10 dakika önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 4 - 0 Göztepe
Yazan : steven_stiffler
14 Aralık 2012 Cuma
Türkiye Kupası'nı zerre umursamadığımı her zaman söylerim. Geçen sezon aldık, bitti. Bir esprisi ve anlamı kalmadı. Uefa Avrupa Ligi'ne giden en kestirme yol ama Fenerbahçe'de de lig içerisindeki hedef zaten hiç bir zaman Uefa Avrupa Ligi'ne katılmak değil. Dolayısıyla; Türkiye Kupası'nın artık komik bile olmayan esprilerine geçen sezon son verdikten sonra bu sezon 3. bir kulvar olarak yarışılmasının olumlu ve olumsuz pek çok tarafı olduğunu düşünüyorum.
Kupa kazanmak, hedef koymak ve hedefe ilerlemek elbette güzeldir. Ancak Fenerbahçe'nin zaten şu an 2 büyük hedefi var. Avrupa ve Lig önceliği her zaman baş hedef. Türkiye Kupası'nda mücadele etmek demek; futbolcuların ve teknik heyetin üçüncü bir kulvara odaklanması demek. Elbette odaklanacaklar, görevleri diye de düşünülebilir. Ancak önemli bir maç öncesi oynanacak olan Türkiye Kupası maçı çok da önemsenmez. Göztepe maçı da benim için Galatasaray maçı öncesi oldukça gereksizdi. Pendikspor maçında hoca kadronun tamamını değiştirmiş, takım yine belli bir kadro kalitesine sahip olmasına rağmen kötü bir futbol sergileyerek kazanmıştı. Göztepe maçında hoca takımın tamamını değiştirmek yerine; Meireles, Hasan Ali, Kuyt gibi iskeleti oluşturan oyuncuların yanına diğer isimleri yerleştirdi. Göztepe'yle yıllar sonra oynanan bir maç, istekli gelen bir Göztepe ve onlara karşı istekli mücadele edecek Fenerbahçe oyuncuları sahadaydı. Çıkıştaki Sezer Öztürk; bu maçta takımın ataklarını yönlendirecek lider oyuncu pozisyonundaydı. Kuyt saha içinde yine gizli kaptan, Selçuk Şahin yine tecrübesiyle orta sahayı toparlayan isimdi. Orhan Şam istekli mücadelesiyle yine göze batsa da; ofansif anlamda biraz daha etkili gözüktü. Fakat yine istenen seviyeden uzaktı. Serdar ve Egemen'e çok iş düşmese de güven veren bir görüntüdeydiler. İkinci yarıda hem Krasic, hem Recep Niyaz siftah yaptı. Salih Uçan ise paslarıyla gelecek için umut veren bir görüntüdeydi. Krasic'in yüzü nihayet güldü, çok sevindim. Oynaya oynaya kendini buluyor ve gereksiz olarak gördüğüm bu Türkiye Kupası ona olumlu katkı sağladı. Recep Niyaz da oyuna girdikten hemen sonra her hücumda pozisyonun içerisindeydi, neticesinde güzel de bir gol attı. En güzeli ise; gol sevincini Aykut Kocaman ile paylaşması ve hocanın da yüzünde oluşturduğu özlediğimiz o sıcak gülümsemeydi.
Gruplarda; Sivasspor, Bursaspor ve 1461 Trabzon ile eşleştik. Yeni statü oldukça uzun ve gereksiz. Sanki Şampiyonlar Ligi kazanacağız da, grupta 6 maçlık bir mücadele vereceğiz. Yine kadrolar bu şekilde olmalı ve oynamayan oyuncular oynamalı diye düşünüyorum. Kaybedilecekse de böyle kaybedilsin. Recep Niyaz, Salih Uçan, Orhan Şam, Serdar Kesimal gibi isimlerin kazanılması takıma daha fazla katkı sağlayacaktır.
Kupa kazanmak, hedef koymak ve hedefe ilerlemek elbette güzeldir. Ancak Fenerbahçe'nin zaten şu an 2 büyük hedefi var. Avrupa ve Lig önceliği her zaman baş hedef. Türkiye Kupası'nda mücadele etmek demek; futbolcuların ve teknik heyetin üçüncü bir kulvara odaklanması demek. Elbette odaklanacaklar, görevleri diye de düşünülebilir. Ancak önemli bir maç öncesi oynanacak olan Türkiye Kupası maçı çok da önemsenmez. Göztepe maçı da benim için Galatasaray maçı öncesi oldukça gereksizdi. Pendikspor maçında hoca kadronun tamamını değiştirmiş, takım yine belli bir kadro kalitesine sahip olmasına rağmen kötü bir futbol sergileyerek kazanmıştı. Göztepe maçında hoca takımın tamamını değiştirmek yerine; Meireles, Hasan Ali, Kuyt gibi iskeleti oluşturan oyuncuların yanına diğer isimleri yerleştirdi. Göztepe'yle yıllar sonra oynanan bir maç, istekli gelen bir Göztepe ve onlara karşı istekli mücadele edecek Fenerbahçe oyuncuları sahadaydı. Çıkıştaki Sezer Öztürk; bu maçta takımın ataklarını yönlendirecek lider oyuncu pozisyonundaydı. Kuyt saha içinde yine gizli kaptan, Selçuk Şahin yine tecrübesiyle orta sahayı toparlayan isimdi. Orhan Şam istekli mücadelesiyle yine göze batsa da; ofansif anlamda biraz daha etkili gözüktü. Fakat yine istenen seviyeden uzaktı. Serdar ve Egemen'e çok iş düşmese de güven veren bir görüntüdeydiler. İkinci yarıda hem Krasic, hem Recep Niyaz siftah yaptı. Salih Uçan ise paslarıyla gelecek için umut veren bir görüntüdeydi. Krasic'in yüzü nihayet güldü, çok sevindim. Oynaya oynaya kendini buluyor ve gereksiz olarak gördüğüm bu Türkiye Kupası ona olumlu katkı sağladı. Recep Niyaz da oyuna girdikten hemen sonra her hücumda pozisyonun içerisindeydi, neticesinde güzel de bir gol attı. En güzeli ise; gol sevincini Aykut Kocaman ile paylaşması ve hocanın da yüzünde oluşturduğu özlediğimiz o sıcak gülümsemeydi.
Gruplarda; Sivasspor, Bursaspor ve 1461 Trabzon ile eşleştik. Yeni statü oldukça uzun ve gereksiz. Sanki Şampiyonlar Ligi kazanacağız da, grupta 6 maçlık bir mücadele vereceğiz. Yine kadrolar bu şekilde olmalı ve oynamayan oyuncular oynamalı diye düşünüyorum. Kaybedilecekse de böyle kaybedilsin. Recep Niyaz, Salih Uçan, Orhan Şam, Serdar Kesimal gibi isimlerin kazanılması takıma daha fazla katkı sağlayacaktır.
Yorum Gönder