Yazan : steven_stiffler 21 Ocak 2011 Cuma

Tottenham'ın efsane isimlerinin bir kısmını içeren bir fotoğraf albümünün stickerları. Martin Peters 1969 yılında Londra'nın bir başka takımı West Ham'dan 200.000 pound karşılığı transfer edilmiş ve 1975 yılına kadar Spurs formasını terletmiş. Bu süreç içerisinde attığı gollerle ön plana çıkan Peters, en fazla golü ise 1972-73 sezonunda kaydetmiş. O sezon 15 gol atan Martin Peters Tottenham taraftarlarının unutamadığı isimler arasında yer alıyor.


Jimmy Greaves sadece Tottenham'ın değil, İngiliz futbolunun da unutulmaz isimlerinden birisi. Milli takımda oynadığı 57 maça 44 gol sığdırmış, efsane bir isim. 20 yaşında İngiltere Ligi'nde 100 gole ulaşarak adını tarihe yazdırmış. Chelsea'de 4 senede attığı 125 gol, yolunu çizmeye; Milan'a düşürmüş. Milan'da kısa geçen bir kariyer sürecinden sonra, biraz sonra değineceğimiz efsane menajer Bill Nicholson tarafından Tottenham'a transfer edilmiş. 300ün üstünde maça çıktığı Tottenham'da 4 kere gol kralı olmuş. Tottenham adına toplamda kaydettiği gol sayısı ise 220.

Gelelim Tottenham tarihinin en önemli isimlerinden olan Bill Nicholson'a. Bill Nicholson'ı Tottenham efsanesi saymak için birden fazla sebep var. 19 yaşında Tottenham'da profesyonel olan Nicholson; 35 yaşında jübilesini aynı takımda yapmış. Aradan geçen süreçte 350ye yakın maça çıkmış. 3 sene sonra, 1958'de White Hart Lane'e bu kez menajer olarak adımını atmış. 38 yaşında başladığı Tottenham menajerliğini 16 sene sürdürerek sayısız başarıya imza atmış. Bu süreçte 3 kez FA Cup, 2 kez Lig Kupası, 3 kez Charity Shield, 1 kez Kupa Galipleri Kupası, 1 kez de UEFA Kupası kaldırarak ismini unutulmazlar arasına yazdırmış. Menajerlik görevinden sonra Tottenham adına scoutluk görevini üstlenerek hayatını Tottenham'a adayan Bill Nicholson 2004 yılında hayatını kaybetmiş. Ancak Tottenham müzesinde onun kazandığı sayısız başarının yanında heykeli de bulunuyor.

Kuzey İrlandalı orta saha oyuncusu Danny Blanchflower'ın Tottenham kariyeri 28 yaşında başlıyor. Tottenham'ın estirdiği, altın çağlarında takımda yer almasıyla unutulmazlar arasına giriyor. 10 yıllık Tottenham macerasında kaptanlığa kadar yükselen Blanchflower bu süreçte, 1 lig şampiyonluğu, 2 FA Cup şampiyonluğu, 1 Kupa Galipleri Kupası şampiyonluğu yaşıyor. 1958 ve 1961 yıllarında ise İngiliz spor yazarları tarafından Yılın Futbolcusu ödülüne layık görülüyor. Kuzey İrlanda Milli Takımı ve Chelsea ile menajerlik tecrübesi de bulunan Blancflower 67 yaşında hayatını kaybetmiş.

Biraz daha yakın bir tarihe gidelim. 80li yıllarda Tottenham'da forma giyen Glenn Hoddle ismini, günümüzde de zaman zaman duyuyoruz. 1974 yılında Tottenham'a katılan Hoddle, genç yaşta sakatlıklarla boğuşarak talihsiz bir kariyer başlangıcı yapıyor. İlk kez 17 yaşında Norwich City karşılaşmasıyla kadroya girebilen Hoddle, efsane bir kariyerin ilk adımını atıyor. Patlamayı 1979-1980 sezonunda yapıyor. Henüz 22 yaşında olan Glenn Hoddle ligde attığı 19 gol sayesinde İngiltere'de Yılın Genç Oyuncusu seçiliyor. Duran toplardaki becerisiyle kalecilerin korkulu rüyası olmayı başaran Hoddle'ın Tottenham kariyerinde 1 Uefa Kupası, 2 Federasyon Kupası, 1 Community Shield bulunuyor. 1991 yılında Swindon Town ile oyuncu-menajer olarak menajerlik kariyerine başlayan Hoddle aynı görevi Chelsea'de de gerçekleştirdikten sonra sırasıyla; İngiltere Milli Takımı, Southampton, Tottenham ve Wolverhampton takımlarını çalıştırmış. İngiltere milli formasını da 53 kez giyen Glenn Hoddle, günümüzde hala ismi saygıyla anılan İngiliz futbol adamlarından.

Yine ismini çok duyduğum, ancak yaşımın yetişmediği isimlerden birisi. Maradona'nın panpalarından Osvaldo Ardiles. 1978 yılında Huracan'dan Tottenham'a gelen Ardiles, 10 sene boyunca bu formayı giymiş. Bu süreç onun Spurs efsanesi olması için yeterli gözüküyor. Çünkü o dönemde alınan 2 Federasyon Kupası ve 1 UEFA Kupası'nda payı olan isimlerden. Aynı zamanda 1982 Dünya Kupası'nda Arjantin Milli Takımında 1 numaralı formayı giyen oyuncu, bu konuda da bir ilke imza atmış. 1993-1994 sezonunda Tottenham'da menajerlik de yapan Ardiles, bu konuda futbolculuğundaki kadar başarılı olamamış olacak ki; vasatın altında pek çok takımın teknik direktörlüğünü kariyerine eklemiş.

"Futbol 11'er kişilik iki takım arasında oynanan ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur" sözünü hafızalara kazıyan, efsanevi golcü Gary Lineker. Aslında efsane olmayı altyapısından yetiştiği Leicester City'de başarmıştır. Efsaneyi uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Kariyeri boyunca tek sarı kart dahi görmemiş, müthiş bir centilmen. Milli takımımıza da 2 maçta 6 gol atması dikkatimi çeken bir detay oldu. 1989'da sona eren Barcelona kariyerinden sonra Manchester United'dan gelen teklifi reddedip Tottenham'a transfer olmasıyla 105 maçta atacağı 67 gollük süreç başlamış. Tottenham'da 1 gol krallığı, 1 de Federasyon Kupası başarısı bulunuyor. İngiltere'de 3 farklı takımda gol krallığı yaşayarak bu konuda da adını tarihe yazdırmıştır.

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -