36 dakika önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 1 - 3 Antalyaspor | STSL 9.Hafta
Yazan : steven_stiffler
30 Ekim 2012 Salı
Çoğu tekrardan ibaret, söyleyecek çok söz var. Ancak bir o kadar da; konuşacak hiçbir şey yok. Kadıköy'de 47 maçtır kaybetmeme gibi muazzam bir seri de dün akşam son buldu. Yeni bir seri illa ki yakalanır ama 47'yi bulur mu, zor. Antalyaspor gibi pek de iyi bir savunmaya sahip olmayan bir rakibe karşı mağlup olmak ise gerçekten daha üzücü.
Antalyaspor'un ligin zirvesinde olduğunu elbette es geçmemek lazım. Her sezon bir sürpriz takım böyle başlangıçlar yapar. Antalyaspor diğer Anadolu takımlarının aksine; kadrosuyla ve teknik heyetiyle çok fazla oynamayan, istikrar peşinde bir ekip. Mehmet Özdilek'in teknik direktörlüğü hakkında çok fazla fikir sahibi olmasam da; istikrar adına birşeyler yaptığı ortada. Üstelik yaptırdığı transfler de boş isimler değil. Zamanında Partizan'la eşleştiğimizde; bize Partizan'ın en tehlikeli oyuncusu olarak lanse edilen Lamine Diarra, Hollanda Ligi'nde kendini ispat etmiş bir Assaidi elbette ki önemli transferler. Antalyaspor'un kadrosu genel yapısı itibariyle kontraatak oynamaya uygun. Deniz Barış'ın futbolculuğunu herkesin aksine beğenenlerdenim. Ancak Musa Nizam-Deniz Barış ikilisi, oldukça ağır bir stoper ikilisi. Fenerbahçe Sow ve Kuyt ile bu ikiliyi çok rahat delebilecekken; aynı işi Diarra ile Antalyaspor yapıyor. Bekir ve Serdar oldukça uyumsuz gözüktüler. Ancak sadece Diarra bile bu ikiliyi delmeye yetti. Oysa Isaac ve Assaidi çok da etkili olamadılar. Antalyaspor'un her golü; 3-4 topta geldi. İlk yarıdaki goller birbirine çok benzer. İkisinde Diarra uyanıklığı ve savunma beceriksizliği var.
Fenerbahçe, Antalyaspor gibi savunma direnci çok yüksek olmayan bir rakibe karşı tek yarıda 3 gol atabilir. Üstelik ilk golü 49 gibi müthiş bir dakikada bulduysa; devamı da çok zor olmamalı. Ancak Fenerbahçe maalesef baskı kurmayı bilmiyor. Aykut Kocaman'ın bir türlü uygulayamadığı işlerden biri bu. Fenerbahçe 1-0 geriye düştüğünde baskı kuruyor ve eldeki yeteneklerle sonuca gidebiliyor. Ancak 2-0 geriye düştüyse; takımda inanılmaz bir panik havası hakim oluyor. Krasic, Sow, Kuyt gibi yıldızlar olmasına rağmen dan-dun top şişirmece oynanıyor. Fenerbahçe'nin çok talihsiz gol yediğini, çok hatalı gol yediğini görmüşümdür. Ancak dün yediğimiz golün gerçekten bir açıklaması yok. Pozisyonda Salih ve Volkan'ın çaresizliğini görünce kahroldum.
Fenerbahçe ligde ikinci mağlubiyetini aldı. Aradaki 5 puanlık fark hiç birşey. Ancak takım umut vermiyor. Mağlup durumdayken bir panik havası var ve hocanın alternatif bir maç çevirme stratejisi yok. Varsa da uygulanamıyor. Ligde bizden üstün bir takım olmadığı sürece umudum yüksek kalmaya devam edecek. Ancak radikal bir değişim şart. Alex'i kadro dışı bırakarak, bugüne kadar yapılan en radikal değişikliği yapma cesareti gösteren Aykut Kocaman'ın biraz da saha içindeki sistemde radikal değişiklik yapması gerekiyor. Sadece Sow ile gol atıyoruz belki ama sadece Sow ile her zaman galip gelemeyiz.
Antalyaspor'un ligin zirvesinde olduğunu elbette es geçmemek lazım. Her sezon bir sürpriz takım böyle başlangıçlar yapar. Antalyaspor diğer Anadolu takımlarının aksine; kadrosuyla ve teknik heyetiyle çok fazla oynamayan, istikrar peşinde bir ekip. Mehmet Özdilek'in teknik direktörlüğü hakkında çok fazla fikir sahibi olmasam da; istikrar adına birşeyler yaptığı ortada. Üstelik yaptırdığı transfler de boş isimler değil. Zamanında Partizan'la eşleştiğimizde; bize Partizan'ın en tehlikeli oyuncusu olarak lanse edilen Lamine Diarra, Hollanda Ligi'nde kendini ispat etmiş bir Assaidi elbette ki önemli transferler. Antalyaspor'un kadrosu genel yapısı itibariyle kontraatak oynamaya uygun. Deniz Barış'ın futbolculuğunu herkesin aksine beğenenlerdenim. Ancak Musa Nizam-Deniz Barış ikilisi, oldukça ağır bir stoper ikilisi. Fenerbahçe Sow ve Kuyt ile bu ikiliyi çok rahat delebilecekken; aynı işi Diarra ile Antalyaspor yapıyor. Bekir ve Serdar oldukça uyumsuz gözüktüler. Ancak sadece Diarra bile bu ikiliyi delmeye yetti. Oysa Isaac ve Assaidi çok da etkili olamadılar. Antalyaspor'un her golü; 3-4 topta geldi. İlk yarıdaki goller birbirine çok benzer. İkisinde Diarra uyanıklığı ve savunma beceriksizliği var.
Fenerbahçe, Antalyaspor gibi savunma direnci çok yüksek olmayan bir rakibe karşı tek yarıda 3 gol atabilir. Üstelik ilk golü 49 gibi müthiş bir dakikada bulduysa; devamı da çok zor olmamalı. Ancak Fenerbahçe maalesef baskı kurmayı bilmiyor. Aykut Kocaman'ın bir türlü uygulayamadığı işlerden biri bu. Fenerbahçe 1-0 geriye düştüğünde baskı kuruyor ve eldeki yeteneklerle sonuca gidebiliyor. Ancak 2-0 geriye düştüyse; takımda inanılmaz bir panik havası hakim oluyor. Krasic, Sow, Kuyt gibi yıldızlar olmasına rağmen dan-dun top şişirmece oynanıyor. Fenerbahçe'nin çok talihsiz gol yediğini, çok hatalı gol yediğini görmüşümdür. Ancak dün yediğimiz golün gerçekten bir açıklaması yok. Pozisyonda Salih ve Volkan'ın çaresizliğini görünce kahroldum.
Fenerbahçe ligde ikinci mağlubiyetini aldı. Aradaki 5 puanlık fark hiç birşey. Ancak takım umut vermiyor. Mağlup durumdayken bir panik havası var ve hocanın alternatif bir maç çevirme stratejisi yok. Varsa da uygulanamıyor. Ligde bizden üstün bir takım olmadığı sürece umudum yüksek kalmaya devam edecek. Ancak radikal bir değişim şart. Alex'i kadro dışı bırakarak, bugüne kadar yapılan en radikal değişikliği yapma cesareti gösteren Aykut Kocaman'ın biraz da saha içindeki sistemde radikal değişiklik yapması gerekiyor. Sadece Sow ile gol atıyoruz belki ama sadece Sow ile her zaman galip gelemeyiz.
Yorum Gönder