7 dakika önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 1 - 3 Karabükspor | Hüsran
Yazan : steven_stiffler
28 Aralık 2012 Cuma
Fenerbahçe her zaman zirvede olmamıştır. Her zaman zirveye de oynamamıştır. Bu durum son 10 yılda değişti ve Fenerbahçe her zaman zirveye oynadı. Kötü günleri oldu, hatta en kötü günleri biz Fenerbahçeliler yaşadık. Ancak futbolcularımız çoğu zaman bizi utandırmadılar. Uzun zaman sonra utandığımız, hüsranla sonuçlanan maç oldu Karabükspor maçı... Üstelik arma öpme görüntüleriyle bu kadar da güzel başlamışken...
Karabükspor'un Galatasaray'a karşı deplasmanda oynadığı futboldan ders almamız gerekirdi. Neticede oraya kazanmak için giden takım, elbette Kadıköy'e de kazanmak için gelecekti. Ellerindeki silahların bizim futbolcularımızın yanında ismi geçmez belki ama ligin en iyi kontraatak oyuncuları olduklarını da söyleyebiliriz. Lualua ve Shelton, eh formda bir de İlhan Parlak; Karabükspor'un çok etkili bir hücum hattı olmasını sağlıyor. Fenerbahçe kontraatak fırsatı bile vermedi üstelik... Direkt baskı yiyerek başladık. Berbat başlangıcımızın karşılığını erken 2-0 geriye düşerek ödedik. İkinci yarıda beklentim elbette yüksekti. Neticede maçı çevirmemiz gerekiyordu ve takım bunu yapabilecek düzeyde. Hocamızın iki değişikliği maça bir 10 dakika kadar etki etmiş gibi gözüktü. Ancak bu yalancı baskı da kısa sürdü. Karabükspor 3. golü atınca, hem tribün karıştı, hem takım ne yapacağını şaşırdı. Tepkiler yerli ya da yersizdi, onu tartışmayacağım. Ancak Fenerbahçe tribünlerinin bir kaç ay önce bozulan bütünlüğü bu maç ile birlikte sahaya da yansıyordu.
Aykut Kocaman'ın ailesinin ilk defa maça gelmesi ve böyle kötü bir gece yaşaması şüphesiz ki gurur kırıcıydı. Hoca çağrılara kulak verdi, istifasını verdi. Gelmesi gerektiği zamanda gelmişti, gitmesini düşündüğü zamanda gitmek istediğini söyledi. İstifası çok tartışıldı. Bence takım için kötü, hoca ve taraftar için iyi bir karardı. Nedenlerine geleyim. Takım için kötü olmasının sebebi, Aykut Kocaman en kötü günde dimdik ayakta duran ve takımı dimdik ayakta tutan insandı. Koskoca Fenerbahçe Aykut Kocaman'ın omuzlarındaydı. Ayrıca devre arası yapılan hoca değişikliğinin, çok alternatif olmadığı için de takımın tüm sezon çöpe atması olduğunu düşünüyordum. İyi tarafları ise; hoca çok yıprandı ve yoruldu. Bu yorgunluğu performansını çok etkiliyor. Taraftar da hocayı yıpratan bir tutum sergiliyor. Taraftar da yıprandı. Yeni Malatya sonrası Aykut Kocaman'ın arkasında büyük bir destek vardı. Ancak Karabükspor sonrası bu desteği bulması zor... Benim gönlümden geçen, hocanın ömür boyu takımda kalmasıydı ancak şu şartlarda istifasını da geriye almışken; sezon sonu takımı şampiyon yapıp bırakmasıdır. Takımın her ne kadar kötü ötesi performans göstermiş olsalar da karakterli oyunculardan kurulu olduğunu bilmek ve hocaya olan desteklerini görmek beni şampiyonluk için umutlandırıyor.
Karabükspor'un Galatasaray'a karşı deplasmanda oynadığı futboldan ders almamız gerekirdi. Neticede oraya kazanmak için giden takım, elbette Kadıköy'e de kazanmak için gelecekti. Ellerindeki silahların bizim futbolcularımızın yanında ismi geçmez belki ama ligin en iyi kontraatak oyuncuları olduklarını da söyleyebiliriz. Lualua ve Shelton, eh formda bir de İlhan Parlak; Karabükspor'un çok etkili bir hücum hattı olmasını sağlıyor. Fenerbahçe kontraatak fırsatı bile vermedi üstelik... Direkt baskı yiyerek başladık. Berbat başlangıcımızın karşılığını erken 2-0 geriye düşerek ödedik. İkinci yarıda beklentim elbette yüksekti. Neticede maçı çevirmemiz gerekiyordu ve takım bunu yapabilecek düzeyde. Hocamızın iki değişikliği maça bir 10 dakika kadar etki etmiş gibi gözüktü. Ancak bu yalancı baskı da kısa sürdü. Karabükspor 3. golü atınca, hem tribün karıştı, hem takım ne yapacağını şaşırdı. Tepkiler yerli ya da yersizdi, onu tartışmayacağım. Ancak Fenerbahçe tribünlerinin bir kaç ay önce bozulan bütünlüğü bu maç ile birlikte sahaya da yansıyordu.
Aykut Kocaman'ın ailesinin ilk defa maça gelmesi ve böyle kötü bir gece yaşaması şüphesiz ki gurur kırıcıydı. Hoca çağrılara kulak verdi, istifasını verdi. Gelmesi gerektiği zamanda gelmişti, gitmesini düşündüğü zamanda gitmek istediğini söyledi. İstifası çok tartışıldı. Bence takım için kötü, hoca ve taraftar için iyi bir karardı. Nedenlerine geleyim. Takım için kötü olmasının sebebi, Aykut Kocaman en kötü günde dimdik ayakta duran ve takımı dimdik ayakta tutan insandı. Koskoca Fenerbahçe Aykut Kocaman'ın omuzlarındaydı. Ayrıca devre arası yapılan hoca değişikliğinin, çok alternatif olmadığı için de takımın tüm sezon çöpe atması olduğunu düşünüyordum. İyi tarafları ise; hoca çok yıprandı ve yoruldu. Bu yorgunluğu performansını çok etkiliyor. Taraftar da hocayı yıpratan bir tutum sergiliyor. Taraftar da yıprandı. Yeni Malatya sonrası Aykut Kocaman'ın arkasında büyük bir destek vardı. Ancak Karabükspor sonrası bu desteği bulması zor... Benim gönlümden geçen, hocanın ömür boyu takımda kalmasıydı ancak şu şartlarda istifasını da geriye almışken; sezon sonu takımı şampiyon yapıp bırakmasıdır. Takımın her ne kadar kötü ötesi performans göstermiş olsalar da karakterli oyunculardan kurulu olduğunu bilmek ve hocaya olan desteklerini görmek beni şampiyonluk için umutlandırıyor.
Yorum Gönder