Yazan : steven_stiffler 19 Şubat 2013 Salı

Trabzonspor maçları yeni bir seri oldu artık Fenerbahçe için... 7 maçtır yenilmiyoruz. En son "şampiyon olduğumuz" sezon Trabzon'da 3-2 kaybetmiştik. O maçtan sonraki maçlarda Trabzonluların nefretleri ve kompleksleri hep daha fazla arttı. Ancak o günden sonra Avni Aker'e 3 kere daha çıktık ve 2 galibiyet 1 beraberlik alarak bu Trabzonspor taraftarlarının içindeki nefrete en güzel cevabı verdik.

Aslında bu maç için oldukça umutluydum. Takım son haftalarda kötü de oynasa Trabzon demek ekstra bir motivasyon demekti. Geçen sene yaşanan klasikleşmiş Trabzon taraftarı olaylarından sonra takımımız Trabzon yerine Rize'de konakladı. Trabzonspor geçtiğimiz sezon güçlü takımdı. Bu sezon ise vasat bir Anadolu takımından halliceler. Böyle yakalamışken 3'ten aşağı atmak ayıp olurdu. Böyle maçları kazanıyorsanız, taktik ve sistem çok da önemli değil. Bazen motivasyon da yetebiliyor. Sow'un solda oynamasına, Hasan Ali'nin yeniden kadroya dönmesine falan değinmeyeceğim o yüzden. Emre varsa orta sahada +1 kalite, takımda +1 ruh var. Bunu bir kez daha gördük. Emre'yi çok özlemişiz. Trabzonspor'un silik orta sahasına Emre yetecekken, Cristian ve Topal'ın da iyi oynamasıyla hocanın düşündüğünü gerçekleştirdik. Orta sahayı kazandık ve maçı domine ettik. Maçın başındaki pozisyonların önemi elbette çok büyük. Egemen'in Adrian'a vurdurmadığı bir top ve çizgiden çıkardığı o top maçın kaderini etkiledi. Topun tamamının çizgiyi geçmediği net şekilde belliyken Piero falan hikaye... Yayıncı kuruluş çizgi kamerası koymuş ve çizgi kamerasında net bir şekilde top yuvarlak değil. Küçük bir kısmı direk hizasında... Neyse, ekmek çıkmış oldu yorumculara. Attığımız ilk golde Kuyt'ın ofsayt olduğunu düşünmüştüm ama özette dikkatle izlediğimde yine çizgilerden yola çıkarak ofsayt olmadığını gördüm. İlk yarıdaki baskılı futbol Cristian Baroni'nin klasikleşmiş Trabzonspor gollerinden birini daha getirdi ve 2-0'lık skor ikinci yarıda uzun zamandır izlemediğimiz kadar rahat maç izlememizi sağladı.

İkinci yarıda Caner yerine Stoch girebilir, Stoch'u da kazanabilirdik. Maç tam Stoch'luk maçtı. Trabzonspor savunmasının sağı, solu, göbeği; her yeri boşluk veriyordu. Olcan'ın pozisyonu gol olsa maç elbette sıkıntıya girebilirdi. Trabzonspor'un başka da gollük bir baskısı ya da pozisyonu zaten olmadı. Gökhan Gönül'ün derslik golü skoru ilan ederken, bizim de yüzümüzdeki son gülücük oluyordu. Trabzonsporluların başkanlarını istifaya çağırdığı, 61. dakika şovu yapamadığı, bizim açımızdan son derece keyifli bir maç oldu. Kuyt, Egemen, Emre, Gökhan müthiş oynadı. Maçla ilgili kendimce bir puanlama yaptım :

Aykut Kocaman 8
Emre Belözoğlu 8,5
Dirk Kuyt 8
Egemen Korkmaz 7,5
Cristian Baroni 7,5
Pierre Webo 7
Moussa Sow 6,5
Hasan Ali Kaldırım 7
Bekir İrtegün 5,5
Gökhan Gönül 7,5
Volkan Demirel 6,5
Mehmet Topal 6,5

Bate, Kasımpaşa ve Beşiktaş maçları çok önemli. 2 sene önce İnönü'deki Beşiktaş maçı şampiyonluğu ne kadar istediğimizin göstergesi olmuştu. Kasımpaşa'yı yendikten sonra yine öyle olacağını tahmin ediyorum. Artık biraz kenetlenelim ve taraftar olarak üzerimize düşen desteği verelim.

One Response so far.

  1. Hakem Trabzon'a acıdı , 1 saniye bile maçı uzatmadı...
    Bu bile yeter anlayana...
    El birliği ile zorla bize bir rakip çıkarıyorlar her sene,biz olmayalım diye.
    Bak bu sene GS şampiyonluğa gidiyor gibi, ama bir tane bile elbirliği ile suni kahraman takım çıkarılmadı şampiyonluk için...
    Bu yüzden FB'nin şampiyonlukları her zaman daha değerlidir.

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -