Yazan : steven_stiffler 3 Eylül 2013 Salı

Son 1 haftadır futboldan ve gündemden bağımsız bir şekilde tatildeydim. İnternet erişimim kısıtlı olduğundan ve tatil amacım eğlenmek ile birlikte kafa dinlemek olduğundan pek gündemi takip etmek istemedim. Beklenen eninde sonunda olacaktı. Gareth Bale gidecekti. Benim daha çok merak ettiğim yerine kimin alınacağıydı. Tottenham bu süre içerisinde Eriksen, Lamela ikilisiyle Bale'in yerini doldurmaya yönelik transfer yaparken; Chricheş ile de savunmaya takviye yaptı.

Andre Villas-Boas geçen sezona kötü bir giriş yapmış, takımın taşlarıyla oynayarak benim de önyargımı kazanmıştı. Ancak kısa sürede tüm önyargımı yıktı ve takımda taşları yerine oturtarak iyi bir sezon geçirmişti. Yıllardır parası olmasına rağmen büyük transferler yapmayan Tottenham, bu sezon hem büyük para kazandı, hem büyük para harcadı. Tabi sadece Bale'den kazandığı dünyanın parası... Harcadığının lafı bile olmamalı. Roberto Soldado ile birlikte en çok para verdiği isim 21 yaşındaki hücumcu Erik Lamela oldu. Yanlış hatırlıyorsam düzeltin, bu Erik Lamela küçüklüğünde 23 Nisan'da ülkemize gelmişti diye hatırlıyorum. Yoksa o Arjantinli "Yeni Maradona" başkası mıydı ? Her neyse... Geçen sezon Roma'nın en iyi oyuncularındandı. Hem sağ kanat, hem sol kanat, hem de ikinci forvet gibi oynayabiliyor. Tam bir Gareth Bale alternatifi yani. Genç yaşı, İtalya gibi sert bir ligden İngiltere'ye gelmiş olması, tempo oyununa yatkın olması pek çok avantajı. Tottenham için olumlu bir transfer hamlesi diyebiliriz herhalde. Yine de Gareth Bale bambaşkaydı tabi ki... Belki de Tottenham'ın görüp görebileceği en iyi oyuncuydu. Belki de Tottenham'ı şampiyonluğa taşıyabilecek tek oyuncuydu.

Yine 21 yaşında bir başka yıldız adayı Tottenham'ın yolunu tuttu. Christian Eriksen için henüz "yıldız" diyemiyorum. Hollanda Ligi'nden pek çok yıldız adayı çıkıp, sert liglerde başarısız olabiliyor. İngiltere'de yeteneklerini göstermek için yeterli şansı bulabileceği aşikar. Geçen sene Avrupa Şampiyonası'nda beklenen patlamayı yapsaydı; geçen sene büyük bir transfer yapardı. Bu kadar gözde bir ismi 13 Milyon'a transfer etmek de başarı. Üstelik Ajax gibi futbolcu fabrikası bir takımdan... Eriksen transferinin de dikkat çekici olduğu gerçek fakat kendisine zaman tanınmalı. Eriksen, Holtby, Chadli, Sigurdsson, Lamela her biri genç ve gözde oyuncular. Tottenham bu hücum hattıyla dikiş tutturursa müthiş yıllar Tottenham'ı bekliyor olacaktır. Bu transferlerle birlikte umarım Lewis Holtby kızağa çekilmez. Kendisi geçen gün Reserve takımda oynamış.

Vlad Chiriches için çok olumlu referans olmasına rağmen, çok fazla izlemediğim bir oyuncu olduğu için yorum yapmak istemiyorum. Tottenham'ın ihtiyacı var mıydı ? Varsa ne kadar vardı ? İngiliz Caulker'ın takımda tutulması bence çok daha mantıklıydı. Ben Caulker'ın, Cardiff küme düşse bile gelecek yıllarda iyi takımlarda devam edeceğini ve milli takımın önemli isimlerinden olacağını düşünüyorum. Chiriches için ise; geçen sezon Uefa Avrupa Ligi'nde oynadığı başarılı futbol elbette ki olumlu bir referans. Bu arada eldeki isimlerden Kaboul'u bir gün Fenerbahçe formasıyla görmeyi çok istiyorum. Geçen sezon verimli olamamasına rağmen AVB bu sezon onu gözden çıkarmadı. Ama muhtemel stoper ikilisi yine Dawson-Vertonghen olacaktır. Olmalıdır da...

Gel gelelim, dünyanın en iyi 3 futbolcusundan biri olan Gareth Bale'e... Hep Messi ile Ronaldo'nun arkasında kaldı. Normal, ikisinin de kalitesi insanüstü. Eğer Gareth Bale, Tottenham'da değil de Manchester United'da olsaydı; bugün çok daha farklı bir yerde olabilirdi. Yine de insanın içi burkuluyor. Tottenham'da güzeldi Bale... "Ha oldu, ha olacak" diye beklenirken kaybolup gidecek gibiydi. Sonra birden Redknapp ile kendini buldu ve inanılmaz işler yaptı. Tottenham'ı yükselten bir değer Harry Redknapp ise; bunu yapmasındaki en büyük yardımcısı ve işlerin devamını sağlayan isim Gareth Bale'di. Real Madrid çok büyük vitrin. Futboldan, kupalardan, 3 puandan çok daha önemli şeyler var Real Madrid'de... Bir televizyonu şovu, bir sinema filmi, bir düşler sahnesi. Bale de burada hakettiği saygıyı fazlasıyla görecektir ve bu sezon Ronaldo ile birlikte Real Madrid'i zirveye taşıması muhtemeldir. Ben Ancelotti'nin de hocalığını beğenirim, büyük hoca. Çok üzüldüğüm iki şey var. Birincisi; Bale'in Tottenham'da bir kere olsun şampiyonluk yaşamasını isterdim. İkincisi ise; Adebayor ve Defoe ile değil de, gerçek bir 9 numara olan Soldado ile performansını görmek isterdim.

Andre Villas-Boas'ın takımın taşlarıyla bu kadar oynaması ve bu kadar yeni ismi kadroya katması; Tottenham'ı tam bir Football Manager takımı yaptı. Bakalım getirisi ve götürüsü neler olacak ? Bu arada tatil dolayısıyla; Fenerbahçe'nin Eskişehir, Arsenal ve Sivas, Tottenham'ın Dinamo Tiflis ve Arsenal, Lazio'nun da ilk iki hafta maçlarını kaçırdım. Tottenham-Arsenal en sevdiğim derbi, her zaman söylerim. İzleyememek kötü ama vakit bulursam geniş bir özetten bakıp, hakkında bir şeyler karalayıp, arşivimde yer almasını isterim.

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -