1 saat önce
- Anasayfaya Dön »
- Euro 2012 , Futbol , Milli Takımlar »
- İtalya 4 - 2 İngiltere | Çeyrek Final
Yazan : steven_stiffler
25 Haziran 2012 Pazartesi
Euro 2012 hakkında çok yazamıyorum ama pek çok maçı izledim. İspanya'ya karşı aşırı bir antipati beslemeye başladım. İspanya'nın Fransa karşısında oynadığı bayıcı futbola çok fazla dayanamadım ve yerine film izlemeyi tercih ettim. Öyle uyutucu bir İspanya-Fransa maçının ardından böylesi zevkli bir İtalya-İngiltere maçı gelmesi futbol adına müthiş oldu. Blogda tek yazabildiğim İtalya-İspanya maçıydı. Yine turnuvanın en iyi maçlarından birisiydi. Öyle bir maçı İspanya'nın oynaması da şaşırtıcı ya, her neyse... Dün daha güzelini, daha zevklisini izledik.
Maç müthiş başladı, müthiş devam etti. İtalya'da etkisiz eleman Motta'nın yerine Montolivo tercihi çok yerinde oldu. Prandelli ilk iki maçta savunmayı üçlü kurmuş, De Rossi'yi de savunmada değerlendirmişti. Bu iki maçta çok pozisyon vermemiş, etkin bir futbol oynamış ancak galip de gelememişti. İki maçtır ise savunmayı dörtlü kuruyor ve beklerde Balzaretti ile Abate'yi değerlendiriyor. Balzaretti ve Abate; Maggio ve Giaccherini'ye göre defansif yönü daha iyi oyuncular. Ancak İtalya bu kez sorunu Barzagli ve Bonucci'den oluşan tandem bölgesinde yaşadı. Maçın başında İngilizler bu ikilinin zaaflarından yararlanarak pozisyonlar buldular. Chiellini'nin yokluğu çok göz çarpıyordu ki; İtalya maçı domine edince işler değişti. Orta sahada De Rossi, Pirlo ve Montolivo; İngilizlere çok net üstünlük kurdu. Herkes Pirlo'nun oyunu yönlendirmesinden bahsediyor da; Montolivo da en az Pirlo kadar iyi oynadı. Müthiş paslar attı. İngiltere'de orta sahada çok iyi isimler var. Ancak; Pirlo'ya karşı hepsinin yetenekleri kısıtlı kaldı. Balotelli'nin kaçırdığı goller yine saç baş yolduruyordu. Ancak Terry'nin de hakkını vermek lazım. Nesta'ya, Maldini'ye çok doyamadım ama Terry de izlediklerim için en iyi stoperlerden birisi. Hodgson'ın 60'da iki değişiklik birden yapıp oyunu dengelemesi İngiltere'ye çok birşey katmadı. Ezilen, her an gol yiyebilecek olan İngiltere; biraz toparlandı ve beraberliği kurtardı.
İtalya'da Prandelli'nin en çok eleştirildiği nokta; şüphesiz ki Di Natale'yi oyuna almayışı. Eleştirilere ben de katılıyorum. Balotelli çok etkiliydi ancak son vuruş yapamıyordu. Yorulmuş Cassano'nun yerine Di Natale beklerken; Diamanti oyuna girdi. Diamanti underrated bir futbolcudur, çok beğenirim. Dün de çok iyi oynadı ve son penaltıyı atmak ona yakışırdı. Ancak dünkü oyun şablonu Di Natale gerektiriyordu. Savunmanın arkasına atılan toplarla sayısız pozisyon bulan İtalya'da bu pozisyonlara daha kolay girecek ve gol atabilecek oyuncu Di Natale'ydi. 90. dakikasında iki takımın da birer tehlike bulduğu maçın uzatmalarında tek hakimiyet İtalya'nındı. Maçı İngiltere kazansaydı, hem İtalya adına hem de futbol adına üzülürdüm. Neyse ki penaltılarda da olsa kazanan İtalya oldu. Akıllarda ise Pirlo'nun penaltısı kaldı. Hem İtalyanlar, hem İngilizler; uzun zaman bu penaltıyı hatırlayacaktır.
Maç müthiş başladı, müthiş devam etti. İtalya'da etkisiz eleman Motta'nın yerine Montolivo tercihi çok yerinde oldu. Prandelli ilk iki maçta savunmayı üçlü kurmuş, De Rossi'yi de savunmada değerlendirmişti. Bu iki maçta çok pozisyon vermemiş, etkin bir futbol oynamış ancak galip de gelememişti. İki maçtır ise savunmayı dörtlü kuruyor ve beklerde Balzaretti ile Abate'yi değerlendiriyor. Balzaretti ve Abate; Maggio ve Giaccherini'ye göre defansif yönü daha iyi oyuncular. Ancak İtalya bu kez sorunu Barzagli ve Bonucci'den oluşan tandem bölgesinde yaşadı. Maçın başında İngilizler bu ikilinin zaaflarından yararlanarak pozisyonlar buldular. Chiellini'nin yokluğu çok göz çarpıyordu ki; İtalya maçı domine edince işler değişti. Orta sahada De Rossi, Pirlo ve Montolivo; İngilizlere çok net üstünlük kurdu. Herkes Pirlo'nun oyunu yönlendirmesinden bahsediyor da; Montolivo da en az Pirlo kadar iyi oynadı. Müthiş paslar attı. İngiltere'de orta sahada çok iyi isimler var. Ancak; Pirlo'ya karşı hepsinin yetenekleri kısıtlı kaldı. Balotelli'nin kaçırdığı goller yine saç baş yolduruyordu. Ancak Terry'nin de hakkını vermek lazım. Nesta'ya, Maldini'ye çok doyamadım ama Terry de izlediklerim için en iyi stoperlerden birisi. Hodgson'ın 60'da iki değişiklik birden yapıp oyunu dengelemesi İngiltere'ye çok birşey katmadı. Ezilen, her an gol yiyebilecek olan İngiltere; biraz toparlandı ve beraberliği kurtardı.
İtalya'da Prandelli'nin en çok eleştirildiği nokta; şüphesiz ki Di Natale'yi oyuna almayışı. Eleştirilere ben de katılıyorum. Balotelli çok etkiliydi ancak son vuruş yapamıyordu. Yorulmuş Cassano'nun yerine Di Natale beklerken; Diamanti oyuna girdi. Diamanti underrated bir futbolcudur, çok beğenirim. Dün de çok iyi oynadı ve son penaltıyı atmak ona yakışırdı. Ancak dünkü oyun şablonu Di Natale gerektiriyordu. Savunmanın arkasına atılan toplarla sayısız pozisyon bulan İtalya'da bu pozisyonlara daha kolay girecek ve gol atabilecek oyuncu Di Natale'ydi. 90. dakikasında iki takımın da birer tehlike bulduğu maçın uzatmalarında tek hakimiyet İtalya'nındı. Maçı İngiltere kazansaydı, hem İtalya adına hem de futbol adına üzülürdüm. Neyse ki penaltılarda da olsa kazanan İtalya oldu. Akıllarda ise Pirlo'nun penaltısı kaldı. Hem İtalyanlar, hem İngilizler; uzun zaman bu penaltıyı hatırlayacaktır.
Yorum Gönder