1 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , SS Lazio »
- Fenerbahçe 2 - 0 Lazio | Sen Sahada, Biz Tribünde
Yazan : steven_stiffler
5 Nisan 2013 Cuma
Her şeyiyle güzel gece oldu. Sabah uyandığımda heyecanlıydım. Açıkçası 0-0'a da razıydım. Lazio gibi gol yollarında etkili bir takımdan gol yememek önemliydi. Tabi kadroları görünce düşüncelerim değişti. Haftasonu Catania karşısında olduğu gibi Gonzalez'i sağ beke çekmiş Petkovic. Orta sahada hem Hernanes, hem Ederson vardı. Onazi gelecek için heyecan veren bir isim olsa da; bu maçın zayıf halkası olabilirdi. Fenerbahçe'de ise taraftarın heyecanı ve maçın başından beri verdiği güven avantajı bulunuyordu.
Bu sezon en çok üzüldüğüm ve en çok eleştirdiğim nokta; taraftarın takım ile bir bütün olamamasıydı. Bu takıma çok net şekilde yansıyor. En hırslı oyuncularımıza bile yansıyor. Örneğin Volkan'ın suratı hep asık. Futbolcular baskıdan yana hep şikayetçi. Elbette ki taraftar her zaman önceliktir. Ancak bizim de psikolojik durumumuz gerçekten çok iyi değil. Yaşadıklarımızdan dolayı her şey bir an önce bitsin, herkesi yenelim, her maçı kazanalım, hep iyi futbol oynayalım diye bekliyoruz. Bunu da anlayabiliyorum. Ancak çelişki takımın sabıra dayalı futbol oynamasıyla başlıyor. Taraftar sabırsız. Aykut Kocaman'ın futbol anlayışı ise sabıra dayalı. Bazen iyi, bazen kötü, bazen çok kötü olabiliyor oyunumuz... Dün sabahtan beri maçı heyecanla bekleyen, takıma çok güvenen, eh biraz da Avrupa maçı izlemeyi özleyen taraftar kitlesi mevcuttu. Bu güven ilk dakikadan itibaren sahaya yansıdı. Lazio'nun Roma maçına çok daha fazla önem vereceğini, ancak bu maçı da kazanmak için her şeyi yapacağını düşünüyordum. Gördük ki; Petkovic beraberliğe gelmiş. Zira Marchetti 3.dakikadan itibaren topu her aldığında zamandan çaldı. Lazio önde basarak başladı. Sonra her zamanki iki takımın da birbirini ölçmesi ve tartmasını izledik. İlk yarı çetin bir mücadele vardı. Fenerbahçe 25-30'tan sonra biraz daha istekliydi yine. Lazio'nun net pozisyonu yok. Sert oynamaları da cabası. Onazi özellikle her pozisyonda faul yaptı. Fizik olarak bizden üstün bir takım gibi gözükseler de; ikili mücadelelerde başabaş oynadık. Özellikle Sow, Gökhan Gönül, Kuyt, Meireles ve Egemen'in yıkıldığı pozisyon hatırlamıyorum.
İkinci yarıda işler değişecekti. Beklediğimden erken oldu. Onazi'nin kırmızı kartı Lazio'ya pahalıya patlarken, Fenerbahçe'ye müthiş bir cesaret verdi. Aykut Kocaman'ın kırmızı karttan sonraki her hamlesi de yerindeydi. Caner kötü oynasa bunu söyleyebilir miydik ? Ben söylerdim. Belki Caner'i biraz eleştirirdim ama maçta o ân Caner'in oyuna girmesi gerekiyordu, girdi. Önce direkleri dövdük. Özellikle ikinci yarıda bol miktarda şut attık. Aslında ilk yarıda da denemelerimiz oldu ama toplar hep savunmadan döndü. İkinci yarı Meireles bol bol insiyatif aldı. Yani Meireles'in aslında haftalardır kötü olmadığı, sadece taktik gereği risksiz ve basit oynadığını gördük. Meireles'e insiyatif verilirse; çok daha faydalı oluyor. Cristian'ı bile beğendim dün. Çok iyi mücadele etti. Hernanes'ten de Ederson'dan da iyiydi. Hernanes Lazio'da hiç ön libero oynamamıştı. Dün Ledesma kulübede, Cana stoperde, Gonzalez sağda olunca Hernanes biraz daha geride oynadı. Yerinde Ederson oynadı. Ederson çok çabaladı ama Hernanes hiç varlık gösteremedi. Lazio'nun hücumda en istekli oyuncusu Candreva; savunmada ise Cana ve Radu'ydu. Radu ise hücumda etkisiz kaldı. O da takımın genel etkisizliğinden kaynaklıydı. Aykut Kocaman maçtan önceki basın toplantısında; "oyununu rakibe kabul ettiren kazanacaktır" şeklinde düşüncesini belirtmişti. Oyununu rakibe kabul ettiren Fenerbahçe oldu. Sonuçta da Aykut Kocaman'ın dediği gibi; oyununu rakibe kabul ettiren kazandı.
Bireysel performanslara baktığımızda Gökhan, Kuyt, Sow, Webo, Meireles'i çok beğendim. Egemen çok iyi mücadele etti. Yobo, Volkan'a pek iş düşmedi. Topal da defansif anlamda elinden geleni yaptı. Oyuna sonradan dahil olan Caner, Salih, Topuz çatır çatır oynadı. Sadece Ziegler kötüydü. Önünden kaçıp giden topları sayamadım. Penaltıdan gol sevincinin her zaman ufak bir samimiyetsizliği olur. Webo'nun penaltıdan sonraki sevinci ise efsaneydi. İzlediğim en iyi hakem performanslarından biriydi. İtalyanlar çok şikayetçi. Lazio forumlarını okudum. Atmosferden çok etkilenip hayran kalanlar da var, hakeme çok isyan edenler de... İtalyan basını ise hakeme isyan etmeyi tercih etmiş. Lazio ile bir ortak noktamız UEFA'dan çok çekmemiz olsa da; onlar Platini'nin Fenerbahçe'yi desteklediğini yazıyorlar. Net bir beyin sulanması söz konusu... Marchetti'nin kurtardığı topların Lazio'ya turu getireceğine inanan var. 2-0 çok temiz skor bence ama elbette futbolda hiçbir şey önceden kestirilemiyor. Erken yenecek bir gol işleri tersine çevirebilir. O yüzden özellikle ilk yarım saatte gol yemememiz çok önemli.
Fenerbahçe uzun zaman sonra "Antrenör Takımı" kimliğine büründü. Türkiye'de çok zor antrenör takımı olmak... Türkiye'de gaz takımı olmak kolay. Aykut Kocaman her şeyiyle eleştirilmesine rağmen, doğrularından vazgeçmedi ve Fenerbahçe'yi antrenör takımı haline getirdi. Biraz daha yüksek sesle destek verilse, bir kaç sene içerisinde çok daha büyük başarılar alacağımızı düşünüyorum. Ama hoca çok yıpratıldı. Bu sezonki olası kayıplarda daha da fazla yıpranacağını düşünüyorum ve sonuna kadar destekçisi olmayı sürdüreceğim. Mutlu uyuduk, mutlu uyandık. Her şeyden öte; takım-taraftar yeniden kenetlendik. Bence sezonun en zor deplasmanlarından birine çıkacağız. Orduspor maçını da kazanırsak çok daha büyük inanç olacak. Dün Okul Açık tribünde açılan dev pankart gibi... Sen sahada, biz tribünde; ölümüne Fenerbahçe.
Bu sezon en çok üzüldüğüm ve en çok eleştirdiğim nokta; taraftarın takım ile bir bütün olamamasıydı. Bu takıma çok net şekilde yansıyor. En hırslı oyuncularımıza bile yansıyor. Örneğin Volkan'ın suratı hep asık. Futbolcular baskıdan yana hep şikayetçi. Elbette ki taraftar her zaman önceliktir. Ancak bizim de psikolojik durumumuz gerçekten çok iyi değil. Yaşadıklarımızdan dolayı her şey bir an önce bitsin, herkesi yenelim, her maçı kazanalım, hep iyi futbol oynayalım diye bekliyoruz. Bunu da anlayabiliyorum. Ancak çelişki takımın sabıra dayalı futbol oynamasıyla başlıyor. Taraftar sabırsız. Aykut Kocaman'ın futbol anlayışı ise sabıra dayalı. Bazen iyi, bazen kötü, bazen çok kötü olabiliyor oyunumuz... Dün sabahtan beri maçı heyecanla bekleyen, takıma çok güvenen, eh biraz da Avrupa maçı izlemeyi özleyen taraftar kitlesi mevcuttu. Bu güven ilk dakikadan itibaren sahaya yansıdı. Lazio'nun Roma maçına çok daha fazla önem vereceğini, ancak bu maçı da kazanmak için her şeyi yapacağını düşünüyordum. Gördük ki; Petkovic beraberliğe gelmiş. Zira Marchetti 3.dakikadan itibaren topu her aldığında zamandan çaldı. Lazio önde basarak başladı. Sonra her zamanki iki takımın da birbirini ölçmesi ve tartmasını izledik. İlk yarı çetin bir mücadele vardı. Fenerbahçe 25-30'tan sonra biraz daha istekliydi yine. Lazio'nun net pozisyonu yok. Sert oynamaları da cabası. Onazi özellikle her pozisyonda faul yaptı. Fizik olarak bizden üstün bir takım gibi gözükseler de; ikili mücadelelerde başabaş oynadık. Özellikle Sow, Gökhan Gönül, Kuyt, Meireles ve Egemen'in yıkıldığı pozisyon hatırlamıyorum.
İkinci yarıda işler değişecekti. Beklediğimden erken oldu. Onazi'nin kırmızı kartı Lazio'ya pahalıya patlarken, Fenerbahçe'ye müthiş bir cesaret verdi. Aykut Kocaman'ın kırmızı karttan sonraki her hamlesi de yerindeydi. Caner kötü oynasa bunu söyleyebilir miydik ? Ben söylerdim. Belki Caner'i biraz eleştirirdim ama maçta o ân Caner'in oyuna girmesi gerekiyordu, girdi. Önce direkleri dövdük. Özellikle ikinci yarıda bol miktarda şut attık. Aslında ilk yarıda da denemelerimiz oldu ama toplar hep savunmadan döndü. İkinci yarı Meireles bol bol insiyatif aldı. Yani Meireles'in aslında haftalardır kötü olmadığı, sadece taktik gereği risksiz ve basit oynadığını gördük. Meireles'e insiyatif verilirse; çok daha faydalı oluyor. Cristian'ı bile beğendim dün. Çok iyi mücadele etti. Hernanes'ten de Ederson'dan da iyiydi. Hernanes Lazio'da hiç ön libero oynamamıştı. Dün Ledesma kulübede, Cana stoperde, Gonzalez sağda olunca Hernanes biraz daha geride oynadı. Yerinde Ederson oynadı. Ederson çok çabaladı ama Hernanes hiç varlık gösteremedi. Lazio'nun hücumda en istekli oyuncusu Candreva; savunmada ise Cana ve Radu'ydu. Radu ise hücumda etkisiz kaldı. O da takımın genel etkisizliğinden kaynaklıydı. Aykut Kocaman maçtan önceki basın toplantısında; "oyununu rakibe kabul ettiren kazanacaktır" şeklinde düşüncesini belirtmişti. Oyununu rakibe kabul ettiren Fenerbahçe oldu. Sonuçta da Aykut Kocaman'ın dediği gibi; oyununu rakibe kabul ettiren kazandı.
Bireysel performanslara baktığımızda Gökhan, Kuyt, Sow, Webo, Meireles'i çok beğendim. Egemen çok iyi mücadele etti. Yobo, Volkan'a pek iş düşmedi. Topal da defansif anlamda elinden geleni yaptı. Oyuna sonradan dahil olan Caner, Salih, Topuz çatır çatır oynadı. Sadece Ziegler kötüydü. Önünden kaçıp giden topları sayamadım. Penaltıdan gol sevincinin her zaman ufak bir samimiyetsizliği olur. Webo'nun penaltıdan sonraki sevinci ise efsaneydi. İzlediğim en iyi hakem performanslarından biriydi. İtalyanlar çok şikayetçi. Lazio forumlarını okudum. Atmosferden çok etkilenip hayran kalanlar da var, hakeme çok isyan edenler de... İtalyan basını ise hakeme isyan etmeyi tercih etmiş. Lazio ile bir ortak noktamız UEFA'dan çok çekmemiz olsa da; onlar Platini'nin Fenerbahçe'yi desteklediğini yazıyorlar. Net bir beyin sulanması söz konusu... Marchetti'nin kurtardığı topların Lazio'ya turu getireceğine inanan var. 2-0 çok temiz skor bence ama elbette futbolda hiçbir şey önceden kestirilemiyor. Erken yenecek bir gol işleri tersine çevirebilir. O yüzden özellikle ilk yarım saatte gol yemememiz çok önemli.
Fenerbahçe uzun zaman sonra "Antrenör Takımı" kimliğine büründü. Türkiye'de çok zor antrenör takımı olmak... Türkiye'de gaz takımı olmak kolay. Aykut Kocaman her şeyiyle eleştirilmesine rağmen, doğrularından vazgeçmedi ve Fenerbahçe'yi antrenör takımı haline getirdi. Biraz daha yüksek sesle destek verilse, bir kaç sene içerisinde çok daha büyük başarılar alacağımızı düşünüyorum. Ama hoca çok yıpratıldı. Bu sezonki olası kayıplarda daha da fazla yıpranacağını düşünüyorum ve sonuna kadar destekçisi olmayı sürdüreceğim. Mutlu uyuduk, mutlu uyandık. Her şeyden öte; takım-taraftar yeniden kenetlendik. Bence sezonun en zor deplasmanlarından birine çıkacağız. Orduspor maçını da kazanırsak çok daha büyük inanç olacak. Dün Okul Açık tribünde açılan dev pankart gibi... Sen sahada, biz tribünde; ölümüne Fenerbahçe.
Yorum Gönder