Yazan : steven_stiffler 15 Nisan 2011 Cuma

Fenerbahçe'nin 3 kulvarda maç oynayacağı, önemi büyük bir gündü bugün. Tofaş maçı biraz çantada keklik görünüyordu, kabul. Diğer iki karşılaşmanın kritikliği ise tartışılmazdı. Fenerbahçe Ülker'in maçını seyretmedim. Tercihimi Ziraat Bankası maçını izlemekten yana kullandım. Ara ara skor kontrolü yaptım sadece, yetti. Ziraat Bankası'nın çirkefliği son maçtan sonra iyice tescillenmişken; eze eze yenmek güzel olurdu. Ancak kaliteli bir ekip oldukları gerçek. Favori diyorlardı, bence Arkas daha güçlü bir takım. Ziraat'te Tischer ve Celitans gibi etkili oyunculara karşı; Marshall, Coşkoviç ve Miljkoviç'in performansları çok önemliydi. Bu üçlü gününde olduğunda bize rakip de farketmez gerçi. Castellani'nin gelişiyle bu üçlü yeniden doğdu adeta. Sadece üçü açısından değerlendirmek de yanlış aslında... Tüm takım Arjantinli hocanın gelişiyle küllerinden doğdu. Demeter zamanında çabuk demoraliza olan, iyi organize olamayıp basit hatalar yapan bir Fenerbahçe izliyorduk. Castellani kısa zamanda takımda olumlu bir hava yarattı ve final vizesini aldırdı. Demeter'in takımı olsaydı, şu Ziraat Bankası'nı eleyemezdik diye düşünüyordum. Şampiyon olamasak dahi; Castellani'nin kalmasını istiyorum. Arkas ile çok zorlu bir final serimiz var, inşallah maçlardan en azından birine gidip takımı destekleme fırsatı da bulurum.

Abdi İpekçi'de aldığımız 1 galibiyet ve serideki 1-1lik durumla saha avantajını elde etmiştik. Caferağa'daki 2 maçı kazanmak şampiyonluk demek. İlk ayağını da kazasız belasız atlatmak büyük bir avantaj demek. Maç beklediğim gibi dengeli başladı. Galatasaray iyi bir şut yüzdesiyla başlayınca; iyi oynadığımız dakikalarda bile farkı açamadık. Yalnız Galatasaray'a sınıf atlatan oyuncular belli. Fowles, Augustus ve Tamika. Bu üçlünün gününde olması, Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye karşı başa mücadele vermesi anlamına geliyor. İlk yarıda Nevriye, Matovic ve Angel'ın etkili oyunuyla skoru önde götürmeyi başardık. İkinci yarıda ise sahneye sürpriz bir isim çıktı. Avrupa Şampiyonası'nın MVP'si seçilerek Fenerbahçe kariyerine başlayan; sezon başından beri "Ha oynadı,ha oynayacak" diye iyi oyun beklediğimiz Horakova sahne aldı. Hem savunma yaptı, hem makinalı tüfek gibi skora bağladı işi. Peşpeşe sayılarla farkın açılmasını ve seri yakalamamızı sağladı. Aslında tüm takım iyiydi, haksızlık etmeyelim. Nevlin'in çok kritik müdahaleleri oldu. Anete'nin üçlükleri çok kritik anlarda geldi. Son çeyreğin başında yakaladığımız seri maçı koparmamızı sağladı. Maçın yıldızı Horakova ve Angel ikilisiydi. Angel çok istekli ve hırslıydı. Maç sonrası açıklamaları da çok aklı başındaydı. Sevinmek için erken dedi, uyardı. Taurasi ve Penny'den sonra daha fazla sorumluluk almaya başlayan Ivana Matovic'i ise ayrı bir seviyorum. Nevriye sakatlıktan yeni çıkmasına rağmen ; zaman zaman oyunda gözükmese de iyi oynuyor. Birsel bugün hücumda çok görünmese de, her zaman taraftarın sevgilisi. Şimdi şampiyonluk için tek bir adım kaldı. O maçı da kazanıp, Hacettepecilere iyi bir mesaj vermek lazım...

Bir gün, üç branş, üç galibiyet.. Yakar, yıkar geçer tüm dünyayı, Adı Fenerbahçe!

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -