Yazan : steven_stiffler 15 Mart 2013 Cuma

Bugüne kadar Lazio'nun maçlarını hep Lazio'ya sempati besleyen bir futbolsever olarak izledim ve yazdım. Şimdi işler değişti. İstemesem de Lazio ile çeyrek finalde eşleştik. Neden istemediğim; elbette Lazio'nun bize ters geleceğini düşündüğüm oyun yapısı. Ancak İngiliz ekiplerindense Lazio çok daha iyi bir seçenek elbette... Bu sefer değişiklik yapacağım ve bir Fenerbahçe taraftarı olarak Lazio'yu ele alacağım.

Eddy Reja'dan önce Lazio kimliksiz bir takımdı. Saha dışından değil, saha içinden bahsediyorum. Saha dışını sorsanız; Lazio'nun ırkçılığı ve faşistliğine gider olay. O da değişti ama oraya sonra geleceğim. Eddy Reja, İtalya'nın "kurt" teknik adamlarından. Geldiğinde Lazio'yu küme tutma hedefi vardı, tuttu. Bir sonraki sezondan itibaren ise Lazio'yu üst sıralara oynatmaya başladı. Son 3 sezondur Lazio üst sıralara oynuyor. Geçtiğimiz sezon sonunda Eddy Reja istifa etti ve teknik direktörlüğe pek çok isim gündeme geldi. Sürpriz bir tercih ile Vladimir Petkovic'i getirdiler. Petkovic transferinde pay Sportif Direktör Igli Tare'nin... Bildiğiniz gibi Vladimir Petkovic geçtiğimiz sezon Samsunspor'u çalıştırmış, sezonu tamamlayamamıştı. Lazio'da Igli Tare'nin İsviçre ile bağlantıları sağlam. E Petkovic'i de Young Boys'un başında olduğu dönemden biliyor. Dunga gelecek gibi duruyordu. Futbolculardan Senad Lulic'in eski hocası olan Petkovic tercih edildi. Bu tercih şüphesiz ki Lazio taraftarının da kafasını karıştırmıştı.

Lazio'nun kadrosu kağıt üzerinde çok sansasyonel durmasa da; tamamen görev adamlarından kurulu, kaliteli bir kadro. Petkovic bu kadroyu lige çok iyi hazırladı ve lige çok iyi başlangıç yaptılar. Benim de Petkovic'in bu işi götürebileceğine dair şüphelerim vardı, ancak kendisi beklentilerin çok üstüne çıkan bir performans gösterdi. Ligde uzun süre zirve yarışı içerisinde mücadele verdi. Juventus'a kafa tutacak bir tempoya gelemese de, ikinciliği oldukça zorladı. Ta ki son haftalarda yaşadığı form ivmesinin düşüşüne kadar. Ligde çıta düştü, geçtiğimiz hafta Fiorentina'ya kaybederek; bu sezon ilk defa Avrupa Kupaları çizgisinin altına düştüler. Ligde son 8 haftada sadece Pescara'yı yenebildiler. Bu istatistiği muhtemelen çok okuyacaksınızdır. Ancak o 8 maça baktığımızda; haketmedikleri puan kayıplarını aldıklarını söyleyebilirim. Özellikle Napoli'yi ellerinden kaçırdılar. Napoli'yi yenselerdi ikincilik iddiaları devam edecek, ligi bu kadar boşvermiş bir görüntü sergilemeyeceklerdi. Şimdi Uefa Avrupa Ligi'nde gidişattan dolayı ligi ikinci plana atmış durumdalar. Ligdeki performans konusunu ligin büyük takımlarına karşı oynadıkları maçlar ve aldıkları sonuçlarla sonlandıralım :

Napoli 3 - 0 Lazio | Serie A 5.Hafta
Lazio 3 - 2 Milan | Serie A 8.Hafta
Lazio 3 - 2 Roma | Mavi Roma
Juventus 0 - 0 Lazio | Serie A 13.Hafta
Lazio 1 - 0 Inter | Serie A 17.Hafta
Lazio 1 - 1 Napoli | Serie A 24.Hafta
Milan 3 - 0 Lazio | Serie A 27.Hafta

Bu sonuçların yanında Lazio'nun İtalya Kupası yarı finalinde Juventus'u eleyerek finale çıktığını belirtelim. Lazio, İtalya Kupası'nda Inter ya da Roma ile final oynayacak.

Lazio'nun kadro değerlendirmesine geçelim. Herkes futbolcularını illa ki tanıyordur. Serie A "klişelerin aksine" müthiş keyifli bir lig ve bu ligi keyifli kılan takımlardan biri de ofansif oyunuyla Lazio. Her takım gibi Lazio'nun da olmazsa olmazları var elbet. Bu isimler başlıca Marchetti, Hernanes, Candreva, Ledesma ve Radu olarak sayılabilir. Radu sezonun büyük bölümünde sakattı ve sakatlıktan müthiş bir formla döndü. En son dün akşam Stuttgart maçındaki asistleri ile parladı. Tek tek bakacak olursak;

Kalede Marchetti müthiş bir kaleci. Muslera Galatasaray'ın gündemindeyken, çok iyi bir kaleci olduğunu bildiğim için Galatasaray'ın almasını istememiştim. Galatasaray iyi bir kaleci kazandı, peki Lazio iyi bir kaleci kaybetti mi ? Teoride evet, uygulamada hayır. O dönem Milli takımın üçüncü kalecisi pozisyonuna yükselen Marchetti'yi getirdiler. Federico Marchetti oldukça iyi bir kaleci. Formunda olduğu bir gün ona gol atmak çok zor. Ayrıca sadece kaleciliği değil, takıma katmış olduğu ruhla da değerli bir isim olduğunu kanıtlıyor. Dün akşam sakatlandı ve sakatlığının ne kadar süreceğini bilmiyorum. Yedeği Bizzarri de tecrübeli, zaman zaman iyi maçlar çıkaran bir oyuncu.

İdeal kadrodaki sağ bekleri Konko. Fiziğinin stoper gibi olması yanıltmasın. Komple bir bek oyuncusu ve ofansif anlamda da başarılı. Şu an sakat. Yedeği Cavanda da kadro dışı. Cavanda bu yıl şans bulmaya başladı, biraz daha ofansif bir bek olarak nitelendirebiliriz. Ocak ayında Sporting Lizbon'dan Pereirinha'yı aldılar. Hem savunmanın, hem orta alanın sağında oynayabiliyor. Bu adamın nesine bakıp aldılar bilmiyorum, çok silik bir futbolcu. Konko iyileşmezse madenimiz olabilir.

Stoperleri nispeten ağır isimler. Hani öyle seri olup da, psikopat markaj yapan oyuncular değil. Tecrübeleriyle ön plana çıkıyorlar. Biava ve Dias ideal ikili. 3 yıldır birlikte oynuyorlar, birbirlerini tamamlıyorlar. Dias biraz daha seri, hamleli bir stoper ama bu sezon eski hızını aratıyor. Hangi maçtı hatırlayamadım, bir maçta ağırlığı yüzünden rezil olmuştu. Blogda yüklenmiştim. Üçüncü alternatifleri; önceki transfer dönemlerinde bizimle de adı geçen Ciani. Adam ayaklı karizma ama onun için de birinci sınıf bir stoper diyemeyiz. Bazen kazmalıkları da olmuyor değil. Modibo Diakite biraz daha sert, sağlam bir savunmacı ama uzun zamandır kadro dışı. Burada alternatif olarak eski Galatasaraylı Lorik Cana'yı oynatıyorlar. Stoper olarak oynadığı hemen hemen her maç sarı kartı var. Stankevicius'u neredeyse hiç değerlendirmediler bu sezon.

