8 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Fenerbahçe , Futbol »
- Fenerbahçe 2 - 1 Galatasaray | GELENEK
Yazan : steven_stiffler
13 Mayıs 2013 Pazartesi
İyisiyle kötüsüyle derbi geleneklerinin yerini bulduğu bir akşam oldu. İyisi : Galatasaray'a gol atıp gerçek Fenerbahçeli olma, Kadıköy'de yenilgisizliği sürdürme gelenekleriydi. Kötüsü ise maalesef alışılagelmiş olayların yaşanması, milli takımdan arkadaş futbolcuların birbirini boğazlaması ve gereksiz yere ortam gerilmesiydi. Maçtan sonra gelen haberden sonra futbol konuşulacak ortam da yok edildi.
Şampiyonluk ve Avrupa hedefinin gitmesinden dolayı elbette içim buruk ve heyecanımın az olduğu bir derbi bekliyordum. Derbidir neticede, her zaman heyecanı oluyor. Ortada bir de Kadıköy'de seriyi 14 yıla çıkarmak varken, e maç da tempolu başlamışken heyecanlanmamak elde değil. Galatasaray her sene seriyi bozma ümidiyle geliyor. En umutlu oldukları 2 maçtan biriydi. Birincisi Aragones dönemindeydi. Her iki maçta da oynamadan öne geçtiler, her iki maçta da üstünlüklerini koruyamadılar. Fenerbahçe her iki maçta da üzerine düşeni yaptı. Stressiz bir Fenerbahçe çok daha farklı bir kimliğe bürünüyor. Rahatlıktan bahsetmiyorum, stressizlik olarak farklı bir pencerede değerlendirmek gerekir. Yediğimiz gole erken toparlandık ve peşpeşe attığımız 2 gol ile maçı çevirdik. Webo'nun ilk golü de Alex'in Arena'da attığı galibiyet golümüze bir selam gibiydi. Galatasaray zaten 1 puanı bile haketmeyen bir oyun oynadı. Fenerbahçe de 3 puanı hakeden futbolu oynayınca galibiyet geldi. Kalecisiz yenmediğimiz kalmıştı, o da oldu. Bunlar normal, olağan, olması gereken, olacak şeyler. Kötü olan aslında anormal olup normalleşmiş gözüken davranışlar. Volkan... Abim gibi severim, çok da büyük kaleci. Bu sezon kötü ama kariyeri ve başarıları müthiş. Sabri Sarıoğlu; herkesin alay konusu olmasına rağmen objektif bakıldığında sessiz-kendi halinde birisi olarak tanımlanabilir belki... Akşam Sabri'nin ortamı germesi ve Volkan'ın buna cevap vermesine de bir yere kadar eyvallah. Ama iş boğaz boğaza olacak duruma gelmemeli. Şu ortamda futbolcular buna müsaade etmemeli.
Fenerbahçeliliğimi bir yana bırakarak söylemek gerekirse... Dün akşam beklediğimden çok daha temiz bir maç oluyordu. Ancak Galatasaraylı futbolcuların ortamı germe çabaları anlamsızdı. En az tribünleri kadar bilinçsiz bir futbolcu topluluğu Galatasaray. Fenerbahçe taraftarında son 2 senenin birikmişi var, buna rağmen sağduyu iyiydi. Elbette suçu tek tarafa yıkmak olmaz. Volkan'ın tavrı hoş değildi. Hadi ortamın gerginliğini geçtim, 3 değişiklik hakkı dolmuş; sen kaptansın ve takımını kalecisiz bırakmayı göze alıyorsun. Meireles'in Belarus'ta yaptığından çok farklı bir durum değil. Drogba... 4 ayda ne kadar da değişmiş. O çok sevdiğim, hayranı olduğum Drogba'ya olan sevgimi askıya almıştım eyvallah. Ama şu tahrik edici davranışlarından sonra inanılmaz soğudum. Riera, Eboue, Amrabat, Melo... Ortamı geren oyunculara bakın. Hepsi yabancı. Bu adamlar nasıl bu kadar fanatikleşebiliyor ? Webo, Sow, Zan, Salih, Hasan Ali, Semih Kaya, Muslera en ufak bir gerginlikte yok. Neyse; karalama değil, gördüğümü yazıyorum. Çok da karalıyor gibi gözükmek istemiyorum ve samimiyetle yazdığımı belirtmek istiyorum. Maç bitmiş, Fenerbahçe taraftarında ve futbolcusunda buruk bir sevinç var. Senaryo belli... Taraftar takımı tribüne çağırır, sezon için teşekkür eder, alkışlar ve soyunma odasına yollar. Ama o da ne ? Galatasaraylı futbolcular yine orta sahada, yine ortamı germe ve Fenerbahçe'ye ceza aldırma peşinde. 2007'de biz de Sami Yen'e şampiyon gittik. Bize yapılanlar ortada, bizim yaptıklarımız ortada. Fenerbahçe ile Galatasaray arasında bariz gözüken ancak medyada çok dile getirilmeyen bir sağduyu farkı var. 2007'de orta sahaya bayrak dikmeyelim diye nöbet tutanlar, dün akşam orta sahada ortamı germeye çalışıyordu. Ondan sonra samimiyetsiz "biz masumuz" açıklamaları... Yersen... Neyse ki bu numarayı yemedik ve futbolcularımızın da çabasıyla tribünler sakinleşti ve saha kapatma cezası önlendi diye düşünüyorum.
Şimdi... Öncelikle maça muzla gelip Eboue'ye muz atan sözde taraftara gelelim. REZALET! UTANÇ KAYNAĞI! Eboue'yi gram sevmem, karakterinden haz etmem. Zaten kendisi de maymun dansı yaptığını söylüyor ve yer yer komiklik yapmak için acayip hareketler yapıyor. Ancak ikisi çok farklı şeyler. Rakibin siyahi futbolcusuna sırf renginden dolayı maymun dersen; Webo'nun attığı golde sevinecek yüzü kendinde bulamazsın. Yazıklar olsun, allah kahretsin.
Bir diğer konu ise derbinin ötesine geçen Burak Yıldırım kardeşimizin bıçaklanarak öldürüldüğü haberi. Ben de her zaman sert bir taraftar olmuşumdur. Yeri gelir söver sayarsın, yeri gelir sinirlenirsin. Galatasaray 2 sezon öncesine kadar sevmediğim ezeli rakibimizdi. Sinirlensem de, kısa bir süre sonra sakinliğimi korurdum. Son 2 yıldır ortam o kadar çok geriliyor ki; benim bile içimde çok büyük bir rekabet nefreti oluştu. Sen üzülürsün, rakibin sevinir; ertesi yıl tam tersi olur. Bunlar sadece futbolun değil, hayatın içinde olan şeyler. Hiçbir şey candan daha kıymetli değil. Ben annemle yaşıyorum. Maçlardan geç döndüğümde merak eden annem; bir maçtan dönemediğim zaman ne olur düşünemiyorum. Zaten şimdi de maça gitmemi istemiyor. Medyanın, yöneticilerin, futbolcuların gerdiği taraftar iyice ne yapacağını şaşırmış durumda. Futbol bu ülkede asla sadece futbol olmadı. Ancak hiçbir zaman da bu kadar çirkinleştirilmedi, bu kadar alçaltılmadı. Sırf üzerinde Galatasaray/Fenerbahçe forması var diye insan öldürmek nasıl bir ruh halinin getirisi olabilir ki ? Yazıklar olsun. Allah rahmet eylesin, mekanını cennet eylesin demekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Şimdi ne olacak ? Fenerbahçe açıklama yayınladı. Galatasaray da bir başsağlığı diler. Bu başsağlıkları da Tweet tadında, 2 satır oluyor zaten. Sonra herkes birbirini sağ duyuya davet eder. Yeni sezon ile birlikte ortam yine gerilir ve hayat kötü akışını sürdürür. Lütfen derbi gelenekleri sahalarda ve tribünlerde kalsın. Lütfen futbol dışı bu olaylar da gelenek haline gelmesin.
