Yazan : steven_stiffler 30 Ocak 2011 Pazar

Geçen hafta Antalya'da oynadığımız futbol tamamen yarışın içerisinde kalma mücadelesiydi. Hoş bir futbol yoktu, her zaman atılmayacak bir golü attık ve üstüne yattık. Fenerbahçe'ye yakıştıramadığım birşey bu, ancak o psikolojik sıkıntıdan çıkmak için bir şekilde böyle bir galibiyet almak şarttı. Psikolojik süreci atlatmak için epey yol katettirdi bu galibiyet. Ünifeb ve CK'nın kritik hafta öncesi tribünlere dönmesi de çok yerinde oldu. Bu da bir nevi tribünlerin psikolojik süreciyle alakalı... Gruplar bıraktı bırakalı, tribünün hiç tadı yok. Yine kısa bir zamanda hazırlanan, çok iyi bir kareografi var. Maç da bu görüntüyle başladı.Emeği geçenlerin ellerine sağlık... Takımı oynatan ve rakibi baskı altına alabilen Fenerbahçe tribünlerini özlemişim.

Aykut Kocaman formda isimlerden kurdu kadroyu. Sezon başından beri eleştirilen, kamptan sonra Antalyaspor maçında ciddi bir oyun ortaya koyan Andre Santos doğru tercihti. Takımın sol kanat sıkıntısı konuşuluyor ancak iyi bir Andre Santos'a hiç birimiz hayır demeyiz tabi ki. Yine ligimizin en enerjik oyuncularından Serkan Balcı'nın karşısına çok rahat adam geçen,önemli bir hücum gücü olan Issiar Dia'yı tercih etmek doğru bir hamleydi. Selçuk biraz soru işareti bırakan bir seçim gibi görünüyordu ancak o da kırmızı kart görene kadar çok iyi bir maç çıkardı. Taraftarın ciddi desteği olunca maça başlangıcımız da baskılı oldu. İlk 10 dakikalık bölümde panikli gözüken, ancak etkili hücumlar gerçekleştirdik. Niang'ın ayağının dışıyla gönderdiği şut maçın en tehlikeli anlarından birisiydi. Oyuncularımızın şampiyonluğu ve bu maçı istediği çok belliydi. Müthiş bir presle başladık maça. Orta sahada Emre,Selçuk,Mehmet; hatta Dia epey baskı yaptılar rakibe. Geçen toplarda ise Lugano,Santos ve Yobo risksiz oynamayı tercih ettiler. İnanılmaz bir hırs ve istek vardı. Tıpkı taraftarın istediği, tribündeki kareografinin söylediği gibi; Yüreklerini ortaya koyan futbolcularımız vardı.

Golün gelmesi de çok geç olmadı. Lugano'nun golünde daha topa vurmadan "Gooool!" diye bağırdım. Çok barizdi, kaleciyle arasında kimse yoktu. Arkadan çekiliyordu gerçi; hem penaltı hem goldü. Niang'ın golündeki vuruş ustalığını da ayrı özlemişim. Galatasaray maçında biçildiğinden beri eski cesaretiyle oynayamıyordu Niang. Sürekli biçiliyor, sürekli sert hareketlere maruz kalıyordu. Haa bugün farklı mı oldu ? Tabi ki olmadı. Özellikle Cale her pozisyonda Niang'ın yakasına yapıştı. Niang'ın sertlikten yakınması Fransa basınında bile yer bulmuştu. Ancak bu sertliğe hakemler izin vermeye devam edecek gibi gözüküyor. Yazının son bölümünde hakeme elbette değineceğim.

İkinci yarının belli bir bölümünde yine kontrolsüz oynamaya başladık. Topu ayağımızda tutabilmemizin çok önemli olduğu süreçte topu ayakta tutma sıkıntısı yaşadık. Ancak sıkıntıyı atlatana kadar pozisyon vermeyişimiz de güzel bir gelişme. İkinci yarılarda genelde kötü oynadığımız biliniyor, o yüzden 2 maçtır kötü oynadığımız dakikalarda pozisyon vermiyor olmayışımızı gelişme olarak değerlendirebiliriz. Hakemin sürekli düdük ağzında gezmesi, en ufak pozisyonda faul vermesi, her iki takıma da gösterdiği anlamlı/anlamsız sarı kartlar dikkat çekiciydi. Bünyamin Gezer açık ara ligin en kötü hakemlerinden birisi olduğunu bir kez daha kanıtladı. Kart göstermediği bir ben kaldım, bir de kahvede önümde ha bire söven has Karadenizli,Trabzonsporlu komik abi. Hakem gösterdiği her karttan sonra maçın kontrolünü elinden kaçırmaya devam etti. İki tarafın da memnun kalmadığı bir yönetim sergiledi. Böyle kritik maçları yönetemeyecek düzeyde bir hakem olduğunu federasyonun da anlaması lazım artık!

Güzel futbol, güzel galibiyet... Kötü oynayan oyuncumuz yok, her biri canını dişine takarak mücadele etti. Haftaya Selçuk ve Gökhan önemli eksikler. Ancak bir orta saha transferi gelecek gibi bugün yarın. Kiralık istemem, kiralık orduyla savaşa gidilmez. Umarım bonservisli bir transfer yaparız. Bu galibiyet ile yarışa devam dedik. Trabzonspor ise ligde 2 maçta çok kritik 5 puan bıraktı.

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -