4 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 4 - 0 Kayserispor | Lefter'e Selam
Yazan : steven_stiffler
22 Ocak 2012 Pazar
Dur Galatasaray resmi sitesi gibi küçük bir notla başlayayım; "Bilmem kaç hafta sonra haftasonu maçı!!!" Soğuk ve yağmurlu bir hava... Gündüz Kadıköy'de takılırken arkadaşıma; "4-0 havası" dedim. Temiz kalpliymişim. Yine kadroda kim var, kim yok önemsemedim. Serdar'ın yokluğuna, forvetsizliğe tabi ki üzüldüm. Ancak sahadaki 11 futbolcumuzun Lefter'e selam çakacağını da biliyordum.
Son haftalarda genelde vasat bir oyun oynuyor, erken gol bulma sıkıntısı çekiyorduk. Dün Alex'in bence usta bir takipçilikle, diğerlerince şike kokan bir golle; erken öne geçmemiz takımın özgüvenini de arttırdı. Hatta ben bu özgüven artışını ve takımın havaya girmesini Manisa maçında son dakikada bulduğumuz gole bağlıyorum. Şampiyonluk konusunda beklentim yok, ancak olursak; Manisaspor maçında attığımız o gol geçen senenin Andre Santos-Gaziantep golüdür. Ben dün takımda bu özgüveni gördüm. Volkan'ın, Aykut hocamızın açıklamalarından da bu anlaşılıyor. Varmak istediğim nokta; Fenerbahçe'nin yüksek özgüvenle futbol oynamasını özlemişim.
Savunmaya dün akşam pek iş düşmedi. Bir iki bireysel hata dışında pozisyon vermedik. Ancak Bilica ve Yobo da oldukça temiz futbol oynadılar. Kayserispor ne sağdan, ne soldan gelebildi. Dolayısıyla Ziegler ve Gökhan'ın da çok zorlanmadıkları bir maç olduğunu düşünüyorum. Taktik tahtasında forvet olarak gözüken Alex; hem orta sahada, hem forvette oynadı. Keza Stoch da öyle. Cristian ve Emre'nin de güven verdiğini hissettim. Cristian'ın her zaman bu kadar güven verdiğini hatırlamıyorum.
Gecenin en güzel ve özel detayı; her gol sonrası yaptığımız "Lefter Küçükandonyadis" anonsuydu. Her golde andık büyük Fenerbahçeliyi. Her golde selam gönderdik. Tribünde de ismi sürekli dilimizdeydi zaten... Bir yanda Efsane Lefter, bir yanda Efsane Alex... Diğer yanda da efsane gibi oynayan Miroslav Stoch. Yani yine; "Fenerbahçeli olmak ne güzel birşey!" diyebildiğimiz bir akşam...
Hani hepiniz biliyorsunuzdur; Stoch'un o topu sağına çekip sağ ayağıyla vuracağını. Ama durduramazsınız ya; Fenerbahçe de öyledir işte. Hepiniz bilirsiniz, hepiniz tanırsınız ama engelleyemezsiniz. Öyle büyüktür. İşte Stoch'un o şutları da; Fenerbahçe'nin büyüklüğüne layıktır. Rakip takım teknik direktörü bilir, oyuncuları, kalecisi bilir ama durduramaz. Yukarıdaki fotoğrafı da tribünden çektim. 4.gol esnasında; Gökhan kafayı vuruyor. Bienvenu ise golü kokluyor. 3 saniye sonrası malum...
Aykut Hocam maç sonrası dedi ya; yüzümü en çok güldüren takımdaki davranışlar diye. İnan bizim de öyle hocam. Yüzümüzü en çok güldüren; sizlersiniz.
Son haftalarda genelde vasat bir oyun oynuyor, erken gol bulma sıkıntısı çekiyorduk. Dün Alex'in bence usta bir takipçilikle, diğerlerince şike kokan bir golle; erken öne geçmemiz takımın özgüvenini de arttırdı. Hatta ben bu özgüven artışını ve takımın havaya girmesini Manisa maçında son dakikada bulduğumuz gole bağlıyorum. Şampiyonluk konusunda beklentim yok, ancak olursak; Manisaspor maçında attığımız o gol geçen senenin Andre Santos-Gaziantep golüdür. Ben dün takımda bu özgüveni gördüm. Volkan'ın, Aykut hocamızın açıklamalarından da bu anlaşılıyor. Varmak istediğim nokta; Fenerbahçe'nin yüksek özgüvenle futbol oynamasını özlemişim.
Savunmaya dün akşam pek iş düşmedi. Bir iki bireysel hata dışında pozisyon vermedik. Ancak Bilica ve Yobo da oldukça temiz futbol oynadılar. Kayserispor ne sağdan, ne soldan gelebildi. Dolayısıyla Ziegler ve Gökhan'ın da çok zorlanmadıkları bir maç olduğunu düşünüyorum. Taktik tahtasında forvet olarak gözüken Alex; hem orta sahada, hem forvette oynadı. Keza Stoch da öyle. Cristian ve Emre'nin de güven verdiğini hissettim. Cristian'ın her zaman bu kadar güven verdiğini hatırlamıyorum.
Gecenin en güzel ve özel detayı; her gol sonrası yaptığımız "Lefter Küçükandonyadis" anonsuydu. Her golde andık büyük Fenerbahçeliyi. Her golde selam gönderdik. Tribünde de ismi sürekli dilimizdeydi zaten... Bir yanda Efsane Lefter, bir yanda Efsane Alex... Diğer yanda da efsane gibi oynayan Miroslav Stoch. Yani yine; "Fenerbahçeli olmak ne güzel birşey!" diyebildiğimiz bir akşam...
Hani hepiniz biliyorsunuzdur; Stoch'un o topu sağına çekip sağ ayağıyla vuracağını. Ama durduramazsınız ya; Fenerbahçe de öyledir işte. Hepiniz bilirsiniz, hepiniz tanırsınız ama engelleyemezsiniz. Öyle büyüktür. İşte Stoch'un o şutları da; Fenerbahçe'nin büyüklüğüne layıktır. Rakip takım teknik direktörü bilir, oyuncuları, kalecisi bilir ama durduramaz. Yukarıdaki fotoğrafı da tribünden çektim. 4.gol esnasında; Gökhan kafayı vuruyor. Bienvenu ise golü kokluyor. 3 saniye sonrası malum...
Aykut Hocam maç sonrası dedi ya; yüzümü en çok güldüren takımdaki davranışlar diye. İnan bizim de öyle hocam. Yüzümüzü en çok güldüren; sizlersiniz.
Excellent blog.
Fancy the content I have seen so far and I am your regular reader of your blog.
I am very much interested in adding http://stiff1907.blogspot.com/ in my blog http://southafrica-2010-fifa-worldcup.blogspot.com/.
I am pleased to see my blog in your blog list.
I would like to know whether you are interested in adding my blog in your blog list.
Hope to see a positive reply.
Thanks for visiting my blog as well !
Waiting for your reply friend !!!!!