11 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Futbol , Tottenham »
- Aston Villa 0 - 2 Tottenham | EPL 8.Hafta
Yazan : steven_stiffler
21 Ekim 2013 Pazartesi
Aston Villa ilginç takım... Deyim yerindeyse bu sezonki transferleriyle birlikte tam bir FM takımı oldular. Genç ve potansiyelli oyuncuları aldılar, yüksek maaşlı oyunculardan kurtuldular. Sezona da Arsenal galibiyetiyle başladılar. Sonrasıda bir Manchester City galibiyeti var. Ancak Tottenham'a karşı kupada kendi sahalarında 4-0'lık hezimet yaşamışlardı. Tottenham'a karşı bu sefer daha bilinçli ve istekli oynayacaklarını düşünüyordum. West Ham mağlubiyetiyle sarsılan Spurs ise o maçın bir kaza olduğunu gösterircesine başladı maça.
West Ham maçından sonra Tottenham'ın farklı yenilgiye rağmen çok tesadüfi goller yediğini ve topun kaleye her girişinin bir şans ve zorlama olduğunu söylemiştim. Tottenham o maçta da iyi oynamış, sadece psikoloji ve skor üstünlüğünü yakalayamamıştı. Milli maç arasının da takımın toparlanmasına katkısı olmuş gibi gözüküyor. Dün deplasmanda değil de kendi evlerinde gibi oynadılar. West Ham yenilgisi sonrası söylediklerimden biri de; AVB'nin kazanan takımı bozamama korkusu sona erdiğiydi. Artık kadroda rotasyona gidebilir, kenardaki kaliteli isimleri ilk 11'de oynatabilirdi. Nitekim dün öyle oldu. Chricheş, Sandro, Holtby ilk 11'de şans buldular. Aston Villa'nın genç ve dinamik kadrosunun bekleri çok dikkatimi çekti. Geçen sezon Gröningen'de sağ kanat ve önlibero oynayan, Aston Villa'da da sezona bu şekilde başlayan Leandro Bacuna sağ bekte oynarken; sol bekte de yine ofansif bir isim olan Antonio Luna vardı. İngiltere'de Andros Townsend rüzgarı bu maçta da devam etti. Milli maçlarda ilk kez forma giyerek gol atan ve Hodgson'ın saha içi sisteminin kilit adamı olan Andros Townsend; AVB'ın da vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Her maç bol bol kaleyi yoklayan Andros, bu kez yaptığı ortaya kimsenin dokunamamasıyla golü atmış oldu. İkinci gol ise; 1 gün önce Arsenal'da Wilshere'in attığı derslik gole selam çakarcasınaydı. Holtby'nin asist girişimi kadife bir dokunuşla Paulinho'nun asisti oldu ve Roberto Soldado da suskunluğunu bozdu.
West Ham maçından sonra Tottenham'ın farklı yenilgiye rağmen çok tesadüfi goller yediğini ve topun kaleye her girişinin bir şans ve zorlama olduğunu söylemiştim. Tottenham o maçta da iyi oynamış, sadece psikoloji ve skor üstünlüğünü yakalayamamıştı. Milli maç arasının da takımın toparlanmasına katkısı olmuş gibi gözüküyor. Dün deplasmanda değil de kendi evlerinde gibi oynadılar. West Ham yenilgisi sonrası söylediklerimden biri de; AVB'nin kazanan takımı bozamama korkusu sona erdiğiydi. Artık kadroda rotasyona gidebilir, kenardaki kaliteli isimleri ilk 11'de oynatabilirdi. Nitekim dün öyle oldu. Chricheş, Sandro, Holtby ilk 11'de şans buldular. Aston Villa'nın genç ve dinamik kadrosunun bekleri çok dikkatimi çekti. Geçen sezon Gröningen'de sağ kanat ve önlibero oynayan, Aston Villa'da da sezona bu şekilde başlayan Leandro Bacuna sağ bekte oynarken; sol bekte de yine ofansif bir isim olan Antonio Luna vardı. İngiltere'de Andros Townsend rüzgarı bu maçta da devam etti. Milli maçlarda ilk kez forma giyerek gol atan ve Hodgson'ın saha içi sisteminin kilit adamı olan Andros Townsend; AVB'ın da vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Her maç bol bol kaleyi yoklayan Andros, bu kez yaptığı ortaya kimsenin dokunamamasıyla golü atmış oldu. İkinci gol ise; 1 gün önce Arsenal'da Wilshere'in attığı derslik gole selam çakarcasınaydı. Holtby'nin asist girişimi kadife bir dokunuşla Paulinho'nun asisti oldu ve Roberto Soldado da suskunluğunu bozdu.
Yorum Gönder