2 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Trabzonspor 1 - 1 Fenerbahçe | Mücadele Yetmedi
Yazan : steven_stiffler
1 Nisan 2012 Pazar
Ligde hedefe ulaşmak için her maç önemli tabi ki de; benim için Trabzonspor maçları hiç bir zaman bir derbi havasında olmamıştır. Trabzonspor dediğin sadece Anadolu'nun en güçlü maddi kaynağı olan, sağlam bir lobiye sahip olan takımı. 10 senede bir iki kere zirve mücadelesi veriyor olmaları onları büyük kılmıyor. Zaten yıllardır şampiyon olmuşlukları da yok. Bir de Trabzonspor taraftarı var. Benim bu yıla kadar sandığım sayıdan çok daha fazla aslında... Bunu kabul ederim. Bulgaristan göçmeni olup Trabzonspor'u tutan adam tanıdım lan. Geçen yıl işler bambaşkaydı. Şampiyonluk uğruna alt etmemiz gereken bir güçtü Trabzonspor. Başardık. Bu yıl da bambaşka... Şampiyonluğumuzu lekelemeye çalışanların gözönündeki sığınağıydı Trabzonspor. Gizli sığınakları malum... Bu yıl ne olursa olsun iki maçta da yenmek isterdim. İki maçta da yüzleri gülmesin isterdim. Öyle de oldu ama en azından bu akşamki beraberlik tesellileri oldu.
Ülkede futbol artık çok başka boyutlarda... Hiç bir zaman sadece futbol değildi. Ama bu sezon futboldaki sevgiden çok nefret ön planda. 1996'dan beri yaşanan Trabzonsporlu kafası var. Trabzonspor'un başarısından ziyade Fenerbahçe'nin başarızlığı bilenen bir kafa yapısı bu. Fenerbahçe nefretiyle beslenen bir kafa yapısı bu. Trabzonsporlu arkadaşlarım var, severim de. Pek çoğu bu kafa yapısını yaşasa da; böyle bir kafa yapısı olduğunu da inkar etmezler. Sonra "Trabzonsporlu kafası ne demek ?" demeyin. Futbolda nefret ön planda dedim ya; bu sene herkes birbirinden nefret ediyor. İmkan ve olanaklar Galatasaray lehine çalışıyor gerçi... Bu şartlar altında Fenerbahçe'nin şampiyon olacağını düşünmüyorum. Kasım ayından beri de bunu söylüyorum. Türkiye Ligi'nin en iyi kadrolarının olduğu, fakat pek çok anlamda en rezalet sezonu. Bitse de Gitsek ligi adeta... İşte böyle bir ligde en güzel tesellidir Trabzonspor'u, Galatasaray'ı yenmek. Beşiktaş yılın fasülyesi, kimsenin iplediği yok. Şike davasında ismi geçti de ne oldu? Önemsenmediler.
Galatasaray maçında olduğu gibi kendi ellerimizle verdiğimiz 1 puan oldu. Her iki maç bize 4 puana mâl oldu. Tartışmalı bir ortam var Fenerbahçe'de. Aykut Kocaman'ın önce Gökhan Gönül'ü kadroya almadı. Bu hafta da Emre Belözoğlu'nu kadroya almadı. Sebebi hakkında pek çok şey söyleniyor. Hele bir netleşsin, o zaman diyeceklerim olacak. Emre net bir şekilde takım iskeletinin en önemli parçalarından birisi. Trabzonspor orta sahası Zokora ile bizim mevcut orta sahamızdan iyi. Zokora'sız iyi değil. Fakat Emre'siz Fenerbahçe orta sahası yetersiz. Bunlar kağıt üzerinde söylenebilecek şeyler. Stoch'un onbirde başlamamasını da garipsedim ben. Ancak Caner orta sahadaki dengeleri değiştirince keyfim yerine geldi. İlk yarı savunmamıza çok iş düşmedi. Trabzonspor bildik Trabzonspor. Şenol Güneş "kaleyi gören vursun" talimatı vermiş. Hatta "En çok da Olcan vursun" demiş. Olcan Fenerbahçe'ye gol atıp, antipatik gol sevinçlerini sever biliyorsunuz. Onun dışında hep Burak'a sağdan soldan doldurmacalar. Başka birşey yok. Hem Yobo, hem Bekir rahat. Gökhan ve Ziegler ileri destek verebiliyor durumda oynadılar. Mehmet Topuz ve Cristian müthiş mücadele etti. Caner de sol açıktan ziyade orta alana doğru oynayınca orta alandaki dengeler bizim lehimize değişti ve bunun getirisi gol pozisyonları izledik. Cristian'ın golüne spikerler yüzünden sevinemedik. Ofsayt dediler, onlar da şaşırdı biz de şaşırdık. Alex'in direkten dönen topu mucize... Mehmet Topuz'dan o net pozisyonda gol beklemek de öyle. Mehmet Topuz geçen sezon müthiş bir sezon geçirdi. Bu sezon iyi maçları da oldu. Ama genelde kötü. En kötüsü de alternatifi olmaması. Bugün bu kadar iyi oynarken, kaçırdığı pozisyonlarla çıldırttı. Kaleden ne kadar uzak, o kadar iyi...
Sarı kartlı Caner'in yerine Stoch'un girmesi taktiksel anlamda da doğru bir teknik müdahaleydi. Trabzonspor baskı kurmaya çabalıyor, Fenerbahçe'de arkada bol bol boşluk bulmaya başlıyordu. Gidişat Fenerbahçe lehine gibi gözüküyordu. Stoch henüz etkisini gösterememişti ama her an boş bir alanda pozisyona girebilirdi. Alex'in sakatlığından ziyade Özer'in girmesi takımda dengeyi bozdu. Aslında o an durum 1-1 olsaydı muhtemelen Dia ya da Bienvenu girecekti. 1-0 olunca Özer oyuna girdi. Attığı gol ve gösterdiği mücadeleyle parmak ısırtan Cristian Baroni'nin atamadığı pas kalemize döndü. Zincirleme savunma hatalarıyla Burak Yılmaz'ın golü geldi. O dakikadan sonra oynayamayan Trabzonspor iştahlandı ve oynamaya başladı. Burak Yılmaz'ın gole kadar pozisyona girmişliği yok. Golden sonra ise peşpeşe pozisyonlar bulmaya başladı. Alex'in yerine geçen Stoch bir türlü etkili olamazken, Bienvenu'nün oyuna girmesi de gecikti. Hadi Bienvenu oyuna girmeliydi de, çıkan isim Sow olmamalıydı. Cristian iyi oynadı, çok yoruldu. "Gel güzel kardeşim" diyerek kenara alınacak ve Bienvenu oyuna dahil olacaktı. Direkten dönen toplar tirajik. Özellikle ben Bienvenu gol atacak diyordum. Hatta "Bienvenü gol atar dedim dedim inanmadınız, bak ne oldu şimdi?" temalı Facebook iletim bile hazırdı. Neyse ki biz Galatasaray gibi "direk yamuktu" tarzı saçma sapan bir bahane üretecek bir kafa yaşamıyoruz.
Özer, Bienvenu, hatta Cristian gibi taraftarın gözünde bekleneni veremeyen isimler bu akşam kahraman olabilirlerdi. Olmadı, talihsizlik yine Fenerbahçe'nin yanındaydı. Fenerbahçeli iseniz bazen hakemi, bazen saha dışı işleri, bazen de talihsizliği yenmeniz gerekiyor. Zor... Her güzel aşk gibi.
Trabzonspor taraftarının bu tip olaylar yapmasını bekliyordum. Federasyonun bu maçı 33.haftaya denk getirmesi iyi oldu aslında. Yoksa daha çirkin olaylar çıkarabilecek bir topluluk vardı. Biraz ortam yatışır gibi oldu. Fıray Aydınus ligin en iyi hakemi. Bugün idare etti, etliye sütlüye karışmadı. Gol kararı derslikti. Gökhan Gönül'e yapılan penaltıyı es geçti. Lig Tv de bu pozisyonu sadece 1 kere gösterme tenezzülünde bulundu. Cristian ve Colman atılmalıydı. Fenerbahçe geçen sezonki Fenerbahçe gibi oynadı. Dik, korkusuz, cesur. Bir kaç hafta önce böyle oynasaydı, şu an şampiyonluğun en ciddi adayı olabilirdi. Futbolcularımızı mücadelelerinden dolayı kutluyorum. Alınteriniz şerefimizdir!
Ülkede futbol artık çok başka boyutlarda... Hiç bir zaman sadece futbol değildi. Ama bu sezon futboldaki sevgiden çok nefret ön planda. 1996'dan beri yaşanan Trabzonsporlu kafası var. Trabzonspor'un başarısından ziyade Fenerbahçe'nin başarızlığı bilenen bir kafa yapısı bu. Fenerbahçe nefretiyle beslenen bir kafa yapısı bu. Trabzonsporlu arkadaşlarım var, severim de. Pek çoğu bu kafa yapısını yaşasa da; böyle bir kafa yapısı olduğunu da inkar etmezler. Sonra "Trabzonsporlu kafası ne demek ?" demeyin. Futbolda nefret ön planda dedim ya; bu sene herkes birbirinden nefret ediyor. İmkan ve olanaklar Galatasaray lehine çalışıyor gerçi... Bu şartlar altında Fenerbahçe'nin şampiyon olacağını düşünmüyorum. Kasım ayından beri de bunu söylüyorum. Türkiye Ligi'nin en iyi kadrolarının olduğu, fakat pek çok anlamda en rezalet sezonu. Bitse de Gitsek ligi adeta... İşte böyle bir ligde en güzel tesellidir Trabzonspor'u, Galatasaray'ı yenmek. Beşiktaş yılın fasülyesi, kimsenin iplediği yok. Şike davasında ismi geçti de ne oldu? Önemsenmediler.
Galatasaray maçında olduğu gibi kendi ellerimizle verdiğimiz 1 puan oldu. Her iki maç bize 4 puana mâl oldu. Tartışmalı bir ortam var Fenerbahçe'de. Aykut Kocaman'ın önce Gökhan Gönül'ü kadroya almadı. Bu hafta da Emre Belözoğlu'nu kadroya almadı. Sebebi hakkında pek çok şey söyleniyor. Hele bir netleşsin, o zaman diyeceklerim olacak. Emre net bir şekilde takım iskeletinin en önemli parçalarından birisi. Trabzonspor orta sahası Zokora ile bizim mevcut orta sahamızdan iyi. Zokora'sız iyi değil. Fakat Emre'siz Fenerbahçe orta sahası yetersiz. Bunlar kağıt üzerinde söylenebilecek şeyler. Stoch'un onbirde başlamamasını da garipsedim ben. Ancak Caner orta sahadaki dengeleri değiştirince keyfim yerine geldi. İlk yarı savunmamıza çok iş düşmedi. Trabzonspor bildik Trabzonspor. Şenol Güneş "kaleyi gören vursun" talimatı vermiş. Hatta "En çok da Olcan vursun" demiş. Olcan Fenerbahçe'ye gol atıp, antipatik gol sevinçlerini sever biliyorsunuz. Onun dışında hep Burak'a sağdan soldan doldurmacalar. Başka birşey yok. Hem Yobo, hem Bekir rahat. Gökhan ve Ziegler ileri destek verebiliyor durumda oynadılar. Mehmet Topuz ve Cristian müthiş mücadele etti. Caner de sol açıktan ziyade orta alana doğru oynayınca orta alandaki dengeler bizim lehimize değişti ve bunun getirisi gol pozisyonları izledik. Cristian'ın golüne spikerler yüzünden sevinemedik. Ofsayt dediler, onlar da şaşırdı biz de şaşırdık. Alex'in direkten dönen topu mucize... Mehmet Topuz'dan o net pozisyonda gol beklemek de öyle. Mehmet Topuz geçen sezon müthiş bir sezon geçirdi. Bu sezon iyi maçları da oldu. Ama genelde kötü. En kötüsü de alternatifi olmaması. Bugün bu kadar iyi oynarken, kaçırdığı pozisyonlarla çıldırttı. Kaleden ne kadar uzak, o kadar iyi...
Sarı kartlı Caner'in yerine Stoch'un girmesi taktiksel anlamda da doğru bir teknik müdahaleydi. Trabzonspor baskı kurmaya çabalıyor, Fenerbahçe'de arkada bol bol boşluk bulmaya başlıyordu. Gidişat Fenerbahçe lehine gibi gözüküyordu. Stoch henüz etkisini gösterememişti ama her an boş bir alanda pozisyona girebilirdi. Alex'in sakatlığından ziyade Özer'in girmesi takımda dengeyi bozdu. Aslında o an durum 1-1 olsaydı muhtemelen Dia ya da Bienvenu girecekti. 1-0 olunca Özer oyuna girdi. Attığı gol ve gösterdiği mücadeleyle parmak ısırtan Cristian Baroni'nin atamadığı pas kalemize döndü. Zincirleme savunma hatalarıyla Burak Yılmaz'ın golü geldi. O dakikadan sonra oynayamayan Trabzonspor iştahlandı ve oynamaya başladı. Burak Yılmaz'ın gole kadar pozisyona girmişliği yok. Golden sonra ise peşpeşe pozisyonlar bulmaya başladı. Alex'in yerine geçen Stoch bir türlü etkili olamazken, Bienvenu'nün oyuna girmesi de gecikti. Hadi Bienvenu oyuna girmeliydi de, çıkan isim Sow olmamalıydı. Cristian iyi oynadı, çok yoruldu. "Gel güzel kardeşim" diyerek kenara alınacak ve Bienvenu oyuna dahil olacaktı. Direkten dönen toplar tirajik. Özellikle ben Bienvenu gol atacak diyordum. Hatta "Bienvenü gol atar dedim dedim inanmadınız, bak ne oldu şimdi?" temalı Facebook iletim bile hazırdı. Neyse ki biz Galatasaray gibi "direk yamuktu" tarzı saçma sapan bir bahane üretecek bir kafa yaşamıyoruz.
Özer, Bienvenu, hatta Cristian gibi taraftarın gözünde bekleneni veremeyen isimler bu akşam kahraman olabilirlerdi. Olmadı, talihsizlik yine Fenerbahçe'nin yanındaydı. Fenerbahçeli iseniz bazen hakemi, bazen saha dışı işleri, bazen de talihsizliği yenmeniz gerekiyor. Zor... Her güzel aşk gibi.
Trabzonspor taraftarının bu tip olaylar yapmasını bekliyordum. Federasyonun bu maçı 33.haftaya denk getirmesi iyi oldu aslında. Yoksa daha çirkin olaylar çıkarabilecek bir topluluk vardı. Biraz ortam yatışır gibi oldu. Fıray Aydınus ligin en iyi hakemi. Bugün idare etti, etliye sütlüye karışmadı. Gol kararı derslikti. Gökhan Gönül'e yapılan penaltıyı es geçti. Lig Tv de bu pozisyonu sadece 1 kere gösterme tenezzülünde bulundu. Cristian ve Colman atılmalıydı. Fenerbahçe geçen sezonki Fenerbahçe gibi oynadı. Dik, korkusuz, cesur. Bir kaç hafta önce böyle oynasaydı, şu an şampiyonluğun en ciddi adayı olabilirdi. Futbolcularımızı mücadelelerinden dolayı kutluyorum. Alınteriniz şerefimizdir!
Yorum Gönder