4 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Futbol , Tottenham »
- Basel 2 - 2 Tottenham | UEL Çeyrek Final Rövanş
Yazan : steven_stiffler
12 Nisan 2013 Cuma
Tottenham'ı eleyene kupayı versinler diyordum, vazgeçtim. İşler değişti. Tabi Tottenham'ı da Basel'in elemesini hiç beklemiyordum. İki takım arasındaki güç farkı bariz olsa da, turu hakedenin İsviçre temsilcisi Basel olduğu gerçeğini de kabul ediyorum. Tottenham için öncelik ligi ilk 4 sırada tamamlamak olsa da; Villas Boas'ın hedeflerinden biri de Uefa Avrupa Ligi'ydi.
Sağanak yağmur altındaki maçları severim. Hep bir gol yağmuru şeklinde geçecekmiş imajı verir. Dün akşam da öyle oldu. Basel ile Tottenham, bol gollü ve bol pozisyonlu bir maç oynadılar. Basel'de teknik direktörlük koltuğundaki Murat Yakın'ı futbolcuyken severdim. Fenerbahçe'nin kötü günlerinde sivrilen iyi oyuncularımızdan birisiydi. Teknik Direktörlüğün de çok yakıştığını ve çok karizmatik durduğunu düşünüyorum. Üstelik yaptığı işler de küçümsenecek gibi değil. Tottenham gibi kupanın favorilerinden bir takım karşısında oynadıkları cesur futbol da takdir edilesi. İlk goller havanın ve dolayısıyla zeminin de etkisiyle yapılan bireysel hatalardan geldi. Tottenham çok iyi takım, çok organize takım ama Bale olmadan bir adım daha kötüler. Bale ile ise devlere kafa tutabilecek düzeydeler. Bale'in yokluğunda oynayan Clint Dempsey ise bireysel performansıyla en azından lig yarışı için Villas Boas'a ışık vermiştir. Tottenham'ın iki golünü attı akşam. Maçta herhangi bir taraf üstün demek çok da doğru değil. Her iki takım da net pozisyonlar buldu, her iki takım da bol bol atak geliştirdi. Basel kadrosunda dikkat çeken isimlerden birisi Mohammed Salah. Genç oyuncunun ilk golde yapmış olduğu vuruşu çok beğendim. Öyle zeminde, öyle bir vuruş büyük özgüven gerektirir. İkinci yarıda da yine karşılıklı pozisyonlar vardı. Basel öne geçtikten sonra geriye yaslanma psikolojisine girdiler. Fenerbahçe hep eleştiriliyor ama futbol böyle... Bu psikoloji her takımda illa ki oluyor. Tottenham beraberlik için çok çaba sarfetti, 83'te gelen gol maçı uzatmaya götürdü. Uzatmaya gitmeden önce Vertonghen'in kırmızı kartıyla da avantaj iyice Basel'e geçti.
Uzatmalarda Basel üstün oynadı. Bir kişi fazla olmasının ve ev sahibi olmasının avantajını değerlendirmek istediler. Yarım saate göre çok sayıda denebilecek pozisyon buldular. Yalnız maçın 120. dakikasında Adebayor'un kaçırdığı pozisyon turun Londra'ya gitmesine engel oldu. Premier Lig'deki en kazma forvet. Her zaman söylüyorum, Tottenham'a en yakışmayan futbolcu.
Penaltı atışlarında Holtby, Sigurdsson ve Dempsey kaçırmaz diyordum. İlk penaltıyı kaçırdınız mı moralman da eksi bakiyeye düşüyorsunuz. Huddlestone kaçırdıktan sonra, Basel de penaltıları attıkça Tottenham üzerindeki baskı arttı. Maçın kazması Adebayor, klasına yakışır kazmalıkta bir penaltı kullanınca da iş bitti.
Elbette rakip olarak Basel'i istiyorum. Bireysel olarak bizim oyuncularımızdan daha iyi oyuncuları yok. Genç ve başarıya açlar, tecrübeli oyuncu sayısı az. Tecrübeli oyuncuları da belli bir standardı olan oyuncular. Tehlikeli yönleri elbette var, ancak çekilebilecek en iyi kura oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Ligde de son 1 ayda 2 maçlarını izledim. Eleyebileceğimizi düşünüyorum. Mümkünse ilk maç yine içeride olsun ve yine 2-0 gibi net bir skorla bitsin.
Basel : Sommer, Degen, Dragovic, Schar, Park Jo Hoo, Die (58' Diaz), F.Frei, Salah (111' A.Frei), Elneny, Stocker (71' Steinhöfer), Streller
Tottenham : Friedel, Walker, Dawson, Vertonghen, Naughton (79' Assou Ekotto), Dembele (59' Carroll), Parker (78' Huddlestone), Sigurdsson, Holtby, Dembele, Adebayor
Sarı Kartlar : Naughton, Dembele, Dempsey, Die, Dawson, Walker, Streller, Elneny
Kırmızı Kart : 90+1 Vertonghen
Goller : 23' ve 83' Dempsey, 27' Salah, 49' Dragovic
Sağanak yağmur altındaki maçları severim. Hep bir gol yağmuru şeklinde geçecekmiş imajı verir. Dün akşam da öyle oldu. Basel ile Tottenham, bol gollü ve bol pozisyonlu bir maç oynadılar. Basel'de teknik direktörlük koltuğundaki Murat Yakın'ı futbolcuyken severdim. Fenerbahçe'nin kötü günlerinde sivrilen iyi oyuncularımızdan birisiydi. Teknik Direktörlüğün de çok yakıştığını ve çok karizmatik durduğunu düşünüyorum. Üstelik yaptığı işler de küçümsenecek gibi değil. Tottenham gibi kupanın favorilerinden bir takım karşısında oynadıkları cesur futbol da takdir edilesi. İlk goller havanın ve dolayısıyla zeminin de etkisiyle yapılan bireysel hatalardan geldi. Tottenham çok iyi takım, çok organize takım ama Bale olmadan bir adım daha kötüler. Bale ile ise devlere kafa tutabilecek düzeydeler. Bale'in yokluğunda oynayan Clint Dempsey ise bireysel performansıyla en azından lig yarışı için Villas Boas'a ışık vermiştir. Tottenham'ın iki golünü attı akşam. Maçta herhangi bir taraf üstün demek çok da doğru değil. Her iki takım da net pozisyonlar buldu, her iki takım da bol bol atak geliştirdi. Basel kadrosunda dikkat çeken isimlerden birisi Mohammed Salah. Genç oyuncunun ilk golde yapmış olduğu vuruşu çok beğendim. Öyle zeminde, öyle bir vuruş büyük özgüven gerektirir. İkinci yarıda da yine karşılıklı pozisyonlar vardı. Basel öne geçtikten sonra geriye yaslanma psikolojisine girdiler. Fenerbahçe hep eleştiriliyor ama futbol böyle... Bu psikoloji her takımda illa ki oluyor. Tottenham beraberlik için çok çaba sarfetti, 83'te gelen gol maçı uzatmaya götürdü. Uzatmaya gitmeden önce Vertonghen'in kırmızı kartıyla da avantaj iyice Basel'e geçti.
Uzatmalarda Basel üstün oynadı. Bir kişi fazla olmasının ve ev sahibi olmasının avantajını değerlendirmek istediler. Yarım saate göre çok sayıda denebilecek pozisyon buldular. Yalnız maçın 120. dakikasında Adebayor'un kaçırdığı pozisyon turun Londra'ya gitmesine engel oldu. Premier Lig'deki en kazma forvet. Her zaman söylüyorum, Tottenham'a en yakışmayan futbolcu.
Penaltı atışlarında Holtby, Sigurdsson ve Dempsey kaçırmaz diyordum. İlk penaltıyı kaçırdınız mı moralman da eksi bakiyeye düşüyorsunuz. Huddlestone kaçırdıktan sonra, Basel de penaltıları attıkça Tottenham üzerindeki baskı arttı. Maçın kazması Adebayor, klasına yakışır kazmalıkta bir penaltı kullanınca da iş bitti.
Elbette rakip olarak Basel'i istiyorum. Bireysel olarak bizim oyuncularımızdan daha iyi oyuncuları yok. Genç ve başarıya açlar, tecrübeli oyuncu sayısı az. Tecrübeli oyuncuları da belli bir standardı olan oyuncular. Tehlikeli yönleri elbette var, ancak çekilebilecek en iyi kura oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Ligde de son 1 ayda 2 maçlarını izledim. Eleyebileceğimizi düşünüyorum. Mümkünse ilk maç yine içeride olsun ve yine 2-0 gibi net bir skorla bitsin.
Basel : Sommer, Degen, Dragovic, Schar, Park Jo Hoo, Die (58' Diaz), F.Frei, Salah (111' A.Frei), Elneny, Stocker (71' Steinhöfer), Streller
Tottenham : Friedel, Walker, Dawson, Vertonghen, Naughton (79' Assou Ekotto), Dembele (59' Carroll), Parker (78' Huddlestone), Sigurdsson, Holtby, Dembele, Adebayor
Sarı Kartlar : Naughton, Dembele, Dempsey, Die, Dawson, Walker, Streller, Elneny
Kırmızı Kart : 90+1 Vertonghen
Goller : 23' ve 83' Dempsey, 27' Salah, 49' Dragovic
Karşılaşmayı İdman Tv naklen verdi.Tottenham maç içinde zaman zaman oyun kontrolünü ele almasına karşın maçın hiç bir anında kazanacak takım görüntüsü vermedi. Basel takımı klübedeki Murat Yakın'dan başlayaraka Degen , Park Joo, Streller,Salah ve özellikle kaleci Sommer'in üstün gayreti ve inancı ile Tottenham'ı eledi.