Yazan : steven_stiffler 31 Aralık 2010 Cuma

Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom... İki senedir Fenerbahçe Acıbadem'i en çok zorlayan Türk takımı. Geçen sene mağlup etmeyi başaran tek Türk takımı. Tabi ki iyi bir kadroları var. Poljak,Glinka ve Nikolic gibi dünya voleybolunun tanıdığı üç oyuncusu var. Yerlileri çok üst düzey olmasa da milli takım ayarında oyuncular. Bu niteliklere bir de Fenerbahçe'yle mücadele etme hırsı eklenince, ortaya dün akşamki gibi çok çekişmeli bir maç çıkabiliyor. Yalnız bu hırs normal bir hırs değil. Mesela Maja Poljak her zaman hırslı bir oyuncudur. Bu yüzden sevdiğim bir oyuncudur. Ancak Fenerbahçe maçlarında hırstan ne yapacağını şaşırmış bir şekilde oynar. Neslihan'ınki Fenerbahçe düşmanlığıdır. Ancak Maja'nınki çok farklı bir olaydır. Dolayısıyla Fenerbahçe taraftarının haz almadığı bir isimdir. Nilay'ın oyundan çıkarken hatim indirmesi, Vakıfbank'ın maç sonunda ; Fenerbahçe'nin dünya şampiyonu olduğu maçtan sonrakinden daha fazla sevinmesi bu anormal hırsın parçaları.

Setler üzerine konuşacak olursak, ilk 2 set benzer oyunlarla Fenerbahçemiz'in 25-18 ve 25-20 galibiyetleriyle bitti. Her iki sette de 2.teknik molalardan sonra oyunda üstünlüğü arttırdık. Çok ezici oynamadık ama her iki sette de baştan sona üstünlüğü koruduk. Yer yer yorgunluğun belli olmasına rağmen 2-0 çok büyük avantajdı. Ancak bu avantajı değerlendirmeyi başaramadık. Ze Roberto'nun kadro seçimini tartışmak yersiz. Naz çok kötü oynadı. Rezalet oynadı tamam ama bu kadar sert eleştirmek, Naz'ı silip atmak kabullenemeyecek bir davranış. Hele düne kadar 40 yaşındaki Fofao'nun neden alındığını, Naz gibi bir değeri değerlendirmemiz gerektiğini söyleyen renktaşlarımız; bugün Naz'ı silip atabiliyorlar. Her spor branşında en büyük sıkıntımız; bir kere de kral yapıp bir kere de silip atmak zaten... Bu sezon en zorlandığımız ve kaybettiğimiz setler hep 3.setler oluyor. 3.sette yine çok vasat bir oyun sergileyip Vakıfbank'ın umudunu arttırdık. 4. ve 5. setlerdeki sert ve dengeli oyunda Vakıfbank'ın aşırı hırsı, Fenerbahçeli oyuncuların yorgunluğuna karşı galip geldi. Hele son set 8-3'ten 8-10 geriye düşmemiz inanılacak gibi değil. Maja Poljak ilk 2 set ortalıkta gözükmezken, sonraki 3 set çok iyi bir oyun oynadı. Glinka ise maçın sonlarına damga vurdu. Fenerbahçe'de ayakta kalan tek isim Nati'ydi. Maçın sonlarındaki Nati - Glinka sayı düellosundan Glinka'nın galip çıkması maçı VGSTT takımına getirdi.

Geçen sezon Jan de Braant'ın tüm sezon boyunca aldığı 2 yenilgiyi Ze Roberto 1.5 ayda aldı. Hoca çok kaliteli şüphesiz. Ancak, oyuna müdahale etmeyişi bazen beni Avrupa için endişendiriyor. Guidetti sürekli yeni birşeyler denerken, Ze Roberto eldeki oyuncuları kullanmadı. Zülfiye'yi neden aldık hala belli değil. Kadro rotasyonu bu kadar genişken, hep aynı oyuncularla oynamak doğru seçim değil. Seda'yı kullanmayışı anlamsız. Demoralize olan Naz'ı oyunda tutması da eksi puan. 130 dakikalık bu maç zaten yorgun olan takımı iyice yordu. Neyse ki haftasonu rakip İller Bankası...

Son olarak; önceden Fenerbahçe futbolda liderken lig kalitesiz olurdu. Fenerbahçe kaptırınca lige kalite ve renk gelirdi. Şimdi voleybolda da öyle... Yorumcular hakedenin değil ; müessese takımlarının kazanmasını istiyor. Fenerbahçe üstün oynarken "bu kadar kaliteli oyuncularla oynanan kötü voleybol" diye nitelendirilen maç; Vakıfbank öne geçtiğinde "çok kaliteli,süper bir maç" olarak lanse ediliyor. Hadi ordan !

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -