Lig yarışı kızıştıkça kelimeleri bir araya toplamak zor ve anlamsız olabiliyor. Hele ki rakibin maçında olanlar sayesinde galibiyetimize sevinememek iyice mide bulandırıcı bir hal almaya başlayınca, lig yarışının da pek tadı tuzu kalmıyor. Yine öyle bir futbol günüydü. Bu sezon ilk kez maçlar aynı gün, aynı saatteydi.

• Erken golü atarsak; Trabzonspor'un stres yapacağını ve sıkıntı yaşayacağını düşünüyordum. Stoch'un golü bizi rahatlatabileceği gibi, Trabzonspor'u da strese sokacak gol olabilirdi. Ancak; hakem etkenini hesaba katmadım. Katmak istemedim.
• Son iki haftanın kahramanı Miroslav Stoch'un bu hafta onbir başlaması isabetli bir tercihti.
• Stoch'un Dia'dan eksisi olarak gördüğüm kolay adam eksiltme konusunda geliştiğini farkettim. Sezon başındaki kırılgan yapısı da yok. Oyun içinde daha konsantre. Lige uyum sağladığını ve gelişim içerisinde olduğunu söylemek yanlış olmaz.
• Maça baskılı başlamamız, golü erken bulmamız ve kaçırdığımız pek çok pozisyon şampiyonluğu istediğimizin somut kanıtlarıydı.
• Futbolcularımız inandığında tribünlerin tadı da bir başka oluyor gerçekten. Kareografi yine müthişti.
• Gökhan Gönül ve Andre Santos'un Barcelona tarafından izlenmeye gelmesi tabi ki güzel. Ancak ikisinin de gitmesini istemem. Barcelona beni ilgilendirmez. Çok büyük kulüp, gitsin sağ ve sol bekini başka yerde bulsun. Haa Gökhan'ı El Clasico'da Mesut'a karşı oynarken görmeyi de isterim bir yandan. Ama dediğim gibi; beni Fenerbahçe'den başkası çok alakadar etmiyor.
• Barcelona futbolcu gözlemcisi inşallah Cristian Baroni'yi beğenmiştir bu akşam (!)
• Yıl 2011... Can Arat hâla futbol oynuyor.
• Bazıları "Fenerbahçe'ye yatış" olarak görüyordur, ona eminim de; İBB'nin aklı kupa finalinde. Bu akşam alıştığımız İBB futbolunu oynayamadılar. Tum, İbrahim Akın ve Holosko'nun etkisizliği hücum gücünü oldukça azalttı.
• Stoch ya da Dia'nın karşısında bu ligde adam akıllı oynayabilecek bir bek göremiyorum. Gökhan Gönül ve Santos bizde olduğu sürece de göreceğimi sanmıyorum. Rızvan çok çerezdi Stoch için bugün.
• İlk yarıdaki baskılı oyunun skor karşılığı kesinlikle 2-0 değildi.
• Semih'in 11 futbolcusu olmadığına inanmaya başladım. Oyuna sonradan giren bir Semih, bugün kaçırdığı pozisyonları atardı. Oyundan çıktıktan sonra da tripli davranışı hoş karşılanacak bir şey değildi. Sözleşme yenilenmemesinin getirileri diyelim... Aynısını Aragones döneminde Selçuk da yapmıştı.
• Seviyoruz Guiza reis!
• İBB kalecisi Oğuzhan 61 numaralı formayı giyen, bir Trabzonlu. İçinden kesinlikle Trabzonspor şampiyonluğu geçiyordur. Ben de bir Sakaryalı olarak, benzer durumda Sakaryaspor menfaatini isterdim. İyi oynadı bugün, İBB'den çok Trabzon'un şampiyonluğu için oynadı.
• Santos-Stoch ikilisi bu sezonun en uyumlu futbolunu oynadılar. Karşılarında pasif eleman Rızvan'ın oynamasının da payı vardır tabi de; ikilinin hakkını yemek olmaz. Hem göze, hem gönüle hitap ettiler.
  
• Alex'e ne desek az; topu her ayağına aldığında büyüledi yine. Goldeki kafa vuruşu en çok ona yakışırdı.
• Emre ve Mehmet Topuz yine mücadeleleriyle 90 dakika orta sahayı ayakta tuttular.
• Yobo-Lugano-Volkan üçlüsüne çok iş düşmedi. İBB'nin 10 dakikalık baskısı çok tehditvâri değildi.
• Bir haftayı daha şampiyonluk şarkıları eşliğinde bitirdik. Kalan her maç zor. Ancak en zorunu haftaya Karabükspor ile oynayacağız. Kazanırsak şampiyonluk şansımızı %75-80 görüyorum.
  

Blog üzerinden kimseye çatmadım bugüne kadar. Rakiplerle ilgili iyi/kötü pek birşey yazmadım. Bazen yazmadığım için küfürlü mailler de alıyorum. Ulan ben basın mensubu değilim, Fenerbahçe taraftarıyım; blogları ne diye bu kadar ciddiye alıyorsunuz anlamam. Rakiplerimizi mağlup ettiğimizde tabi ki sevinip, işi dalgaya; bazen gereğinden fazla dalgaya vurabiliyorum. Hatta "Beter olmalarını" bile istiyorum. Ama bu tavırlarım o çok sevmediğiniz Antu ve kişisel Facebook hesabım dışına çıkmıyor. Arkasına ufak bir kitle alan, blogları üzerinden Fenerbahçe'ye çatmaya kalkıyor. Trabzonspor'un bu akşamki rezil galibiyetinden sonra biz de birşeyler yazmayı biliriz. Dikkat ediyorum, Fenerbahçe blogları bu konuda çok sakin. Zannediyorum ki; Trabzonspor'un bu akşamki galibiyetinden sonra blogları üzerinden Fenerbahçe'yi karalamaya çalışanlar, günahların takımı bellemeye çalışanlar; hiç birşey yokmuş gibi rahat rahat uyuyacaklardır.

Tıpkı bayan basketboldaki gibi; 3 hafta sonra "Herşeye Rağmen Şampiyon" başlığı atabilmemiz ümidiyle... Herkese iyi haftalar.