Sol bekte sezon başında Radu'nun sakatlığından dolayı farklı alternatifler denediler. Bazen Cavanda, bazen Scaloni oynadı. İdeal seçenek ise ofansif bir tercih olan Senad Lulic oldu. Young Boys'un bizi elediği dönemde takımın en dikkat çeken oyuncularındandı. Bana göre orta sahanın solunda daha iyi oynuyor. As sol bekleri is Stefan Radu. Radu için mükemmel futbolcu tanımı yapmak yanlış olmaz. Hem savunması, hem hücumu iyi. En çekindiğim oyunculardan birisi. Ancak çok pisliktir, çok çirkeftir ve çabuk sinirlenir. Mutlaka Radu'yu sinirlendirmeli, onun üzerinden oynamalıyız. Bu işi Kuyt ile yapabilir miyiz bilmiyorum ama sağlıklı bir Krasic ile Radu'yu çok kolay etkisiz hâle getirebilirdik. Zaten Lazio forumlarından baktığım kadarıyla Krasic'ten çok çekiniyorlar. Bilseler oynamadığını...

Lazio'nun saha içi oyun dizilişi 4-2-3-1. Orta sahada pis işleri yapan 2 adam oynatıyorlar. Bunlardan birisi ikinci kaptan Ledesma. Gösterişsiz oynar ama çakaldır. Zaten tanımayan yoktur. Lazio'nun en gözde yıldızlarından birisi. Diğer isim ise Alvaro Gonzalez. Ben onu her zaman Mehmet Topuz'a benzetiyordum. Her maç Lazio'nun en çok koşan oyuncusu diyebiliriz herhalde... O da gösterişsiz oynar ama bu sezon skora katkı da veriyor. Alternatiflerinden Broochi hem sakat, hem yaşlı. Onazi ise parlayan yıldızlardan. Fiziki özellikleri kısıtlı olsa da, bir ön liberoya göre tekniği çok iyi. Stuttgart'a ilk maçta gol attı. Yobo ile Nijerya Milli takımında Afrika Kupası'nı kaldıran kadrodaydı ve finalde de oynadı. Forvete yakın 3 isim oynatıyor Petkovic. Sağ kanatta Candreva, sol kanatta Lulic ya da Mauri, forvet arkasında ise Hernanes oynuyor. Hernanes'in alternatifi de vatandaşı Ederson. Candreva ligin ilk yarısı müthiş oynadı, ikinci yarıda formu çok düştü. Zaten bir ara yedeğe de çekildi. Kaptan Mauri de benim hastası olduğum ama son haftalarda formsuzluğundan dolayı yedek kalan bir isim. Hernanes'i elbette herkes tanıyor. İstatistikleri asla bir Alex ayarında olmuyor ama tarz olarak Alex'e benzettiğim yegâne oyuncu. Zamanında herkes ön libero olarak yazıyordu. Lazio'da asla ön libero oynamadı. Gerçek bir 10 numara. Candreva ile birlikte en çok çekindiğim oyuncu. Sol kanat performansımız bazen soru işareti olduğu için Candreva'dan özellikle çekiniyorum.

Gelelim forvetlere... Miroslav Klose ligde en golcü oyuncusu. Her zamanki, bildiğimiz Klose. Bir süredir sakat, bizim maçlara iyileşeceğini söylüyorlar. Alternatifi olan Sergio Floccari ise sezonun ilk yarısında çok etkisizdi. Ancak 2013'e çok iyi başladı. Golleri atıyor şu sıralar... Ben Floccari'nin dünya futbolunun underrated isimlerinden olduğunu düşünüyorum. Adamda her türlü gol vuruşu var. Üçüncü alternatif Libor Kozak. Çek futbolcuyu yeni Koller olarak nitelendirseler de, bence çok daha fazla özelliği var. Boyu uzun olduğu için akıllara ağır bir pivot santrafor modeli geliyor ama öyle değil. Ara paslarda falan kaçabiliyor, top sürüp gol atabiliyor, ceza sahasında tek vuruşla bitiricilik gösterebiliyor. Dördüncü alternatif ise Louis Saha. Bildiğimiz, fakat gol atamayan Louis Saha. Klose sakatlandığı için alındı. Uefa listesinde ismi var mı bilmiyorum.

Petkovic'in iyi bir analist olduğunu ve Aykut Kocaman ile daha önceki karşılaşmalarında (Young Boys ve Samsunspor) yenilmediğini hatırlatarak Lazio'nun genel oyun şablonu hakkında bilgi verelim. Kurada istemiyordum, çünkü bize ters gelecek bir oyun anlayışları var. Gol yemeleri zor değil ama gol atmaları da zor değil. Özellikle mağlup duruma düştükleri maçlarda inanılmaz bir baskı kuruyorlar. Abarttığımı düşünmeyin, gerçekten inanılmaz baskı kuruyorlar. Fenerbahçe 1-0'ı oynayamıyor, zorlanıyoruz. Lazio ise tam geriye düşüp maç çevirecek takım. Bu sezon pek çok maçta bu şekilde puan aldılar. Öyle baskı kuruyorlar ki; frikik, penaltı bir şey kazanıyorlar illa ki... Mönchengladbach maçını örnek verelim. 10 kişiyle 2-1 öndeyken, 3-2 geriye düştüler. Devamında inanılmaz bir baskıyla deplasmanda 3-3 beraberliği kurtardılar. Ligde 21.haftada Palermo karşısında geriye düştükten sonra kurdukları baskıyla yine 1 puanı kurtardılar. 20.Hafta Atalanta karşısında 60'dan sonra ofansif bir anlayışı bürünerek 2-0 kazandılar. 19.Hafta son 20 dakika müthiş bir baskı kurarak 1-0 geriden gelip 2-1 kazandılar. Bunun bu sezon pek çok örneği var. Lazio'nun son dakikalardaki baskısına dikkat ! Kadıköy'de mutlaka gol arayacaklardır ve 1-0 galibiyet bile yeterli olmayabilir diyorum.

Uefa Avrupa Ligi'nde, kupanın favorilerinden Tottenham ile gruplarda iki maçta da yenişemediler. İki maç da 0-0 bitti. Roma'daki rövanş maçının seyircisiz olması çok büyük avantaj. Lazio son yıllada ırkçı kimliğinden kurtulmaya çalışsa da, NO RACISM yazılı formayla maça çıksalar da, taraftarlarının içinde ırkçı kesim var. Webo, Sow ve Yobo'ya olası hakaretler gelebilirdi. Lazio taraftarlarının deplasmana gelen Tottenham taraftarlarını öldüresiye dövdüğü gerçeğini de unutmayalım. Oraya deplase olmak dünyada yaşanması gereken bir tecrübedir belki ama riski gerçekten de büyüktür. Bizim gibi Uefa'dan çok çeken bir takım oldukları ve İstanbul'a sağlam bir deplasman tribünüyle geleceklerini de belirtelim. Olay çıkmaması ümidim... Eleyemeyeceğimiz bir takım elbette değil, ancak kesinlikle "kolay kura" değil. Taktiksel anlayış olarak bize çok yakın oynuyorlar, bizim gibi sabırlı ve organize atak yapıyorlar. Bir şansımız da fikstürlerindeki zorluk. Derby Della Capitale oynayacaklar ki; Laziolular için derbi galibiyti her şeyden önemlidir. Derbide çok eksik verip, rövanşa da eksik kadroyla çıkabilir. Şu da var; onlar da bizden çekiniyor. Kadromuzda çok sayıda yıldız olduğunu düşünüyorlar. "Kağıt üzerinde" şans olarak bence bir adım öndeler ama Kadıköy'de gol yemezsek işler değişecektir. Yarı final görmeden kupa hayali kurmayacağım ama olur da öyle bir durum söz konusu olursa Patrick Kluivert'ı kura çekimlerinden dolayı bile efsanelerim arasına yazarım.

One Response so far.

  1. ben de bir fenerbahceli ve ayni zamanda lazio sempatizani olarak harfiyen katiliyorum soylediklerine. guzel bir degerlendirme olmus :)

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -