Tottenham'ın en zor deplasmanlarından biriydi bu maç. Sunderland ters ve dengesiz bir takım. Şaşırtıcı sonuçlar alabiliyor. Bu sezon Chelsea'yi 3-0 yendiklerinden beri Chelsea'nin sırtı doğrulamadı. Yalnız takımın en önemli oyuncusu Darren Bent'i satarak hedef küçülttüler bence. Asamoah Gyan tek başına Sunderland'i taşıyacak golcü olamaz. Manchester United menşeili diğer golcüler Campbell ve Wellbeck ise henüz tam olarak pişmiş değiller. Muntari ve Sessegnon'ın orta sahaya yeni bir dinamizm kattıkları ve katacakları ise tartışılmaz.

Tottenham'da da dikkat çeken, en çok konuşulan olay Bale'in eksikliği. Milan maçının Sunderland maçının önüne geçmesi de büyük bir handikap oluşturuyordu. Tamam İngilizler bu işte bizden daha profesyonel, akılları tamamen Milano'da olacak değildi ama yine de Milan maçının havasına erken girdiklerini söylemek yanlış olmaz. Geçen hafta son dakikada attığı golle Tottenham'a galibiyet getiren Niko Kranjcar'ı dün ilk onbirde gördük. Gerçi dünkü orta saha bu sezon hiç bir arada görmediğimiz dört isimden oluşuyordu. Hem Vaart, hem Modric'in olmaması yaratıcılık açısından Tottenham'ı kısıtlayabilirdi. Pienaar, Kranjcar, Sandro ve Jenas ile başladı maça Redknapp.
Asamoah Gyan'ın 11. dakikada attığı golle maç Sunderland'in istediği şekilde başladı. İlk yarıyı önde kapatabilseler, Tottenham ikinci yarıda çok daha zor anlar yaşayabilirdi. Ancak Dawson'ın kafa vuruşunda kaleci Gordon'ın hatası Tottenham'a tipik soyunma odasına moralli gitme şansını sundu. Krancjar'ın 57. dakikada attığı şık gol skoru belirledi. Geçen hafta söylemiştim; Krancjar'ın attığı gol geçen sezonki havasını yakalatabilir diye. 2 hafta peşpeşe gol atmasıyla bu havaya girdiğini ve oynadıkça formunu sürdüreceğini düşünüyorum. Şimdi sırada Milan maçı var. Daha sonra Kuzey Londra derbisinde; Arsenal White Hart Lane'e gelecek.