Yazan : steven_stiffler 6 Şubat 2013 Çarşamba

3 gün sonra yazıyor olmamdan anlaşılacağı üzere; Fenerbahçe ilgili yazmak gerçekten artık çok zorluyor. Takım taraftarda futbol şevki bırakmadı. Hiç bir zaman umudunu kesmemiş, hocaya ve oyunculara sonuna kadar güvenen ben bile son maçtan sonra umudu kesmiş bulunuyorum.

Transferleri her zaman ayrı ayrı, tek tek değerlendirirdim. Emre ve Ziegler zaten bizden birileri oldukları için değerlendirmeye gerek yok. Kısaca belirtecek olursak; ikisinin de transferinden memnunum. Takımımız geçen sezondan çok daha güçlü oldu. Hasan Ali ve Ziegler gibi iki iyi sol bekimiz, Emre, Meireles, Salih gibi üç iyi orta sahamız var. Yıllardır Emre'nin yanına iyi bir adam koyamadık diye üzülürdüm. Meireles ve Mehmet Topal, Emre'nin yanında oynayabilecek son derece kaliteli futbolcular. Tabi son haftalardaki performanslarıyla değil... Webo'nun da iyi bir forvet alternatifi olacağını, ancak o parayla daha genç ve patlama yapacak birini de alabileceğimizi düşünüyorum. Bienvenu kötü örnek olunca, hoca daha garanti bir isim almak istedi tabi. Aykut Hoca kendi doğrularını yapmaya çalışıyor, ancak bu işte düzgün gitmeyen bir şeyler var. Mesela; Semih son haftalarda iyiyken, Webo'nun 2-3 antrenmanla birlikte ilk onbire yazılması. Hasan Ali'nin dinlendirilmesini anlıyorum. Ayrıca Aykut Kocaman'ın, Ziegler için Hasan Ali'yi her zaman kesmeyeceğini de biliyorum. Tahminimce şu anlamsız milli maç dolayısıyla Hasan Ali'yi dinlendirdi. Zira üstüste iki maça çıkan bir Hasan Ali çok daha fazla yıpranacaktı. Galatasaray'ın yine bir puan kaybından sonra, maça iştahlı ve arzulu başlamışken; Eneramo'nun golü işleri yine zora soktu. Fenerbahçe gol yeme, hatta ilk golü yeme geleneğini sürdürdü. Haa bir başka geleneğimiz de var tabi; gol yedikten sonra panik olmak ve şuursuzca hücum etmek. Bu bir 10-15 dakika sürüyor. O araya gol sıkıştırabilirsek iyi, sıkıştıramazsak dengesizlik devam. Aslında ilk yarının son bölümlerinde oldukça iyi oynadık. Emre'nin takıma gelişi saha içinde kendini belli ederken, Emre'nin kornerleri kötü kullanması ise pek çok pozisyon şansını harcıyordu. Sow'lu Webo'lu forvet hattına bol bol orta yapmak elbette güzel düşünce... İkisi de hava toplarında etkili oyuncular. Ancak sorun; Fenerbahçe'de Ziegler ve Mehmet Topuz harici iyi orta yapabilen futbolcu yok. Zaman zaman Gökhan Gönül ve Caner... Zaman zaman... Baskıyı arttırmışken kazandığımız penaltı çok büyük fırsattı. Penaltıyı da Emre'den bekliyordum, ancak takımın penaltıcısı Liverpool'da olduğu gibi Dirk Kuyt'mış. Çok penaltı çalınmadığı için yeni öğrendik tabi. Penaltının kaçması iyi mücadele ettiğimiz ilk yarının ardından soyunma odasına moralsiz gitmemizi sağladı.

İkinci yarıya daha sert bir baskıyla başlarız diyordum, yanıldım. Ancak toparlamamız çok uzun sürmedi. Çok da geç olmadan Webo'nun golü geldi. Webo'nun golü çok usta kafa vuruşu ama golde daha büyük pay bence Ziegler'in. Geçen sezon Galatasaray derbisinde dışarı giden topu sonuna kadar kovalamış, Sow'a müthiş bir gol attırmıştı. Bir benzerini bu sefer Webo'ya yaptı. Topu kaybetmek üzereyken, sonuna kadar kovaladı ve sağ ayakla çok iyi bir orta yaptı. Golden sonra baskıyı arttırsak da; her pozisyon arayışımızda orta sahada büyük boşluklar verdik. Geçen hafta oynadığımız Gaziantepspor maçında böyle değildik mesela... Savunmada boşluk verdik evet ama orta sahada pek çok topu Meireles almıştı. Bu sefer Meireles de kötü olunca, orta saha verimsiz kaldı. Sivasspor gibi kapanmayı çok iyi yapamayan bir takıma ikinci golü atamadık. Ziegler ve Webo'nun talihsiz sakatlıkları, Cristian'ın alışılagelmiş berbat performansı, Kuyt'ın büyük hataları oyunu ve skoru etkiledi. Berabere mi kalacağız acaba diye düşünürken, sakat sakat oyuna devam eden Eneramo'nun golü geldi. Fenerbahçe bir Kadıköy maçından daha puan kaybıyla, mağlubiyetle ayrıldı. Eskiden maç oynanmadan bile üç puanı yazabildiğimiz bu maçları artık kazanamıyoruz.

Bireysel performanslara göz attığımızda; son haftalarda inanılmaz kötü oynayan bir Volkan Demirel görüyoruz. Volkan'ı abim gibi severim, takımda mutlaka gereken bir isim. Ancak takıma abilik yapamadığı gibi, iyi de kalecilik yapamıyor. Her hafta hatalı gol yiyor. Kendisini toparlayana kadar dinlenmeli. Mert de, Serkan da ligi götürebilecek kapasitede. Gökhan Gönül'ü çözemiyorum. Mücadelesi çok çok iyi ama futbolu bir iyi-bir kötü. 10 dakika iyi, 15 dakika kötü. Bekir iyi maçlar çıkarıyordu, bu maçta Egemen'le birlikte ikisi de kötüydü. Ziegler'i beğendim. Meireles kötüydü. Kuyt rezaletti. Liverpool'da oynarken hiç beğenmediğim bir isimdi Kuyt. Ben böyle mevkisi sonradan değişen, devşirme oyuncuları çok tutmuyorum. Dirk Kuyt transferine soğuk bakıyordum, lakin geldiğinde gösterdiği mücadele ve başarılı performansla benim de gönlümü fethetmişti. Son zamanlardaki kötü performansı dün dibe vurdu. Çok düz, yeteneksiz bir oyuncu izlenimi veriyor. Mehmet Topuz'un hakkı yeniyor, Topuz daha hazır, kesinlikle Topuz oynamalı. Zaten Gökhan Gönül'ün bugüne kadar Fenerbahçe'de en uyumlu oynadığı isim Mehmet Topuz'dur. Cristian Baroni, güzelim kadroda en sırıtan isim. Az mücadele ettiği gibi, arkadaşlarının da temposunu yavaşlatan bir oyuncu. Acilen yedeğe çekilmeli. Sow; yeni transferlerle birlikte takımın en çok çalışan oyuncusu. Önceden Alex Fenerbahçe'nin çok şeyiydi. Şimdi Sow...

Şampiyonluk için umudum kalmadı diyeceğim, henüz 14 hafta var. Bir de çok iyi gitmeyen, mutlaka takılacağına inandığım bir Galatasaray var. Önümüzdeki 3 maçtan 9 puan çıkarırsak; yeniden umutlanabilirim. Aksi halde zor...

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -