Yazan : steven_stiffler 17 Nisan 2012 Salı

Çok klasik bir gazete başlığı attığım için kendimden utanıyorum. Ama bir Süper Lig'den utandığım kadar utanmıyorum tabi ki. Her halimle Süper Lig'den daha kaliteli, daha düzgün bir yapıya sahibim.

Fenerbahçe için duygularımın tarifi olmadığı aşikar. Öyle ki; Fenerbahçe'yi sevmekten, aşık olamıyorum. Sert eleştirmem, yerden yere vurmam. Ama doğruya doğru; son Antalyaspor ve Kayserispor maçlarını tribünden izledim ve ikisinde de rezil futbol oynadık. Çekincem; Play-Off öncesi bu futbolun oynanmasıydı. Unuttuğum ise; Fenerbahçe'nin büyük maçlarda nasıl oynadığıydı. Fenerbahçe bu yıl, geçtiğimiz yıllara oranla derbilerde biraz daha etkisiz oynamış gözükebilir. Ama deplasmandaki Galatasaray maçı hariç hepsinde galibiyete yetecek futbolu oynadığını düşünüyorum. Kimini kazandık, kiminde berabere kaldı. Bardağın dolu tarafı da kötü oynadığımız tek maç haricinde kaybetmedik.

Süper Final dünyanın en uyduruk sistemi. YGS'den, KPSS'den, ÖSS'den, LGS'den beter lan. Bu saydıklarımdan dolayı bunun Türkiye'de rahatlıkla uygulanabilecek bir sistem olduğunu da çıkarıyoruz. Ligde tüm planlar Süper Final göz önüne alınarak yapıldı. Fenerbahçe belki daha iyi bir yerde olabilirdi. Ya da kötü düşüneyim; belki de tüm kötü sonuçların bahanesi olarak Süper Final gösterildi. Bence her ikisi de... Trabzonspor maçı bizim için fikstürdeki en kolay maçtı örneğin. 6 maçtan en kolayını oynadık ve kazandık. Umut veren burada aldığımız 3 puandan ziyade, iyi oynayarak aldığımız 3 puan. Kayserispor maçından sonra Volkan'ın açıklamalarından "Sevinmeyi özlemişiz" kısmını, Mehmet Topuz'un açıklamalarından da "Yabo dayı" kısmını vurgulamıştım. Mehmet Topuz ve Yabo Dayı'yla alakalı bir diyeceğim yok şu an, Volkan'ın açıklamalarından gideceğim. Fenerbahçe futbolcusu nasıl sevinmeyi özlediyse, Fenerbahçe taraftarı hem iyi futbolu, hem sevinmeyi, hem de umutlanmayı özlemişti. Şimdi hepsi kalbimizde... İçten içe hafif bir sevinç, umut veren bir futbol ve umuda bağlı aklımızda binlerce düşünce...

Kalede güven veren Volkan, savunmada hatasız oynayan Ziegler, Yobo, Bekir, Gökhan. Gökhan'a ayrı parantez; son bir kaç maçtır tüm sezon boyunca oynamadığı kadar iyi oynuyor. Kafasındaki bazı soru işaretlerini atmış gözüküyor. İyi bir ön libero olmadığını defalarca kanıtlayan Cristian, iyi bir orta saha oyuncusu olduğunu kanıtlıyor. Bir Trabzonspor maçını daha boş geçmedi. Sahanın yıldızıydı. Gol vuruşunun yanı sıra, Sow'a attırdığı gol ile de geceye damgasını vurdu. Sow biraz şanssızdı ama golcü klasını konuşturdu. Mehmet Topuz sezonun en iyi performanslarından birini sergiledi. Gökhan ve Mehmet Topuz'un forma girmesi; sağ kanattan yardıracağımızın sinyallerini de veriyor. Caner beklediğimden biraz daha etkisizdi ama Ziegler'le uyum içerisindeydi. Emre de iyiydi, her zamanki gibi savaştı. Emre'yle ilgili diğer konularla alakalı yorum yapmayacağım. Tipik Emre'nin üzerine oynama çalışmaları olduğunu düşünüyorum.

Maçtan önce yürüyüşteydim. Sonra Nazlı... Nazlı müthiş keyifliydi. Maç sonu da öyle. Bir Fenerbahçeli için güzel hatırlanacak maçlardan biriydi. TFF'nin maç öncesi şovu berbattı. Koreografi konusunda yine bir talihsizlik yaşadık. Hatta Onur kardeşimiz yaralandı, neyse ki durumu iyi ve her Fenerbahçeli gibi o da umutlu gözüküyor. Bir takım yüzsüz kitleler malum desteklerle aldığı galibiyetlere sevinirken, Fenerbahçeli'nin yüzü "herşeye rağmen" daha bir güzel gülüyor, daha bir umut veriyor. Biraz adalet bekliyorum ve bu adaletin neticesinde Fenerbahçe şampiyonluğu istiyorum. Bunun geleceğine normal şartlarda eminim ama maalesef şartlar pek normal gözükmüyor.

Kan ağladı bu yürekler,
Uykusuz geçti geceler,
Başını öne eğme aldırma Fener,
Çok yakında güneşli günler!
Sana olan bu sevdamız,
Götürecek bizi zafere,
Haydi sen de gel katıl bize,
Şampiyonluk şarkısı söyle!

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -