Her serinin bir sonu var tabi ki. Bir taraftar, futbolcu hangi takıma hizmet ederse etsin; mutlaka bunun bilincindedir. Bizim bu 10 maçlık galibiyet serimiz de bir şekilde sona erecekti. Ancak Beşiktaş ve Galatasaray'ı deplasmanda devirerek devam ettirdiğimiz seri bu şekilde bitmeyi haketmiyordu.

Milli maç aralarını hiç bir zaman sevmemişimdir. Genellikle Fenerbahçe'ye olumsuz etkileri olmuştur. Ya en formda oyuncularımız milli takımdan sakat döner ya da iyi gidişatımıza denk gelir ve bunu olumsuz etkiler. Aslında anlamlı kareografi ile maç çok olumlu bir havada başlamıştı. Kadro seçimini eleştirmeyeceğim. Hem Selçuk, hem Emre'nin sakatlığı Aykut Kocaman'ı bu akşamki onbiri seçmeye mecbur bıraktı. Özer haftalardır dökülüyor. Ancak istikrarlı bir şekilde en azından kadroda yer buluyor olması, forma tercihinde kendisine bir avantaj sağlıyor. Gökay'ı bu sezon birkaç kez onbirde izledik. Pek eleştirmedik, hep destekledik. Ancak 10da 10 yapmışken, bu süreçte Özer'e çok fazla yer vermişken; böyle kritik maçta Gökay'ı onbirde başlatmak pek teknik direktör mantığına sığmaz sanıyorum. Olası bir kayıpta en çok eleştirilecek nokta olacaktır çünkü. E alternatifsizlik de Özer'i vazgeçilmez kılıyor maalesef. Böyle ciddi ve büyük bir hedefte, hedefe yönelik oyuncu değil maalesef Özer. Olacak gibiydi ama olamadı. Şu saatten sonra da iyi bir yedekten öteye gidebileceğini sanmıyorum. Dia ve Stoch'un devamlılığının olmaması, Semih'in son haftalarda diri ve formda gözükmesi, Niang'ın daha önceki tecrübelerinde sol kanat oynamış olması da bu akşamki kadroyu kurmaya etki eden faktörler. Oyun anlayışı için ise daha olumsuz şeyler yazabiliriz. Mesela ilk yarı çok dağınıktı takım. Kim nerede oynuyor, belli değildi. Alex'in Yüzde Yüz Futbol programında anlattığı Brezilya futbolu sistemi var gibiydi sahada. Cristian ön libero, önünde Özer ve Mehmet, önlerinde Alex. 90ların baklava orta saha anlayışı. Niang sürekli forvete kaçtı. Bu şekilde de hücuma top taşımakta zorlandık ve etkisiz kaldık. Yer yer Mehmet'in sağa, yer yer Niang'ın sola geçmesi pek birşey değiştirmedi. Kanatlardaki boşluk Bursaspor'un orta sahayı rahat geçmesine olanak sağladı. Bu şekilde de 2 net pozisyon bulup atamadılar.

İkinci yarıda gerekli müdahale Dia'nın Niang yerine oyuna girmesi olabilirdi. Aykut hoca saha içindeki anlayışı değiştirdi ve daha etkili bir Fenerbahçe izlemeye fırsat bulduk. Her ne kadar hakemin baltalama çabası olsa da maça bir miktar heyecan da geldi. Bursaspor'un iyice geriye yaslanması bizim için çok büyük avantajdı, bunu da değerlendiremedik. İbrahim Öztürk özellikle çok etkiliydi savunmada. Yer yer geçen sezonki Trabzonspor maçını hatırlattı maç. Alex örneğin... O topa hiç bir zaman kafayla vurmaz. Bugün kafa vurdu. Keza yine kafayla köşeye gönderdiği topu Ivankov'un tutması var. Lugano'nun topu da 10 maçın 9unda gol olacak bir toptu, futbol şansı Ivankov'laydı. Bir absürt detay da; geçen sene futbol şansının Trabzon'la olması Bursaspor'a yaramıştı. Bugün Bursa'nın balı Trabzon'a yaradı. Ertuğrul Sağlam'ın Altidore ve Sercan ile kontraataktan gol bulma planı işlemeyince maç golsüz bitti.

Hakemi tartışmak maalesef Türk futbolunun geleneğidir. Kaybeden çoğu zaman hakeme söver, sayar. Galatasaray'ı yendiğimiz maçta bile hakeme sövüp sayanlar komikler vardı. Ancak bu akşamki olay çok farklı bir boyutta. Kuddusi Müftüoğlu Fenerbahçeliler tarafından hiç bir maça istenmez. Çünkü tam bir görev adamıdır. Olumsuzluk abidesidir. Hiç bir maça tam konsantre olamaz. Hiç birinde kontrolü eline alamaz. Kurdurduğu baraja hakim olmaktan aciz bir hakemdir. Bu akşam yine o rezil, zirveye etki eden yönetimlerinden birisini gösterdi. Eleştirilmekten çok daha fazlasını hakediyor. Çalmadığı penaltı bir yana, Ozan İpek'i atamaması gibi çok büyük bir hatası var. Aynı zamanda maçın başında yan hakemin taca çıkan topu vermemesi, yine hatalı fakat kritik bir taç kararı var. Taç deyip geçmek olmaz. Fenerbahçe ileride baskıyı kurduğunda erken gol atabilen bir takım. Bunu da küçük bir detay gibi gözüken taç atışlarıyla da sağlayabiliyor. Fenerbahçe'nin 10 maçlık serisi ancak bu şekilde bozulabilirdi. O da oldu, tebrikler... Umarım Trabzonspor'u takip etmek takımda psikolojik olarak bir rahatlık yaratabilir. İkinci olmanın da böyle bir avantajı var.