1 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- İnanmış Fenerbahçe 1 - 0 Benfica
Yazan : steven_stiffler
26 Nisan 2013 Cuma
Şu fotoğraf karesi çok net dünyanın en güzel görüntülerinden biri. Dünyanın en güzel görüntüsü mü ? Elbette Volkan'ın ellerinde kupanın yükseleceği o ân... İnanç ve yürekle yürüdüğümüz bu yolun sonunu görmemize çok az kaldı.
Lig şampiyonluğu ihtimalinin mucizelere kalmış olmasından dolayı elbette üzgünüm. Haftasonu Gençlerbirliği maçında da şanssız kaybettiğimizi düşünüyorum. Koca sezona bakınca bir kırgınlık elbette var. Bu kadar karakterli bir takımın ligde kaybettiği bazı puanları düşündükçe üzülmemek imkansız. Ancak artık önümüzde daha büyük bir hedef var ve bu hedefe ciddi bir şekilde yaklaşıyor gibi gözüküyoruz. Lig muhabbetini bir kenara bırakıp, tamamen Uefa Avrupa Ligi odaklı konuşmalıyız. Dün akşamki takım tüm sezonu unutturacak kadar iyiydi, istekli ve yürekliydi. Benfica eşleşmesi hissettiğim fakat istemediğim eşleşmeydi. Dün akşamla alakalı taktik, sistem vs konuları konuşmak da çok yerli değil bence. Dün sahada kim olursa olsun, Fenerbahçe mağlup etmek için oynayacaktı. Elbette çok üzerinde durmadan söylenilmesi gerekenler var. Aykut Kocaman'ın rakibi mükemmel analiz edişi bunların ilki. Diğerleri; Benfica'nın Fenerbahçe karşısında şaşkına dönmesi, sıradanlaşması, normal seviyesine bile ulaşılamaması, Fenerbahçe'nin oyunu domine etmesi, bireysel anlamda hiçbir futbolcumuzun kötü performans göstermemesi, hocamızın yerinde oyuncu değişiklikleri. Bunların her biri birer başarıydı dün. Bunlar elbette olması gerekenkler. Fazlası yürekti, Fenerbahçe'de vardı.
Koreografi olsun, maç ortamı olsun, tezahüratlar olsun; en az takım kadar inanmıştı taraftar da... Dün Fenerbahçe'nin tarihi günlerinden biri aynı zamanda bir şölen havasındaydı. Darısı önce Lizbon'a, sonra Amsterdam'a... Eksikler elbette korkutuyor ama dün akşamki yüreğin haftaya da sahada olacağını bilmek bir o kadar rahatlatıyor.
Dün maça gidemedim. Maçla ve o ortamla ilgili güzel bir anım yok. Daha önce yaşadığım tecrübelere duacıyım. Bu maç ile ilgili hatırlayacağım şahsi anım ise ekran görüntüsünü paylaştığım tahminlerim olacak. Eskiden futbolla yatıp kalktığım zamanlarda pek çok maçı rüyamda görüyordum. Kimi tutuyor, kimi tutmuyordu. Salı gecesi hiç maçı düşünmemiş olmama rağmen rüyamda 1-0'ı gördüm. Maç sabahı ise Egemen'in gol atacağı hissiyle uyandım. Takım kadar inanmışsam demek ki...
Lig şampiyonluğu ihtimalinin mucizelere kalmış olmasından dolayı elbette üzgünüm. Haftasonu Gençlerbirliği maçında da şanssız kaybettiğimizi düşünüyorum. Koca sezona bakınca bir kırgınlık elbette var. Bu kadar karakterli bir takımın ligde kaybettiği bazı puanları düşündükçe üzülmemek imkansız. Ancak artık önümüzde daha büyük bir hedef var ve bu hedefe ciddi bir şekilde yaklaşıyor gibi gözüküyoruz. Lig muhabbetini bir kenara bırakıp, tamamen Uefa Avrupa Ligi odaklı konuşmalıyız. Dün akşamki takım tüm sezonu unutturacak kadar iyiydi, istekli ve yürekliydi. Benfica eşleşmesi hissettiğim fakat istemediğim eşleşmeydi. Dün akşamla alakalı taktik, sistem vs konuları konuşmak da çok yerli değil bence. Dün sahada kim olursa olsun, Fenerbahçe mağlup etmek için oynayacaktı. Elbette çok üzerinde durmadan söylenilmesi gerekenler var. Aykut Kocaman'ın rakibi mükemmel analiz edişi bunların ilki. Diğerleri; Benfica'nın Fenerbahçe karşısında şaşkına dönmesi, sıradanlaşması, normal seviyesine bile ulaşılamaması, Fenerbahçe'nin oyunu domine etmesi, bireysel anlamda hiçbir futbolcumuzun kötü performans göstermemesi, hocamızın yerinde oyuncu değişiklikleri. Bunların her biri birer başarıydı dün. Bunlar elbette olması gerekenkler. Fazlası yürekti, Fenerbahçe'de vardı.
Elbette hepimiz heyecanlıydık. Futbolcular sahaya çıktılar ve ilk dakikalarda üzerlerinde tatlı bir heyecan kendini belli ediyordu. Ben de ilk yarım saatlik bölümde goller kaçtıkça heyecandan çıldırdım. Sow'un kaçırdığı iki pozisyon da çok barizdi. Tamam ilki çok netti ama ikincisi çok büyük Sow becerisiydi. Egemen'in kafa vuruşunda ise kalecinin şansı yanındaydı. Baskı arttıkça Benfica afalladı. İnanç ve taraftar baskısı Benfica'yı şaşırttı. Fenerbahçe belki de sezonun en inanmış Fenerbaahçe'siydi. Penaltı geldi, Cristian kaçırdı. Yalan yok, kaçıracağını hissettim. Getireceği moral bozukluğundan korktum, üzüldüm. İkinci yarı beklediğim gibi tutuk başladık. Gaitan hamlesiyle Benfica da gol arayacağının sinyalini vermişti. Fenerbahçeli futbolcuların her biri, bu maçı bir defa oynayacaklarının farkındaydılar. Bu farkındalık o yüreği tekrar ortaya çıkardı. Sabırdan şaşmadık. Baskıyı arttırmanın yollarını bırakmadık. Kuyt'ın direkten dönen topu bile kaleci Artur'un şansıydı. Dönen top Webo'ya değil de kaleciye gitti. Bu kadar şanssızlık belki bir takımın inancını kırabilir ama Fenerbahçe kesinlikle o takım değildi. Yine rakip savunmayı bunalttığımız dakikalarda beklediğimiz golü attık. Egemen'in gol vuruşundan sonra hepimizde bir sevinç çığlığı... Manşette girdiğim fotoğrafı büyültürseniz, arka plandaki taraftar yüzlerini; her şeyden önemlisi futbolcularla taraftarın yüz ifadelerinin ve sevinçlerinin aynı olduğunu görebilirsiniz.
Fenerbahçe dün sahaya yenilmeyecek bir yürek koydu. 1-0'ı kabul edeceğimiz maçta 3-0'ı kaçırdığımıza üzüldük. Futbolcularımızın her biri parladı. Özellikle parantez açamıyorum. Her biri çok iyiydi. Gökhan diyesim var ama Egemen de çok iyiydi. Yobo diyesim var ama Webo da çok iyiydi. Kendisinden uzun savunmacılardan tüm kafa toplarını aldı. Mehmet Topal yine örümcekti. Sow yine takımın yıldızıydı. Gamsız dediğimiz Cristian bile çok üst düzey mücadele gösterdi. Buraya kadar hakederek geldiklerini gösterdiler. Geçen sezon Avrupa'ya göndermeyenlerin yüzü kızarmış mıdır bilmem. Geçen sene hakettiği kupaya gönderilmeyendi Fenerbahçe... Dün akşam ise ağlayan Cristian'ı bağrına basan Webo'ydu Fenerbahçe... KOCAMAN bir yüreğin, KOCAMAN esintisiydi.
Dün maça gidemedim. Maçla ve o ortamla ilgili güzel bir anım yok. Daha önce yaşadığım tecrübelere duacıyım. Bu maç ile ilgili hatırlayacağım şahsi anım ise ekran görüntüsünü paylaştığım tahminlerim olacak. Eskiden futbolla yatıp kalktığım zamanlarda pek çok maçı rüyamda görüyordum. Kimi tutuyor, kimi tutmuyordu. Salı gecesi hiç maçı düşünmemiş olmama rağmen rüyamda 1-0'ı gördüm. Maç sabahı ise Egemen'in gol atacağı hissiyle uyandım. Takım kadar inanmışsam demek ki...
Oynadığımız maçlar sonrası ilk işim sayfanı okumak büyük bir zevkle.
Kalemine ve yüreğine sağlık.
Cristian'ın kaçan penaltısında ise ''Her işte bir hayır vardır'' diye teselli ettim kendimi...Sonra da düşündüm de, o penaltı gol olsaydı ikinci yarı bu skoru garantiye almak adına geri yaslanıp gol yiyebilirdik.İyi ki kaçtı..Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır derler.
Bu kupa Allah'ın izniyle Amsterdam'dan Kadıköy göklerine yükselecek !