5 saat önce
Archive for Eylül 2010
Tottenham 4 - 1 Twente | 45 Dakikalık Gösteri

Tottenham'da Redknapp'ın Van der Vaart'ı ilk 11e monte edebilmek için; saha içi pozisyon değişikliği arayışları devam ediyor. Bugün nasıl kurdu orta sahayı anlayamadım. Modric mi sağdaydı, Van der Vaart mı anlayamadım. Forvet de öyleydi aslında... Hücum yaparken Pavlyuchenko forvet arkası gibi gözüküyordu. Savunmaya geçişte Pavlyuchenko en uçta kalırken; Crouch kendi yarı alanına dönüyordu. Twente'de ise geçen seneki takım kimyası bozulmuş. Stoch,Perez,Nkufo,Stam gibi oyuncuları tabi ki arıyorlar. Yalnız Bryan Ruiz koşusuyla bile yıldız adayı olduğunu belli ediyor. Ona ayak uyduracak tek isim Janko gibi gözüküyor. Ancak King ve Bassong gibi güçlü savunmacıların arasında oldukça etkisiz kaldı bu akşam.
Birbirinden çok farklı iki yarı izledik. İlk yarı Tottenham cesur değildi. İyi tempo tutturdular ama kaleye gidişlerde çok etkisiz kaldılar. Twente'nin kolay aşılan savunmasını aşmakta sıkıntı çektiler. Van der Vaart penaltıyı kaçırınca demoralize oldu ve rakibe sert girerek sarı kart gördü. Ardından bir de çok net bir golü kaçırdı Van der Vaart. Gecenin talihsiz ismi gibi gözüküyordu, ki hala öyle olduğunu düşünüyorum. Van der Vaart'ı çok severim. Ancak Tottenham'a ihtiyaç doğrultusunda alındığını düşünmüyorum. Bir de saha içi liderlik rolü Modric'e daha çok yakışıyordu. Duran topları kullanmak Modric'e daha çok yakışıyordu. Modric , Vaart'ın arkasında çok ikinci planda kalıyor gibi...
İkinci yarı başlar başlamaz Van der Vaart yazdı golü. Çok geçmeden gelen ikinci penaltı sonucunda Pavlyuchenko 2-0 yapınca; rüzgarı iyice arkasına aldı Tottenham. Benim fark beklentilerim arttı. Ancak Twente çok gecikmeden golü atarak maça ortak oldu. Ardından gecenin adamı Van der Vaart'ın kırmızı kartıyla rüzgar kısa bir süreliğine Twente lehine esmeye başladı. Twenteli oyuncular Crouch'un ceza sahası içinde koluna çarpan topta penaltı beklediler, hakem vermedi. Kısa bir süre sonra aynı pozisyon Tottenham lehine oldu ve hakem penaltıyı çaldı. Bu haksız penaltı maçın kırılma anı olarak gözükebilir. Ancak yine de maçı hak eden tarafın Tottenham olduğu barizdi. Maçın yıldızlarından birisi şüphesiz yine Gareth Bale'di. Kapanışı yapmak da Gareth Bale'e yakıştı. Yeni Giggs yakıştırması yapıyorlar adada. Yeni bir Giggs olup, yıllarca Tottenham'da forma giyse fena olmaz. Bir de ; eğer Ramos kalsaydı bu kadar bile forma şansı bulamayacaktı diyerek Redknapp'ın hakkını vermek lazım.
İlk yarı sıkıcı bir ilk yarıydı. İkinci 45 dakika ise gösteri maçı havasında geçti ve futbolseverleri tatmin etti. Tottenham güzel futbol oynadıkça kazanıyor. Inter maçını sabırsızlıkla bekliyorum...
Kasımpaşa 2 - 6 Fenerbahçe

Beşiktaş maçında kaçan 2 puanın değeri ileride mutlaka ki anlaşılacak ve önümüze gelecek. Guti'nin penaltısı olmasa şu anda hem futbol olarak umut vaad eden, hem de puanlanlamada daha iyi basamakta olan bir Fenerbahçe görecektik. İki haftada aynı kadro, aynı kadroyla girilen sayısız gol pozisyonu var. Bu Fenerbahçe'nin iyi hücum yaptığının tartışmasız kanıtıdır. Ancak savunmada pozisyon verilen, verilmese de verilmeye müsait görüntü çizen bir yapı olduğunu da söylemeliyim. Beşiktaş maçında Beşiktaş'ın baskın oynadığı ilk 20 dakikalık bölümde pozisyon vermedik. Bugün aynı savunma hattı kaleye ilk gelen Kasımpaşa pozisyonunda kalede golü gördü. Kasımpaşa'da Şahin Aygüneş geçen sezon dikkat çeken, ismi gelecek vaad edenler arasında yer alan, ümit milli takımımızda da forma giyen çok yetenekli bir forvet oyuncusu. Ancak Lugano ve Bilica gibi belli bir düzeyin üstündeki futbolcular; Şahin Aygüneş karşısında bu kadar aciz duruma düşmemeliler. Lugano çok üst düzey bir savunmacı, fakat formsuz. Bilica ise tam bir saatli bomba olmasının yanı sıra; bir maç iyi bir maç kötü oynama özelliğine de sahip. Bugünkü Bilica'yı gördükten sonra Yobo'yu aldığımız için bir kez daha mutlu oldum. Yalnız savunma savunma diyoruz da; en iyi savunma hücum yapmaktır mantığını benimseyen bir futbolseverim. Rakibi ne kadar önde zorlarsan, arkayı o kadar sağlama almış olursun. Bugün her iki takımın orta sahası da çok kötüydü. Sadece Emre'yle orta saha kurulamıyor. Mesela bakıyorum; hücumcu, defansif yanı hiç yok denen Dia ileride kurduğu baskıyla rakibi zorluyor. Aynısını Alex senelerdir yapıyor. Bu ikilinin yanında bir de Stoch'u kullanabilsek, ileride rakibi zora sokma işini çok daha rahat yapacağız. Bakın yapabiliriz demiyorum, yapacağımıza eminim.
Aykut Kocaman'ın hatasından erken dönmek gibi güzel bir huyu var. Bazen hata yaptığını geç anlaması, bizim puan kaybımıza neden oldu. Ancak bugün henüz ilk yarı bitiminde yaptığı Yobo-Bilica değişikliği ne güzel, ne hayat verici bir değişikliktir. Aynı şekilde kötü Santos'u oyundan almasını ilk başta yadırgasam da ; Caner iyi oyunuyla hocanın hakkını verdi. Yobo'nun girişi, ee oyunun da düşen temposu savunmayı toparlamış gibi gözüktü. Yobo hiç birşey yapmasa, savunmada dikilse yine rakibi korkutmaya yetecek bir oyuncu. Futbolcu gibi futbolcu...
Bugün için kısa kısa notlar edindim yine kendimce;
- Niang tam bir son vuruş ustası. Adam geçemez diyorlardı, onu da rahatlıkla yapıyor gördük ki. Aranan kan; Mamadou Niang. Fenerbahçe'de yıllardır sorulan "Topa nasıl vurulur?" sorusunun uygulamalı cevabı Mamadou Niang.
- Issiar Dia'yı Fenerbahçe'ye her zaman istemiş olduğumu transferinde belirtmiştim. Hele ki böyle boş alanı bulduğu zaman durdurulması çok zor bir oyuncu. Bugün tek başına maçı kazandırdı. Sağdan getirdi, soldan getirdi, şut attı, asistler yaptı. Fenerbahçe taraftarının yeni sevgilisi olacak Issiar Dia. Hayran kaldım, kelimelere dökmekte zorlanıyorum.
- Gününde bir Alex her zaman rakiplerin korkusu rüyası.
- Dia ve Stoch ikilisini aynı anda kullandığımız takdirde; bugünkü gibi maçlarda 6 değil 12 gol bile atarız.
- Yalnız Kasımpaşa'nın açık oyununu, sünepe orta sahasını her rakipte bulamayacağımızı bilmemizde de büyük fayda var. Buna çok dikkat etmeliyiz.
Chievo 0-1 Lazio


West Ham 1 - 0 Tottenham

West Ham : Green - Gabbidon, Upson, Da Costa, Jacobsen - Dyer (42'Barrera), Parker , Boa Morte, Noble - Piquionne (64' Cole), Obinna (89' Kovac)
Tottenham : Cudicini - Hutton, Bassong, Corluka, Bale - Huddlestone, Jenas, Lennon (66' Keane), Van der Vaart (78' Giovani), Modric - Crouch (80' Pavlyuchenko)
Sarı Kartlar : Boa Morte , Cole
Gol : 29' Piquionne
Dünya Kulüplerarası Bayanlar Vol. Şampiyonluğu ?

Lazio 1 - 1 Milan

Lazio : Muslera - Cavanda (86' Lichtsteiner), Biava, Dias, Radu - Brocchi, Ledesma, Mauri (78' Zarate) , Foggia (72' Rocchi) , Hernanes - Floccari
Milan : Abbiati - Abate (82' Antonini), Nesta, Silva, Zambrotta - Gattuso (69' Flamini), Seedorf (86' Robinho), Pirlo - Boateng, Ronaldinho, Ibrahimovic
Goller : 65' Ibrahimovic - 80' Floccari
4 maç ; 2 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet ve 7 puan.
Tottenham 1 - 4 Arsenal | Carling Cup

- Herkes alt lig takımlarıyla eşleşirken Tottenham'a Arsenal, Arsenal'e Tottenham çıkması büyük şanssızlık. Erken bir Kuzey Londra derbisi...
- Tottenham onbiri : Pletikosa - Naughton, Caulker, Bassong, Assou Ekotto - Bentley, Palacios, Livermore (46'Lennon), Sandro (96'Krancjar) - Pavlyuchenko, Giovani Dos Santos (46'Robbie Keane) . Koyu işaretlediklerim fazla forma şansı bulamayan, yedek isimler.
- Arsenal onbiri : Fabianski - Eboue, Koscielny, Djourou, Gibbs (102' Clichy) - Denilson, Wilshere, Rosicky (73'Chamakh), Lansbury , Nasri - Vela (73' Arshavin)
- Arsenal'in 2001-2002-2003 dönemindeki gibi çok iyi pas yaptığı, çok hızlı oynayabildiği maçlardan biriydi. Zaman zaman böyle oynuyor Arsenal ama o Pires'li, Vieira'lı, Henry'li takım kadar istikrarlı değil.
- Neden Robbie Keane ? Oyuna girer girmez gol atabilecek forvetlerden birisi olduğu için. Gol sevincinde taraftarı gaza getirebildiği için... Ancak son vuruşlarında büyük bir gerileme olduğu gözüküyor.
- Lansbury, Wilshere Arsenal'in en etkili gençleri olurken; Tottenham'da dikkat çeken bir genç oyuncu yoktu. Tek hatırladığım Sandro'nun agresif oyunu ve her golden sonra zoomlanan çaresiz Kyle Naughton suratı.
- Penaltılar İngiltere'de hep çalınan, ancak Türkiye'de bir derbide çalınsa olay çıkaracak türden penaltılar.
- Tottenham'ın uzun zamandır bir derbiyi bu kadar ezici bir skorla, üstelik kendi sahasında kaybettiğini hatırlamıyorum.
- Pletikosa kaleci değil.
- Tottenham'ın yediği ilk gol komedi. 4 adam topu izlerken, toy çocuk Lansbury gelip dokunuyor. İngiltere'de az rastlanacak bir saçmalık.
- Keane'in golü milimetrik ofsayt kokan, bir o kadar Arsenal savunmasının izlediği, kötü bir vuruşla atılan şık bir gol.
- Kupalarda genelde başarılı sonuçlar alan Tottenham bu sene Carling Cup'a erken veda etti.
Fenerbahçe 1 - 1 Beşiktaş | Kaçanları Aramak...

Fenerbahçe hocalarının ortak bir yönü var. Takıma ilk önce kendi oyun tarzlarını aşılmaya çalışıyorlar. Bu süreç sıkıntılı geçtiğinden dolayı hocanın üstündeki baskı artıyor. Bu sefer günü kurtarma, önümüzdeki maçı 3 puanla kapatalım stresine giriyorlar. Ee olay da burada kısır döngüye giriyor. Çünkü hoca Daum'un sistemine,oyun anlayışına dönüyor. Zico da gördük bunu. Takımı çift forvetli oynatmaya çalıştı,olmadı. Newcastle maçıyla Daum anlayışına geçti. Ondan sonra kendi oyun anlayışını Daum'un saha dizilişiyle pekiştirdi ve başarılı oldu. Aragones geldi, Semih'i forvet arkası gibi oynattı. Alex ve Semih'in forvet arkası oynadığı garip bir sistem denedi,tutmadı. Daha sonra Daum'un oyun düzenine döner gibi yaptı,onu da beceremedi. Daum geçen sene tekrar gelince farkını belli etti. Takım dinç ve topu ayağında çok tutan, çok pas yapan ve maçın sonuna kadar kopmayan bir takım haline geldi. Daha sonra gelişen bir takım olumsuzluklar yüzünden kötü sonuçlar geldi ve Daum son haftalarda takımı 1-0'a oynatmaya başladı. Dakika kaç olursa olsun, attığımız golün üstüne yatmaya başladık. Son haftaya kadar da başarıyla sürdürdük bunu. Şimdi aynısını Aykut hocamız yapıyor. Dün akşamı kurtarabileyim diye; gereksiz bir 1-0a yatma olayına girdi. Bunun öncesinde bir ilk yarıya bakalım;

Alex'siz Fenerbahçe düşünemeyenlerdenim. Ancak akşamki yüksek tempo, skordaki üstünlük; Alex'i Stoch ile değiştirmeye elverişliydi ikinci yarı başlangıcında. Olası bir Stoch değişikliğiyle oyuna atletik bir oyuncu almış olacak; ileriye atılan her topta Dia ve Stoch'un süratinden ve adam geçme yeteneğinden yararlanıp pozisyon bulabilecektik. Benzer maçları Beşiktaş'la defalarca oynamıştık Serhat Akın zamanında. Serhat Akın'ın yaptığı iş bitirme olayını Stoch ve Dia da yapabilirdi akşam. Ancak anlamsız bir Emre-Özer değişikliği oldu ve Mehmet göbeğe kaydırıldı. Schuster'den de bir Nihat-Bobo değişikliği bekliyordum. Ancak tipik Alman hoca edasıyla risk alma işini biraz daha geciktirdi Schuster. Fenerbahçe'nin bu yarıda da topa hakim olamaması, buna rağmen kontradan pozisyonlar bulması golü getirmedi. 15 dakika kalan yapılan Alex-Cristian değişikliği maçın gidişatını etkiledi. Cristian yine bir hayalet gibi gezinmek için sahadaydı. Sahada olması bile rakip savunmayı çekindiren Alex'in çıkmasıyla; Schuster'in de aldığı Aurelio-Bobo değişiklik riskiyle Beşiktaş ileride daha fazla gelmeye başladı. Pas yapamayan Fenerbahçe'nin 2 ya da 3 orta saha oyuncusunu aynı anda sahaya sürmesi pek birşey farkettirmedi. Savunmanın arasına atılan bir pozisyonda Fenerbahçe savunması uyuyunca Bobo çok net pozisyona girdi ve orada Volkan'ın penaltı yaptırmaması kaçınılmazdı. Sahada hayalet gibi gezinen, attığı paslar bize gelen Guti'nin penaltı golüyle çok kritik 2 puanı kaybettik. Türk Futbolu'ndaki bir gerçekle yüzleştik. Fenerbahçe derbide berabere bile kalsa üzülür. Fenerbahçe'den puan almayı başaran rakipleri ise; galip gelmişçesine sevinir.
Bireysel olarak değerlendirirsek; Dia sahanın en iyisiydi. Niang savunmayı çok zorladı. Bilica savunmada çok iyi mücadele etti. Ancak topu tekmelemek yerine topa vurmayı öğrense artık ve iyi bir alternatifimiz olduğunu bilip maçları rahat izlesek; hiç fena olmaz. Özer şu haliyle Mehmet Topuz'dan daha fazla formayı hak ediyor. Ancak Dia-Stoch ikilisi onbirde oynarsa rakip üzerinde çok daha olumlu bir baskı kurarız. Aykut hocayla bu iş olmayacak gibi... Oyuncu değişiklikleri yerinde olmadığı gibi; takımı çok iyi çalıştırdığını da düşünmüyorum. Ama Fenerbahçe tarihinin en başarılı hocası olmasını gönülden istiyorum.
İlk yarı bitiminde "inşallah kaçanları aramayız" dedim. Ama maalesef aradık... Her zaman da arıyoruz. Bu işe bir çözüm bulmak gerek artık... 1-0cı zihniyete sonsuza dek hayır!
Fiorentina 1 - 2 Lazio | Mihajlovic'i Üzdük

Geçen sezon dikkatimi çekmeye başlayan birşey; Lazio aleyhine çok saçma penaltılar çalındığıydı. Dünkü maçta yine hakem Antonio Damato saçma sapan bir penaltı kararı verdi ve Ljajic'in golüyle Fiorentina 1-0 öne gçeti. Antonio Damato Serie A deyince aklıma gelen ilk hakemlerden birisidir. Ancak şu penaltı kararı da tam bir rezalettir. Neyse ki ; Lazio oyunuyla maçı hakeden,ilk yarıyı sürklase eden taraftı. Ledesma'nın Frey'i yumurtlatmasıyla eşitlenen skorla birlikte Lazio oyun üstünlüğünü ele geçirdi. Mauri'nin direkten dönen topu, Bresciano'nun kaçırdığı pozisyonlar var. Lazio işi ilk yarıda bitirebilirdi. Sampdoria maçının ilk yarısında da çok üstün oynamış; gol bulamayınca maçı kaybetmişti.
İkinci yarıda Bresciano'nun yerine Brocchi'yi oyuna sürdü Reja. Dengede gibi gözüken bir 15 dakika var. Ondan sonra benim pek anlam veremediğim Rocchi-Kozak değişikliği var. Bu arada Rocchi demişken; dünkü maçın ilk yarısında bir kez daha hayran kaldım. Adam yıkılmıyor beyler... Libor Kozak için iyi bir geleceği var diyorlar. Bana biraz Crouch tarzı sırf kafa topçusu olacak gibi geliyor. Dün oyuna girdi, üzerine büyük bir sorumluluk yüklendi. Şansının da yardımıyla galibiyet golünü attı. Lazio 3 maçta 6.puanını alırken; her maçta oynadığı göze hoş gelen futbolla gelecek için ümit verdi. Mihajlovic'in Fiorentina'sı ise 3 maçta sadece 1 puan toplayabildi ve sıkıntılı gözüküyor.
Tottenham 3 - 1 Wolverhampton | Kurtarıcı Sağ Bek

Redknapp'ın hocalığı tartışılmaz. Ancak Kaboul'daki ısrarını anlamıyorum. Geçen sezon kiralıkken Portsmouth'tan geri getirdiğinde sağ bek oynattı. İyi oynadı,tamam. Bu sene Hutton takıma döndü. Corluka'nın yokluğunda mutlaka oynaması gereken isim Hutton. Çünkü çizgiyi çok iyi kullanan,iyi ortalar yapan, hızlı bir bek. Tam bir bek yani. Ancak Redknapp Kaboul'u ya stoperde, ya sağ bekte banko oynatıyor. Bir ısrarı var üzerinde. Bugün ilk yarı Kaboul oynamış. Nasıl oynadı bilmiyorum. Ancak ikinci yarı oyuna giren Alan Hutton'ın maçın kader adamı olduğunu biliyorum. Henüz oyuna girer girmez sağdan öyle bir top getirdi ki ; golü atmak Robbie Keane'in becerisine kaldı. Keano beceremedi. Hutton sürekli ileri oynamaya, sürekli top taşımaya devam etti. Keane ağırlıklı bulduğu pozisyonları değerlendiremedi Tottenham. 67'de yorulan ve şansı yaver gözükmeyen Keane'i çıkarıp Pavlyuchenko'yu aldı Redknapp. Oyunun sıkıcı gittiği anlarda, Hutton sağdan yardırdı. Tribünleri ayağa kaldırdı ve ceza sahasında kendisine yapılan hareket Spurs'e penaltı kazandırdı. Topun başına geçen Rafael Van der Vaart Tottenham kariyerindeki ilk golünü ağlara gönderdi. Bu gol Tottenham taraftarını ateşledi ateşlemesine de ; Wolves pes etmedi. Wolverhampton'ın birkaç tehlikeli pozisyonu var. Bunlardan biri bir korner sonucunda Crouch tarafından gole giderken çıkarıldı. 86'da Vaart ---> Lennon değişikliği geldi. Hutton'ın epey hırpaladığı Wolverhampton sol kanadını Lennon'la delip geçme planı tuttu Redknapp'ın. Oyuna girer girmez attığı çalımlar ve yaptığı orta Pavl'ın golünü getirdi. 2-1 olunca White Hart Lane atmosferi görülmeye değerdi. Son dakikada maçın kahramanı Hutton biraz takipçiliği, biraz da şansının yardımıyla; Stearman'ın kazmalığıyla maçta hakettiği golü attı.
Bu maç ile skora her zaman sonradan giren forvetlerin değil; sağ beklerin de etki edebileceğini ve maçı çevirebileceğini izledik. Oyuna sonradan giren Hutton,Pavl ve Lennon'ın 3 puanı getirebileceklerini izledik. Yer yer sıksa da ; son 15 dakikası çok güzel bir maç oldu.
PES 2011 Demo | İlk İzlenimlerim
Bugün çıkan PES 2011 (PC versiyon) demosunu indirdim ve test ettim. Blogu okuyan arkadaşlarla ilk görüşlerimi paylaşmak, henüz oynamayanlara fikir vermek istedim. Öncelikle demonun 1,3 GB olduğunu ve 20 dakikada indirdiğimi belirteyim. İnternet hızımın yüksek olduğu bir ana denk geldi sanırım. Torrente de mutlaka düşmüştür, bir araştırın derim. Oyunu kurdum ve tuş ayarlarını kendi düzeneğime getirdim. S Pas, A Orta, D şut, E hızlı koşma, W ara pas şaşmaz hacı. Hem klavye ile hem de Gamepad ile oynadım. Çok iyi bir gamepadim yok. 20 küsür liraya aldığım Snopy'nin güzel bir modelini kullanıyorum. İşimi görüyor. Oyunun Türkçe geleceği biliniyordu. Türkçe olması inanılmaz büyük bir keyif. Rahat rahat aradığını buluyorsun menüde. Demo olduğu için henüz her menü aktif değil. Ancak aktif olanlarda aradığımı kolaylıkla buldum. Demoda Bayern Münih, Barcelona, Guadalajara ve Internacional takımları var. Libartadores Kupasını ekleyeceklerini biliyordum. Demoya da tadımlık 2 Amerika takımı koymuşlar. Taktik ayarları biraz uğraştırıyor. Hatta arkadaşım Özkan şöyle yazmış bugün Twitter'da;
Playstation cafe sahipleri müjde!!! Pes 2011de taktik ayarı maçtan daha uzun sürüyor.
Lisans sorunu hala var. İngiltere Logoları sahte yine ve oyundan zevk almak için lisans yamasını beklemek zorunda kalacağız. Kadroların da güncel geleceğini zannetmiyorum. Mesela geçen PES 2010 için 1 GBlık bir paket indirdim. Kadrolar,oyuncu yüzleri mükemmel. Her kadro güncel... Bunda da yine öyle bir sıkıntı yaşayacağız diye düşünüyorum. Tipik Konami sıkıntısı çünkü...Ve Demoda da bu sıkıntı mevcut. Oyuncu yüzlerine çok önem veririm futbol oyununda. Fifayı bırakmamın nedenlerinden birisi de budur. Default oyuncu yüzleri senelerdir aynı. PES bu açıdan çok farklı. Her oyuncunun suratı farklı ama her oyuncunun kendi orjinal suratı değil. Grafik olarak güzel, ama gerçek yüz olmayınca benim hevesimi biraz kırıyor. Kitserver falan hem uğraştıran, hem de zamanla oyunu bozan eklentiler. Yine her ligin olmayışı, kısıtlı takım sayısının olması ise epey moralimi bozan bir olumsuzluk. Her takım,her lig olsa PES olağanüstü bir oyun olur. Oyunda ota boka faul çalıyor hakemler. Bu nedenle epey küfür yiyeceğe benziyorlar. En ufak bir hamlede faul geliyor. Kart görmeniz kaçınılmaz... Şut olayında da vuruş açısını iyi ayarlamanız gerekiyor. Topa vuruşlarda oyuncunun altında mini bir bar çıkıyor. Bu bar ile vuruşu ayarlıyorsunuz. Beğenmeyenleriniz olacaktır. Ben beğendim. Oyuncu reaksiyonlarına hiç birşey eklenmemiş. Gol sevinçleri aynı...Gol kaçırma üzüntüleri aynı. Hakeme itirazlar aynı. Seyirci yine odun gibi. Anlamsız tezahüratlar devam ediyor ve hiç yerinde tepki yok. Maça giriş sahneleri de aynı bu arada... 2010'dan, hatta 2008'den hiç farkı yok. Bir de Online Master League söz konusu ki; sanırım orijinal oyun ister o. Merak ettiğim bir özellik...
Oyunda çalım atabilmek çok zevkli. Yön tuşları hassas ve iyi kullanım istiyor. Dolayısıyla gamepad ile oynamak daha cazip geldi bana. Logitech gamepadlerle çok iyi verim alınabilir. Ayrıca gamepadin joystick kısmını kullanabilenler için müthiş zevkli olacağını düşünüyorum. Ben kullanamıyorum,o kadar estetik gelmiyor bana.
Oyunun sistem özellikleri hakkında net bir bilgim yok. Benim denediğim sistem özellikleri ;
Intel Core i3 540 3 Ghz İşlemci
4 GB DDR3 ram
Palit NVidia 9800 GT 1 GB / 512 bit dvi/hdmi ekran kartı
22 " 1920*1080 Monitör
Oyunu genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.Full sürümü sabırsızlıkla bekliyorum.Ancak bu yıl Fifa'yı da deneyeceğim. Umarım bu yazıdan oyunla ilgili iyi-kötü fikir sahibi olmuşsunuzdur.
Werder Bremen 2 - 2 Tottenham

Redknapp'ın bir yanlış seçimi de Palacios'u yedek bırakmasaydı. Geçen yıl takımın en istikrarlı oyuncusuydu Palacios. Ayrıca dünya futbolunda artık belki de en önemli mevki olan defansif orta saha mevkiinin en iyi oyuncularından. Hoca Huddlestone'u tercih etmiş dün... Palacios'u 76.dakikada skoru dengede tutabilmek için oyuna aldı. Bale soldan akıp gidiyor. İzlemek büyük keyif... Ancak Lennon sağ kanattan aynı etkiyi gösteremedi. Gollerin ikisi de sol kanattan geldi. İkinci yarıda Assou-Ekotto Tottenham'ın Vederson'u oldu. Rezil bir futbol oynadı. Bale açıkta her ne kadar iyi oynasa da; sol beke kaydırılıp Ekotto'nun yerine Krancjar'ın oyuna girmesi takıma maç kazandırabilecek bir hamle olabilirdi. Crouch'un boş kaleye atamadığı ve son dakikalarda karşı karşıya atamadığı 2 net gol pozisyonu var. Ancak Crouch'un yine ondan başka kimsenin atamayacağı bir kafa golü var. Robbie Keane ise dün akşam skor 2-2 olduktan sonra Redknapp tarafından acil bir hamle olarak oyuna alındı. Fakat etkisiz bir futbol ortaya koydu.
Werder Bremen özellikle ikinci yarı çok iyiydi. İlk yarıda erken sayılabilecek bir zaman diliminde 2-0 geriye düşmesine rağmen demoralize olmadı. Silvestre'yi sol bekte izledik akşam...Yıllar önce Manchester'da da sol bek oynuyordu sanki. Yanlış hatırlıyor da olabilirim...Werder Bremen'de Marko Marin'i izlemeye doyamadım. Attığı golün dışında oynadığı oyun da Tottenham'ı epey zorladı. Ayrıca Stoch'la birbirine çok benzer yapıda olması; Marin'den izlediğimiz hareketleri Stoch'un da yapabileceği konusunda umutlandım ben. Yine Fener'e bağladık hadi...
Gurur!

Ülkemize bu gururu yaşatan, spor sevmeyen sevmeyen herkesi birbirine kenetleyen basketbolcularımızı teşekkürler. Gururumuz oldunuz!
Lazio 3 - 1 Bologna | Siftah

Mauri eskiden Lazio'da 11 numara giyerdi bu arada. Geçen sezon 5'i alıp 11'i Kolarov'a verdi. Bu sezon ise 6 numarayla oynuyor. Totem mi acaba ? Rocchi'nin gol vuruşundaki ustalığı mutlaka herkes görmeli. Rocchi keşke biraz daha genç olsaydı. Biraz daha genç Lazio'ya gelseydi. Eski Laziolu Mudingayi'nin golü de güzel, top ip gibi gitti. Son dakikada genç Kozak'ın kazandırdığı penaltı çok sahte. Hernanes'in golü atması güzel ama o penaltı olmasa da olurdu. Galibiyet siftahı yapıldı, devamı gelsin...
Bu haftasonu Fenerbahçe'nin maçını izleyemedim. Bu akşam Lig Tv'de geniş özet yakaladım ancak çok tatsız,tuzsuz bir maç olması ; sevimsiz bir sonucun olması dolayısıyla yazma iştahım sıfır. O yüzden es geçiyorum...
West Brom 1 - 1 Tottenham | Vasat Tottenham

Werder Bremen deplasmanıyla Devler Ligi'ne adım atacak hafta içi Tottenham. Redknapp West Brom'u bu maçın provası olarak düşündüyse eğer provanın istediği gibi geçmediği kesin.
Türkiye 3 - 2 Belçika | 6 Gol,6 Puan

Belçika gruptaki en ciddi rakiplerimizden şüphesiz. Ayrıca kadro kalitesi olarak bizden daha kaliteli isimlere sahip bir takım. Son elemelerde iki maçta da yenememiştik misal. Kazakistan maçında aldığımız 3 puana anlam yüklemek için bu maçı kazanmamız gerekiyordu. Gerçi bu da saçma bir yaklaşım. Bir yorum tamam ama; futbol takımlarının her maçı tabi ki kazanması gerekir. Almanya maçları hariç kaybetme lüksümüz olmadığını söyleyerek geçiştireyim. Bir de eleştiri ekleyeyim. Rıdvan Dilmen'i çok severim. Fenerbahçeli duruşu, kaliteli yorumculuğu tartışılmaz. Ancak Rıdvan Dilmen'de gereğinden fazla bir Fatih Terim, bir Arda sempatisi olduğunu düşünüyorum. Maç başlar başlamaz, bu kadroyla olmaz; uzaktan gol atarsak atarız yorumlarını abarttı da abarttı. Uzaktan bir gol atsak; ben demiştim diyecekmiş gibi yorumlar yaptı. Arda Turan'ın her hareketinde coştu. En ufak top kaybında "O da insan" yorumu yaptı. Fazla abartı yorumlardı. Evet Arda Turan iyi oynadı. Kadro seçimi de yanlıştı. Ancak belirtmek istediğim; yorumun fazla abartılmasıydı. Hiddink takıma bir sistem oturtmaya çalışıyor. İnanıyorum ki bu sistem oturduğunda Milli Takım bir 8-10 sene bu sistemin ekmeğini yiyecek. Rıdvan Dilmen'in önceki dönemlerdeki futbol anlayışımı övmesini de çok doğru bulmadım. Hiddink ne için geldi ? Yıllardır başarısız olan, Fatih Terim'in "Yürü aslanım,yürü koçum" stratejisiyle oynayan milli takımı değiştirmek için... Bırakalım da değiştirsin. Gerekirse tek forvetli oynatsın,5li defans yaptırsın. Ama maçı kazandırsın be hocam...
Bireysel yetenekleri bizden iyi olan Belçika'nın bir sol bek eksiği vardı mesela. Vermaelen oraya yakın bir stoper gibi oynadı. Belçika 3lü stoperle oynadı. Sabri ve Hamit biraz top getirebilse o kanattan ilk yarı muhakkak golü bulurduk. Tek forvetli sisteme karşı değilim. Günümüz futbolunda pek çok takımın oynadığı sistem zaten. Ancak Tuncay tek forvet olmaz. Hiddink bu hatasından ikinci yarının başında döndü ve Kral Semih'i oyuna aldı. Kral,hakikaten kral! Mevlüt iyi oyuncu, başlı başına bir forvet. Halil Altıntop iyi bir golcü. Ancak Semih Şentürk her zaman milli takımın forvetinde adı ilk yazılması gereken isim olmalıdır. İlk yarı Ercan Taner bir pozisyonda Gerd Müller'i andı. Gerd Müller'i izleyemedim hiç. Ancak o pozisyonda Semih'i anmak varken Gerd Müller abes geldi bana. Semih işte yahu o fırsatçı golcü. Hiddink'in Semih hamlesiyle beraberlik golü de erken gelince ipler elimize geçti. Aslında ilk yarıda da ipler elimizdeydi ancak hücumda yetersiz kaldık. Hamit Altıntop tartışmasız en iyi futbolcumuz. Takım arkadaşı Van Buyten'e cevap verme görevini üstlendi. Van Buyten'i de her zaman çok beğendiğimi belirteyim. Tam bir savaşçı. Onur'un hatalarının pahalıya mal olmaması büyük bir şans oldu bu akşam kendisi için. Arda'nın iyi futbolunu galibiyet golüyle süslemesi 2de 2 ile başlamamızı sağladı. Emre, Arda, Hamit, Semih çok iyi oynadı bugün. İsmail de maç içinde inişli çıkışlı performans sergiledi. Ben İsmail'den ilerisi için çok ümitliyim. Ancak iyi stoper de bulmak şart Milli takımımıza...
Hiddink ile ne yaptığını bilen bir takım olma yolunda ilerliyoruz. İki maçta atılan 6 gol ve alınan 6 puan var. Almanya'dan 1 puan koparabilsek, ah bir koparabilsek çok büyük avantaj olacak. Avusturya cacık takım. Belçika ile ikincilik, Almanya ile de liderlik mücadelesi yapacağımızı düşünüyorum. Belçika'nın iki rakibiyle başlaması onların adına büyük dezavantajdı.
Van der Vaart Tottenham'da !

Son Gün Piyangosu : Yobo

Yobo'yu anlatmaya gerek yok. Yıllardır Everton'ın banko oyuncularından. Özellikle Lescott ile çok iyi bir ikili oluşturuyorlardı savunmada. Tam bir ayıboğan. Hava topları birinci sınıf,Türkiye'de marke edemeyeceği adam yok.İri kıyım fiziğine rağmen gayet de hızlı bir stoper. Tam Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan adam. Lugano'yla uyum sürecini atlattığında çok üst düzey bir savunmamız olacak. Ancak acı tarafı; bu üst düzey savunma, hatta bu kaliteli kadro Avrupa'da mücadele edemeyecek. Yönetime kızıyoruz bu transferleri erken bitirmedi,son güne bıraktı falan diye. Galatasaray yönetimi de aynı. Ancak; kulüpler satmak istedikleri adamı istediği fiyata satamayınca son gün gelen en cazip teklife razı olabiliyor. Bunu da göz önünde bulundurmak lazım. Robinho, Ibrahimovic, Borriello gibi oyuncuların transfer döneminin son günlerinde transfer olması da buna örnek. Demek istediğim ;Bugün akşama kadar Güiza'yı 1 milyon € bedelle bile satabiliriz.
Güiza'yı saymayınca; Bilica,Lugano,Santos,Yobo,Cristian,Dia,Stoch,Alex,Niang ile beraber 9 yabancımız oluyor. Aykut hocanın 6 yabancıyı seçme işi çok zor olacak. Santos,Stoch,Niang,Lugano ve Yobo'nun yerini garanti görüyorum. Ancak 6. adam kim olacak merak ediyorum. Bir dönüşüm olayı olabilir. Ancak 3 hafta yedekten girip,4. maç onbirde oynayıp iyi performans gösteren bir Dia'yı tekrar yedeğe çekmek sıkıntı olabilir misal. Şu ön libero sıkıntısını da gidersek dört dörtlük kadro diyebilirdim. Aykut hocanın forma dağıtımı konusunda adil davranacağını düşünüyorum. Yeter ki basının,yönetiminin etkisinde kalmasın.
Bu sene transfer politikasından çok memnunum. Dilerim Yobo iyi performans gösterir de seneye bonservisini alırız.