ülkemizde olmuyor bu hatalar.Neyse ki Darren Bent penaltıyı kaçırdı.Huddlestone alışılageldik gollerinden biriyle galibiyeti getirdi.City'nin puan kaybı da Tottenham için kâr sayılabilir.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Ekaterina Gamova

Fenerbahçe bayan voleybol takımını sırtlayan,dünyaca ünlü voleybolcumuz Ekaterina Gamova'nın çocukluk fotoğrafı.Gözler yine torba torba...Bugün 2.02 boyunda olduğunu varsaydığımızda fotoğraftaki boyuna bakaraktan 2 yada 3 yaşında,tez gelişmiş bir çocuk diye sallayabilirim.Fotoğraf Facebook'taki hayran sayfasından ...
6 Kasım 2009 Cuma
Yazan: steven_stiffler

Fenerbahçe 3 - 1 S.Bükreş

Avrupa Ligi cacık takımlarla dolu bir lig olduğundan; Steaua da bunlardan biri olduğundan olsa gerek,tribünlerde boşluklar gözüme çarptı dün.Seyircisiz oynama cezası bulunan bir takımın,bu cezanın arefesinde tribünlerinin dolu olması gerekirdi.Steaua ile Şampiyonlar Ligi'nde oynasak eminim ki full olurdu tribünler.Vizyon dedikleri bu zaten.Avrupa Ligi yaptılar ismini,güzelleştirmeyi amaçladılar ama şu ana kadar pek bir fark yok geçen yıllardan.İlerleyen turlarda daha iyi olacaktır yine de.Gruplardan sonra güçlü takımlar birbirleriyle eşleşecek.O güne kadar güle oynaya devam o zaman...

Daum forvette Kazım'ı seçerek,doğru hamlesini yaparak başladı maça.Kadıköy'de genelde psikolojikman rahat maçlar çıkarıyoruz bu yıl.Kazım forvet oynadığı zaman ise hem orta sahamız,hem de defansımız psikolojik olarak daha rahat gözüküyor.İleriye atılan her topa koşan bir Kazım var sonuçta.Üstelik Kazım'ın forvet oynaması demek savunmaya da yardım eden bir Topuz olması demek.Daum takıma öyle bir karakter oturtuyor ki,takım her maçı hemen hemen aynı oynama özverisini gösteriyor.Olay sistem falan değil.Aragones'in de sistemi vardı,Zico'nun da...Her hoca bir sistem tutturuyor.Daum'un olayı çok farklı.Takıma aşıladığı bir oyun karakteri var.Kim oynarsa oynasın bu oyun karakterini sahaya yansıtıyor.Tempoyu bu kadar düşük tutmak taraftarı memnun etmiyor ama meyvesini de alıyoruz.

Steau'nun oyun stili bizim ekmeğimize yağ sürecek cinsten.İlk maçtan belliydi aslında bu.İlk maçta deplasman olması dolayısıyla biraz zorlandık.Rakibi tanıyınca da dün akşamki rahat oyun meydana çıktı.Birkaç maçtır formsuz ve yedek olan Andre Santos'u dün akşamki rahat takım psikolojisinde kullanmak çok yerindeydi.Andre'nin golü müthişti.Vuruş tekniği çok klastı,maçın en güzel hareketiydi.Aslında Andre Santos'un milli takıma alınma-alınmama spekülasyonları varken ve Dunga'nın bek oynatılmasından yana olduğu gerçekken; adamı bekte oynatmalıyız.Carlos yaşlı,defansı aksatıyor diye şikayet ediliyor.Carlos önde oynasa,arkasındaki Andre'yle aynı uyumu sürdürür.Üstelik asıl işi savunma yapmak değil de savunmaya yardım etmek olduğu için fazla aksama da yapmaz.
Golü erken atınca spiker de havaya girdi.3 puanı bize verdi.Daum'un "Vederson-Santos (uydurma)seçim spekülasyonlarından" bahsetti.Andre de golü atınca Daum'u süper insan,yüce varlık yaptı.Golü yediğimiz zaman biraz kendine geldi spikerimiz.D Smart seneye ligi almasa bari.İlk yarıda savunmamız 3 hata yaptı.İlkinde Kapetanos vole ile kaçırdı,ikincisinde Nicolita ters ayağıyla vurunca kaçırdı.Üçüncüsünde golü yedik.Devre arasında Daum savunmaya biraz çemkirmiş olmalı.Üç pozisyonda da izledik çünkü.
Bilica Fenerbahçe'nin Avrupa Kupaları'nda 200.golünü atarak tarihe ismini yazdırmış oldu.Alex ortayı yaparken gol geliyorum demişti zaten.1959'dan 2002'ye kadar 100 gol atıp,2002'den 2009'a 200e ulaşmak da garip bir istatistik.Türk futbolunun ufkunun epey genişlemesi diyelim yada buna.Alex sihirli ayaklarıyla attığı gol ile maçın geri kalanını tıngır mıngır oynama lüksü yarattı bize.Daum'da bunun farkında olup Özer'i de dahil etti oyuna.Özer kısa süre sahada kalmasına rağmen yine heyecanlı gözüktü ve basit pas hataları yaptı.Daha çok oynamalı,yenmesi gereken bir heyecanı var gibi geliyor bana.

Defans hattımız ve orta sahamız çok olumlu işler yapıyor.Cristian gibi orta sahada tüm pis işleri tertemiz yapan bir adamın katkısı tartışılmaz.İyi ki almışız diyorum şu Cristian'ı.Andre Santos'un kilo problemi var.Koch biraz el atmalı.Gerekirse pestilini çıkarsın.Güiza'nın akşam yine yok yere kesilen ofsaytları var.Geldiği günden beri kesiliyor aslında.Zaten adamın en iyi yaptığı şey ofsayta kalmamak.Ok gibi fırlıyor,lakin bayrak genelde havaya kalkıyor.Hakemlerin Güiza'nın bu özelliğine dikkat etmesi gerekir.Tabi ki lig hakemlerini kastediyorum.

Twente deplasmanından alacağımız puan yada puanlarla gruptan çıkmayı garantilemeli,Kadıköy'de Sheriff maçında yedek ağırlık çıkmalıyız.Yedeklere de fırsat vermeliyiz.

Lazio da Villarreal'e 4-1 yenilmiş.Erken kırmızı kartın muhakkak payı vardır.Lazio'nun kötü giden takımlara mazlum olma huyundan nefret ederim zaten hep.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Siena 1 - 1 Lazio

Lazio'nun bu kadroyla bu kadar başarısız olmasının nedenini merak ediyorum.Ballardini kötü hoca değil.Tabi ki zirveye oynatacak bir hoca da değil.Zaten Lazio'nun zirveye oynaması için hocanın değil başta Lotito'nun değişmesi lazım.Zirvede gözümüz yok.Ama şu takım ilk 6ya oynaması gereken bir takım be! Stoper sıkıntısı var,Muslera'nın bir günü diğerini tutmuyor,Pandev-Ledesma gibi 2 birinci sınıf oyuncunu oynatamıyorsun ama bunlar bu kadar aşağılara düşmek için bahane olamaz.Stendardo Deli Rossi ile kavgalıydı,gönderildi.Delio Rossi gitti,Ballardini geldi; Stendardo hala oynatılmıyor.Bu adamın suçu günahı ne vallahi sorup soruşturup öğrenmem lazım.36lık Siviglia bu takımın stoperi olacak düzeyde değil.Muslera'nın yediği gol de saçma yine.Onca kritik top tutar,bu tip topları içeri alır.Onu da anlamak güç...Hakemin kırmızı kart kararı çok ağır.Önceden Lazio deplasmanda 1 puan alınca tatmin olurdum.Ama bu sefer işi iyice abarttılar.Alttaki takımlar kazansa Lazio 1 haftada küme düşme potasına bile girebilir.
2 Kasım 2009 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Kayserispor 1 - 1 Fenerbahçe | Erken gol atmayalım

Var mı Fenerbahçe için başka çözüm önerisi olan ? Bu takım erken gol atınca üzerine yatmayı düşünecek bir takım değil.Hele ki bu ligde...Senden güçsüz en az 15 takım var.Diğer ikisi de seninle kafa kafaya oynayabilecek düzeydeki Beşiktaş ve Galatasaray zaten.1-0 yetmez,2 olsun,3 olsun ama olsun birşeyler.

Daum bir sistem tutturur.O sistem ile bütün maçlara çıkar.Oyun içinde skora ve zamana göre dizilim değişikliği yapar.Ama maça her zamanki sistemiyle başlar.Buna çoğu zaman kızmışımdır.Ulan Kadıköy'de bari çift forvet çıkalım dedim olmuştur.Ama bugün Daum'un her zamanki sistemini, 4-5-1'i oynatmasını ümit ederdim.Tabi ki Özer ile...Bizim o inatçı Daum bizi şaşırttı ve 4-4-2 ye geçiş yaptı.Üstelik 2liden birisi Okçu.

Kadir Has'ta yapılan maçları tvden izlerken ayrı bir zevk alıyorum.Stadın şekli şemali,çimlerin renk tonu bana Bundesliga maçı izliyormuşum havası veriyor.Geçen sene açılış maçında biz yendiğimizden beri kimseye yenilmemiş sahasında Kayserispor.Bugün futbolumuzu tabi ki beğenmedim.Alex'siz ofansif anlamda çok zorlandık.Güiza arkasındaki topu önünde ararken Cristian Baroni'nin fasülyeden golü geldi.Bu Souleymanou Hamido'ya yıllardır sallarım.Özellikle Servet'in kafasına verdiği topla nefretim tavan yapmıştır bu elemana.Siyahi insanları seven biri olarak en sevmediğim zencidir Hamido.Bugün yediği golle beni biraz susturmuş olacak.Bir süre kötü konuşmam hakkında en azından...Cristian bile gole şaşırdı.Geçen yıl benzer bir çizgiyi geçip geçmeme durumu olmuştu.Lig Tv'nin çizgi kamerası vardı.Erman Toroğlu maçtan sonra "Bu kamera çok iyi olmuş" vs diyordu.Bugün o kamera açısından pozisyon tekrarını aradı gözlerim ama göstermediler.Tek maçlık bir gösterişmiş demek...Zaten Lig Tv'nin nesi düzgün ki ?

Erken attığımız golden sonra yine şuursuzca bir defansif oyun başladı.Topu döndürelim,zaman öldürelim derken Mehmet'in direkten dönen füzesi gol olsa maç galibiyetimiz ile sonuçlanabilirdi.Bizim temposu düşük geçen bir maçta atacağımız 2.gole ihtiyacımız olmamalı.Zaten tempoyu düşürme işini de yapamadık bugün.Kayseri'nin fasülyeden penaltısı geldi.Hakem belli ki haftaiçi medyada görülen Anti-Fenerbahçelilik psikolojisinden epey etkilenmiş.Çaldığı düdük direkt skora etki etti.Yemiş olduğumuz bu ucuz golden sonra iyice oyundan düştük.Takım demoralize oldu.Kayserispor çok net pozisyonlar buldu.Uyduruk bir penaltı 2 değil,3 puanımıza da mâl olabilirdi.

Hakemin bir de Güiza'nın net pozisyonunu ofsayt diye kesmesi var.Ofsaytta bu tip ince hataları anlarım,insandır.Ama penaltı gerçekten çok ağırdı.Anlaşılacak bir tarafı olmayan bir hataydı.Rezaletti!Ama bu kararlar tartışılmaz.Galatasaray maçından sonra 1 hafta tartışılan Alex'in penaltı pozisyonu gibi olmaz.Yarın Selçuk abi yazar,Hasan Ali abi yazar.Kimse kaleme almaz.Ertesi gün de bir daha hatırlanmamak üzere unutulur gider.

Semih kulübede otururken Güiza sahada yine abuk sabuk hareketler yapıyordu.Kafa topuna yalandan atlamalar,topu kontrol etmeye çalışırken girdiği komik şekiller falan.Beşiktaş'a,Galatasaray'a gollerini attın; misyonunu tamamladın.Bırak da seni o güzel gollerle analım.Efendi gibi git be adam...Bari Solomon gibi disiplinsizlik yap,kadro dışı falan kal.Kanser olacağız yoksa...

Erken gol atınca geriye yaslanma süremiz çok daha fazla oluyor.Bizler çok daha fazla stres yaşıyoruz tv karşısında.Daum inatçıdır,bu düzeni değiştirmez.Bari 60-70 de golü atalım da daha az geriye yaslanalım.Yoksa bu tip maçları sezon boyunca çok görürürüz.Duy beni Daum hoca!
1 Kasım 2009 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Appiah Bologna'da!

Bologna resmi sitesinden transferi duyurmuş.Çok sevdiğim Appiah bundan böyle Bologna formasını giyecekmiş.Yarın sözleşmeyi imzalayacakmış.Appiah yüzünden Bologna'nın en azından ligde kalmasını isteyeceğim anlamına geliyor bu benim için.Çok özledim lan Appi...
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Ronaldinho kendini hatırlattı

Sabah özetlerde izledim Ronaldinho'yu.Milan'ın akşamki 2-0 Parma galibiyetinde Borriello ile birlikte başrol oynamışlar.Borriello'nun bu Milan'da nasıl forma şansı bulamadığına şaşırırım geçen yıldan beri.30'undan sonra oynatacaklar herhalde adamı.Dün akşam Ronaldinho'nun asistlerinde attığı 2 golle galibiyeti getirmiş.Özellikle 2.gol çok şık.Ronaldinho'nun estetik hareketleri,attığı pasları ve oyunu eski Ronaldinho'yu hatırlattı.Eminim sadece böyle düşünen ben değilimdir.Ronaldinho'nun yeteneği tartışılmaz,eleştirilmesi de bir yere kadar normal.En büyük şanssızlığı Messi ve C.Ronaldo ile aynı dönemde futbol oynaması...Eğer bu ikili olmasaydı,belki de Ronaldinho hala zirvedeydi.Dünkü oyununu devam ettirsin,Ronaldinho'ya doyalım...

(Bu arada Digitürk'te Lig Tv dahil bütün kanallar açık dünden beri,ne iştir anlamadım.)
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Arsenal 3 - 0 Tottenham

Bir derbide Tottenham'ın bu kadar kolay teslim olacağını düşünmezdim.Özellikle bu yıl için konuşuyorum.Geçen 2 yıla baktığımda Tottenham'ın hem Chelsea hem de Arsenal ile oynadığı maçlardan müthiş zevk almıştım.Bol gollü maçların etkisi ve Tottenham galibiyetlerinin etkisi de olmuştur tabi.

Geçen hafta Stoke mağlubiyetiyle bu maçı daha kritikleştirmiş,kendini bunun stresine sokmuş ve mağlubiyet olasılığının daha ağır bastığının sinyalini vermişti Tottenham.İlk yarının sonlarına kadar 0-0 gelen maçta ilk yarı bu şekilde bitse ikinci yarı Tottenham ayakları yere daha sağlam basan bir takım görüntüsü verebilirdi.Önce 1-0 oldu,ardından Tottenham santra yaparken kaptırdığı topla 2-0'ı yedi.Ben böyle bir hatayı Premier Lig'in herhangi bir takımına yakıştıramıyorum.Bugün bizim ligimizdeki futbolu beğenmediğimizde "Ahh ulan Premier Lig,ah ulaan La liga" diye iç geçiriyoruz.Dün ise EPL'nin güçlü takımı Tottenham santradan top kaptırıyor.Ardından 4-5 oyuncu Fabregas'ı durduramıyor ve gol oluyor.Fabregas'ın da hakkını vermek lazım,müthiş gol.

Tottenham'ın 2 haftada kaybettiği puanlar takımın moraline muhakkak ki etki etmiştir.Beni bile bozdu.Haftaya galibiyet alınmalı ve bu kötü gidişatı seriye dönüştürmemeli.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -