Yazan : steven_stiffler 22 Eylül 2013 Pazar

Geçen hafta Kasımpaşa galibiyeti için ekstra demiştim. O ekstra galibiyetten sonra en güzel senaryo; Elazığ'ı yenip, ertesi gün oynanacak Beşiktaş - Galatasaray derbisini göbeğimizi kaşıya kaşıya izlemekti. Yabancı kontenjanı ve tribüne oyuncu gönderme ilkelliğinin kurbanı bu kez Emenike ve Holmen olurken; Sow'un dönüşü sevindirdi, Cristian'ın dönüşü ise heves kaçırdı.

Elazığspor'u küçümsemek için söylemiyorum. Zaten bu sezon oldukça iyi başladılar. Ancak kadroları yine de yetersiz. Hocaları ise çok iyi. Ben her zaman Anadolu takımlarının yabancı hocalar getirmesini istiyorum. Döngü hep aynı dönüyor, dönmesin. Türk teknik direktörler ekmek yemesin demiyorum. Futbolcuya bir şey katmıyorlar sadece... Yabancı hocalar daha farklı. Sollied, başarılarla dolu bir kariyere sahip. Elazığ'a getirilmesi bile başarı. Bir de Türk futbolu hakkında bilgi sahibi olmaması bence avantajı. Hiç polemiksiz, kavgasız, gürültüsüz kendi işini yapıyor. Türkiye'deki sistemin çok dışında bir hoca. Dün akşam Fenerbahçe karşısına puan almak için çıktı. Bu 1 puan da değildi, bildiğin ofansif ve 3 puan hedefleyen bir Elazığspor vardı. Sow'un erken golü Fenerbahçe'nin rüzgarı da arkasına almasını sağladı. Bu dakikadan sonra oyunda fark çok açıldı. Fenerbahçe sahanın tek hakimi oldu. Elazığspor kadrosunda yeterli sayılabilecek oyuncular var. Serdar Gürler de Anadolu takımlarından alınabilecek 3-5 oyuncudan birisi bence. Tidiane Sane de kalburüstü. Ancak Pape Sow çok vasat bir oyuncu. Hocası da oyundan aldı zaten. Geçen sezon 4 Panathinaikos maçı izledim, gerçekten çok düz oyuncu. Fenerbahçe karşısında oynatılacak oyuncu hiç değil. Elazığspor'un önde oynaması elbette Kadıköy'de intihar. Ne kadar hızlı diyebileceğimiz oyuncularımız olmasa da, elimizdeki oyuncular da boşlukları değerlendirebilir. Gökhan'ın müthiş pasında Kuyt değerlendirdi mesela... Aynı pası geçen sezon Orhan Şam, Sow'a atmıştı. Sow gol yapmıştı.

2-0'dan sonra önce biraz rölanti oynadık, son 7-8 dakikalık bölümde ise kontrolü kaybettik. Devre arası biraz takımı toparladı. Bu arada çok ilginç bir sistem oynuyoruz. Savunmadayken 4-5-1'e dönüyoruz. Hücumdayken 3-6-1, 3-5-2, 3-4-3'leri görüyoruz. İtirazım yok elbette, alışık olmadığım bir durum ama çok da önemli değil. Neticede hepimiz değişikliği arzuluyoruz. Hocayı tebrik etmek istiyorum bu yüzden. Sow'un golden sonra Ersun Yanal'a koşması da gecenin en anlamlı hareketi oldu. İkinci yarıda toparlandık ve Sow'un şovunu yapmasını izledik. Maç sonunda herkesin yüzleri gülüyordu ve en önemlisi de buydu. Fenerbahçe kazandıkça özgüvenini de buluyor. Bireysel performanslarda Moussa Sow'un yanı sıra, Caner Erkin yine parladı. Geçen haftanın kahramanı Webo ise dün akşam etkisizdi. Alper'in asisti de Alex'i hatırlattı.

Dün akşamki Elazığspor maçıyla birlikte aklıma 2003-2004 sezonu geldi. İlk hafta İstanbulspor'a yenilmiş, 5 haftada 4 galibiyetle yola devam etmiştik. Tuncay Elazığspor'u 7-1 yendiğimiz maçta 4 gol atmıştı. Dün akşamki Elazığspor maçı bana o sezonu anımsattı. Senaryo benzer, peki ya sonu ?

Son söz... Yaşamak için muhtacız ekmeğe, havaya, suya; bir de Moussa Sow’a...

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -