1 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 1 - 1 Manisaspor | Eyyama Devam
Yazan : steven_stiffler
21 Eylül 2011 Çarşamba
Ligi temizleme masallarıyla "Şikeci" sıfatının baskısı altında maçlarını oynamaya devam eden Fenerbahçe'nin, ilk 2 maçında 2 net penaltısı verilmemişti. Bireysel konuşayım. Vermesinler. İstemiyorum sezon boyunca penaltı. Zaten geçen sezona kadar da vermiyorlardı. Geçen sezon penaltı çalmak zorunda kalmalarının sebebi de her maç hakemleri bağlayıp şike yapmamız değildi. O kadar çok pozisyon buluyor, o kadar baskılı oynuyorduk ki; her maç bir kaç penaltılık pozisyonumuz oluyordu. Vermek zorunda kaldılar. Olsun, bu sene de olsun ama vermesinler. Fenerbahçe penaltı çalınmadan da şampiyon oldu. Penaltı çalınmadan da zirveye oynadı. Aleyhine aylardır penaltı çalınmayalarla aynı kefede değil...
Bir yanda Türk Futbolu adına tarihi bir gün... Büyük Fenerbahçe'nin yürekli kadınları; genci, yaşlısı demeden güneşin altında saatlerce sıra beklediler. Yayıncı kuruluş spikerleri bunu her ne kadar "futbol sevgisi" olarak adlandırsa da; futbol sevgisi falan değildi bu. Bunun adı Fenerbahçe Sevgisi'ydi. Hayatında hiç maç izlemeyeni de vardı, kombinelisi de vardı. Kimisi evlatlarının, eşlerinin hatrına geldi; kimisi 2 gecedir heyecandan uyku uyuyamayarak geldi. Yayıncı kuruluş spikerleri bilmezler bunu, anlamazlar. 20 Eylül 2011, Fenerbahçe'nin büyüklüğünün tarif edilemezliğinin bir tarifi olmanın yanı sıra; TFF'nin fena halde çuvallama tarihi olmuştur. Kadınları ve çocukları tribüne yönelterek, farklı bir şey denediler. Herşeyi olduğu gibi yine Fenerbahçe'nin üzerinde denediler. Hesap edemediler, o tribünlerin hınca hınç dolacağını. Ellerinde patladı bu ceza verme şekli... Kimileri 30 bin kişiyle stadı zar zor doldururken, bizim sadece kadınlarımız ve sevdamızı miras bıraktığımız çocuklarımız 40 bini devirdi.
Şimdi futbol,lig falan bir yana, aklıma takılan şunlar var;
Kadın taraftarlar sahadaki Fenerbahçe'ye ne kadar etki etti tartışırım.
Ancak ofsaytı hakemlerden daha iyi bildiklerini tartışmam.
Caner ne kadar iyi oynadı tartışırım.
Ancak Caner ne kadar iyi mücadele etti tartışmam.
Aykut hocanın kadro seçimini, oyuncu değişikliklerini tartışırım.
İki maçtır iyi oynayan Bilica'nın bugünkü performansını tartışırım.
Fenerbahçe'nin kötü oynamasını hem tartışır, hem kabullenirim.
Stoch'un neden oynatılmadığını düşünür, Stoch için üzülürüm. Onu da tartışırım.
Ancak bugün sahadaki hakem üçlüsünün yaptıkları eyyamı tartışmam.
Manisaspor'un ofsayt golünü tartışmam. Gözden kaçırılmıştır, insanlıktır demem.
Fenerbahçe'nin ofsaytla uzaktan yakından alakası olmayan, geçen sezonki şampiyonluğu kadar temiz golünü tartışmam.
Fenerbahçeli futbolcuların kötü de oynasalar verdikleri üst düzey mücadelenin nasıl hiç edildiğini, kadın taraftarların cinsiyetleri üzerine yapılan seviyesiz esprilerin ne denli gerizekalıca olduklarını ve Fenerbahçe başkanını içeride tutarak, Fenerbahçe camiasının çeşitli eylemlerle cezalandıranların; bugün yaptıkları eyyamı tartışmam. Türk Futbolu'nda böyle eyyamlar oldukça, asla temizlenemeyeceğini de tartışmam. Ama en önemlisi; kadını,erkeği ayırt etmeksizin dünyanın en büyük taraftarının Fenerbahçe taraftarı olduğunu tartışmam. Böyle bir birlik-beraberlik ve gurur ortamında; sportif başarıdan ziyade, Fenerbahçeli olmanın gururudur bizi ayakta tutan... Federasyon ve hakem eyyamlarıyla ligin ne kadar iyi kurgulandığını tartışmam bile...
Federasyon Football Manager editörüne girmiş. Ligi kurgulamışlar. Lig sonunda gelinecek yer belli belli. Pastadan kimin büyük, kimin orta dilim pay alacağı belli... Fenerbahçe üzerine oynanacak oyunlar ve eyyamlar devam edecek. Saha içinde deviremedikleri Fenerbahçe'yi, bu kirli oyunlarla devirmeye çalışacaklar. Belki sezonluk başaracaklar. Belki bu sezon bile şampiyon olacağız, ellerinde patlayacak. Başaramayacakları tek şey; Fenerbahçe camiasının kenetlenmesi ve direncini kırmak. Kirli oyunlarınıza alet olmayacak, Fenerbahçe'yi oyuncağınız etmeyeceğiz.
Alın "temiz" liginiz ve sportif başarılarınız sizin olsun!
Bir yanda Türk Futbolu adına tarihi bir gün... Büyük Fenerbahçe'nin yürekli kadınları; genci, yaşlısı demeden güneşin altında saatlerce sıra beklediler. Yayıncı kuruluş spikerleri bunu her ne kadar "futbol sevgisi" olarak adlandırsa da; futbol sevgisi falan değildi bu. Bunun adı Fenerbahçe Sevgisi'ydi. Hayatında hiç maç izlemeyeni de vardı, kombinelisi de vardı. Kimisi evlatlarının, eşlerinin hatrına geldi; kimisi 2 gecedir heyecandan uyku uyuyamayarak geldi. Yayıncı kuruluş spikerleri bilmezler bunu, anlamazlar. 20 Eylül 2011, Fenerbahçe'nin büyüklüğünün tarif edilemezliğinin bir tarifi olmanın yanı sıra; TFF'nin fena halde çuvallama tarihi olmuştur. Kadınları ve çocukları tribüne yönelterek, farklı bir şey denediler. Herşeyi olduğu gibi yine Fenerbahçe'nin üzerinde denediler. Hesap edemediler, o tribünlerin hınca hınç dolacağını. Ellerinde patladı bu ceza verme şekli... Kimileri 30 bin kişiyle stadı zar zor doldururken, bizim sadece kadınlarımız ve sevdamızı miras bıraktığımız çocuklarımız 40 bini devirdi.
Şimdi futbol,lig falan bir yana, aklıma takılan şunlar var;
Kadın taraftarlar sahadaki Fenerbahçe'ye ne kadar etki etti tartışırım.
Ancak ofsaytı hakemlerden daha iyi bildiklerini tartışmam.
Caner ne kadar iyi oynadı tartışırım.
Ancak Caner ne kadar iyi mücadele etti tartışmam.
Aykut hocanın kadro seçimini, oyuncu değişikliklerini tartışırım.
İki maçtır iyi oynayan Bilica'nın bugünkü performansını tartışırım.
Fenerbahçe'nin kötü oynamasını hem tartışır, hem kabullenirim.
Stoch'un neden oynatılmadığını düşünür, Stoch için üzülürüm. Onu da tartışırım.
Ancak bugün sahadaki hakem üçlüsünün yaptıkları eyyamı tartışmam.
Manisaspor'un ofsayt golünü tartışmam. Gözden kaçırılmıştır, insanlıktır demem.
Fenerbahçe'nin ofsaytla uzaktan yakından alakası olmayan, geçen sezonki şampiyonluğu kadar temiz golünü tartışmam.
Fenerbahçeli futbolcuların kötü de oynasalar verdikleri üst düzey mücadelenin nasıl hiç edildiğini, kadın taraftarların cinsiyetleri üzerine yapılan seviyesiz esprilerin ne denli gerizekalıca olduklarını ve Fenerbahçe başkanını içeride tutarak, Fenerbahçe camiasının çeşitli eylemlerle cezalandıranların; bugün yaptıkları eyyamı tartışmam. Türk Futbolu'nda böyle eyyamlar oldukça, asla temizlenemeyeceğini de tartışmam. Ama en önemlisi; kadını,erkeği ayırt etmeksizin dünyanın en büyük taraftarının Fenerbahçe taraftarı olduğunu tartışmam. Böyle bir birlik-beraberlik ve gurur ortamında; sportif başarıdan ziyade, Fenerbahçeli olmanın gururudur bizi ayakta tutan... Federasyon ve hakem eyyamlarıyla ligin ne kadar iyi kurgulandığını tartışmam bile...
Federasyon Football Manager editörüne girmiş. Ligi kurgulamışlar. Lig sonunda gelinecek yer belli belli. Pastadan kimin büyük, kimin orta dilim pay alacağı belli... Fenerbahçe üzerine oynanacak oyunlar ve eyyamlar devam edecek. Saha içinde deviremedikleri Fenerbahçe'yi, bu kirli oyunlarla devirmeye çalışacaklar. Belki sezonluk başaracaklar. Belki bu sezon bile şampiyon olacağız, ellerinde patlayacak. Başaramayacakları tek şey; Fenerbahçe camiasının kenetlenmesi ve direncini kırmak. Kirli oyunlarınıza alet olmayacak, Fenerbahçe'yi oyuncağınız etmeyeceğiz.
Alın "temiz" liginiz ve sportif başarılarınız sizin olsun!
Yorum Gönder