Yazan : steven_stiffler 15 Aralık 2011 Perşembe

FM 2011'de Cardiff City kariyerimi yazmıştım. FM 2012'de ise Leicester City'yi yazacağım. Belki devamında bir Lazio, bir Tottenham, farklı bir kariyer de gelebilir. Oyunu çıkar çıkmaz yüklediğimi ve oynamaya başladığımı belirteyim. İlk olarak Hellas Verona ile bir test sürüşü yaptım. Serie B'de oynamak zor. Bu arada hangi takım kimleri alıyor, kimler potansiyelli; onları takip ettim. Daha sonra her yıl geleneksel hale getirdiğim, müthiş zevk aldığım İngiltere Championship kariyerime geçiş yaptım. Daha önceki takım tecrübelerim; Wolverhampton, Preston ve Cardiff'ti. Hepsinle elle tutulur başarılar elde etmiştim. Bir de FM 2011'de yaptığım son kariyer olan Oxford City kariyerim var ki, o da oldukça keyifliydi.

Leicester City uzun zamandır Premier Lig'e hasret bir takım. Yıldızlı kadrosu, bol miktarda parası var. Oyunu sıkılmadan oynamam için yeterli bir sebep. Bu yüzden Leicester City'yi tercih ettim.

Transfer için yeterli bir bütçe verilse de; takımın kimyasını bozmak istemedim. Zaten pek transfere de ihtiyaç yoktu. Kalede Scmeichel ligi rahat çıkaracak bir kaleci. Defansta Pantsil, Konchesky gibi tecrübeli beklerim ve Mills, Bamba, Tunchev gibi yeterli özellikte stoperlerim vardı. Orta sahada Gelson Fernandes, Michael Johnson, Paul Gallagher gibi yıldız isimlerin yanısıra; yine yeterli özellikte Danns, Abe, King, Moussa gibi isimler. Dolayısıyla uzun süreli sakatlıklarda sıkıntı yaşamamak için kısa süreli oyuncu kiralamaları gerçekleştirdim.

Ekran görüntüsünde transfer dönemlerinde yaptığım transfer işlemlerini görebilirsiniz. Pek bakmaya değecek bir durum yok, kiraladığım oyuncuların hiç biri sezonun tamamında takımda olmadı. Sadece benden önce kiralanan Johnson, Gelson Fernandes gibi isimler sezon boyunca takımdaydı.

Hazırlık maçlarında iyi sayılabilecek ekiplerle oynadık. Beklediğimden iyi sonuçlar aldım. Tek bir taktik diziliş üzerine yoğunlaştım. 4 defans, 1 ön libero, 2 orta saha, 2 winger ve tek santrforlu sistemde ısrarcıyım. Lige beklediğimden iyi başladım. Hem ligde, hem kupada galibiyetler gelmeye başladı. Lig Kupası'nda 4. turda Chelsea'ye karşı deplasmanda 1-0 öne geçmemize rağmen baskılara dayanamayıp elendik. Aslında 2'yi, hatta 3'ü bulabilecek kadar pozisyon bulduk.

46 maçın yapıldığı ligde, 23 maçlık ilk yarıyı 55 puanla lider bitirdik. 49 gol atıp, 22 gol yedik. 17 galibiyetimiz, 2 de mağlubiyetimiz var.

Ligin ilk yarısında deplasmanda 6-2 kazandığımız Ipswich Town maçı, sezon boyunca aldığımız en seksi galibiyet oldu aynı zamanda. Üstelik 2-0 geriden gelip, 6 gol birden atmak beni nirvanaya ulaştırdı. Her golde Yılmaz Vural triplerine girdim.

Fikstürün ikinci kısmı bu şekilde... Derby, Nottingham Forrest ve Coventry ezeli rakiplerimiz. Hiç birine maç kaybetmemek taraftarın gözündeki fiyakamı da arttırdı tabi...

Ligde beklentilerimin çok üstünde sergilediğimiz performansla 40.hafta sonunda şampiyonluğu ilan ettik. Yani 6 hafta kala... Takipçilerim sürekli değişti... Bir ara West Ham çok ısrarcıydı, sonra Nottingham, Reading, Burnley gibi takımlar sürekli ikinci sırayı paylaştılar.

Lig sonunda ise puan durumu bu şekilde oluştu. Play-Off maçlarında gülen taraf Nottingham Forest oldu. Aslında ben Brighton Have Albion'ı istedim. Farklı bir lezzet olabilirdi Premier Lig'de... Ancak Nottingham da öyle olacaktır. Hem Nottingham çıkamasaydı, Premier Lig'de hiç ezeli rakibim olmayacaktı. İyi oldu iyi...

Biraz ödüllerden bahsedeyim. İlk olarak sezon içerisinde aldığımız Leicester City'ye ait ödülleri paylaşayım.







Yüzümüzü güldüren, alnımızın akı ekran görüntüleriyle devam edeyim.


Teveccühünüz...

Adamım Gallagher "Yılın Futbolcusu" seçildi.

Sonra da beni övmeler falan tabi...

Ben de "Yılın Menajeri" seçildim tabi... Nasıl da mutluyum,canım benim.

Taraftar da "Gallagher" dedi tabi...
Taraftarın seçtiği "Yılın onbiri"

Bu da oyuncularımın tüm sezona yaydığı performans grafikleri...
Bu da Championship "Yılın kadrosu..." Bizden Nugent ve Gallagher var.

Bu da Championship oyuncu istatistikleri... Sezona Beckford ile değil de Nugent ile başlasaydım, gol kralı çıkarabilirdim. Beckford'un sakatlığı en çok Nugent'a yaradı.

Önümüzdeki sezon Premier Lig'de kalma mücadelesi vereceğim ve blogda yine paylaşacağım.

2 Responses so far.

  1. FASLI says:

    oyunun türkçeleştirme oranı yüzde kaç?

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -