Yazan : steven_stiffler 25 Ekim 2010 Pazartesi

Taraftar cephesinden bakalım. Maçtan önce Fenerbahçe cephesi fark beklerken; Galatasaray çıkarabileceği 1 puanın hesabını yapıyordu. Galatasaraylı olup da 2-0, 3-0'a razı olan arkadaşlarım vardı. Derbi maçtır; havası her zaman farklı olurdur. Benim için zor geçecek; alt skorla bitmesi muhtemel bir maçtı. Ancak hissiyat olarak farklı kazanacağız hissi hakimdi. Yanıldım.

Futbolda her maç aynı futbol oynanamıyor. Bir futbolcunun bir günü diğerine uymayabiliyor. Bu değişkenlikten dolayı beklenmedik skorlar çıkıyor zaten. Fenerbahçe'nin Aykut Kocaman ile epey yol kat ettiğini düşünüyorum. Sezon başına bakıyorum. Hazırlık maçlarında dahi top yapamayan, çok pozisyon veren bir Fenerbahçe. Paok, Young Boys gibi rakiplerin savunmalarını aşamayan bir Fenerbahçe... Geçen süreçte pozisyon vermeme konusunda çok başarılı olduğu söylenemez. Ancak gol pozisyonuna girme konusunda ve pas yapabilme konusunda epey yol kat ettiğimiz kesin. Bunda en önemli etken; Issiar Dia, Alex ve Niang'ın performansı. Emre de çok kilit rol oynuyor. Ancak bu üçlü rakip savunmayı istediği zaman, rahatlıkla aşabiliyor. Fenerbahçe 4-5 gol atabildiği için pozisyon vermenin çok da önemi kalmıyordu. Yobo'nun savunmaya gelişiyle savunma da toparlandı. Dün akşam Fenerbahçe'nin sadece iyi hücum yaparak Galatasaray'ı yenebileceğini düşünüyordum. Atacağımız 1 gol, 2.yi de getirecekti. Çünkü Galatasaray'ın maçtan çabuk kopma özelliği var. Hagi'nin gelişi; Galatasaray'ı ancak motivasyon ve direnç olarak etkilemiştir. Zaten Hagi'nin teknik direktörlük kariyeri çok önemli olmadığı için; Galatasaray'a 3 günde galibiyet getirebilecek birşey yapabilmesi imkansızdı. Yapacağı şeyler kısıtlıydı; bunları kullandı. Fenerbahçe'nin kanatlardan Dia ve Stoch'la etkili olabileceği maçtan önce belliydi. Hagi orta sahayı kalabalık tutarak bu oyunculara pas atılmasını engellemeyi planlamış olmalı. Çünkü her ikisi de çizgiye çok yakın oynuyorlar. Bence olmaması gerektiği kadar çizgideler hatta. Hagi'nin yapabileceklerinden birisi de; Rijkaard'ın küstürdüğü isimleri oynatmaktı. Elano gibi üst düzey oyuncuyu değerlendirdi Hagi. Misimovic, Elano, Cana, Sarp ile orta sahayı kalabalık tuttu. Misimovic ve Elano ayağında top tutabilen; diğer ikisi ise sert oynayan oyuncular. Misimovic ve Elano'nun hücum gücü de olmasına rağmen; pek hücuma katkı yaptıklarını göremedim. Burada Hagi'nin asıl amacı da hücum yapmak değildi zaten. Belki Misimovic'le bir duran top golü bulabilir; Elano'nun uzaktan bir şutuyla gol atabilirdi. Yani Hagi'nin pek galibiyet planı olduğuna inanmıyorum. Beraberlik ön plandaydı Hagi için. Forvetsiz Galatasaray'da bir seçenek de hareketli Pino'nun orada oynamasıydı. Geçen sezon forvetlerin formsuzluğundan dolayı Daum Kazım'ı forvette oynatmıştı derbide. Galatasaray'ın ağır savunmacıları karşısında Kazım çok etkili olmuştu. Pino da Kazım gibi rakibi zorlayacak tipte bir oyuncu. Kazım kadar güçlü bir fiziği yok. Ancak Kazım'dan daha hareketli gözüktü bana.

Dia ve Stoch demişken; biraz daha detaylı değineyim. Geçen yıllarda Fenerbahçe her puan kaybettiğinde Alex'in formsuz olduğu konuşulurdu. Alex'in etkisiz olduğu bir gün Fenerbahçe çok pozisyon bulamazdı,doğru. Aykut Kocaman'ın oluşturduğu sistem daha geniş kapsamlı hücum seçeneği sunuyor bize. Ancak yine de ağırlığın Stoch ve Dia üzerine olduğunu söylemek yanlış olmaz. İkisinin de süratli ve kolay adam geçebilme yeteneğinin olması Fenerbahçe'ye kanatlarda hücum zenginliği kazandırdı. Stoch yeni yeni onbirde oynuyor da; özellikle Dia'nın aldığımız farklı galibiyetlerde çok büyük payı olduğunu düşünüyorum. Akşam ikisinin de çizgiye yapışıp kalmaları ve formsuz olmaları Fenerbahçe'nin pozisyon zenginliğini ve hücumdaki üretkenliğini olumsuz yönde etkiledi.

Hakem maça hakim değildi. Neill'ı atabilseydi; 10 kişi üzerinde daha rahat baskı kurabilecektik. Atmaya cesaret edemedi. Galatasaray çok net pozisyon bulamasa da uzaktan şutlarla etkili olmaya çalıştı. Volkan günündeydi. Gökhan Gönül yine gayretliydi. Caner ise beni şaşırtacak kadar iyi bir futbol oynadı. Hücuma biraz katkı sağlasaydı mükemmel iş çıkarmış olacaktı. Sarı kart Emre'nin oyundaki devamlılığını etkiledi. Yobo savunmada müthiş oynadı. Galatasaray'ın tehlikeli olabilecek her atağını kesti. Bambaşka bir futbolcu gerçekten... Fenerbahçe'de gördüğüm en soğukkanlı defans oyuncusu. Kendine güveni çok olumlu katkı sağlıyor takıma.

Galatasaray bir gün elbet buradan puan/galibiyet çıkaracak. Dün aldıkları 1 puana sevinmeleri tirajikomik geliyor bana. Özellikle Florya'da takımı meşalelerle karşılamaları falan bambaşka bir komiklikte. İyi ki Fenerbahçeliyim dedim bir daha... Ayrıca Galatasaraylı eş dosttan duyduğum yorumlar şaşırttı beni. Acaba yanlış maça mı gittim diye düşündüm. Galatasaray tek kale top oynamış da; benim haberim yok... Aykut hoca yapabileceklerini yaptı. Oyuncu değişiklikleri yerindeydi. Kadro seçimi bence doğruydu. Ancak takımı istediği şekilde oynatamadı. Derbileri kazanıp şampiyon olamadığımızı çok gördük. Bu sezon tam aksi neden olmasın? Şampiyonluk yolunun Anadolu'dan geçtiğine inanıyorum çünkü. Dilerim bu puan kaybı takımı çok olumsuz etkilemez ve sıradan bir lig maçında yapılan,sıradan bir puan kaybı olarak kalır.

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -