11 saat önce
Archive for Ekim 2010
Palermo 0 - 1 Lazio | Muslera Ulan!

Önümüzdeki haftasonu Derby Della Capitale var. Derbiden önceki maçta bir süre sonra takımların aklı hep derbide olur. Kötü sonuç muhtemeldir. Dolayısıyla Lazio'nun takılabileceğini düşünüyordum. Geçen haftaki yazımda da belirtmiştim. Ancak Lazio belki çok iyi oynamadı ama çok iyi bir mücadeleyle, savaşla kazandı maçı. TV 8'e de çok teşekkürler. Serie A'yı almaları futbolseverler için güzellik oldu. Link aramak, bulunca donmayanını aramak epey zaman harcatıyordu ve maça konsantre olamıyordum çoğu zaman.
Palermo çok düz bir takım kurmuş gibi geldi bana... İki tane kısa stoperleri var. Bovo ve Munoz. Sağ beklerinde pek ileri çıkmayan Cassani var. Ancak sol bekleri Balzaretti bugün sahanın en iyilerinden birisiydi. Zaten Balzaretti Serie A'nın en iyi sol beklerinden birisi. Komple bir sol bek futbolu oynadı bugün. Orta sahalarında isimsiz adamlar var. Bacinovic, İlicic isimlerini ilk kez duydum. Mutlaka birşeyler vardır bu adamlarda...Pastore'yi de tanıyan yoktu geçen sezon başı. İlicic'in tipi bildiğin Misimovic yalnız. Duruşu falan çok benziyor. Zaten Boşnakmış o da... Bu arada Sirigu'yu Kadıköy'de Palermo kalesinde izlediğimde yanılmıyorsam takımın 3.kalecisi konumundaydı. Genç ve tecrübesiz,heyecanlıydı. Bundan kaleci olmaz izlenimi vermişti bana ama şu an görüyorum ki iyi bir kaleci olmuş o da...Zaten Milli takıma da çağırılıyor bildiğim kadarıyla... Reja Lazio'da aynı onbirde ısrar ediyor zaten, onu biliyoruz. Değişiklik beklemiyordum dolayısıyla...
Maça Palermo hızlı başladı. Daha doğrusu Biava'nın henüz oyuna ısınamadan yaptığı hatayı Pastore değerlendiremedi. Yarı sahasını 4.dakikada geçebildi Lazio. Maçta dengeyi sağlayan bir oyun sergilemeye başladı. Tempoyu düşük tutmak istedi. Ancak Palermo'nun baskısı Reja'yı epey endişeli gösteriyordu. Neyse ki çok dallanıp budaklanmadan Lazio'nun golü geldi. Serbest vuruştan gelen topa Dias mükemmel vurdu. Sirigu'nun bakışları arasında top ağlara gitti. Yalnız İtalyan rejisinin kamera açıları çok kötü yahu. Ne Ofsaytları düzgün gösterebildiler, ne de topun kaleye girdiğini düzgün görebildik... Ben auta gitti sandım, baktım kalenin içinden çıkıyor; öyle sevindim. İkinci yarının başında sahada etkisiz gözüken Ilicic'i çıkarıp, Abel Hernandez'i oyuna aldı Rossi. Hernandez geçen yıl Lazio karşısında galibiyet getiren oyuncusuydu Palermo'nun. Bugün talihsiz bir şekilde sakatlanıp 13 dakika oyunda kalabildi. Lazio'da göze batan aman aman bir oyuncu yoktu. Ancak Zarate şık çalımlarıyla dikkat çekti. Hernanes hiç ortalıkta gözükmedi. Aldığı topları da iyi değerlendiremedi. Mauri, Brocchi orta alanda çok iyi mücadele etti. Floccari ise savunmaya kadar top çıkardı Lazio'nun direndiği dakikalarda. Lazio'nun savunma oyuncuları çok soğukkanlı. Biava ile Dias'ın uyumu müthiş. İkisi de çok kritik müdahaleler yaptı. Stoper özellikli Radu da Lazio savunma yaparken stoper gibi oynuyor ve kritik müdahalelerde bulundu yine. Lazio savunması adeta etten duvar misali... Top mutlaka birisinden dönüyor. Biava'nın kırmızı kart görmesi gerekti, gördü. Palermo'nun tehlikeli bir atağı gelişiyordu. Haftaya derbide oynamayacak olması büyük sıkıntı gibi gözükse de; Stendardo'nun onun açığını kapatacağını düşünüyorum. Gelelim Muslera'ya... Fizik dezavantajına rağmen müthiş kalecilik sunuyor bizlere... Özellikle 1,5 yıldır inanılmaz bir ilerleme var kendisinde. Bugün son dakikalarda inanılmaz kurtarışlar yaptı. Tek başına savunma gücü adeta... İleride Lazio'dan çok daha büyük bir kulübe gideceğini düşünüyorum. Arsenal, Manchester United tarzı bir takımda oynayabilir. Bildiğin Dünya standartlarında bir kaleci gibi oynuyor. Reja yine yerinde değişiklikler yaparak skoru korumayı bildi. Lazio mücadelesiyle maçı haketti ve kazandı. Palermo'da Pastore'nin gelecek vaad ettiği şüphesiz; ancak fizik olarak yetersiz bir oyuncu. Özellikle bacakları Güiza gibi... Sert bir ligde oynaması kendisini geliştirebilmesi için güzel bir durum.
Derbi heyecanı sarmaya başlar hafta ortasından itibaren...Lazio aynı kadroyla çıkar; Stendardo Biava'nın yerine oynar. Geçen yılın rövanşı alınır; liderlik de devam ederse Lazio taraftarı iyice havaya girecektir.
Manchester United 2 - 0 Tottenham | Ulan Gomes!

İnsan Mısın Flier ?

İyi ki varsın Manon Flier...
Bursaspor 1 - 1 Fenerbahçe | Tenis Maçı Misali

Aykut Kocaman hakkındaki eleştirilere katılmıyorum, katılamıyorum. Benim izlediğim şu Fenerbahçe Zico'nun Avrupa Fenerbahçesi ile birlikte izlediğim en iyi Fenerbahçe. Dia,Niang,Lugano gibi eksikler varken; Aykut hoca çıkarabileceği en iyi kadroyu çıkardı yine. Topuz'u ön libero oynatıp, Kazım'ı onbire alabilirdi belki. Ama geçen hafta Galatasaray'ın kalabalık orta sahasına karşı etkili olamayan Topuz'dan ziyade defansif yönü olan Cristian'ı tercih etti. Haftalardır oynamayan Cristian belki oynar dedim, yanıldım. Ahı gitmiş, vahı kalmış beyimizin...İlk geldiğinde çok beğeniyordum,çok övüyordum. Ama şimdilerde sıradan bir futbolcu bile değil Cristian. Hüseyin Cimşir gibi takoz bir orta saha oyuncusu bile Cristian'a üstünlük sağladı. Hüseyin beklediğimden iyi oynadı bu arada. Takoz, ağır, düz falan ama iyi mücadele etti akşam. Bursaspor'da Stepanov gibi bir adam yedek kalabilecek bir adam değil. İbrahim Öztürk iyi niyetli,mücadeleci, Melih Gümüşbıçak'ın demesiyle çok çabuk bir oyuncu ama Stepanov'dan iyi değil. Volkan Şen iyi alışmış yatmaya, yattığı zaman kalkmak bilmiyor. Sercan Yıldırım'ın hızı ile Fenerbahçe savunmasını aşabileceğini düşünmüş Ertuğrul Sağlam. Aşabildi de birkaç defa...Ancak Sercan'da bu bitiricilik olduğu sürece Sercan Avrupa'ya falan gidemez. Ayrıca karşısında Yobo olduğunda Sercan adım dahi atamadı. Avrupa standardında bir stoper karşısında varlık gösteremedi. Yobo'ya her maç ayrı parantez açmak lazım. Fenerbahçe'ye gelmiş belki de en iyi stoper. En iyilerden biriydi gözümde. Ama son performanslarına baktığımda belki de en iyisi diyebiliyorum. Bilica da akşam çok iyi mücadele etti, formayı özlemiş.
Fenerbahçe baskı kurduğunda Bursaspor'a ecel terleri döktürdü akşam. Golü de kurduğu bir baskı sonucunda buldu. O golü Semih gibi bir fırsatçı atabilirdi ancak...Emre'nin goldeki payı büyük. Emre'nin akşam oynadığı futbol Xavi gibiydi, hayranlıkla izledim. 3 sene oldu, hâla Emre'nin yanına iyi bir partner bulamadık. Kendi kendimize harcıyoruz böyle değerleri gibi geliyor bana. Emre futbolu bırakınca yeni bir Emre bulabilmemiz kaç senemizi alır acaba ? Bursaspor'un da çok iyi pozisyonları vardı. Ancak kalede özgüvenle duran bir Volkan olduğunda benim içim çok rahat oluyor. Hele bir de şimdi önünde Yobo var ya; insan izlerken büyük güven duyuyor. Takım çok tempolu oynadı, büyük keyifle izledim. Kondisyonsuzuz diyordum, 90+3'te bile baskı kurduk. Ne Daum zamanında, Ne Zico zamanında böyle yüksek tempoyla ligde oynadığımız maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Zico ile Kadıköy'de bambaşka maçlarımız oluyordu. Ancak deplasmanda aynı performansı gösteremiyorduk. 45-55 arası bir duraksama yaptık, onda da talihsiz bir şekilde golü yedik. Aynı pozisyonu biz bulduk, Semih ile değerlendiremedik. Caner'den savunma oyuncusu olmaz diyordum, 3 maçtır çok iyi oynuyor; olurmuş. Mehmet Topuz müthiş istekli,inanılmaz hırslı fakat çok şanssız ve dengesiz. Akşam karşı karşıya kalabileceği topu iyi kontrol edemeyerek açısını kaybetti. Şutları desen PES 2011'de tuşa fazla basıyormuş misali... Aykut hoca skor 1-1 iken yapabileceği değişiklikleri doğru bir şekilde yaptı. Stoch ileriye en rahat top taşıyan adamımızdı ama bazı pozisyonları bencilce harcadı ve demoralize oldu. Oyundan çıkması doğru karardı. Kazım ve Gökhan Ünal değişiklikleri için geç kalındı. 77-80 arasında Cristian'ı çıkarıp Kazım'ı almasını bekledim. Gökhan Ünal aylardır oynamıyor ama eldeki malzemelerden birisi. Skoru değiştirebilecek bir isim, gol adamı.
Beşiktaş 2, Bursaspor 2...İyi oynayıp almayı hakettiğimiz fakat kaybettiğimiz 4 kritik puan. Aykut Hoca'dan çok umutluyum artık. Bu takımın yükünü taşıyamaz diyordum, taşıyacak. Büyük maçlarda çok zorlanıyor kabul. Seneye Avrupa'da şu halimizle yine çok zor maçlar yaşayabiliriz,onu da kabul ediyorum. Ancak oynatmak istediği futbol, aldırdığı adamlar, kurduğu takım Fenerbahçe menfaatleri doğrultusunda kesinlikle. Daum gibiler parayı,kariyeri; Aykut gibiler Fenerbahçe'nin menfaatlerini düşünür. Aykut'un değerini bilelim...
Türkiye 3 - 1 Çin | Süper Başlangıç

Cumhuriyet Bayramı'mız tekrar kutlu olsun...
TIM Cup 3.Tur | Lazio 3 - 0 Portogruaro


Lazio 2 - 1 Cagliari

Lazio yine baskılı; cılız da olsa ataklar gerçekleştirerek başlamış maça. Floccari'nin biraz da şansının yardımıyla önüne düşen topu ağlara göndermesi skor avantajını ve oyun hakimiyetini getirmiş. İkinci yarıda Kaptan Mauri'nin sahne almasıyla rahatlayan Lazio, Matri'nin golüyle işi biraz sekteye uğratmış. Zira özetten izlediğim kadarıyla Cagliari bu golden sonra küçümsenmeyecek bir baskı oluşturmuş Lazio kalesinde. Ve girilen her pozisyonda Matri var. Reja Lazio'ya çok güzel günler yaşatıyor,o kesin... Derbi öncesi Palermo deplasmanında puan kaybı muhtemel gibi geliyor bana.
Fenerbahçe 0 - 0 Galatasaray

