10 saat önce
Archive for Mayıs 2011
Emenike Transferi

Emenike olayı çok farklı. Kendisi fikrimi çürütecek bir istisna... Bank Asya'da golleri sıralarken ismi duyulmaya başladığında, kimi renktaşlarımız Emenike'yi hemen Fenerbahçe ile yazıp çizmeye başladılar. O gün çok kızdım, çok karşı çıktım. Ancak Süper Lig'de benzer bir performansı tekrar ettirmesi, daha çok izleme fırsatı bulmamız Emenike'ye olan fikirlerimi değiştirdi. Fenerbahçe'nin her zaman eksiği olmuştur Ayıboğan forvet. Niang'ın transferiyle bu sezon uzun zaman sonra güçlü bir santraforumuz olmuştu. Şimdi Emenike ile o bölgeyi çiftledik. Bu tip güçlü,süratli ve bitirici forvetler Fenerbahçe'de her zaman iş yapar. Hele ki Alex'le... Niang'ı düşünüyorum, kötü gözüktüğü maçlar oldukça fazlaydı bu sezon. Ancak golcülüğünü göstermeyi başardı. Emenike'nin de benzer bir performans ortaya koyacağını düşünüyorum. Benim forvet tercihim Pavlyuchenko tarzı bir isim olurdu şu kadroya. Ancak Aykut hocamın istediği her transfer kabulümdür. Sadece Trabzonspor'un yardakçısı Karabükspor'u zengin ettiğimiz için düşünceliyim. Fenerbahçe'mize hayırlı olsun... Şimdi sırada bir ön libero, iki de bek yedeği olması gerektiğini düşünüyorum.
Kasia - Duygu Bal


Adınla,Takımınla,Taraftarınla...

2007'de İzmir'den şampiyonluğu alıp dönüşümüz dün gibi aklımda... Ama az değil, 3 koca boş sezon geçti aradan. Taraftar şampiyonluğu bu kadar özlemişken, bir de geçen sezonki travmayı yaşamışken; Aykut Kocaman hamlesi çok büyük riskti. Hatta yönetimin Aykut hocayı taraftarın önüne attığını düşünüyorum.
Aykut Kocaman ile büyüyemesek de, onun Fenerbahçe'deki son sezonunu hatırlayan şanslı yaşıtlarımdan birisiyim. Sislerin arasında vurup şampiyonluğu getirdiğinde bisikletimin arkasına küçük bir Fenerbahçe bayrağı asıp sokağa koşmuştum. Sakaryalı oluşumuz dolayısıyla babam Aykut-Oğuz ikilisini çok severdi. Çok Aykut-Oğuz-Turhan hikayesi dinlemişimdir. Aykut Kocaman'ın teknik direktörümüz olmasına da en çok sevinenlerden birisi babamdı. Gerçi hangi arkadaşımın babasıyla konuşsam, hepsi memnundu. Aykut Kocaman'dan dolayı adı Aykut olan arkadaşım olması da Aykut'un Fenerbahçeli babalar üzerinde nasıl bir etki bıraktığını hissettiriyor bana her seferinde... Not olarak vereyim; benim ismim de Serkan Acar'dan geliyor :)
Sezon başını hatırlıyorum da; herşey kötü, karamsar bir tablo. Her zaman olduğu gibi kötü sonuçlarda yükselen muhalif sesler. Sadece Aykut Kocaman'ın başarılı olmasını isteyip dua edenler... Ve bir de Aykut Kocaman'ın kendi doğruları var tabi. Alex ile başlayan, basın tarafından çok şişirildiğini düşündüğüm sorunlar var. Ben de zaman zaman Aykut Kocaman'ın yanlış hamlelerini kendimce beğenmedim. Ama hiç bir zaman desteği çekmedim. Üstelik benim Aykut Kocaman'da en sevdiğim yön; taraftarın düşündüğü şeyleri yapması. Örneğin; Alex konusundaki tavrı. Alex'e sahip çıkması. Hatta oyuncu değişikliklerinde bile dikkat ediyorum. İçimden ne geçerse, Aykut Kocaman o düşünceyle hareket ediyor. Keza transferler öyle... Brezilya ekolünden bıkkınlık gelmiş taraftara farklı isimler sunarak farklı bir heyecan yaşattı. Gençlere güvenmesi de Fenerbahçe'de yıllardır görülmemiş birşeydi.
Yobo transfer edildiğinde son gün piyangosu demiştim. Gerçekten de öyle oldu. Sezonun en kilit adamlarından bence... Lugano'yla beraber yeni bir Uche-Högh ikilisi oluşturdular. Aslında ben sezon başından beri oynanan futbolu beğenenlerdenim. Hiç bir zaman giremediğimiz kadar pozisyona giriyorduk. Tek olumsuz yanı verdiğimiz çok fazla pozisyondu. Bunu düzeltemediğimiz için de kötü sonuçlar almaya başladık. Taraftarların bir kısmı çabuk galeyana geldi, Aykut hocayı eleştirdi. Antu'nun yaptığı malum görsel var. Tribünlerin heyecanını yitirmeye başladığı dönemler var. Aykut Kocaman zamanla yapmaya çalıştığı şeyleri ayıklayarak yapmaya başladı sanki... Aşama aşama ilerlemeye başladı. Birden oturtamadığı sistem ve düzeni yavaş yavaş oturtmaya başladı. Bu sefer de takım tat vermeyen bir futbolla, zoraki galibiyetler almaya başladı. Tabi puanlar da kaybediliyordu. Üstelik Galatasaray'ı 10 sene sonra kendi sahamızda yenememiş olmamız, çok büyük bir olumsuzluk olarak göze çarpıyordu. Yeni Malatyaspor maçı ile Fenerbahçe dibi gördü. 2 alt ligin takımına yenilmişti ve herkes huzursuzdu. Zaten ne başladıysa da o günden sonra başladı. Antalya kampı takım için bir milat oldu. Kırgınlıklar giderildi, özgüven eksikliği giderildi. Ortada çubuklu için sonuna kadar savaşmaya hazır bir takım çıktı. Bunun mimarı sadece Aykut Kocaman değil, ona desteği esirgemeyen futbolculardır.




Loading ███████████ 80%

Sıralamayı bu kez tersten yaptım. Son maç ve şampiyonlukla ilgili yazma fırsatı bulamadım henüz. Gönül isterdi ki sıcağı sıcağına yazayım. Ama haftasonuna kadar birşeyler karalamayı umut ediyorum. Complete ███████████ 100% dememize çok az kaldı. Nevriye kupayı kaldırdı, Arslan kupayı kaldırdı, Çiğdem kupayı kaldırdı, Alex kupayı kaldırdı. Resmi tamamlamak için Ömer Onan'ı bekliyoruz...
Lecce 2 - 4 Lazio | Olmadı

Müthiş başlanan bir sezon, sezonun ikinci yarısında yaşanan bir düşüş ve küçülen hedef. Juventus ve Roma'nın kötü sezonunda Lazio için alınacak dördüncülük derecesi hiç fena olmayacaktı. Ancak bu sefer de Napoli ve Udinese'nin beklenenin üstünde performansları ortaya çıktı. Son hafta Lazio'nun küçük de olsa bir umudu vardı. Çünkü rakip Udinese, şampiyon Milan ile oynuyordu. Ancak İddaa'nın beraberliğe 1.45 verdiği bu maç, tipik bir Serie A son hafta maçı olup 0-0 bitince; Lecce deplasmanında alınan 4-2'lik galibiyet bir anlam ifade etmedi. Averaj ile Udinese sezonu 4. sırada bitirerek Şampiyonlar Ligi'ne son bileti alan takım oldu. Lazio önemli bir gelir elde etme şansını kaybetti. Son 2 hafta Tommaso Rocchi'nin alışılagelmiş göze hitap eden futbolunu ne kadar çok özlediğimi anımsattı bana... Bu sezon uzun bir süre sakattı, takıma hiç katkı veremedi. Sadece son 2 haftaki performansı bile Rocchi'nin kalitesini ortaya koydu. Karşılıklı gollerle çok güzel bir maç olduğunu da belirtelim Lecce maçının.
Detaylı bir Lazio yazısı yazacağım sınavlardan sonra. Sabit düşüncem; seneye Lazio'nun kadroda rotasyona gitmesi. Para getirecek oyuncuları satıp, Hernanes gibi birkaç transfer daha yapması. Mümkünse Igli Tare ve Lotito da bıraksın artık...
Tottenham 2 - 1 Birmingham | Mavilerin Sonu

Tottenham : Cudicini - Kaboul, King, Dawson, Rose - Huddlestone (84' Kranjcar), Sandro, Lennon, Modric - Crouch (40' Pavlyuchenko), Defoe
Birmingham : Foster - Carr, Davies, Ridgewell, Johnson - Ferguson, Fahey, Gardner, Larsson (75' Derbyshire), Beausejour - Jerome
Sarı Kartlar : Ferguson, Ridgewell, Carr, Derbyshire
Goller : 49' ve 90+ Pavlyuchenko , 79' Gardner
Birmingham'dan Foster, Gardner ve Larsson kesinlikle Premier Lig'de bir takıma transfer olur diye düşünüyorum. Yakında detaylı bir Tottenham sezon analizi yazacağım.
Sakaryaspor Bank Asya 1.Lig'de !

Manon Flier

Bir İtalyan sitesine Pesaro'da kalmak istediğini söylemiş ve röportaj vermiş. Bu fotoğraflar da röportaja ait. Ya da İtalyan sitesi bizi yiyor, bilmiyorum. Şu üst fotoğraftaki kıyafetiyle daha önce de fotoğraflarını görmüştüm. Belki çok seviyordur o kıyafetini,ne diyelim. Flier görmüşken paylaşayım dedim. Hadi iyi haftasonları...

Fotoğraflarla Haftasonu #8











Fenerbahçe 6 - 0 Ankaragücü | Kaldı 1

Sarı Meleklerimizi ve şampiyonluklarını kutladıktan sonra; müthiş bir kareografi ile başladık maça... Zaten Kadıköy'de her maç başka güzel. Her maç başka bir kareografi şaheseri... Tribündeki coşku da şampiyonluk coşkusuydu. Belki de şampiyonluk coşkusu provasıydı. En son 2006-2007 sezonunda Telekom Alt'ta maç izlemiştim. Dün tribünler erken dolunca, üst tribünde yer bulmakta zorlanıp misafirimi de düşünerek alta indim. Tribünde en sevmediğim insan tipi; şampiyonluğa yarıştığın rakibin gol haberini veren insan tipidir. Sağolsun bir abimiz bu konuda bilgilendirmelerini eksik etmedi. Maça çok istekli ve hırslı başlamamıza rağmen çok pozitif bir başlangıç yapamadık. Oyunun hakimiydik, top da hep bizim ayağımızdaydı. Ancak etkili gol pozisyonları üretemedik. Pozisyon üretmeye başladığımız dakikalarda Alex takıma penaltı kazandırdı. Kendisi için kolay olanı yaptı ve skoru 1-0 a getirdi. O dakikadan sonra oynanan istekli futbol, Ankaragücü'nün 10 kişi kalması, 3 haklı penaltı kararıyla hem sahada hem tribünde rahatladık. Zaten Ankaragücü'nün maça Sestak,Tekke ve Vittek üçlüsüyle çıkması; bizim epey rahat bir futbol oynayacağımızı düşündürüyordu bana. Kırmızı kart bal kaymak oldu. Hakem Cüneyt Çakır üçüncü penaltıda Özden'i de atabilirdi. Yedek kalecileri olmadığı için sarı kartla geçiştirdi, iyi yaptı. Son birkaç senedir gördüğüm en iyi tribünlerden birisiydi akşamki tribün. Çoğunluk her tezahürata eşlik etti. Hakkı Akkaya, her golde ayrı bir coşku yarattı. Özellikle telefon ışıklarıyla yapılan gösteri müthişti. Karşılıklı yapılan "Fenerbahçem benim" de son yılların en iyilerindendi. Alex bizim gözümüzde her zaman efsanedir. Akşam attığı 5 gol onun sadece efsaneliğini pekiştirmemiş, onu insanüstü bir yere koymamı sağlamıştır. Bekir'in gol atmasına da bir başka sevindim. Umarım hep maç izlediğim kahvedeki Bekir düşmanı Manchester United scoutları da bu golü alkışlamıştır.
Maç sonu futbolcuların sevincine eşlik etmek için sahaya atlayan 16-17 yaşındaki kardeşlerimizin yaptığı çocukluk, onları itip kakan güvenlik görevlisinin yaptığı ise rezillikti. Özgür Çek'in yuhlanmasını da çok doğru bulmadım. Pozisyon gereği topu taca attı, biraz sert vurması çok büyütülecek birşey değil. Ligin ilk maçında Antalyaspor'u mağlup ettiğimizde de; "Kaldı 33" demiştim. Şimdi 33 gitti, kaldı 1... Karabükspor'un Trabzonspor'dan puan alacağını zannetmiyorum. Dolayısıyla 1 maç eksiğimizle 2.sıradayız. Kazanırsak şampiyon olacağımızı düşünerek motive olmalıyız.
Bizim için dolu dolu geçen bir günü; çok daha detaylı anlatabilirdim belki... Ama şu anki mevcut şartlar bu kadarına el verdi. Çektiğim bir videoyla yazıyı bitireyim.
Liverpool 0 - 2 Tottenham

Tottenham bu galibiyetle tekrar Liverpool'un üstüne çıktı. Sezonu White Hart Lane'de Birmingham mücadelesiyle kapatacağız. Birmingham'ın kümede kalmak için oynayacağını belirtelim.
Lazio 4 - 2 Genoa

Uzun zaman sonra kaptan Rocchi'yi ilk onbirde gördük. Bu sezon sakatlık derdinden kurtulamayan, sakat olmadığı zamanlarda da yedek oturtulan; bana göre ligin en komple forvetlerinden birisi. Yaşı ilerlemiş olmasa, her takımda oynayabilecek bir oyun yapısına sahip. Maça Biava'nın kafa golüyle önde başlayan Lazio, Palacio'nun cevabına engel olamadı. İlk yarı 1-1 bitti. İkinci yarıda Lazio gol yağdırmaya başladı. Mutlak galibiyet hedefi olan Lazio, kurduğu baskı sonucunda Rocchi'yle 2-1 öne geçti. Hernanes'in 2 golüyle skor 4-1'e geldi. Hernanes'in ilk golünü kafayla attığını belirtelim. 89'da Criscito'nun skoru 4-2'ye getiren golü Genoa için bir anlam ifade etmiyordu. Criscito çok iyi oyuncu bu arada, çok beğeniyorum. İddaa'da Lazio 1 farkla kazanır oynamıştım, tek bu maçtan yattım. Lazio şaha gelsin, hiç sorun değil. Haftaya Lecce deplasmanı çok daha zor olacak. Lecce bugün kazanırsa, Lazio'nun şansı biraz daha yüksek olur. Ondan daha önemlisi bugün Udinese'nin oynayacağı Chievo maçı.
Güle Güle Nati
