Yazan : steven_stiffler 19 Mart 2011 Cumartesi

Eleştirel bir yazı olacak. Biraz tepki göstereceğim. Yalnız bundan iyi gün taraftarı olduğum anlamı çıkmasın lütfen. Yalnız iyi gün taraftarı olmadığımı tanıyan herkes bilir. Fenerbahçe'de en beğenmediğim sporcuyu bile sert bir şekilde eleştirmem. Kendimi voleybol uzmanı sandığımı falan da düşünmeyin. Tamam sürekli maçlara gidiyoruz, ediyoruz ama maksat spor olsun, Fenerbahçemize destek olsun. 4 yıldır voleybolu düzenli olarak takip ettiğimi daha önce birkaç yazımda da belirtmiştim. Tamamen bu 4 yıl, biraz mantığım ve biraz duygularım üzerine yazacağım.

Geçen sezon yakaladığımız ivme ve başarı; voleybolu Türkiye'de popüler bir spor durumuna getirmişti. Mehmet Ali Aydınlar'ın düşüncesi de bundan ibaretti zaten. Fenerbahçe ile başarılı olmak ve voleybolu Türkiye'de sevilen bir spor konumuna getirmek. Bu doğrultuda sezon başı çok para harcadı. İki sezonda takıma iki şampiyonluk getiren, bir Final Four finali getiren; babacan insan Jan de Brandt'ı yanlış bir biçimde göndermekle başladı yeni sezon. Jan de Brandt'ın kalmasını savunanlardan birisiydim. Onun iki sezonunu da düzenli takip etmiş biri olarak; Telekom,Vakıfbank ve Eczacı gibi üç önemli takımla mücadele vermiş; elindeki kısıtlı kadroyla, Anja ile, Marina ile, Parkhomenko ile şampiyonluğa gitmişti. O sezon için Seda ve Eda'nın üst düzey performans gösterdiğini ve Korotenko gibi müthiş bir liberoya sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Ama onun dışında gerçekten sıradan oyunculardan kurulu bir takımdık. Geçen sezon ise; Nati gibi dünya voleybolunda tanınmış bir isim ve Gamova gibi dünyanın 1 numarasını getirmiştik. Diğer yabancılarımız ise vasat Dirickx ve iyi bir rotasyon oyuncusu olan Atom Karınca Alice Blom'du. Kadro lig için yeterliydi. Ancak Avrupa'da başarı beklemek çok gerçekçi bir hedef değildi. Buna rağmen o takım ligde geleni geçeni 3-0 ile geçerken; sezonu kupalarla ve Avrupa 2.liği ile tamamladı. Yapılması gereken; Jan hocayla sözleşme yenileyip, gerekli transferleri yapmaktı. Yapılmaması gereken ise; Zico'ya da yapılandı. Takımın başarılı hocasını değiştirmek ve kimyasını bozmaktı.

M. Ali Aydınlar takımının kalitesinin farkında olmasına rağmen; çıta yükseltti. Gamova'yı elde tutamayacaktık. Alice ve Frauke yetersizdi. Tek handikap yabancı sayısının düşmesiydi. Gidenlerin yerine alabileceğimiz en iyi isimleri aldık. Kasia dünyanın sayılı pasör çaprazlarından birisi. Şaşkova zaten bir voleybol efsanesi. Fürst dünyanın en iyi orta oyuncusu. Ze Roberto da dünyanın sayılı antrenörlerinden. Ancak hesap edilmeyen bu isimlerin takımın kimyasına uyum sağlayıp sağlayamayacağıydı. Bayan voleybolunda oyuncuların çok farklı egoları ve kaprisleri yok. Bugün iki kızı tanıştırın, yarım saat yanlarından ayrılın. Geri döndüğünüzde can ciğer kuzu sarması olduklarını görürsünüz. Dolayısıyla takımda da oyuncular arasında bir uyumsuzluk olacağını düşünmüyordum. İş hocada bitiyordu. Çünkü Naz,Seda,Çiğdem gibi değerlerin arka plana düşme durumu söz konusuydu.

Ze Roberto takıma geç katıldı. Gelene kadar takımda bir sıkıntı da yoktu. Bence Kamil abi çok iyi idare de ediyordu. Jan de Brandt varmış gibi idare ediyordu. Ze Roberto geldiğinde takım farklı bir kimliğe bürünmeye başladı. Her hocanın belli bir stratejisi ve karakteri vardır. Tabi ki takım buna uymak zorundadır. Ancak kısa zamanda da olsa; kimse Jan de Brandt'tan aldığı güven duygusunu Ze Roberto'dan alamadı. Takım çok sıradan rakiplere set vermeye başladı. Set verilmesi voleybolda tabi ki bir ölçü değil. Fakat Jan de Brandt yönetiminde Eczacı ve Vakıf'a bile set vermeyen bir oyun yapımız vardı. Ze Roberto'nun bir türlü tutturamadığı maya, peşinde hatalarını da getirdi. Hoca sezon boyunca hatalar yaptı. Hataların üzerinde durmak yerine; aynı şeyleri tekrarlamaya devam etti. Nedir bu hatalar? Sayalım;

  • Çiğdem'in orta oyuncu olarak değil de smaçör olarak kullanılmasında ısrar etmesi.
  • Naz'ın üzerinde çok fazla durmaması. Naz'a pek fazla katkı vermemesi.
  • Elindeki geniş kadroya rağmen, sezon boyunca aynı oyuncularda ısrar etmesi. Şaşkova ve Nati'yi özellikle hiç dinlendirmediğine şahit olduk. Yedek oyuncuları hiç değerlendirmedi. İpek Soroğlu takımda var mı yok mu belli değil. Yağmur çok iyi bir smaçör bence. Çok iyi sıçrıyor, ligde pek çok takıma karşı etkili oynayabilir. Ancak kenarda amigoluk yapıyor.
  • Oyuncu değişiklikleri konusunda çok yetersiz bir hoca olduğunu gösterdi. En rahat maçlarda bile genç ve yedek oyunculara şans tanımadı. Son zamanlarda da bloğun boyunu uzatma adı altında yaptığı standart Kasia,Fofao'yu çıkar; Naz ve Seda'yı oyuna al değişikliği var. Tıpkı bugünkü gibi...
  • Oyuna müdahalede ya geç kalıyor ya da yetersiz müdahaleler yapıyor. Bugün 7-2'deyken müdahalede bulunmaması buna en acı örnek maalesef.
Vakıfbank çok iyi takım, kabul. Ancak Fenerbahçe maçlarına ekstra motive oldukları da bir gerçek. Ellerindeki kozlardan sadece Poljak birinci sınıf bir oyuncu. Glinka ortalamanın üstünde, bizi zorlayacak düzeyde bir oyuncu. Nikolic'i oldum olası beğenmem. Yerlileri fena değil. Ancak dediğim gibi; sadece Poljak'ı büyük bir koz olarak görüyorum. Guidetti yönetiminde çok iyi bir takım olmuşlar. Çok hırslı oynuyorlar. Açıklarını kapatıyorlar. Zaman zaman da Japon savunması yapıyorlar ki; o savunmayı aşmakta zorlanıyoruz. Gizem gibi sıradan bir liberoyla bu savunmayı yapmak büyük başarı. Bugün yine öyle savunma yaptılar, öyle direndiler ki ; bizim oyuncularımızın dirençleri kırıldı.

Hiç bir oyuncuyu suçlamıyorum. Bugünün ve bu sezonun kaybedilmesindeki en büyük sorumlu Ze Roberto'dur. Takımın kimyasını bozan M.Ali Aydınlar'ın da payı var muhakkak. Ancak başkana güvenim sonsuz benim, ders çıkarır; gerekeni yapar. Ligde de şampiyonluğu cepte görmüyorum artık. Kupa ve Avrupa olmadı. Dünya Kupası'nda güçsüz takımlarla oynadık ve kazandık. Ligde ise bizi zorlayacak bir Vakıfbank gerçeği var. Seneye 3 yabancı kuralının dışına çıkmamak üzere bir takım kurulmalı. Naz, Seda, Yağmur gibi oyuncular değerlendirilmeli. Özellikle Naz ve Seda muhakkak değerlendirilmeli. Naz ki; genç yaşında üst düzey pek çok maça çıkmış bir oyuncu. Seda'nın yeteneği tartışılmaz. Yabancı seçimimiz Nati, Pasör Çaprazı,Orta oyuncu şeklinde olmalı. Mevcut kadro üzerinden yazarsak; Nati, Kasia ve Fürst ile yola devam etmeliyiz. Hoca olarak ise; sezon sonunda Ze Roberto ile yollar ayrılmalı. Mümkünse Jan de Brandt geri gelsin. Ev sahibi olduğumuz bu büyük organizasyonda böyle bir şekilde elenmek çok kötü bir duygu. Bir daha kolay kolay kendi evimizde oynamak nasip olmaz belki ama inanıyorum; bir kaç seneye bu kupayı mutlaka kazanacağız. Canınız sağolsun Sarı Melekler...

One Response so far.

  1. twilost says:

    ilk kez canlı izledim Sarı Melekleri, ama bu sene 3-4 maç hariç her maçı fbtvde yayınlanan-canlı&özet- izledim. kağıt üstünde geçen seneden kat ve kat güçlü olup oyunda bu kadar kötü olmak oyuncularla açıklanabilecek bir şey değil. zeroberto bu takımı mahvetti, ama suç ZeRoberto ve sahadaki versiyonu Fofao'da değil Aydınlarda. Bu sene Eczacıbaşı da para harcadı Vakıfbank da. Ben Vakıfbank'ın yazdığın gibi bizden daha alt seviye bir takım olduğunu hiçbir şekilde inanmıyorum. kuralar öyle ayarlanmasaydı bugün burhan felekte 3 türk takımı oynayacaktı ve bu 3lüden daha iyi bir avrupa takımı olduğuna da inanmıyorum. 2si de yıllardır sahip oldukları voleyboldaki forsu bize kaptırmak istemiyordu, doğaldır. Onlar parayı doğru şekilde harcarken biz çarçur ettik.Başarıyı satın alamadık işte.. yarın Vakıfbank haklı bir şekilde şampiyon olucaklar, stres yapmazlarsa. Stres demişken, takım hocasız oynar gibi olmasına rağmen stres yapmasa gene de finale çıkıp kupayı alacaktı. Lig şampiyonluğunun da kaybedilmesini istemiyorsa Aydınlar hızlı bir hamle yapmalı.
    -Yağmurla İpek durumlarından memnunlar mı bilmiyorum, Yağmur çok heyecanlı ve mutlu gözüküyordu bugün, ama şu an kendilerine yazık ediliyor. Bu takımda oynayabilecek kadar iyiler..

    *Yağmur Beşiktaş ve Eczacıbaşının eski oyuncusu, bugün şans eseri 2 ve 4. setlerde yedeklerin durduğu yerin dibindeydim. Gerçek bir taraftar izlenimi yaratıyor, herkes takımın oyuncusu ama onda daha bi fazlası var. Merak ettim taraftarlık boyutunu

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -