8 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Futbol »
- Şimdiki Çocuklar Şanssız
Yazan : steven_stiffler
24 Eylül 2013 Salı
Kimlerden mahrum kaldınız be 1990'ların ikinci yarısından sonra doğanlar. Hele 2000lilerin Ronaldinho'nun en iyi zamanlarından mahrum kalması insanlık ayıbı. Ronaldinho öncesi ise çok daha başka, çok daha efsane. Fotoğraf arşivimde gezinirken birbirinden büyük reisleri buldum. Andreas Möller bunlardan birisi. Ben çok severdim. Benim için Almanya demek; Andreas Möller, Oliver Bierhoff, Michael Tarnat'tır. Kalecilerin hası Andreas Köpke'dir. Zaten Borussia Dortmundluluk bizde aileden gelir.
İsmail Abi'den gelen Borussia Dortmundluluğumuz bir yana, o dönem Dortmund'un Galatasaray'la karşılaşmışlığı ve haliyle Möller'i hafızamıza kazımışlığımız vardır. Star Tv'nin mavi logolu olduğu zamanlar, heeeey gidi... 98 Dünya Kupası benim hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. Odamda 37 ekran televizyonumda tüm maçları izlemiş bir çocuktum. Nijeryasından Güney Afrika'sına, Pierre Issa'sından Karim Bagheri'sine pek çok oyuncu hafızamdadır. Andreas Möller ise bu isimlerin arasında özel bir yere sahiptir. Nasıl oynadığını anlatamam, ne oynardı tarif edemem belki ama soran olursa efsanedir derim. Dortmund taraftarlarının gözünde de böyleyken, kariyerinin sonunda Schalke'de oynaması bitirmiştir Möller'i... Yine de o benim gözümde Andreas Möller'dir. Candır.
Kalede Köpke bambaşkaydı. Oliver Kahn da efsane kaleci ama benim gözümde her zaman Köpke'nin yedeği olmuştur. Jürgen Klinsmann ise benim için Almanya'dan da fazlasıdır.
Panama'nın yerini sorsalar, Dely Valdes'in fotoğrafını bulur gösteririm. Benim için Panama = Julio Cesar Dely Valdes. Paris Saint Germain'de gösterdiği performansla İspanya'nın yolunu tutmuştu. Orada Oviedo'da oynadı. Böyle bir takım var evet. Asıl aklımda kalan yılları ise Malaga'da geçirdiği yıllar. Forvetteki partneri Dario Silva ile mükemmel bir ikili olmuşlardı. Farklı ismiyle zaten hemen dikkat çeken Dely Valdes şimdi Panama'nın teknik direktörü olarak futbol yaşantısına devam ediyormuş. Hiç büyük turnuvada izleyemedim belki ama iri görüntüsüne rağmen son derece estetik goller atması ve sempatik gelen ismiyle kalbimde yer edinmiştir. Partneri Dario Silva'nın futbol ile olan kaderi Dely Valdes'inki kadar sürmedi. Dario Silva'nın geçirdiği bir trafik kazasından sonra bacağı kesilmiş, kısa bir süre protez bacakla futbol oynamaya devam ederek çok büyük reis olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı.
Bu seriye daha sonra devam edeceğim, şimdilik bitiriyorum. 90lı yılların futbolcuları da en az dizileri, çikolata ve cipsleri, müzikleri kadar güzeldi.
İsmail Abi'den gelen Borussia Dortmundluluğumuz bir yana, o dönem Dortmund'un Galatasaray'la karşılaşmışlığı ve haliyle Möller'i hafızamıza kazımışlığımız vardır. Star Tv'nin mavi logolu olduğu zamanlar, heeeey gidi... 98 Dünya Kupası benim hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. Odamda 37 ekran televizyonumda tüm maçları izlemiş bir çocuktum. Nijeryasından Güney Afrika'sına, Pierre Issa'sından Karim Bagheri'sine pek çok oyuncu hafızamdadır. Andreas Möller ise bu isimlerin arasında özel bir yere sahiptir. Nasıl oynadığını anlatamam, ne oynardı tarif edemem belki ama soran olursa efsanedir derim. Dortmund taraftarlarının gözünde de böyleyken, kariyerinin sonunda Schalke'de oynaması bitirmiştir Möller'i... Yine de o benim gözümde Andreas Möller'dir. Candır.
Kalede Köpke bambaşkaydı. Oliver Kahn da efsane kaleci ama benim gözümde her zaman Köpke'nin yedeği olmuştur. Jürgen Klinsmann ise benim için Almanya'dan da fazlasıdır.
Panama'nın yerini sorsalar, Dely Valdes'in fotoğrafını bulur gösteririm. Benim için Panama = Julio Cesar Dely Valdes. Paris Saint Germain'de gösterdiği performansla İspanya'nın yolunu tutmuştu. Orada Oviedo'da oynadı. Böyle bir takım var evet. Asıl aklımda kalan yılları ise Malaga'da geçirdiği yıllar. Forvetteki partneri Dario Silva ile mükemmel bir ikili olmuşlardı. Farklı ismiyle zaten hemen dikkat çeken Dely Valdes şimdi Panama'nın teknik direktörü olarak futbol yaşantısına devam ediyormuş. Hiç büyük turnuvada izleyemedim belki ama iri görüntüsüne rağmen son derece estetik goller atması ve sempatik gelen ismiyle kalbimde yer edinmiştir. Partneri Dario Silva'nın futbol ile olan kaderi Dely Valdes'inki kadar sürmedi. Dario Silva'nın geçirdiği bir trafik kazasından sonra bacağı kesilmiş, kısa bir süre protez bacakla futbol oynamaya devam ederek çok büyük reis olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı.
Borussia Dortmund'u genlerle bağdaştırarak yanlış yaptığımı farkettim. Söz konusu Lazio olduğunda, elbette o yıllarda gördüğüm bana göre en büyük futbolcuları genlerimle bağdaştıracaktım. Diego Simeone bunlardan birisi olacaktı. Bugün Atletico Madrid'de başarılı bir kariyer sürdüren Arjantinli, benim için Veron ve Almeyda'yla birlikte orta sahanın tanımıdır. Sağ içli, sol içli 90larda; 2010lu yılların futbolunu oynayan adamlardır. Simeone'nin psikopat yanı ise kendisini daha fazla sevme sebebi olmuştur. Kendisinin futbolculuğuna doyamadım ama teknik direktörlüğüyle kendisine hayran bıraktırmaya devam ediyor.
Bu seriye daha sonra devam edeceğim, şimdilik bitiriyorum. 90lı yılların futbolcuları da en az dizileri, çikolata ve cipsleri, müzikleri kadar güzeldi.
Yorum Gönder