1 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 1 - 0 Trabzonspor | STSL 16.Hafta
Yazan : steven_stiffler
19 Aralık 2011 Pazartesi
Fenerbahçe taraftarının Trabzonspor'u en ciddiye aldığı karşılaşmaydı. Açık konuşayım. Trabzonspor'u hiç bir zaman ezeli bir rakip gibi görmedim. Benim gözümde sadece birlikte şampiyonluğa oynadığımız dönemlerde şampiyonluk için yarıştığımız rakibimizdi. Ancak son dönemde oluşturulan gergin ortam, Trabzonspor'un Fenerbahçe'nin hakettiklerine talip olmasıyla ortamı germesi maçın önemini ve Fenerbahçe taraftarının gözünde Trabzonspor'un önemini arttırmıştı. Gelip geçici bir önem... Trabzonspor dediğimiz takım her zaman var olacak. Ama her zaman zirveye oynayamayacak. Her zaman bu kadar güçlü lobisi olmayacak. Hiç bir zaman da Fenerbahçe'nin en ciddi rakibi olmayacak.
Maç öncesi yapılan koreografi meselesine değinelim. Fenerbahçe maçları hariç tribünleri dolduramayan çok bilmişler dün akşamki koreografimize takılmışlar. İki maç tribün görselliği sergileyenlerin senelerdir bu işe emek adayan Fenerbahçe tribünlerine laf söylemeleri komplekslerini gözler önüne sermektedir. Fenerbahçe tribünlerini az çok bilen, bu işlere emek veren insanları az çok tanıyan bir taraftarım. 3 dakika gözükecek bu koreografiler için saatlerce emek harcanıyor. Fotoğraflardan göründüğü kadarıyla çok da şık bir görüntü oluştu. Aykut Kocaman'ın alnındaki çizgiye kadar net bir koreografi, tartışılması yersiz. Fenerbahçe tribünü bu işin pîridir.
Gelelim çok sevdiğiniz, içine edilmiş futbolumuza... Benim için tek ihtimalli maçtı. İçimde en ufak dahi yenilgi hissiyatı yoktu. İddaa'da Fenerbahçe'ye oynamam, totemim var. Dün ise gözü kapalı oynadım. Benim İddaa'da Fenerbahçe'ye oynamam bile kurtaramazdı Trabzonspor'u. Trabzonspor'u kurtaran isim de kaleci Tolga oldu zaten. 1-1 berabere kalıp şampiyonluğu kaçırdığımız maç daha baskılı, daha çok pozisyonlu bir futbol oynamıştık. Dün akşam o kadar üstünlük kuramamış olsak da; maçın hakkı 1-0 değildi. Zaten 1-0'lık galibiyet de pek kimseyi tatmin etmedi hani... Yine de Trabzonspor'un o baskı altında 1 puana razı futbolu ekmeğimize yağ sürdü. Büyük yıldızları Burak Yılmaz topu her aldığında eli ayağı birbirine dolaştı. Taraftar iyi değildi akşam... İntikam için bekleniliyordu, sadece küfür edildi. Trabzonsporlu futbolcuları baskı altına almak sorun değil, aldık da... Ama tribünlerin yer yer susması, bazı pozisyonlarda gerekli tepkiyi gösterememesi maçı intikam havasından çıkardı. Skor 2-0, 3-0 olsa tribünlere daha fazla rehavet çökecekti. Ben hep eleştirdiğimiz Maraton alt tribünündeki abilerin rakip oyuncular taç atmaya gelirken demirlerin üzerinden el kol yapmalarını, tehdit etmelerini özledim. Ergün Penbe'ye nah çeken abiyi görmeyi özledim. Yabancı madde atmak elbette çözüm değil, ancak ortam bu kadar öfke kokarken bu kadar rahat bir maç olmamalıydı. Sonuçta cezayı göze almıştık. Fotoğraftan da görüleceğiz üzere; Trabzonspor kalecisi Tolga Türk Futbolu'nun en itici karakterlerinden biri olma yolunda dev adımlarla ilerliyor. İki maç iyi performans gösteren futbolcuların havalanmaları normaldir Türkiye'de...
Tüm emeklerimize haksızlıkla talip olan, sıradan bir rakibimiz ancak şu süreçte baş düşmanımız olarak gözüken Trabzonspor'u zor da olsa mağlup ettik. Ancak intikam alınmadı, birşeyler yarım kaldı. İkinci yarıdaki maçta Trabzonspor'un gözü dönmüş taraftarları çok daha büyük pislikler yapacaktır. En kötü ihtimalle Galatasaray taraftarı gibi su, koltuk falan atarlar; golleri yerler otururlar.
Serdar Kesimal'in maçın adamı olmasını tartışmazsınız herhalde... Yobo'yla uyumu çok iyiydi. Ben Serdar transferinden çok ümitli değildim ancak böyle futbol oynamaya devam eder ve 5-6 sene formamızı giyerse; ileride oğlum olursa ismini Serdar koyarım. Net! Gökhan Gönül'ü de beğendim, Ziegler'i de... Mehmet Topuz'un ise 1 seneyi aşkın bir süre sonra yine Trabzonspor'a golünü atması manidardı. Palukçi Mehmet...
Maç öncesi yapılan koreografi meselesine değinelim. Fenerbahçe maçları hariç tribünleri dolduramayan çok bilmişler dün akşamki koreografimize takılmışlar. İki maç tribün görselliği sergileyenlerin senelerdir bu işe emek adayan Fenerbahçe tribünlerine laf söylemeleri komplekslerini gözler önüne sermektedir. Fenerbahçe tribünlerini az çok bilen, bu işlere emek veren insanları az çok tanıyan bir taraftarım. 3 dakika gözükecek bu koreografiler için saatlerce emek harcanıyor. Fotoğraflardan göründüğü kadarıyla çok da şık bir görüntü oluştu. Aykut Kocaman'ın alnındaki çizgiye kadar net bir koreografi, tartışılması yersiz. Fenerbahçe tribünü bu işin pîridir.
Gelelim çok sevdiğiniz, içine edilmiş futbolumuza... Benim için tek ihtimalli maçtı. İçimde en ufak dahi yenilgi hissiyatı yoktu. İddaa'da Fenerbahçe'ye oynamam, totemim var. Dün ise gözü kapalı oynadım. Benim İddaa'da Fenerbahçe'ye oynamam bile kurtaramazdı Trabzonspor'u. Trabzonspor'u kurtaran isim de kaleci Tolga oldu zaten. 1-1 berabere kalıp şampiyonluğu kaçırdığımız maç daha baskılı, daha çok pozisyonlu bir futbol oynamıştık. Dün akşam o kadar üstünlük kuramamış olsak da; maçın hakkı 1-0 değildi. Zaten 1-0'lık galibiyet de pek kimseyi tatmin etmedi hani... Yine de Trabzonspor'un o baskı altında 1 puana razı futbolu ekmeğimize yağ sürdü. Büyük yıldızları Burak Yılmaz topu her aldığında eli ayağı birbirine dolaştı. Taraftar iyi değildi akşam... İntikam için bekleniliyordu, sadece küfür edildi. Trabzonsporlu futbolcuları baskı altına almak sorun değil, aldık da... Ama tribünlerin yer yer susması, bazı pozisyonlarda gerekli tepkiyi gösterememesi maçı intikam havasından çıkardı. Skor 2-0, 3-0 olsa tribünlere daha fazla rehavet çökecekti. Ben hep eleştirdiğimiz Maraton alt tribünündeki abilerin rakip oyuncular taç atmaya gelirken demirlerin üzerinden el kol yapmalarını, tehdit etmelerini özledim. Ergün Penbe'ye nah çeken abiyi görmeyi özledim. Yabancı madde atmak elbette çözüm değil, ancak ortam bu kadar öfke kokarken bu kadar rahat bir maç olmamalıydı. Sonuçta cezayı göze almıştık. Fotoğraftan da görüleceğiz üzere; Trabzonspor kalecisi Tolga Türk Futbolu'nun en itici karakterlerinden biri olma yolunda dev adımlarla ilerliyor. İki maç iyi performans gösteren futbolcuların havalanmaları normaldir Türkiye'de...
Tüm emeklerimize haksızlıkla talip olan, sıradan bir rakibimiz ancak şu süreçte baş düşmanımız olarak gözüken Trabzonspor'u zor da olsa mağlup ettik. Ancak intikam alınmadı, birşeyler yarım kaldı. İkinci yarıdaki maçta Trabzonspor'un gözü dönmüş taraftarları çok daha büyük pislikler yapacaktır. En kötü ihtimalle Galatasaray taraftarı gibi su, koltuk falan atarlar; golleri yerler otururlar.
Serdar Kesimal'in maçın adamı olmasını tartışmazsınız herhalde... Yobo'yla uyumu çok iyiydi. Ben Serdar transferinden çok ümitli değildim ancak böyle futbol oynamaya devam eder ve 5-6 sene formamızı giyerse; ileride oğlum olursa ismini Serdar koyarım. Net! Gökhan Gönül'ü de beğendim, Ziegler'i de... Mehmet Topuz'un ise 1 seneyi aşkın bir süre sonra yine Trabzonspor'a golünü atması manidardı. Palukçi Mehmet...
bu kareografilerin hazırlanış aşamsında herhangi bir reklam ajansı ile çalışma yapılıyor mu?yani herşeyini de taraftar mı hazırlıyor yoksa herhangi bir yerden yardım alınıyor mu?