3 dakika önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 1 - 0 Bate Borisov
Yazan : steven_stiffler
25 Şubat 2013 Pazartesi
Çoktandır izlemekten bu kadar yorulduğum bir maç olmamıştı. Bate Borisov karşısında ilk maçta 90 dakika eksik oynamanın verdiği dezavantajla, sadece "çok mücadele ederek" bir beraberlik çıkarmak en makul seçeneğimizdi. Ancak bu maçta galibiyet bu kadar zor gelmemeliydi. Üstelik eksik oynama senaryosu bu kez rakibimiz için geçerliyken...
Bate Borisov çok izlemediğimiz bir ekip olsa da oyun şablonu az çok belli. Pek çok Doğu Avrupa kökenli takım gibi sert oyun karakteri, yüksek mücadele, düşük tempo, hızlı kontraatak felsefesiyle oynuyorlar. Şampiyonlar Ligi'nde de ne kadar tehlikeli takım olduklarını ispatlamışlarken, 1-0 elbette küçümsenecek bir skor değil. Ancak eksik oynamaları ve oyunu geride kabullenmelerine rağmen oynanan oyun beni memnun etmeyen... Salih Uçan'ı böyle önemli bir mücadele ilk onbirde izlemek elbette bana da keyif verdi. Ziegler iyiydi. İlk yarı çok hücuma katıldı, ikinci yarı skor üstünlüğüyle beraber her zaman söylediğim "savunması Hasan Ali'den iyi" tezini ortaya koydu. Webo'nun Fenerbahçe'ye geldiğinden beri en etkisiz maçıydı. Emre'yi çok arıyoruz. Savunmada ise Yobo'nun yeniden dönmesi sevindiriciydi. Salih'in maç sonu açıklamalarını çok beğendim. Rakip eksik kalınca bir an önce gol atmalıyız diyerek panik olduklarını, ancak bu hatadan erken dönerek kontrolü elden bırakmadıklarını söyledi. Öyleydi, uzun bir süre de kontrolü elden bırakmadık.
Cristian'ın golünün zamanlaması da oldukça iyiydi. Hocaya hamleleri için zaman bıraktı. İkinci yarıda Cristian'ın direkten dönen topu gol olsa rahat bir maç izleyecektik. Ancak gol gelmeyince son 5-10 dakikalık bölümde yine o psikolojik geriye çekilme huyumuzu ortaya çıkardık ve ecel terleri döktük. Rakip çok canlı ve istekli oynamıyordu ancak o dakikada kazayla yenecek bir golün telafisi yoktu. Eksik bir rakip karşısında böyle savruk bir son bölüm oynanması bu sezon en çok üzüldüğüm futbollardan biriydi. Özellikle maçın çalışkan ismi Dirk Kuyt'a çok kızdım. Adrian Mierzecewski kadar boş kaleye şut atma yeteneği ve cesareti yok Dirk Kuyt'ın... Bence takımın en iyisiydi ama sıradanlaşması üzüyor.
Meşale olayı çok güzel mesajdı bence... Ceza aldırması elbette üzücü olur ama saha kapanma gelmeyeceğini düşünüyorum. UEFA'ya verilmiş çok güzel bir mesajdı. Fenerbahçe taraftarı sevdiği zaman nasıl sevdiği özellikle son 3 yıldır tekrar ortada... Takıma yapılanlar taraftarın psikolojisini zaman zaman Rambo Okan'a da bağlıyor. Zaman zaman da içimizdeki yangın yüreğimize sığmayıp böyle dışarı çıkıyor.
Viktoria Plzen iyi kura gibi duruyor ama Napoli'ye iki maçta 5 gol atmış, sahasında çok formda olan ve oyun karakteri de hızlı oyun üzerine kurulu bir rakip bence bize ters gelir. Ancak bireysel kadro kalitemize de güveniyorum. Yeter ki isteyelim, gollü bir deplasmanda beraberliğiyle bile turu geçebiliriz. Emre de olsaydı keşke şu Avrupa mücadelemizde...
Bate Borisov çok izlemediğimiz bir ekip olsa da oyun şablonu az çok belli. Pek çok Doğu Avrupa kökenli takım gibi sert oyun karakteri, yüksek mücadele, düşük tempo, hızlı kontraatak felsefesiyle oynuyorlar. Şampiyonlar Ligi'nde de ne kadar tehlikeli takım olduklarını ispatlamışlarken, 1-0 elbette küçümsenecek bir skor değil. Ancak eksik oynamaları ve oyunu geride kabullenmelerine rağmen oynanan oyun beni memnun etmeyen... Salih Uçan'ı böyle önemli bir mücadele ilk onbirde izlemek elbette bana da keyif verdi. Ziegler iyiydi. İlk yarı çok hücuma katıldı, ikinci yarı skor üstünlüğüyle beraber her zaman söylediğim "savunması Hasan Ali'den iyi" tezini ortaya koydu. Webo'nun Fenerbahçe'ye geldiğinden beri en etkisiz maçıydı. Emre'yi çok arıyoruz. Savunmada ise Yobo'nun yeniden dönmesi sevindiriciydi. Salih'in maç sonu açıklamalarını çok beğendim. Rakip eksik kalınca bir an önce gol atmalıyız diyerek panik olduklarını, ancak bu hatadan erken dönerek kontrolü elden bırakmadıklarını söyledi. Öyleydi, uzun bir süre de kontrolü elden bırakmadık.
Cristian'ın golünün zamanlaması da oldukça iyiydi. Hocaya hamleleri için zaman bıraktı. İkinci yarıda Cristian'ın direkten dönen topu gol olsa rahat bir maç izleyecektik. Ancak gol gelmeyince son 5-10 dakikalık bölümde yine o psikolojik geriye çekilme huyumuzu ortaya çıkardık ve ecel terleri döktük. Rakip çok canlı ve istekli oynamıyordu ancak o dakikada kazayla yenecek bir golün telafisi yoktu. Eksik bir rakip karşısında böyle savruk bir son bölüm oynanması bu sezon en çok üzüldüğüm futbollardan biriydi. Özellikle maçın çalışkan ismi Dirk Kuyt'a çok kızdım. Adrian Mierzecewski kadar boş kaleye şut atma yeteneği ve cesareti yok Dirk Kuyt'ın... Bence takımın en iyisiydi ama sıradanlaşması üzüyor.
Meşale olayı çok güzel mesajdı bence... Ceza aldırması elbette üzücü olur ama saha kapanma gelmeyeceğini düşünüyorum. UEFA'ya verilmiş çok güzel bir mesajdı. Fenerbahçe taraftarı sevdiği zaman nasıl sevdiği özellikle son 3 yıldır tekrar ortada... Takıma yapılanlar taraftarın psikolojisini zaman zaman Rambo Okan'a da bağlıyor. Zaman zaman da içimizdeki yangın yüreğimize sığmayıp böyle dışarı çıkıyor.
Viktoria Plzen iyi kura gibi duruyor ama Napoli'ye iki maçta 5 gol atmış, sahasında çok formda olan ve oyun karakteri de hızlı oyun üzerine kurulu bir rakip bence bize ters gelir. Ancak bireysel kadro kalitemize de güveniyorum. Yeter ki isteyelim, gollü bir deplasmanda beraberliğiyle bile turu geçebiliriz. Emre de olsaydı keşke şu Avrupa mücadelemizde...
Yorum Gönder