- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe »
- Galatasaray - Fenerbahçe | Derbi Heyecansızlığı
Dünkü yazımla çelişecek düşünceler içerisindeyim bugün.Son yıllardaki en heyecansız Galatasaray-Fenerbahçe derbi haftasını yaşıyoruz diye düşünüyorum.Özellikle çoğul kullandım,çünkü kimsede geçen sezonki heyecanı göremiyorum.Tabi çok farklıydı geçen sezonlar,ya biz liderdik ya onlar.Yapılacak maç şampiyonluğu etkilerdi.Bu sene iki takımın da kötü futbol oynaması,iki takımın da istikrarsız olması bu derbiyi -en azından şu an için- heyecansız kılıyor.
Eskiye kıyasla yazacağım yine.Geçtiğimiz yıllarda bu derbiden 1 hafta önce herkes havasına girerdi.Obama dünyanın kralı olsa (ki bundan çok da farklı bir yaklaşım yok hani) yine de derbiden daha çok konuşulmazdı.Zaten zamansız geldi,insan bir derbi zamanı gelir görür İstanbul'u...Elin Amerika'lısı ne anlar futboldan gerçi.
Dünya Derbisi diye nitelendirilen bu derbinin havasına bu seferlik geç gireceğiz gibi gözüküyor.Bu maçı kaybedenin havlu atacağını,kazananın iyiden iyiye yarışın içinde kalacağını hesaba katarsak maçın zorluğu gözler önüne seriliyor.Tek eksiği heyecan işte...
Hayatımda en çok heyecan yaptığım maç bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisiydi.Çok heyecanlı yapıya sahip olmama rağmen hiç bir maçta bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum.2005-2006 yılında Manisa'ya 5-3 yenilmiştik.Ertesi hafta derbi vardı.Kadıköy'de olması tabi ki çok büyük psikolojik bir avantajdı.Ama gecelerce gözüme uyku girmedi.O maçı değil kaybetmek,berabere kalmak bile bizi bitiriyordu.O sezon bu sezona benzemiyor tabi.Ligi domine eden iki takım vardı.İkisi de sürekli kazanıyor,ikisi de diğerinin yapacağı en ufak kaybı gözetliyordu.
O kadar büyük bir heyecana kapılmıştım ki,derbiyi kaybetmektense haftaiçi nalları dikmeye razıydım.Futbolcularımızın üzerinde de çok büyük bir psikolojik baskı vardı.Appiah'ın "daha önce hiç bu kadar baskı altında hissettiğim bir maç öncesi yaşamamıştım" cümlesi benim ve birçok taraftarımızın hislerine tercümandı.Aynı hisler Galatasaraylı arkadaşlarımda da vardı.Fakat onların 3 puan önde olması biraz daha rahatlatıyordu kendilerini tabi...Luciano'nun attığı 2.gole kadar tir tir titremiş,attığımız gollerde kendimi kaybetmiştim.Sonrası malum,ortada sıçan.
Bu maçın dışında Galatasaray'ın 100.yılında,Kadıköy'de Nobre'nin golüyle kazandığımız maç da tam bir sinir harbiydi.Sıkıcı futbol,iki takımın da kontrolü bir türlü elden bırakamaması,yenilecek bir golü telafi etmenin çok zor olduğu bir maçtı.Ezeli rakibimizin 100.yılında,onları yenip,gözleri önünde şampiyonluğu yaşamanın tadı Master Card reklamına konu olup "paha biçilemeyecek" kadar zevkliydi.
Bu derbi öncesi de bu heyecanı yaşamak istiyorum,derdim bu.Bu sezon herşey çok farklı.1-2 sezon önce iki takımda da daha ruhlu oynayan,derbinin önemini benimseyen,taraftar gibi hisseden futbolcular vardı.Belki de bu sezon onların azlığı bu derbiyi heyecansız kılıyordur.Tam olarak olmasa da biraz payı olduğunu düşünüyorum.
Bunun sebebi biraz da iki takımın keyif vermeyen, her an elde patlamaya meyilli futbolu bence. Ben de normalde bugünden rapor aramaya, biletlerin çıkış saatini beklemeye başlamıştım.Şimdi ise çok önemsemiyorum derbiyi.
İki kulüp yönetiminin de bu ilgisizliği, heyecansızlığı farkedip kafayı öne eğip düşünmesi gerekiyor.
kazananı büyük ülçüde belli olan maçlar niye heyecan versin ki?
bi de şuna dünya derbisi demiyomuyuz,alem milletiz yani :P
Gs'a karşı kaybedeceğimizde hissederim Stiff ve bu maç içimde kaybetmeye dair en ufak bir his yok. en kötü ihtimal beraberlik diye düşünüyorum ama galip geleceğiz.