7 dakika önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 4 - 1 Gençlerbirliği | STSL 13.Hafta
Yazan : steven_stiffler
26 Kasım 2012 Pazartesi
Kasım ayı Fenerbahçe için çok kârlı geçti. Eskişehir beraberliği hariç tüm maçları kazandık. Galibiyetlerin yanında mücadele gücümüzü arttırdık, futbolumuzu geliştirdik. Çok kârlı bir ay... Hocanın Ağustos'ta söylediği gibi; takım sabrın sonunda rayına oturmuş gibi gözüküyor. Bu süreç Fenerbahçe'de zaten her zaman sancılı olmuştur. Neyse ki; iyi futbol gelmeye başladı ve Aykut Kocaman hocamıza da tepkiler azaldı. Kalan 4 maçlık periyodun ardından iyi bir hazırlık kampı, ikinci yarıda çok daha iyi bir Fenerbahçe izlememizi sağlayacaktır.
Marsilya yorgunluğunun ardından iç sahada Gençlerbirliği ile karşılacak olmak bir avantajdı. Zorlu bir deplasmana da gidilebilirdi. Gençlerbirliği açık futbol oynayan bir takım. Gol atmak zor değil. Hatta kalecileri de ligin en kötü kalecilerinden. Ancak Fenerbahçe yorgunlukla baş edemeyecekmiş gibi başladı maça. Hücumda çok etkili olamadık. 35 dakika boyunca bireysel performanslar dışında varlık gösteremedik. Kuyt, Sow ve Gökhan Gönül başından beri istekli ve etkiliydi. Ancak takım ayak uydurmaya 35'den sonra başladı. Kalemizde her duran topun tehlikeli olması neticesinde de duran toptan 1 gol yedik. 35-45 arası son 10 dakikalık bölümde Sow önderliğinde pek çok atak geliştirdik. Stoch da istekli oynayınca; her iki kanat da çalışmaya başladı. Baroni bir pozisyonu çok gamsızca yerken, pozisyonda çalınmayan bir de penaltı vardı. Stoch solda bomboşken, Baroni tercihini şuttan yana kullandı. Cristian Stoch'a verse Fenerbahçe gol kazanacak, belki puan kazanacak, Stoch moral kazanacak. Ama vermez gamsız... Bir kıvılcım lazımdı, o kıvılcım yine Moussa Sow oldu. Bitiricilik 20'lerde geziyor son zamanlarda, mükemmel bir forvet, tam bir takım oyuncusu.
İkinci yarıya topu önde tutarak ve baskı kurmaya çalışarak başladık. Gençlerbirliği çok boş alan bulabilirdi belki ama risk almak gerekiyordu. Hurşut da zaten çok etkisizdi. Son iki maçtır etkisiz bir performans gösteren Raul Meireles, attığı golle skor üstünlüğünü getirdi. Golde topu durdurup faulü kullanan Sow'un katkısı yine çok büyük. Sow'un girmeyen rövaşatası üzücü. Kötü bir kalecinin bu topa parmak ucuyla dokunabilmesi ise büyük talihsizlik. İkinci golden sonra gelen rahatlık, Fenerbahçe futbolcularına oyundan zevk aldırmaya başladı. Kuyt'ın golü ve özellikle Sezer'in golü büyük keyifle atılmış gollerdi. Skorun erken 4-1 olması, aslında tam Recep Niyaz'a zemin hazırlamıştı ancak hocamız tercihini Semih'i kazanmaktan yana kullandı.
Maç 4-1'ken bile ileride basan bir Fenerbahçe izlemek keyifliydi ve taraftara umut verdi. Fikstür avantajımız olduğu da çok açık. Önümüzdeki Kayserispor maçını kazanırsak, kalan maçlar için çok büyük bir avantaj yakalarız. 4 maçtan 10 puan çıkarabilmek çok avantajlı olacaktır.
Marsilya yorgunluğunun ardından iç sahada Gençlerbirliği ile karşılacak olmak bir avantajdı. Zorlu bir deplasmana da gidilebilirdi. Gençlerbirliği açık futbol oynayan bir takım. Gol atmak zor değil. Hatta kalecileri de ligin en kötü kalecilerinden. Ancak Fenerbahçe yorgunlukla baş edemeyecekmiş gibi başladı maça. Hücumda çok etkili olamadık. 35 dakika boyunca bireysel performanslar dışında varlık gösteremedik. Kuyt, Sow ve Gökhan Gönül başından beri istekli ve etkiliydi. Ancak takım ayak uydurmaya 35'den sonra başladı. Kalemizde her duran topun tehlikeli olması neticesinde de duran toptan 1 gol yedik. 35-45 arası son 10 dakikalık bölümde Sow önderliğinde pek çok atak geliştirdik. Stoch da istekli oynayınca; her iki kanat da çalışmaya başladı. Baroni bir pozisyonu çok gamsızca yerken, pozisyonda çalınmayan bir de penaltı vardı. Stoch solda bomboşken, Baroni tercihini şuttan yana kullandı. Cristian Stoch'a verse Fenerbahçe gol kazanacak, belki puan kazanacak, Stoch moral kazanacak. Ama vermez gamsız... Bir kıvılcım lazımdı, o kıvılcım yine Moussa Sow oldu. Bitiricilik 20'lerde geziyor son zamanlarda, mükemmel bir forvet, tam bir takım oyuncusu.
İkinci yarıya topu önde tutarak ve baskı kurmaya çalışarak başladık. Gençlerbirliği çok boş alan bulabilirdi belki ama risk almak gerekiyordu. Hurşut da zaten çok etkisizdi. Son iki maçtır etkisiz bir performans gösteren Raul Meireles, attığı golle skor üstünlüğünü getirdi. Golde topu durdurup faulü kullanan Sow'un katkısı yine çok büyük. Sow'un girmeyen rövaşatası üzücü. Kötü bir kalecinin bu topa parmak ucuyla dokunabilmesi ise büyük talihsizlik. İkinci golden sonra gelen rahatlık, Fenerbahçe futbolcularına oyundan zevk aldırmaya başladı. Kuyt'ın golü ve özellikle Sezer'in golü büyük keyifle atılmış gollerdi. Skorun erken 4-1 olması, aslında tam Recep Niyaz'a zemin hazırlamıştı ancak hocamız tercihini Semih'i kazanmaktan yana kullandı.
Maç 4-1'ken bile ileride basan bir Fenerbahçe izlemek keyifliydi ve taraftara umut verdi. Fikstür avantajımız olduğu da çok açık. Önümüzdeki Kayserispor maçını kazanırsak, kalan maçlar için çok büyük bir avantaj yakalarız. 4 maçtan 10 puan çıkarabilmek çok avantajlı olacaktır.
Yorum Gönder