Futbolda her maç aynı futbol oynanamıyor. Bir futbolcunun bir günü diğerine uymayabiliyor. Bu değişkenlikten dolayı beklenmedik skorlar çıkıyor zaten. Fenerbahçe'nin Aykut Kocaman ile epey yol kat ettiğini düşünüyorum. Sezon başına bakıyorum. Hazırlık maçlarında dahi top yapamayan, çok pozisyon veren bir Fenerbahçe. Paok, Young Boys gibi rakiplerin savunmalarını aşamayan bir Fenerbahçe... Geçen süreçte pozisyon vermeme konusunda çok başarılı olduğu söylenemez. Ancak gol pozisyonuna girme konusunda ve pas yapabilme konusunda epey yol kat ettiğimiz kesin. Bunda en önemli etken; Issiar Dia, Alex ve Niang'ın performansı. Emre de çok kilit rol oynuyor. Ancak bu üçlü rakip savunmayı istediği zaman, rahatlıkla aşabiliyor. Fenerbahçe 4-5 gol atabildiği için pozisyon vermenin çok da önemi kalmıyordu. Yobo'nun savunmaya gelişiyle savunma da toparlandı. Dün akşam Fenerbahçe'nin sadece iyi hücum yaparak Galatasaray'ı yenebileceğini düşünüyordum. Atacağımız 1 gol, 2.yi de getirecekti. Çünkü Galatasaray'ın maçtan çabuk kopma özelliği var. Hagi'nin gelişi; Galatasaray'ı ancak motivasyon ve direnç olarak etkilemiştir. Zaten Hagi'nin teknik direktörlük kariyeri çok önemli olmadığı için; Galatasaray'a 3 günde galibiyet getirebilecek birşey yapabilmesi imkansızdı. Yapacağı şeyler kısıtlıydı; bunları kullandı. Fenerbahçe'nin kanatlardan Dia ve Stoch'la etkili olabileceği maçtan önce belliydi. Hagi orta sahayı kalabalık tutarak bu oyunculara pas atılmasını engellemeyi planlamış olmalı. Çünkü her ikisi de çizgiye çok yakın oynuyorlar. Bence olmaması gerektiği kadar çizgideler hatta. Hagi'nin yapabileceklerinden birisi de; Rijkaard'ın küstürdüğü isimleri oynatmaktı. Elano gibi üst düzey oyuncuyu değerlendirdi Hagi. Misimovic, Elano, Cana, Sarp ile orta sahayı kalabalık tuttu. Misimovic ve Elano ayağında top tutabilen; diğer ikisi ise sert oynayan oyuncular. Misimovic ve Elano'nun hücum gücü de olmasına rağmen; pek hücuma katkı yaptıklarını göremedim. Burada Hagi'nin asıl amacı da hücum yapmak değildi zaten. Belki Misimovic'le bir duran top golü bulabilir; Elano'nun uzaktan bir şutuyla gol atabilirdi. Yani Hagi'nin pek galibiyet planı olduğuna inanmıyorum. Beraberlik ön plandaydı Hagi için. Forvetsiz Galatasaray'da bir seçenek de hareketli Pino'nun orada oynamasıydı. Geçen sezon forvetlerin formsuzluğundan dolayı Daum Kazım'ı forvette oynatmıştı derbide. Galatasaray'ın ağır savunmacıları karşısında Kazım çok etkili olmuştu. Pino da Kazım gibi rakibi zorlayacak tipte bir oyuncu. Kazım kadar güçlü bir fiziği yok. Ancak Kazım'dan daha hareketli gözüktü bana.
Dia ve Stoch demişken; biraz daha detaylı değineyim. Geçen yıllarda Fenerbahçe her puan kaybettiğinde Alex'in formsuz olduğu konuşulurdu. Alex'in etkisiz olduğu bir gün Fenerbahçe çok pozisyon bulamazdı,doğru. Aykut Kocaman'ın oluşturduğu sistem daha geniş kapsamlı hücum seçeneği sunuyor bize. Ancak yine de ağırlığın Stoch ve Dia üzerine olduğunu söylemek yanlış olmaz. İkisinin de süratli ve kolay adam geçebilme yeteneğinin olması Fenerbahçe'ye kanatlarda hücum zenginliği kazandırdı. Stoch yeni yeni onbirde oynuyor da; özellikle Dia'nın aldığımız farklı galibiyetlerde çok büyük payı olduğunu düşünüyorum. Akşam ikisinin de çizgiye yapışıp kalmaları ve formsuz olmaları Fenerbahçe'nin pozisyon zenginliğini ve hücumdaki üretkenliğini olumsuz yönde etkiledi.
Hakem maça hakim değildi. Neill'ı atabilseydi; 10 kişi üzerinde daha rahat baskı kurabilecektik. Atmaya cesaret edemedi. Galatasaray çok net pozisyon bulamasa da uzaktan şutlarla etkili olmaya çalıştı. Volkan günündeydi. Gökhan Gönül yine gayretliydi. Caner ise beni şaşırtacak kadar iyi bir futbol oynadı. Hücuma biraz katkı sağlasaydı mükemmel iş çıkarmış olacaktı. Sarı kart Emre'nin oyundaki devamlılığını etkiledi. Yobo savunmada müthiş oynadı. Galatasaray'ın tehlikeli olabilecek her atağını kesti. Bambaşka bir futbolcu gerçekten... Fenerbahçe'de gördüğüm en soğukkanlı defans oyuncusu. Kendine güveni çok olumlu katkı sağlıyor takıma.
Galatasaray bir gün elbet buradan puan/galibiyet çıkaracak. Dün aldıkları 1 puana sevinmeleri tirajikomik geliyor bana. Özellikle Florya'da takımı meşalelerle karşılamaları falan bambaşka bir komiklikte. İyi ki Fenerbahçeliyim dedim bir daha... Ayrıca Galatasaraylı eş dosttan duyduğum yorumlar şaşırttı beni. Acaba yanlış maça mı gittim diye düşündüm. Galatasaray tek kale top oynamış da; benim haberim yok... Aykut hoca yapabileceklerini yaptı. Oyuncu değişiklikleri yerindeydi. Kadro seçimi bence doğruydu. Ancak takımı istediği şekilde oynatamadı. Derbileri kazanıp şampiyon olamadığımızı çok gördük. Bu sezon tam aksi neden olmasın? Şampiyonluk yolunun Anadolu'dan geçtiğine inanıyorum çünkü. Dilerim bu puan kaybı takımı çok olumsuz etkilemez ve sıradan bir lig maçında yapılan,sıradan bir puan kaybı olarak kalır.
Tottenham 1 - 1 Everton