Sözün bittiği yer...
Şampiyonluk ve Avrupa hedefinin gitmesinden dolayı elbette içim buruk ve heyecanımın az olduğu bir derbi bekliyordum. Derbidir neticede, her zaman heyecanı oluyor. Ortada bir de Kadıköy'de seriyi 14 yıla çıkarmak varken, e maç da tempolu başlamışken heyecanlanmamak elde değil. Galatasaray her sene seriyi bozma ümidiyle geliyor. En umutlu oldukları 2 maçtan biriydi. Birincisi Aragones dönemindeydi. Her iki maçta da oynamadan öne geçtiler, her iki maçta da üstünlüklerini koruyamadılar. Fenerbahçe her iki maçta da üzerine düşeni yaptı. Stressiz bir Fenerbahçe çok daha farklı bir kimliğe bürünüyor. Rahatlıktan bahsetmiyorum, stressizlik olarak farklı bir pencerede değerlendirmek gerekir. Yediğimiz gole erken toparlandık ve peşpeşe attığımız 2 gol ile maçı çevirdik. Webo'nun ilk golü de Alex'in Arena'da attığı galibiyet golümüze bir selam gibiydi. Galatasaray zaten 1 puanı bile haketmeyen bir oyun oynadı. Fenerbahçe de 3 puanı hakeden futbolu oynayınca galibiyet geldi. Kalecisiz yenmediğimiz kalmıştı, o da oldu. Bunlar normal, olağan, olması gereken, olacak şeyler. Kötü olan aslında anormal olup normalleşmiş gözüken davranışlar. Volkan... Abim gibi severim, çok da büyük kaleci. Bu sezon kötü ama kariyeri ve başarıları müthiş. Sabri Sarıoğlu; herkesin alay konusu olmasına rağmen objektif bakıldığında sessiz-kendi halinde birisi olarak tanımlanabilir belki... Akşam Sabri'nin ortamı germesi ve Volkan'ın buna cevap vermesine de bir yere kadar eyvallah. Ama iş boğaz boğaza olacak duruma gelmemeli. Şu ortamda futbolcular buna müsaade etmemeli.
Fenerbahçeliliğimi bir yana bırakarak söylemek gerekirse... Dün akşam beklediğimden çok daha temiz bir maç oluyordu. Ancak Galatasaraylı futbolcuların ortamı germe çabaları anlamsızdı. En az tribünleri kadar bilinçsiz bir futbolcu topluluğu Galatasaray. Fenerbahçe taraftarında son 2 senenin birikmişi var, buna rağmen sağduyu iyiydi. Elbette suçu tek tarafa yıkmak olmaz. Volkan'ın tavrı hoş değildi. Hadi ortamın gerginliğini geçtim, 3 değişiklik hakkı dolmuş; sen kaptansın ve takımını kalecisiz bırakmayı göze alıyorsun. Meireles'in Belarus'ta yaptığından çok farklı bir durum değil. Drogba... 4 ayda ne kadar da değişmiş. O çok sevdiğim, hayranı olduğum Drogba'ya olan sevgimi askıya almıştım eyvallah. Ama şu tahrik edici davranışlarından sonra inanılmaz soğudum. Riera, Eboue, Amrabat, Melo... Ortamı geren oyunculara bakın. Hepsi yabancı. Bu adamlar nasıl bu kadar fanatikleşebiliyor ? Webo, Sow, Zan, Salih, Hasan Ali, Semih Kaya, Muslera en ufak bir gerginlikte yok. Neyse; karalama değil, gördüğümü yazıyorum. Çok da karalıyor gibi gözükmek istemiyorum ve samimiyetle yazdığımı belirtmek istiyorum. Maç bitmiş, Fenerbahçe taraftarında ve futbolcusunda buruk bir sevinç var. Senaryo belli... Taraftar takımı tribüne çağırır, sezon için teşekkür eder, alkışlar ve soyunma odasına yollar. Ama o da ne ? Galatasaraylı futbolcular yine orta sahada, yine ortamı germe ve Fenerbahçe'ye ceza aldırma peşinde. 2007'de biz de Sami Yen'e şampiyon gittik. Bize yapılanlar ortada, bizim yaptıklarımız ortada. Fenerbahçe ile Galatasaray arasında bariz gözüken ancak medyada çok dile getirilmeyen bir sağduyu farkı var. 2007'de orta sahaya bayrak dikmeyelim diye nöbet tutanlar, dün akşam orta sahada ortamı germeye çalışıyordu. Ondan sonra samimiyetsiz "biz masumuz" açıklamaları... Yersen... Neyse ki bu numarayı yemedik ve futbolcularımızın da çabasıyla tribünler sakinleşti ve saha kapatma cezası önlendi diye düşünüyorum.
Şimdi... Öncelikle maça muzla gelip Eboue'ye muz atan sözde taraftara gelelim. REZALET! UTANÇ KAYNAĞI! Eboue'yi gram sevmem, karakterinden haz etmem. Zaten kendisi de maymun dansı yaptığını söylüyor ve yer yer komiklik yapmak için acayip hareketler yapıyor. Ancak ikisi çok farklı şeyler. Rakibin siyahi futbolcusuna sırf renginden dolayı maymun dersen; Webo'nun attığı golde sevinecek yüzü kendinde bulamazsın. Yazıklar olsun, allah kahretsin.
Bir diğer konu ise derbinin ötesine geçen Burak Yıldırım kardeşimizin bıçaklanarak öldürüldüğü haberi. Ben de her zaman sert bir taraftar olmuşumdur. Yeri gelir söver sayarsın, yeri gelir sinirlenirsin. Galatasaray 2 sezon öncesine kadar sevmediğim ezeli rakibimizdi. Sinirlensem de, kısa bir süre sonra sakinliğimi korurdum. Son 2 yıldır ortam o kadar çok geriliyor ki; benim bile içimde çok büyük bir rekabet nefreti oluştu. Sen üzülürsün, rakibin sevinir; ertesi yıl tam tersi olur. Bunlar sadece futbolun değil, hayatın içinde olan şeyler. Hiçbir şey candan daha kıymetli değil. Ben annemle yaşıyorum. Maçlardan geç döndüğümde merak eden annem; bir maçtan dönemediğim zaman ne olur düşünemiyorum. Zaten şimdi de maça gitmemi istemiyor. Medyanın, yöneticilerin, futbolcuların gerdiği taraftar iyice ne yapacağını şaşırmış durumda. Futbol bu ülkede asla sadece futbol olmadı. Ancak hiçbir zaman da bu kadar çirkinleştirilmedi, bu kadar alçaltılmadı. Sırf üzerinde Galatasaray/Fenerbahçe forması var diye insan öldürmek nasıl bir ruh halinin getirisi olabilir ki ? Yazıklar olsun. Allah rahmet eylesin, mekanını cennet eylesin demekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Şimdi ne olacak ? Fenerbahçe açıklama yayınladı. Galatasaray da bir başsağlığı diler. Bu başsağlıkları da Tweet tadında, 2 satır oluyor zaten. Sonra herkes birbirini sağ duyuya davet eder. Yeni sezon ile birlikte ortam yine gerilir ve hayat kötü akışını sürdürür. Lütfen derbi gelenekleri sahalarda ve tribünlerde kalsın. Lütfen futbol dışı bu olaylar da gelenek haline gelmesin.
Sözün bittiği yer...
Devlet takımı olduklarındanmıdır bilmem, medya tamamen bunların elinde...
Maç analizine ise çok güzel başlamış ve çok güzel bitirmişsin, kalemine sağlık arkadaşım.
çok güzel bi maçtı