Van der Vaart reyiiiz atar birazdan rahat olunYazdıktan 1,5 dakika sonra gol geldi :) İlginç oldu gerçekten, tahmin işlerinde pek başarılı sayılmam. Zaten bu da bir tahmin değil; hissiyat işiydi. Kurduğu baskı hemen meyvesini verdi ve Tottenham Vaart ile beraberliği yakaladı. İpleri eline alabileceğini, skor üretebileceğini düşündüm daha. White Hart Lane'de skor üretmekte çok sıkıntı yaşamıyor çünkü Spurs. Ancak ilk yarının kalanında pek başarılı olduğu da söylenemez. İkinci yarı nasıl geçti bilmiyorum. Ancak Redknapp mutlaka ikinci yarılarda çift forvete dönüyordu. Özellikle White Hart Lane'de. 3. Oyun değişikliği hakkını kullanmamış bugün ve Robbie ile Pavlyuchenko'yu maç boyu yanında oturtmuş. İç sahada beklenmeyen kaybedilen önemli 2 puan... Ancak Everton'ın da kötü bir takım olmadığı ve toparlanma sürecinde olduğu da ortada.
Lazio Taraftarı İdman Bastı (!)


Inter 4 - 3 Tottenham | Gareth Bale!
Tottenham ikinci yarı biraz daha toparladı. Zaten ilk yarıda demoralize olmasaydı, fark o kadar büyük olmazdı. Hem demoralize oldu, hem eksik kaldı, hem de Cudicini'nin hatalı gol yemesiyle iyice kontrolden çıktı. Redknapp soyunma odasında bolca kulak çekmiş olacak ki ; Tottenham farklı bir maça çıkar gibi çıktı. Gareth Bale'in üstün çabası, kendini aşması olmasaydı maç tabi ki bu konuma gelmezdi. Ancak Gareth Bale hakikaten kendini aştı. Bir zamanlar takımın uğursuzu olarak anılan, şimdilerde ise yeni Giggs olarak lanse edilen Bale 3 tane fotokopi gol atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Fotokopi deyişim; gollerin atıldığı nokta. Yoksa her golde ayrı bir beceri mevcut. Özellikle ilk gol Giggsvâri. Sol bek olarak gelecek vaad eden Bale, artık mecbur kalmadıkça sol bek oynatılmaz zannediyorum. Assou-Ekotto çok iyi bir sol bek değil. Ancak Bale'in defansif katkısı da onun açıklarını kapatabiliyor. Böyle bir yetenek zaten bekte heba edilmemeli. Açıkta oynadıkça skora katkısı olmaya devam edecek. Bir de frikikleri de var, onu da unutmak olmaz. Seneye muhtemelen Manchester United, City, Chelsea, Real Madrid, Barcelona, Milan'la falan ismi anılacaktır. Tottenham hedefleri doğrultusunda Bale'i takımda tutmalıdır. Ancak para bu kapıyı da açabilecek mi göreceğiz. Ben Giggs'in gençliğini çok hatırlamıyorum. Ancak Bale şu haliyle Giggs'ten daha büyük bir futbolcu olacak izlenimi veriyor. Twente-Werder maçının berabere bitmesi Tottenham'a çok şey kaybettirmedi akşam.
Konyaspor 1 - 4 Fenerbahçe | Gol Manyağı Oldum

- İlk defa Dia ve Stoch'u birlikte izleyebildik. Gelecek için umudum daha da arttı. İnanılmaz zevk alıyorum bu tip oyunculardan. Stoch eğer o şık hareketlerini golle bitirseydi, Tuncay'dan beri ilk kez süratle adam geçerek gol atan bir oyuncu görecektim. Ama en azından biliyorum; o potansiyel var. Bugün atamadı,mutlaka atacak. Dia'ya ise hayranlığım her geçen gün artıyor. Adamın içinden geçme yeteneğine sahip bir oyuncu. Oyununu 90 dakikaya yayarsa tadından yenmeyecek.
- Ziya Doğan'ın kasapları karşısında bir oyuncumuz sakatlanacak diye çok korktum. Özer sakatlandı. Özellikle Dia'nın sakatlanmaması mucize resmen. Çünkü karşısında oynadığı adam; baş kasap Baseem Abbas.
- Mehmet Topuz'un ön libero oynamasını isterim. Ama iyi bir ön libero olacağına inanmam. Bugün çok iyi oynadı ve görevini yerine getirdi. Rakibe ciddi bir tehdit oluşturacak şekilde basması çok güzel...Baroni'nin yapmadığı, Selçuk'un yapamadığı şeydi bu.
- Semih gözümde Aykut Kocaman'dan sonraki yerli forvet efsanesidir. Futbolu bu forma altında bıraktığında tam anlamıyla bir efsane olacaktır. Niang ile iyi bir ikili oluşturdu. Oynadığı futbolla bitmediğini gösteriyor her seferinde. Ama her seferinde bir memnuniyetsizlik oluyor kendisine karşı.
- Yobo Fenerbahçe'de Uche'den sonra izlediğim en iyi stoper. Uche--> Yobo--> Lugano --> Högh --> Luciano --> Edu Dracena şeklinde gider bu liste. Yobo hakikaten çok farklı, böylesi bir transferi transferin son gününde yapmak gerçekten piyango gibi birşey. Zaten transfer olduğu gün de öyle bir başlık atmıştım.
- Fenerbahçe hücum yaptığı sürece takımın 90 dakikalık maç kondisyonuna ihtiyacı yok. Lig için geçerli bu tabi, Avrupa'da affetmezler. Tabi Beşiktaş maçındaki gibi 1-0 önde olduğumuzda tehlikeli. Şöyle 2-3 farkı yakalayıp son 15-20 dakika yavaş bir tempoyla ayağa oynamak mantıklı. İçeride,dışarıda gol atabiliyoruz artık nasıl olsa...
- Gol attığımız kadar gol kaçırıyoruz da...Gol manyağı oldum adeta, her pozisyon gol olacakmış gibi geliyor. Hele ki Stoch ve Dia yardırmış geliyorsa...
- Emre'nin performansı da müthişti.
- Konyaspor'da golü atan,isminin yazılması zor olan elemanı çok beğendim. Bir de Montano şu Konya'da yedek kalacak oyuncu değil. Lietava da bildiğin Billy Mehmet yalnız.
- Haftaya Özer'in yerine Alex oynar, kadro bu olur.
- Galatasaray maçı için çok heyecanlıyım. Derbiler hiç belli olmuyor, havası çok farklı oluyor falan tamam ama bu Fenerbahçe tarihi bir fark atmayı, bu Galatasaray da tarihi bir fark yemeyi hak ediyor bence. Futbol adil olsun...
Bari 0 - 2 Lazio

Reja standart 11'ini belirledi. Bu sistemde Foggia'nın pek yeri yok. Foggia her iki kanattan da yardırabilen bir kanat oyuncusu. Yıllardır belli bir potansiyeli olan fakat hakettiği değeri göremeyen bir oyuncu. Foggia için üzülüyorum. Misal bu sistemde orta saha kanat oyuncuları olmadığından Bresciano da yedek. Gelelim Mauri'ye...Sezon başından beri müthiş oynuyor. Milli takıma kadar yükseldi zaten. Yıllanmış şarap gibi derler ya, aynen öyle. Akşam iki golün de pasını veren adam. İkincisi şut gibi olsa da; asist oldu. Oynadıkça, izledikçe büyük keyif alıyorum. Zaten Karadenizli tipi var Mauri'de. Oldum olası sevmişimdir bu yüzden... Lazio'nun şu ne idüğü belirsiz yeşil rengi formasına bir türlü alışamadım. PES 2011'de bile mecbur kalmadıkça seçmiyorum o formayı. Hernanes de farklı bir enerji, farklı bir potansiyel var. Almak için çok uğraştılar, kesinlikle değdi bu uğraşa. Efsane kadrodan Simeone-Veron karışımı bir havası var. Bu havayla Lazio'ya başarı getirirse; kısa zamanda efsane olabileceği ihtimali var. Takımda yüzler gülüyor. Meymenetsiz Reja bile gülücük saçıyor. Yakalanan bu hava korunmalı. Liderliğe de alışılmış gibi gözüküyor. Fikstür de fena değil. Cagliari ve Palermo engelleri de kayıpsız aşılırsa Roma ile oynanacak derbi 2 kat daha fazla heyecan verir. Forza Lazio!
Fulham 1 - 2 Tottenham

Tottenham'ı izleme zevkinden bile mahrum kaldım bu haftasonu. Fulham maçları pek derbi havasında olmasa da Londra derbilerinden birisi sonuçta. Sandro, Gallas nihayet onbirde başlamışlar. Galibiyet isteyen Redknapp ikinci yarı Sandro'yu çıkarıp Lennon'ı almış. Goller tipik Tottenham golleri. Boş kaleye yenilen bir gol. Van der Vaart'ın kişisel yeteneği, attığı güzel şutu tamamlayan Pavlyuchenko ve tipik bir uzaktan iman gücüyle atılan bir Huddlestone şutu. Güzel sonuç. İnişli çıkışlı, istikrarsız bir grafikle başlayan Tottenham; şu an 14 puanla zirve mücadelesinin içinde...
Tsubasa - Misaki ve Karadağ


Hayırdır Vieri ?

Lazio 1 - 0 Brescia | Liderlik ?

Lazio lider...Roma nerede ?
Tottenham 2 - 1 Aston Villa | Van der Vaart Farkı

Farklı Bir Tat : Kina Grannis

Bahsetmiş olduğum The Sound Of Silence'ı YouTube linkinden dinleyebilirsiniz.
Fenerbahçe 3 - 0 Gençlerbirliği | Umut Var

Fenerbahçe bu sezonki en iyi maç başlangıcını bu akşam yaptı. Geçen haftalarda hep maça iyi başlayamayan; fakat Antalya ve Manisa maçlarında kötü başlamasına rağmen goller bulan bir görüntü çiziyorduk. Bu akşam topa hakim başladık. Orta alanda iyi bastık. Mücadele isteği üst düzeydi ve hücuma iyi top taşıyorduk. Dolayısıyla arkama yaslanıp da izleyebildiğim bir maç Niang'ın golüyle süslendi. Caner Erkin'in sol bekte değil de sol açıkta oynaması taraftarıyım. Ancak bugün hem defansif hem ofansif anlamda iyi işler yaptığını söylemezsek olmaz. Özellikle ilk yarıda. İkinci yarıda o düşük tempoda, hücumda pek ihtiyaç olmadı Caner'e. Caner deyince aklıma Galatasaray'da yapamadığı ortalar geliyor. Ancak bu akşam yaptığı orta çok güzel bir ortaydı. Niang gibi bir ustaya sunulan bir ikramdı... Ayağına sağlık! Böyle oynadıkça sol bekte de olacakmış izlenimi veriyor Caner. Golden sonra Fenerbahçe iyi tempo yakalıyor. Sezon başından beri bariz özelliklerinden birisi bu. Golü attıktan hemen sonra daha iştahlı ataklar gerçekleştiriyoruz. Beşiktaş maçı da öyle oynayıp 2'yi bulamadığımız tek maç. Diğer maçlarda golden sonra kurduğumuz baskılarda hep gol bulduğumuzu görüyorum. Bu akşam tempo yüksekken, Niang'ın büyük çabasıyla skoru da 2-0 yapınca; maçın geri kalanını çok rahat izledim. Çünkü Gençlerbirliği eski havasında değil. Eskiden çok rahatsız eden bir rakipti. Şimdi hem kadrosu sıradan, hem futbolu vasat. Thomas Doll gibi ligin en iyi hocalarından biri daha iyi bir kadroyu hak ediyor. Harbuzi neden yoktu bilmiyorum. Gençlerbirliği'nin her zaman sahada rakibi tedirgin eden 2-3 futbolcusu olurdu. Bu akşam hiç tedirgin eden bir oyuncusu yoktu. Hurşut Meriç onbirde olsaydı, belki bir nebze o zorlardı Caner'i. Patiyo Tambwe bal yapmayan bir arı gibi.
Fenerbahçe taraftarının sevmediği şeylerden birisidir iç sahada öne geçtikten sonra tempoyu düşürmek. Ancak Fenerbahçe'nin kadrosu (Dia,Niang,Stoch,Kazım hariç) oyunun belli bir bölümünü yavaş oynayacak; mutlaka tempoyu düşük tutacak bir yapıda. Dolayısıyla erken gelen goller her zaman avantaj sağlıyor. Takıma dinlenecek, rölantiye alacak zaman veriyor. Ee geride Bilica gibi bir beceriksizin yerinde Yobo gibi bir savunma adamı olunca sıkıntı da yaşamadık bu akşam. Oyun rölantideyken de iyi işler yapabildik. Yobo'yu Everton'da çok beğenirdim. Bu akşam kendine olan güveni, soğukkanlılığı, topu oyuna sokuşu, hızı, kuvveti çok iyi izlenim vermiş olmalı taraftara. Geçilmez bir havası var. Ayrıca aldığı her topu kaleciyi dönmeyen stoperleri severim. Bir tane bile kaleciye pas vermedi bugün. Hep ileriyi düşündü. Premier Lig tecrübesini gözler önüne serdi. Kazım'ın formayı öpmesi biraz şov havası verse de; Kazım'ın takıma dönmesine sevindim. Alex'in haftaya 99, Galatasaray maçında da 100. golü atmasını diliyorum.
Niang için ayrı bir paragraf gerekiyor. Goldeki kafa vuruşu usta işi. İkinci golün başlı başına mimarı. Üçüncü golde Gökhan'a attığı pas muazzam. Yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi yüzleri güldüren adam Mamadou Niang... Öyle mutlu ediyor ki; Alex'in yüzünde bile gerçek bir forvetle oynamanın mutluluğu var. İyi ki varsın Mamadou Niang... Gollere devam...
En umut veren futbolumuzu oynadık. Önümüzdeki 4-5 haftalık periyoddan puan kayıpsız çıkarsak; korku salmaya da başlarız.